31 Mart 2020 Salı

KARPUZ APARTMANI - 45. Bölüm

Sevgili Karpuz Apartmanı sevenler, bu bölümü, 2020 Mart ayında yazıp, çizmiştim. Salgın yeni çıkmıştı ve maske bulunmuyordu. 
 

Komşular Corona'lı zor hayata devam ederken apartmanın
Uzay Yolu hayranı kapıcısı Sait Efendi komşularına
bir gece önce gördüğü rüyayı anlatıyordu.




"Servise çıkıyorum kedici teyze. Bişi lazım mı?
Bu lanet virüs
asabımı bozdu. Gece çuk acayip bi ürya gördüm."




"Hayrolsun evladım ne gördün?"



"Mister Spak elinde Corona virüsüyle top oynuyordu."



"Doktor MakKoy da Atılgan'ın mürettebatına 
el sabunlamayı öğretiyordu."



"Sonacıma, Kaptan Körk na büle koca bi taşla gelip
 virüsü ezdi. Ama o eziyo, virüs kaçıyo, işte büle..."



"Hehehehe, bu rüya bi güzel yerleri çamaşır suyuyla sil
anlamına geliyor bence."



" Zaten sildim sabah erkenden, kedici teyze.
Allah bir an önce kurtarsın dünyayı bu musibetten."

"Amin, amin ama duayla değil
bilimle oluyor bu işler."



"Günaydın komşular bana müsaade kaçtım; yaşlıların
sokağa çıkması yasak ya, yaşlı bir teyzeye yardıma gidiyorum, ekmeğini filan alacağım. Sağ olsun iyi de bahşiş veriyor. Hi,hi, hi...."



"Gız hele bak? Senin herif seyirte seyirte nereye gidiyoo?"


" 80 yaşında tek başına yaşayan bir teyzeye ekmek filan
alıyormuş Huriye teyze. "




Huriye kaynana bunu yemedi 
"Hmmm...." dedi. İçinden
"Bi yerlerinden bi şeyle peydah etmiyosa ben de Huriye değilin" diyordu.


Gerçekten de Che Niyazi'nin ziyarete gittiği
kadın 80 yaşında gibi göstermiyordu:)


"Hehehehe, karım sana selam gönderdi, 
ellerinden öpüyormuş hatta hehehehe."
"Ne çakalsın sen Che Niyazi!"


O sırada  uzaktan eğitime devam eden
ufaklıklar ağlamaya başladılar.


"Üüüüüü!" 



"N'oldu yine?"



" İngilizce'de öytmen notumuzu kıydıııı!"



"Olur böyle şeyler çocuklar. Ne sordu da 
bilemediniz?"



"Ayılar ne yer? diye soydu."


"E, çok kolay soru. Bal yer tabii ki."



"Ama şıklar arasında bal yoktu. 
Söz istedik bal yok diyecektik 
ama öytmen söz de veymedi."



"Allah! Allah! Neler vardı peki şıklarda?"



"Elma, üzüm, kavun, armut. Biz de
ayılay bal çok seviyo diye en tatlı olan kavunu seçtik."



"E, doğru yapmışsınız."



"Ama armut olacakmış."



"Böyle saçma soru görmedim Zeynep'ciğim.
Bu çocuklar zoolog mu? Ayının ne yiyeceğini bilsin?"



"Evet!Ayrıca ayının armut
yemesi mecazi anlamlıdır."



"Babanız haklı. Bir şeyin en iyisine bazen hiç hak etmeyen
insanlar sahip olur anlamındadır."



"Ayı di mi bu? Canı ne cekese onu yir, ister balık yir, 
istese insan bile yir, hay o örtmenide yiyesice"


Ve Halim telefona koştu


"Bu çocuklar sizden söz istemiş şıklarda bal niye yok demek için
söz vermemişsiniz! BİR!"



" Bir dolu bilimsel makaleye baktım ayılar bal yer diye yazıyor İKİ!" 
Armudun iyisini ayılar yer mecaz anlamlıdır ÜÇ!



Haklı bile olsanız,  notunu kıracaksanız tabiat bilgisi dersinden kırın niye İngilizce'den kırıyorsunuz? DÖRT!
 Eeee?"



"Kusura bakmayın, haklısınız. Düzelteceğim."

Böylece yanlış hesap Bağdat'tan döndü:)


"Yaşasın!.."


O sırada çöpçatan teyzeler geldi


"Komşular merhaba, maske için pratik bir çözüm bulduk.
kullanmadığınız, eski sütyenleri topluyoruz
Onlardan maske yapacağız. 155 de bir ışınla dezenfekte edecek. Herkese dağıtacağız. Ama merdivenleri çıkmaya
üşeniyoruz dizlerimiz ağrıyor."




"Tamam çöpçatan teyzeler, siz merdivenleri çıkmayın,
 eşimle ben toplarız."




Az sonra sepetin içi eski sütyenlerle doldu.
Son daire olarak asabi emekli komiser Şaban beyin dairesi kalmıştı ki ...



"Hiii! Ocakta yemek vardı yanmasın...tut sepeti bir dakika!
Hemen geliyorum."


Ancak Burak çoktan zile basmıştı..


"Ne var?"



"Şey...şey...ka...ka...karınızın..."


"Evet? "


"Ka....ka...karınızın...sssghfs"


" EVETTT? "



"Karınızın sütyenini alacaktım mas..."


"NEEEE! Çabuk şehadet getir lan sapık!"


" Şaban Bey! Durun! Yanlış anladınız! 
Maske yapıyoruz, tüm komşulardan topluyoruz!"


Eşinin sayesinde Şaban bey tetiğe basmadı
Burak mosmor bir gözle kurtuldu.


"Grrrrrr!....Bak bu iki oluyor bi da acımam!
 Entel dantel salak!"



"Kavga yok komşular, hadi kaçtım. Yaşlılara hizmet vazifemiz bu zor günlerde!"



"Sevaptır git tabii. Poğça yapmıştım bi tabak da
ona götür. Yaşlı kadıncağız yapamaz. 
Ellerinden öptüğümü de söyle"



"Oh! Sıcacık. Söylerim karıcığım, o da hep senin için
'el öpenleri çok olsun' diyor. Hihihi hadi kaçtım."



"Bu işin içinde bi bit yeniği yoğsa, ben de bişey bilmeyon!"


"Günahını almayalım komşular? Ya doğru söylüyorsa?"



"Gıızzz! Sen de pek safsın. 
Doğru söylüyorsa ben de firüse yakalanın. Allah
akıl dağıtırken sen neredeydin kii?"




"Huriye kaynana haklı. Peşine takıl,
çaktırmadan takip et."


"İyi de sokağa çıkmayın diyorlar nasıl takip etsin?"



" 155! Ne güne duruyor kızlar? O astronot gibi giysisini giyince
anan bile tanıyamaz seni."


😀

NOT: Eğitim sistemimizin içler acısı halini gözler önüne seren "ayılar ne yer"le ilgili  olay birebir yaşanmıştır. Olayı yaşayan değerli dostlarımın (ve aynı zamanda eski patronum)  izniyle sizlere aktardım. Tek farkla burada kurgu olarak diğer komşular da işin içine karıştı. :) 



BÖLÜMLER:

KARPUZ APARTMANI 23