ESKİ TÜRKİYE : Karpuzu herkes taneyle hatta birer, ikişer alırdı.
YENİ TÜRKİYE: Karpuz dilimle satılır oldu!
ESKİ TÜRKİYE: Yoksul da olsa insanlar evine ekmek götürürdü.
ESKİ TÜRKİYE: Seçimlerde hile yapılacağını düşünmezdik.
YENİ TÜRKİYE: Seçimlerde hile yapmasınlar diye sandıkların yanında sabaha kadar uyuyoruz. Mühürsüz oyları geçerli sayıp seçim kazanıyorlar!
ESKİ TÜRKİYE: Öğretmenler mezun olunca atanırdı.
YENİ TÜRKİYE: Öğretmenler atanamıyor, yıllarca bekliyor, inşaat işçisi olup düşüp ölüyor veya bunalıma girip intihar ediyor.!
ESKİ TÜRKİYE: İnsanların boşanması normal bir şeydi.
YENİ TÜRKİYE: Karı, koca boşanırsa veya boşanmaya kalkarsa, erkekler, karılarını, eski karılarını öldürüyorlar!
ESKİ TÜRKİYE: Bir işe girerken en yüksek puanı alan kişi ilk sıradan o işe alınırdı.
YENİ TÜRKİYE: Bir işe girerken en düşük puanı alsa da iktidar partisinin yandaşı işe alınıyor. Birincilikle sınavı geçen bunalıma girip intihar ediyor!
ESKİ TÜRKİYE: Sokaklarda sadece Türkler dolaşırdı.
YENİ TÜRKİYE: Sokaklarda 72 milletten terörist, ruh hastası, hayvan katili, hapishane kaçkını, katil, tecavüzcü, sapık, hırsız, arsız, uğursuz, potansiyel canlı bomba dolaşıyor!
ESKİ TÜRKİYE: Doktorların yanına girerken ceket iliklenirdi. İyileşince doktora çiçek, çikolata götürülürdü.
YENİ TÜRKİYE: "Doktor dövüyoz" diye övünüyorlar! Tayyip "Doktorlar giderse gitsin!" diyor. (Nasılsa yerine Suriyeli, Afganlı belki sahte diplomalı doktorlar getirecek)
ESKİ TÜRKİYE: Doktorlar, hemşireler hastaların hayatını kurtarırdı.
YENİ TÜRKİYE: Kürt ve pkaka' ya üyelikten hüküm giymiş herifi doktor yapmışlar! O da organize çete kurmuş; Türk bebeklerini öldürüyor! Bu sırf para hırsıyla açıklanacak bir şey değil. Koynumuzda akrep, yılan besliyoruz! Kürt halkı sürekli "mağduru" oynuyor ama kendi çocukları Narin'e yaptıkları ortada! Rojin'e ne yaptılar belli değil.
ESKİ TÜRKİYE: Zeytin, peynir fakir yemeğiydi. Alttaki 900 gr. peynir 223 TL. (Migros Sanal Market)
YENİ TÜRKİYE: Zeytinin, peynirin hele kaşar peynirin yanına yaklaşılmıyor. Ayda bir, iki kez ancak et alınıyor. Kadınlar marketten bebek maması, bebek bezi çalıyorlar!
ESKİ TÜRKİYE: İnsanlar, çocuklarını mutlaka okuturdu.
YENİ TÜRKİYE: Milyonlarca çocuk okula kayıt yaptırmamış. Cahil kalacaklar, doğru dürüst bir işleri olmayacak. Kızlar önlerine ilk çıkan "müsait" damat adayı ile evlendirilecek, beş, altı çocuk yapacak; erkekler sanayide, orada burada çalışacak; belki çetelerin eline düşecekler.
ESKİ TÜRKİYE: Ordumuz halkın en güvendiği kurumdu.
YENİ TÜRKİYE: Ordumuza tam üç kumpas kuruldu: Balyoz, Ergenekon, 15 Temmuz!
ESKİ TÜRKİYE: Mustafa Kemal sözcüğü ile başbakanlar, siyasetçiler dahil herkes gurur duyardı.
YENİ TÜRKİYE: Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyenlere "darbeci" deniliyor!
ESKİ TÜRKİYE: Kadınlar, genç kızlar başlarını Fetö icadı türbanla örtmezdi.
YENİ TÜRKİYE: Kadınlar, genç kızlar başlarını Fetö icadı türbanla sımsıkı örtüyor, erkek görünce öcü gibi korkuyor, panikliyorlar. Eniştelerinin yanında bile başlarını açamıyorlar sanki açarlarsa enişteleri kendilerine tecavüz edecek! Sapık sapık paranoyakça fikirlere kapılmışlar!
ESKİ TÜRKİYE: Başkent Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği vardı. Adı üstünde bu çam ormanı Atatürk'ün Ankara halkına armağanıydı. Çam havası, bol oksijen alsınlar, çimenlerde piknik yapsınlar diye. Bir de aynı isimli meşhur dondurması, sütü, yoğurdu vardır. (Onlar hâlâ duruyor neyse ki)çok lezzetlidir. Ben de çocukken ailemle orada pikniğe gittiğimizi hayal meyal hatırlıyorum.
YENİ TÜRKİYE: Ormandaki ağaçları kestiler! Tayyip'e saray yaptılar. Yetmemiş ABD büyük elçiliğine ek bina yapacaklar diye yazmıştı basın. Ne durumda bilmiyorum.
ESKİ TÜRKİYE: Atatürk ismili bir dolu stadyum vardı.
YENİ TÜRKİYE: Atatürk isimli stadyumların isimleri değiştirildi!
ESKİ TÜRKİYE: Atatürk Havaalanı dünyanın 3. büyük havaalanıydı.
YENİ TÜRKİYE: İsmi Atatürk olduğu için bu güzel havaalanı yıkıldı, dümdüz edildi!
ESKİ TÜRKİYE: Başlar açık ve insanlar namuslu, ahlâklı, dürüsttü.
YENİ TÜRKİYE: Başlar kapandı ama Müge Anlı programlarında gördüğümüz başı kapalı namussuzlar türedi. 70 yaşında dedeler, para içinTikTok' larda etek giyip, göbek atmaya başladılar. Kısaca, ekonomi bozuldukça, ahlâk da bacadan kaçtı.
ESKİ TÜRKİYE: 1 Dolar = 1, 67 TL
YENİ TÜRKİYE: 1 Dolar = 34 TL: kısaca, Türk parası pul oldu.
ESKİ TÜRKİYE: İnsanlar düğünlerde tam altın, çeyrek altın takardı. Bilezik takardı.
YENİ TÜRKİYE: İnsanlar düğünlerde değil çeyrek gram altın zor takıyorlar.
ESKİ TÜRKİYE: İnsanlar birbirine laik - muhafazakar, başı açık - başı kapalı diye düşman değildi.
YENİ TÜRKİYE: İnsanlar birbirine düşman oldu. Hele 15 Temmuz kumpasından sonra akrabalar birbirine düşman oldu!
ESKİ TÜRKİYE: Bol bol yağmur yağardı, kışın bol bol kar yağardı.
YENİ TÜRKİYE: Ağaçlar kesilip, beton TOKİler yapılınca, kuraklık oldu. Göller, dereler kurudu. Ülkenin bereketi gitti.
ESKİ TÜRKİYE: Çiftçi, köylü vardı. Eken, biçen...
YENİ TÜRKİYE: Çiftçiler "Çiftçilik bitti, süt veren hayvanlarımı kestim! Yem fiyatı, gübre fiyatı yetişemiyorum, domatesim, şuyum, buyum tarlada kalıyor, satılmıyor" diye feryat ediyor! Hangi yıldı soğan kuyruğuna bile girdik! Çuvalla alınan soğanı, pahalılıktan kiloyla alıyoruz!
ESKİ TÜRKİYE: Sokaklar güvenliydi.
YENİ TÜRKİYE: Surlardan kadın kafası atılıyor! Minibüse binen kızlar kaçırılıp yakılıyor, çocuklar kaçırılıyor.
ESKİ TÜRKİYE: Sağlık ocağında ilaç yazdırınca, eczaneye en fazla 25 kuruş, 50 kuruş, 1 lira öderdik.
YENİ TÜRKİYE: İlaç yazdırınca 30 Tl filan fark ödüyoruz! (Kullanılan ilaçlara göre daha fazla fark ödeyen de vardır)
ESKİ TÜRKİYE: Ev kiraları makuldü.
YENİ TÜRKİYE: Ev kiraları bir emekli maaşının iki, üç katı! Ev sahipleri - kiracılar birbirini öldürüyor!
ESKİ TÜRKİYE: Teröristlerle pazarlık olmazdı.
YENİ TÜRKİYE: Sırf seçimi kaybetme korkusundan teröristleri TBMM'ye getirmek istiyorlar! Zaten daha önce de teröristin kardeşine TRT'de mektup okuttular!
ESKİ TÜRKİYE: Siyasetçiler dönek değildi.
YENİ TÜRKİYE: Seks kasetleri ya da sırf makam için siyasetçiler 180 derece dönüyorlar. Fırıldak gibi oldular. Eskiden Tayyip'e küfredenler, şimdi Tayyip'e yalakalık yapıyorlar!
ESKİ TÜRKİYE: Çocuk kaçırma, çocuk istismarı, cinnet geçirme yılda bir kez belki olan şeylerdi. Ruh sağlığımız iyiydi.
YENİ TÜRKİYE: Her yıl yüzlerce çocuk kaçırılıyor, istismara uğruyor, öldürülüyor, her gün bir kadın cinayete kurban gidiyor, hemen her ay birisi cinnet geçirip tüm ailesini katlediyor, polisler sık sık intihar ediyor! Boşanmalar misliyle arttı, babalar evlatlarını öldürüyor, oğullar analarını bıçaklıyor. Toplumun RUH SAĞLIĞI BOZULDU.
NOT: Şu an aklıma gelenleri yazdım. Unuttuklarımı hatırlatırsanız memnun olurum. Okuması uzun sürmesin diye örnekler vermedim. İnanmayan akepe'li, dincilere (dindar değil; dindarlarla alıp veremediğim yok) seve seve üçer, beşer, onar örnek veririm. İspatlarım, linkler, videolar, basından haberler veririm.
çok doğru ne yazık kii
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ediyorum.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilYeni Türkiye, eski Türkiye'yi aratıyorsa, bunun tek müsebbibi var; o da, ülkeyi yönetenlerdir. Değerli kardeşim, o kadar çok güzel örnekler vermişsiniz ki, bence bu kadarı yeter de artar bile.
Küresel kraliyetçiler takımını oluşturan emperyalist ülkeler, yıllarca bizi bu noktaya getirmeye uğraşıyorlardı. En sonunda mevcut iktidarın da yardımıyla, ülkemizi kolay lokmalar halinde yutmaya uygun bir hale getirdiler.
Gönüllerimizde tecelli eden Yüce Allah, yar ve yardımcımız olsun. Merhametini ve rahmetini bizlerden esirgemesin.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Abi,
SilBence de tek müsebbibi ülkeyi yönetenler. Deneye, yanıla ülke yönetiyorlar.
Aminnnn diyorum yine deist, deist. Valla keşke Allah duysa da yardım etse bize. Gerçekten istiyorum.
Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
Selamlar, saygılar.
Merhabalar.
SilÜlkenin içinde bulunduğu bu yürekler acısı durumu görüp de kılı kıpırdamayanların, ülkeyi bu hale getiren zihniyetten bir farkının olmadığını söylemek pekala mümkün.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Abi,
SilValla ne diyeyim, bir söz vardır, bu dünya kötüler yüzünden değil; kötülere ses çıkartmaya korkan iyiler yüzünden kötüdür diye. Muhalefet ses çıkartıyor ama hakimler akp'li, savcılar akp'li, mahkeme başkanları akp'li, TSK'ya bile akp'li (tarikatçı vs.) üst düzeyleri yerleştirmişler, dolayısıyla, muhalefet soruşturma önergesi verse reddediyorlar, ( TBMM'de çoğunluk onlarda), araştırılsın diyorlar, komisyon kurulsun diyorlar TBMM reddediyor, AKP'li Bülent ARınç denen Kozmik Oda'yı yalandolanla talan ettiren hain, yine AKP'li Melih Gökçek için "Bu adam Ankara'yı parsel parsel sattı" dedi, savcılar, hakimler AKP'li hiçbir şey olmadığı gibi, oğlunu da milletvekili yaptı! Bir çeteyi en iyi vaktiyle o çetenin içindeki kişiler bilir, arada birbirlerine düşüyorlar, mesela Mafia babasıymış (zaten AKP artık bildiğin Mafia tipi çete) Sedat Peker AKP'li bakan (!) Binali ve oğlu uyuşturucu baronu dedi! Ne oldu? Hiç. AKP'li bakan Burhan Kuzu, uyuşturucu baronu Zindaşti ile meğer kankaymış! Pat diye coronadan öldü dendi! (Çoğu insan ya susturuldu, ya kaçtı diyor, ben de öyle düşünüyorum) belki de çok iyi bildiğimiz birinin ismine uzanacaktı bu iş!!! Daha neler var? MAN Adası yolsuzlukları, kayıp 128 Milyar Dolar! Neler, neler...şu son bebek ölümleri meğer 8 senedir devam ediyormuş hastanelerin sahipleri AKP'li !!! (bunlar vekillikten geçinemiyorlar (!) ki, hastane sahibi olmuşlar! Onlara dokunan savcı var mı yok? Çünkü savcı da AKP'li, hakim de AKP'li, polis müdürü AKP'li.
E 28 Şubat kararlarını niye yapmıştı komutanlar hatırlayalım:
Tarikatçı, Atatürk düşmanı, laiklik karşıtı, ABD'ye çalışan (Fettoş gibiler) tipleri İmam Hatip mezunlarını üniversiteye almayın, alırsanız yarın, öbür gün hakim, savcı, general olur ülke tarikatçı ülkeye döner.
O yüzden hâlâ 28 Şubat'a çok düşmanlar, 80, 90 yaşındaki komutanları hapislerde çürüttüler ama onların haklı olduğunu bir gün AKP'den nemalanmayan, çalıp çırpmayan, hırsız olmayan, uyuşturucu baronu olmayan, bebek çetesi üyesi olmayan AKP'ye oy atmış, türbanlı vatandaşlar da anlayacak.
Yani kısaca çok ama çok affedersiniz kaba bir atasözü vardır:
"Anamı z....ken, kadı; kadıyı kime şikayet edeyim"
e döndü ülke. AKP; ülkeyi zi......yor, kime şikayet edeceğiz?
Çok teşekkürler, selamlar, saygılar
Merhabalar.
YanıtlaSilYazınızı baştan sona kadar eski ve yeni Türkiye değerlerine tek tek baktım ve inceledim . Dolar kuru ile ilgili bir bilgi sunmak istiyorum.
Sizin eski Türkiye'de esas aldığınız 1 dolar (1,67 TL.) 2002 Aralık ayına göre: 1.647,654 TL. olarak uyum sağlıyor, ama yeni Türkiye değerinde sadece 24 TL. göstermişsiniz. Oysa Kasım 2024 ayı içerisindeki 1 doların değeri 34.3487 TL. olarak Merkez Bankasının arşivine girmiş. Yani 34 TL. Sizin yazınızda 24 TL. olunca, hangi yılı esas aldığınızı düşündüm ve içinde bulunduğumuz ayın içerisinde bir değerin olması gerektiği kanaatine varınca bu yorumu yazma gereği duydum.
Alttan on ikinci satır ESKİ TÜRKİYE: Sokaklar güveniydi. (l) harfi çıkmamış. Tamamlarsınız diye düşündüm.
Selam ve saygılar.
Merhaba Recep Abi,
SilÖncelikle çok teşekkür ediyorum. İnternette birkaç siteye tıkladım, bir tanesinden aynen aldım. (hangi siteden şu an hatırlamıyorum) Şimdi 34 olarak düzelttim. ( Hiç Dolar alacak kadar zengin değilim; o yüzden kuruyla ilgilenmiyorum😊)
(l) harfi için de sağ olun, hemen tamamlayacağım.
Bu iki düzeltme için çok teşekkür ediyorum.
Selamlar, saygılar.
vallahi yaa iyi özet olmuş :)
YanıtlaSilTeşekkürler deeptonecum. :)
SilMerhabalar.
YanıtlaSilEski ve yeni Türkiye kıyaslamasına kimsenin cesareti yok anlaşılan. Oysa, aynı coğrafya ve aynı vatan topraklarında mukim olup, aynı ekonomik sıkıntıları birlikte yaşıyoruz. Belki bizi felaket tellalı olarak da görüyorlardır. "Bu kadar büyütecek ne var?" gibisinden. Milyonlarca sığınmacıyı ülkeye soktular. Onların ihtiyaçları nereden ve nasıl karşılanıyor dersiniz. Ama deprem bölgesinde perişan olan kendi vatandaşlarımıza gelince, her ne hikmetse akan sular duruveriyor.
Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi" her zaman önümüzde ve her zaman yanı başımızda duruyordu. Ama her nedense, bu zamana kadar, bir türlü içimize sindire sindire, anlayarak, özümseyerek, benimseyerek okumadık. Atatürk tarafından kaleme alındığı günden bu yana, işte çok geçmedi bakın, o hitabeye sarılacağımız bundan daha doğru bir zaman olamaz! Tam yeri ve zamanıdır.
Cumhuriyet tehlikededir ve birinci vazifemiz bu Cumhuriyeti korumak ve kollamak değil midir? Şimdi değilse, ne zaman Allah aşkına?..
Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil, tek bir adamın merhameti ve inisiyatifindedir. O halde, bu rejime ,hala Cumhuriyet rejimi diyebilir miyiz?
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Abi,
SilOlsun; yorum yapanlar sağ olsunlar. Yapmayanlar da belki "Silivri soğuktur" diyorlardır. Onlara da hak veriyorum.
Beş çocuk yanarak öldü, kaldıkları yerin fotoğraflarını gördüm de köpek kalmaz öyle kötü. Ankara'da AFAD araçlarıyla Gazze'den gelen sığınmacıları sıcak sulu, kombisi yanan otellere yerleştiriyorlarmış!
Türk hariç herkes bunların kardeşi!
Gerçekten Gençliğe Hitabe'de ne dediyse Ata'mız gerçekleşti.
Bakalım gençlik ne yapacak? Ben bu yaşımda gençlere katılırım, Gezi'de 50'li yaşlarımda korkmadım bayrağımı aldım çıktım, 66'sından sonra ne Silivri, ne ölüm korkutuyor insanı. Zaten öleceğiz bir şekilde. Yeter ki, arkamızdan korktu, hükümete yalakalık yaptı demesinler, korkmadı sokağa da çıktı, kurşun da yedi desinler. Ne olacaksa olsun gerçekten korku eşiğini geçtim. Ölürsem de genç değil yaşlı da olsam, Atatürk'e yakışır şekilde ölmek isterim.
Çok teşekkürler yorumunuz için.
Selamlar, saygılar.
Çok doğru ve üzücü... Her şey çürüdü artık kokusu yayıldı her yere...
YanıtlaSilMaalesef öyle en tepeden başladı çürümeye.
SilYorum için teşekkürler.
İnternete yeni girdiğim zamanlarda kurbağa örneği sık karşımıza çıkardı,usul usul ülkemizi ve insanlarını alıştıra alıştıra günümüze getirdiler. Yarın bugünden kötü geliyor,akıl ve beden sağlığı bozuluyor ...Ne güzel karşılaştırma olmuş,unutanlar hatırlar diliyorum. Emeklerine sağlık canım kardeşim.🥰
YanıtlaSilHer gün kaynıyor kurbağa yani ülke...insanların yüzlerinde gülümseme, umut bile kalmadı, gençler somurtuk, üzgün, endişeli...keşke akepe öncesini bilseler...maalesef akepe döneminde dünyaya gelmişler öncesini bilmiyorlar...
SilÇok teşekkürler Arzucuğum. 😍
Keşke hiç büyümeseydik, yıllar geçmeseydi, bu günleri yaşamayıp eski Türkiye' de kalsaydık. Umut var mı geleceğe dair, ne dersiniz
YanıtlaSilYakın geleceğe dair umudum yok. Her şey düzelir ama milyonlarca sığınmacıyı sınır dışı etmeden demografisi bozulursa, bir daha düzelmeyiz. Zaten askerine düşmanlık edenler, düşmana askerlik ederler. Belki de çökmemiz gerekiyor, bazı şeylerin kıymeti o şeyler elden gidince anlaşılır.
SilYorum için teşekkürler.
Uzun lafın kısası dicem ama kısaltmakla da bitmiyor. Hepsi ve herşey çok doğru. Keşke eski zamanlara dönsek o zamanlarda kalsak 😐
YanıtlaSilUğur Mumcu, Aziz Nesin ve komutanlar 28 Şubat kararlarını imzalarken bugünleri görmüşlerdi. Kurmay zekâsı bunu gerektirir. " Laiklik karşıtı tarikatçıları, İmam Hatip mezunlarını üniversiteye alırsanız, gün gelir savcı, hakim olurlar, hastaneye müdür, orduya general olurlar, ülke mahvolur" demişlerdi.
SilBir gün gelecek tüm laiklik yanlısı vatandaşlar 28 Şubat komutanları çooook haklıymış diyecekler.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Aceleden cümlemden sanki Uğur Mumcu ile Aziz Nesin de imzalamış gibi anlam çıkmış :)))sakat bir cümle olmuş yani....neyse siz ve diğer okurlar kusura bakmayın.:)
SilYok yok anladım ben :D
SilNe kadar doğru tespitler ve ne kadar da acı gerçekler, ülkenin bu haliyle yaşamak çok zor, umarım en kısa zamanda aydınlık günlere kavuşuruz.
YanıtlaSilİnşallah öyle olur. Çok teşekkür ediyorum nazik yorumunuz için.
Sil