26 Aralık 2024 Perşembe

HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM

Çok istedim olmadı. Yılbaşıyla ilgili (Özgürlüğe Tahammülü Olmayanlar) yazıma beklediğim birinden, beklediğim yorum gelmeyince çok hayal kırıklığına uğradım; çünkü benim en sevdiğim arkadaşım, kardeşim, komşum tesettürlü, altın kalpli biri. Onun gibilerin çoğalmasını beklemiştim. Bir kişiden ne olacak demeyin, bir kişi de olsa varsa (veya ileride olursa) çocuğunu ve çocuklarını da özgürlüğe düşman olmayacak şekilde yetiştirecektir de ondan.

Biraz daha açayım: Yılbaşında çam ağacına baltayla dalanlar ve "Müslüman Noel kutlamaz" diyenlerle ilgili yazdığım yazıya, ismi bende saklı, tesettürlü bir blog arkadaşım da yorum yazsın,

" Ya üzülme arkadaşım; onlarla bizi bir tutma. Ben de Noel kutlamıyorum ama isteyen ağaç süslesin, isteyen Yılbaşı kutlasın, yesin, içsin, eğlensin, mutlu olsun. İnsanlar kendilerini mutlu mu hissediyorlar? Hissetsinler. Kimsenin özgürlüğüne, mutluluğuna karışmamalı. Hiç gocunmuyorum, ağaçlara baltayla dalanları da onaylamıyorum, kimse, kimsenin mutluluğuna, özgürlüğüne limon sıkmasın. "

desin istemiştim. Yani gönlümden öyle geçmişti. 😒😔😣

Olmadı. Hiç yorum yazmadı. Olmayınca ülkenin geleceğinden iyice umudumu kestim. Muhafazakârlar ile sekülerlerin asla uzlaşamayacağını anladım. Benim sevgili tesettürlü arkadaşım gibiler çoğalmayacak diye de endişelendim. Kısaca gerçekten çok bekledim beni umutlandıracak, yılbaşı kutlayanları destekleyecek, kutuplaşmayı ortadan kaldıracak bir yorumu; çünkü ben bu tür yazılarımı sadece seküler okurlar için yazmıyorum (onlar zaten laiklik yanlısı, onları ikna etmeye gerek yok zaten Yılbaşı kutluyorlar); kendilerini muhafazakâr, Müslüman olarak tanımlayan okurlar için de yazıyorum.

Neyse, hayal kırıklığına uğradım ama yapacak bir şey yok. Bari baktıkça içimin açılacağı, pozitif duygular hissettireceği, sanki böyle bir MASAL atmosferi gibi, ışıl ışıl, sevimli ağaçlar, yeni yıl kutlamaları resimlerine bakayım da birkaç dakikalığına mutlu olayım. Birkaç dakikalığın içim pozitif duygularla dolsun. Belki 2025 çok güzel olur.

Mutlu olalım yaa...

Çok şey mi istiyorum? Mutlu olalım...





36 yorum:

  1. Hiç de bile çok şey istemiyorsunuz. Mutlu olalım tabii.
    Evet, kimse kimsenin özgürlüğüne karışamaz. Nasıl mutlu oluyorsa, onu yapar. Ağaç kesimine ben de karşıyım. Bildiğim kadarıyla ağaç kıyımı olmasın diye yılbaşı için plastikten yapılmış ağaçlar var çoğu mekanda. Süsleyip kutlaması yapılıyor, zaman geçince toplayıp bir sonraki yılbaşı için kaldırılıyor. Tee 35 yıl olacak, aynı plastik ağaç bizde de var. Ne güzel işte, süslüyorsun, hediyeleri yanına koyuyorsun, eve neşe getiriyorsun. O neşenin değeri ölçülemez bence. Hele çocukların neşesinin tarifi bile olamaz.
    Umudunuzun tükenmeyeceği gelecek diliyorum size. Hep mutlulukla kalalım. ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ya? Evet ağaçları kesmelerini istemem. Plastikler iyi oluyor. Sokaklarda belediyeler zaten mevcut çam ağaçlarını süslüyorlar, hem ağaç kesilmemiş oluyor, hem daha güzel oluyor.
      Bizde de vardı sonra toz oluyor diye atmıştık:))))tabii annem, babam hayattaydı o zamanlar. Şimdi istesem de yılbaşı kutlamıyorum bir de özel acı anısı var, annem 2007'de 31 Aralık'ta İbni Sina (Ankara)yoğun bakımdaydı, ben de özel izinle o gece orada yeni yılını kutladım, " yeni yılda iyileşeceksin, evimize gideceğiz, Prenses seni bekliyor" demiştim, tebessüm ediyordu, mutlu oluyordu (ama entübe halde)maalese birkaç gün sonra tam yaşgünümde!!! tekrar kalp krizi komaya girdi iki gün sonra da gitti :( dolayısıyla hem yılbaşı, hem yaşgünümü o günden sonra hiç kutlamadım, kız kardeşimle bu yüzden hep çatışırız (çatışırız derken yani kavga etmek, kırılmak değil; o "yapma abla, yaş günün kutlu olsun der, illa telefon açar, ben "Ya, ne olur kutlama derim o yok illa kutlar:)))yılbaşı keza...)
      Velhasıl ben o gün mutlu olmuyorum bari başkaları olsun...
      Çok teşekkür ediyorum canım, ben de sana şimdiden musmutlu bir 2025 diliyorum. ❤️

      Sil
  2. Merhabalar.
    Yorum beklediğiniz yazınız nerede ben öyle bir yazı göremedim.
    Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Siz de yorum yazmıştınız hani " Özgürlüğe Tahammülü Olmayanlar" isimli yazım. Yılbaşıyla ilgiliydi..
      Selamlar.

      Sil
    2. Merhabalar.
      Ben de zannettim yeni, taze yazdığınız bir yazı diye arıyorum.
      Cevab-i yorumunuz için teşekkür ederim.
      Selamlar.

      Sil
    3. Ne demek; rica ederim, selamlar.

      Sil
  3. Mutlu olmak hakkın canım kardeşim 🥰 Süslü yılbaşı kartları ne mutlu ederdi bizlere... Çok sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin hakkı Arzucuğum. Evet ya, simli simli onlar bile mutlu ederdi. Benden de çokça sevgiler. ♥

      Sil
  4. Ne demek istediğinizi ve kırgınlığınızı çok iyi anladım. :)
    Bilirim çünkü bu beklentiyi.
    Normal olanı istemek çok bi'şey değildir ayrıca.
    Çok güzel bir sene diliyorum her birimize...
    Gönlünüzden geçen bütün güzelliklerin gerçekleşmesi dileğimle...
    Nice senelere! Çokça sevgiler.

    Çok sevdiğim Nazım Hikmet'imden...
    ''Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine
    bu hasret bizim...''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ya? 😒 Keşke kimse, kimseye karışmasa; o kimselerin mutlu olmak için yaptığı şeylere karışmadan yaşamayı seçse, bu ülke normal olamayacak mı?
      Nazım'ın bu dizileri çok güzel ama sadece laik ülkeler için geçerli galiba.
      Çok teşekkürler canım, ben de tüm dileklerinin gerçekleşeceği harika bir yıl diliyorum. Sevgilerimle.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Demek "Özgürlüğe Tahammülü Olmayanlar" başlıklı yazınıza bir yerden yorum beklediniz ve o beklediğiniz yorum da gelmedi. Ve siz buna üzüldünüz ve bu durum sizi hayal kırıklığına uğrattı. Acaba söz konu o kişi, sizin tüm paylaşımlarınızı takip edip, hiçbir yazınızı kaçırmadan sürekli okuyan ve arada sırada da yorum yazan biri mi?
    Görmemiş olamaz mı? Başına iş gelmiş olamaz mı?
    Bence bu kadar üzülmeyin. Biraz daha sabredin ve bekleyin derim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Evet, öyle. Yani ben bu ülkede Yılbaşı kutlanıyor diye bomba atılmasından, yılbaşı diye süslenmiş ağaçların vandallar gibi baltayla girişilmesinden utanıyorum. Arabistan'da, Katar'da bile yılbaşı ağaçları süslenmiş meydanlarda. (Sosyal medyada gördüm)
      Ya, tabii görmemiş, okumamış da olabilir, ben okumuştur diye tahmin etmiştim. Aman, aman, başına bir iş gelmiş olmasın, bunu hiç istemem. İyi düşünelim iyi olsun. :)
      Tamam, bekleyeyim.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  6. Your heartfelt words resonate deeply. Your hope for unity and understanding is inspiring, even in the face of disappointment. It’s clear how much thought and care you put into your writing to bridge divides and foster kindness. May your hope for a more inclusive and joyful future remain strong. Wishing you a beautiful Christmas www.melodyjacob.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you very much for your kind comment Melody.
      I hope my writing brings an end to prejudices and it brings understanding and kindness as you've said.
      I wish you merry Christmas and a happy new Year.

      Sil
  7. Annenizin vefatıyla ilgili yaptığınız yoruma üzüldüm. Bazı acı olaylar, belirli gün ve haftalara gölge düşürebiliyor. Hatta bu sıradan bir günün belli bir saati de olabilir. O ânın gelmesini hiç istemeyiz. Takvimlerden silinmeli o tarihler değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Aynen öyle; takvimlerden silinse o günler, o anlar ama olmuyor. Her yıl tazeleniyor, aradan kaç yıl geçse de gözümüzün önünden gitmiyor. :(

      Sil
  8. Herkesin aynı şeyleri düşünmesini ve yaşamasını beklemek hayaldir. Bunu beklemeseniz iyi olur.
    Bir insan müslümanlığı seçmiş ise, müslüman gibi yaşamak için gayret göstermelidir. Bu sadece yılbaşı kutlamakla sınırlı değil.
    Mesela biz yakında Ramazan-ı şerif ayına gireceğiz ve 30 gün oruç tutacağız. Siz de bizimle 30 gün oruç tutun ve sonra da beraber Ramazan Bayramımızı kutlayalım. Ve hep beraber mutlu olalım. Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes aynı şeyleri düşünmez. Evet.
      Herkes aynı şekilde yaşamaz. Evet.
      Tabii ki, hepimizin farklı fikirleri var.
      Bu farklı fikirlere rağmen bir arada, hep beraber mutlu olalım istiyorum.
      Siz de son cümlenizde "Hep beraber mutlu olalım" demişsiniz ne güzel; ama bir şart koşmuşsunuz:

      Benim de 30 gün oruç tutmamı istiyorsunuz. Yani ben 30 gün oruç tutmazsam, hep beraber mutlu yaşayamayacak mıyız? İlla bana da oruç mu tutturacaksınız beraber mutlu yaşamak için? 😂😂

      Şimdi sizinle aramızdaki fark şu:
      Ben, sizinle beraber mutlu yaşamak için size "Gidin bir ağaç alın, süsleyin, püsleyin, şarap filan alın" şartı koşmuyorum 😂

      Tam tersine size "Sen Yılbaşı kutlamak istemiyorsan kutlama Müfred, ama benim veya Ayşe'nin, Fatma'nın süslediği ağaca baltaya dalma. Bırak biz kutlayalım."
      diyorum.

      Umarım anlatabilmişimdir. Yani, sizin Müfred olarak yapmak istemediğiniz bir şeyi, size zorla yapın dersem siz mutlu olamazsınız. Böyle yaparsam mutlu olamayız. Siz de benim mutlu olmamı sağlayan bir şeye baltayla girişirseniz bu sefer de ben mutlu olamam. Ben size zorla Yılbaşı kutlayın mutlu olalım demiyorum. Ben size mutlu olmamı sağlayan şeyi yapmama karışmayın diyorum. Arada fark var yani.

      Ha, Ramazan ayına gelince:
      Ben zaten kutluyorum çünkü çocuklara şeker vermek, onların mutlu olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Her Ramazan/Şeker bayramında marketten cicili bicili şekerler alırım. Konu komşu telefonla bayramımı kutlar, onlara " Teşekkür ederim; sizin de kutlu olsun" derim. (Deist olsam da nezaket icabı kutlarım)
      Ayrıca, Ramazan olunca elimde çay bardağım, balkonda çay içmem, hani komşumun canı çay çekmesin diye. Yani, onların orucuna, aç kalıyor oluşlarına saygımdan yaparım bunu.

      Sonuç olarak; ben, sizin veya Ayşe'nin, Fatma'nın 30 gün oruç tutmasından gocunmuyorum. İsterseniz 60 gün de tutabilirsiniz. Sonuçta sizi ve sizin midenizi ilgilendirir :) Ramazan kutlamasından da bir rahatsızlığım yok. Tutup sokakta gördüğüm "Hoş geldin şehr-i Ramazan" yazısını söküp atmak hiç aklımdan geçmiyor. 😊

      Ama niye illa 30 gün oruç tutmam gerekiyor beraber mutlu yaşamak için bunun mantığını anlayamadım doğrusu.

      Bir de son olarak merakımdan size sormak istiyorum:
      Ben, deist olarak kimsenin orucundan, Ramazan bayramından
      en ufak rahatsızlık duymadığım halde neden Müslümanların yılbaşı ağacına saldırmalarını normal karşılıyor musunuz? Bu normal mi?

      Uzun oldu ama umarım kendimi ifade edebilmişimdir.
      (Not: Ben iftara 2 saat kala çok acıkıyorum; deist olmadan önce rekor 15 gün oruç tutmuştum oradan hatırlıyorum: ama yine de tutabilmiştim yani 2 saat önce oruç açmamıştım 😂 )

      Sil
    2. Siz benim çam ağaçlarına saldırdığımı nereden çıkardınız?
      Ben de kimsenin yaşantısına karışmıyorum. Biz müslümanlar olarak bu tür şeyleri yapmayız ve nezaketen dahi kutlamayız diyorum sadece. Çünkü bu bizim inancımızı iptal eder.
      Kafirler neye inanıyorlarsa onları ktlayabilir. Ama birisi müslümanım diyorsa, ona söyleyeceğimiz şey inandıklarını yaşamasıdır.

      Sizin oruç tutmayacağınızı biliyorum. Bunu bir misal olarak verdim. Hristiyanlar bizim yaptıklarımızı yapmazlar, biz niye yılbaşı kutlayalım?

      Siz olayları çok detaylandırıp kafanızı karıştırıyorsunuz. İnançsızlık böyle bir şey. Mutluluk istiyorsunuz. Ama huzurun sadece islamda olduğunu kabul etmedikten sonra nasıl mutlu olabilirsiniz?

      Yorumumu ayeti kerimeler ile noktalıyor ve daha fazla yorum yapmıyorum.

      27. Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir."

      28. Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır.

      29. Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!

      30. İşte seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan başka tanrı yoktur. Ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır.

      Sil
    3. Müfred Hanım,

      Maalesef yazdığım yazıyı hiç anlayamamışsınız.

      Çam ağaçlarına baltayla dalmak derken Müfred olarak sizi kastetmedim. Siz nasıl 30 gün oruç tutmamı şart koştuğunuzu MİSAL olarak verdim demişsiniz ya, ben de misal olarak sizin mahalle tabir edilen kesimi kastettim; sizin kendinizi/ şahsınızı değil. Örnek verdim yani.

      Kafamın karışık olduğunu yazmışsınız ama bence tam tersi:) yani kusura bakmayın da kafanız o kadar karışık ki, yazdıklarımı hiç anlayamamışsınız; anlasaydınız bana cevap olarak "Herkesin aynı şeyleri düşünmesini, herkesin aynı şekilde yaşamasını beklemek hayaldir" diye bir cümle kurmazdınız. Benim yazdıklarımdan herkes aynı şeyleri düşünmeli, herkes aynı şekilde yaşamalı manasını nasıl çıkarttınız kuzum? 😂

      Tam tersine yazımın ana fikri: Farklı fikirlerde olan insanların yaşam tarzına, yaptığına, ettiğine karışılmamasıydı.

      Ben nasıl ki size "Müfred, (yine yanlış anlamayın sizin şahsınızı kastetmiyorum yani sizin mahalleyi kasdediyorum Müfred derken) sen de illa yılbaşı ağacı süsle, sen de 31 Aralık gecesi sokaklarda dans et, sen de içki iç" vs. demiyorsam, siz de bana "Müjde, ağaç süsleme, yılbaşı kutlama" dememelisiniz ama siz "Müjde. 30 gün oruç tut da mutlu olalım" diyorsunuz. Ben oruç tutmazsam mutlu olamayacak mısınız?😂

      Hristiyanlar oruç tutmuyorsa biz niye yılbaşı kutlayalım" demişsiniz.

      Yine yanlış anlamışsınız:
      Müslümanlar da illa yılbaşı kutlasın mı diyorum yazımda?
      Neden bu kadar kafanız karışık anlayamadım doğrusu. Tam tersini savunuyorum çünkü. Kimse, kimseye baskı yapmasın istiyorum. Ne siz bana 30 gün oruç tut deyin, ne de ben size ağaç süsle, içki iç diyeyim. (Zaten mümkün mü böyle bir şey demesi bir insanın?)

      Bir kafa karışıklığı da huzurun sadece İslam dininde olduğunu yazmışsınız. İslam dini olmazsa mutlu olamazsınız demişsiniz. Bu nasıl bir cümle valla şaşırdım. Gerçeklikle bağlantınız kopmuş gibi.

      Bir insanın mutlu olması A, B, C dinine bağlı olamaz. Siz, Brezilya'da veya Kanada'da dünyaya gelmiş olsaydınız, isminiz Müfred değil Mary, dininiz de İslam değil Hristiyan olacaktı, dinler basit bir coğrafya meselesidir. Hangi coğrafyada, hangi kıtada doğduysanız, ona bağlıdır yani. O zaman siz mutlu olamayacak mıydınız? İslam dininden olmayan insanlar mutsuz mu? Mutluluk sadece dinlere mi bağlı? Hiçbir dini olmayan, mesela Amazon ormanlarında poposuna yaprak takmış, mızrakla avlanan ilkel bir kabile insanı belki sizden, benden, Ayşe'den, Fatma'dan çok çok daha mutlu.

      Mutluluk dinlere bağlı değildir ki, mutluluk soyut ve karmaşık bir kavramdır. Mutlu olmak pek çok farklı şeye bağlıdır. Ne bileyim mesela aç, kıtlık içindeki bir insan ne dine mensup olsa da mutlu olamaz, hayatı tehlikede biri keza, kötü bir işi, kötü bir karısı/kocası / ailesi olan insan mutlu olamaz, kötü bir anası, babası olan insan mutlu olamaz, huzursuz, hayatın pahalı olduğu, adaletin olmadığı, her gün cinayetlerin işlendiği bir ülkede bir insan mutlu olamaz....örnekleri çoğaltmak mümkün.

      Kaldı ki, dünyada olan biteni takip ediyorsanız Afganistan, Irak, İran, Arabistan gibi İslam ülkelerindeki insanlar, özellikle kadınlar koşa koşa İsveç, Norveç, Amerika, İngiltere, Fransa'ya kaçıyorlar. Hem de çoluk çocuk; denizlerde boğulmak pahasına. Huzur İslam'da olsaydı kaçmazlardı.

      Neyse, daha fazla yorum yazmayacağınızı söylemişsiniz, saygı duyarım. Zaten ne yazsam da tam tersini anlıyorsunuz. Bu cevabıma yorum yazmasanız da anlarım yani.

      Siz, nezaketen de kimseye mutlu yeni seneler dilemeseniz de, (yazınızdan öyle anladım yanlışım varsa kusura bakmayın)
      ben size mutlu yeni seneler diliyorum.
      Yeni yıl yeni umutlar demektir çünkü nezaket de hoş bir şeydir ayrıca. :)

      Sil
  9. Sondan ikinci paragrafta düzeltme/silme yaparken cümle düşüklüğü olmuş, "neden" kelimesi oradan silinecekti.
    Ya da "neden Müslümanlar Yılbaşı ağacına saldırıyorlar?" olarak kalacaktı.
    Cümleleri düzenlerken karışmış....

    YanıtlaSil
  10. isteyen istediği gibi yaşasın yaaaa :)

    YanıtlaSil
  11. Karşılıklı inançlara saygı duyamıyor insanlar ne yazık ki. İlla şu veya bu dine inan denmesini de doğru bulmuyorum bu insanın kendi ila inancı arasında bir şey. Onun için bu konuda artık kimseye laf anlatmaya da uğraşmıyorum. Aa yılbaşı mı kutluyorsun diyene evet kutluyorum diyorum, aa içki mi içiyorsun diyene evet içiyorum diyorum. Kimsenin hayatı kimseyi ilgilendirmez başkasına zarar vermedikten sonra. İnanç deyip noel pazarlarına kanlı saldırılar düzenlemek veya tam tersi müslüman diye saldırıya uğramak asıl sorun bu radikal kişilerde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah! Laf anlatmaya uğraşmak!...
      Çok zormuş Deryacığım, bugün daha iyi anladım . (Söz meclisten dışarı)😂
      Sanırım bazı zihniyetlerle asla ve asla uzlaşmak mümkün değil. Ayrı frekanslardayız. Zaten o yüzden, İslam ülkelerinde yaşayanlar koşa koşa laiklikle yönetilen ülkelere kaçıyorlar.

      Sil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya, yorumunuz bu şekilde gelmiş valla ben bir şey yapmadım :)

      Sil
  13. İsteyen istediği gibi yaşamasın.
    Demokrasi her isteyenin her istediğini yaşaması değil kurallar ve sınırlar ile özgürlüğün güvence altında olması.
    İsteyen istediğini de demesin.
    Polemiklere de gerek yok.
    Laik demokratik adil ve eğitim düzeyi yüksek bir ülke olalım ; her yerini örtmek-sana bana da örttürmek ile ilgili takıntıları olan ya da bölünmüş topraklarda kendi kültürünü yaşamak isteyen varsa defolsun gitsin.

    Gitsin değil..defolsun gitsin.

    Mutlu yıllar Müjdecim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah! Önemli bir noktaya parmak bastın. Biz hep
      "İsteyen istediği gibi yaşasın" diyoruz tabii ama her şeyin bir sınırı, bir aşılmaması gereken çizgisi, eşiği de vardır. "Özgürlük bir başkasının özgürlük alanınıyla sınırlıdır"
      Rahmetli bir hocamız vardı Güzel Sanatlar'dayken, demişti ki, "Demokrasi demek, isteyenin balkona çıkıp, aşağıdaki insanların kafasına bir oturak dolusu b...k atsın demek değildir"
      Ben her yerini örtmek isteyene bir şey demiyorum ama her yerini örtmek isteyen bana dayatmasın, yılbaşını kutlamak istemeyen kutlamasın ama bana "Sen de kutlama" demesin. Dediği anda zaten o zaman da ben istediğim gibi yaşamamış oluyorum. Onun istediği gibi yaşamak zorunda kalıyorum.
      Teşekkür ediyorum, sana da mutlu yıllar Kadriyecim.

      Sil
  14. Blogunuzu özlemişim. Uzun zamandır uğrayamamıştım buralara. Ben size hem bir Müslüman hem de İlahiyatçı olarak cevap vermek isterim. Ben meslek gereği soranlara uyarımı yapıyorum ki dini hassasiyetleri olan birinin noel yılbaşı vs. kutlamasını çok anlayamam fakat kutlayıp kutlamaması tamamen kendini bağlar. Herkesin aklı fikri var. İstediği bilgiye anında ulaşma imkanları herkesin elinde. Bu saldırıları falan da son derece çirkin buluyorum. Toplum olarak kimsenin kimseye tahammülü kalmamış durumda. Ülkede istenen şey de buydu. Eski hoşgörü yıllarını güven duygusunu en önemlisi ahlaklı olmayı kaybettik. Bir Müslüman önce ahlaklı olmalıydı halbuki 😔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. A, öncelikle özlendiğimi duymak beni mutlu etti. Çok teşekkür ediyorum. 🌸

      Zaten ben de istemeyenler de illa ki kutlasın demiyorum. Dediğiniz gibi eskiden bu ülkede hoşgörü vardı. Yaşım 66 ama 5 Ocak itibarıyla 67 olacak. :) Dolayısıyla çok eski o hoşgörülü ortamı yani eski Türkiye'yi hatırlıyorum. İnanın o kadar huzurluyduk ki anlatamam.

      Gerçekten huzur vardı ülkede. Tamam yine hayat pahalılığı vardı, mesela yine muz yine en pahalı meyveydi, kivi filan yoktu ama orta gelirli de olsak huzurluyduk.
      Cep telefonu icat edilmemişti, bilgisayarın adını duymamıştık, televizyon yayını henüz yoktu (Türkiye'de yoktu) ama huzur vardı. Ben de Müslüman ailede doğdum. Evde 5 vakit namaz kılan yoktu ama annem bazen banyo yaptıktan sonra namaz kılar, babam da bayram namazına giderdi (askerdi) ve babam 80'li yaşına kadar her Ramazan 30 gün oruç tutar gülerek bize
      "Sizin mahalleye Ramazan gelmedi mi?" derdi.
      (Biz tutmazdık çünkü ama asla zorla bize oruç tutturmazdı.)
      Oruç da tutardı, cumartesileri rahmetli dayımla içki de içerlerdi, akşam yemeğinde hoş sohbetti dayım, bir Laurel Hardi taklidi yapardı çocuklar (biz üç küçük çocuk) gülmekten katılırdık, Ramazan bitince bayramda konu komşu herkes birbirine giderdi, biz likör - çikolata ikram ederdik. Valla :)))

      Yani hem laik, hem Müslüman'dık. Huzur oradan doğuyordu demek ki. Bunun kıymetini şimdi daha iyi anlıyorum. Yılbaşı da mutlaka kutlardık. (İkisi de rahmetli olunca ben Yılbaşı mılbaşı kutlamaz oldum, benim için dünyanın güneş etrafındaki 365 günlük dönüşünün bitmesi, yeniden rotasyona devam etmesinden başka anlamı yok artık) piyango bileti illa ki alınırdı, tombala oynardık filan.

      Bir Müslüman olarak böyle düşünmenizle çok sevindim. Keşke herkes sizin gibi düşünse. Tekrar o huzurlu hem laik-hem Müslüman ülke haline dönsek. Umutlar tükenmez, hayaller de belki bu yıl olur:)

      Sil
  15. Seni hayal kırıklığına uğratan arkadaş ben miyim yoksa? Böyleyse üzülürüm. Ama senin hemen umudunu yitirmene daha çok üzülürüm ve sitem ederim açıkçası. Böyle her şeyde ülkenin geleceğinden ümit keseceksek vay halimize! Sınavlar, ödevler, staj derken pek uğrayamaz oldum buraya. Bahsettiğiniz yazını okumadım ama konuyu anladım galiba, buraya yazıyım. :)
    Evet Müslüman Noel kutlamaz, başka bir müslüman Noel kutlarken onu da uyarır her konuda olduğu gibi yanlış yapmaması için ona yardımcı olur. Yılbaşı ağacını baltayla kesen kim bunu neden yaptı bilmiyorum. Biliyorsun hiçbir konuda detayları bilmeden yorum yapamam, yapmıyorum. Ama şöyle bir gerçek var: Hangi dinden olursak olalım bu ülkede hep birlikte yaşıyoruz. Nasıl ki bizim Ramazan'da, Kurban Bayramı'nda tatillerimiz oluyor, yılbaşı için de resmi tatil yapılıyor. Yani aslında tartışılacak bir mesele yokken insanların karışıklık çıkaracak eylemlerine takılmamak lazım canım. Çok klişedir ama bardağın boş mu dolu mu olduğu nasıl baktığına göredir ya, neredeyse her şey yolundayken birkaç bozguncunun yaptığına aldanmamak gerekir.
    Kimse alınmasın ama ben de bazen çok hayal kırıklığına uğruyorum. Özgürlüğü yanlış tanımlayan, başkasının hayatına ve sınırlarına saygısızca müdahale eden insanlara sinirleniyorum. Yıkıcı bir öfke değil bu yalnızca sitem. Biliyorsun namaz kılıyorum, Elhamdülillah kapalı bir kızım. Yalnızca başörtümden ya da namaz kılmamdan, hiçbir şey yapmasam bile benim varlığımdan, herhangi bir ortamda bulunmamdan rahatsız olan insanlarla neredeyse her gün karşılaşıyorum. Dostça görünüp alttan alta iğneleyen insanlar bile oluyor, en çok da buna şaşırıyorum. Ama bunları dile getirmem yalnızca onları daha çok azdırır benim de hayat enerjimi düşürür. Başörtüme saygı duymayan kalabalıktan sıyrılıp bodrum katlarda da olsa bir mescid bulup namazımı kılıyorum. Neyse ki güzel ülkemin her sokağında camii var da o kuytuda köşede kalan koridorlara çok nadir giriyorum. Bir yandan sana da hak veriyorum bu gidişatı gördükçe insanın hayal kırıklığına uğraması kaçınılmaz.
    İlkokuldayken bir seminere katılmıştım. Orada duyduğum bir cümle yıllar oldu aklımdan çıkmaz: "Sizin özgürlüğünüz başkasının sınırlarını ihlal ettiğiniz noktada biter. Özgürlük her istediğini yapmak, sonsuz haklara sahip olmak değildir. Diğer insanların haklarına saygılı olmak zorundasınız." O kadar doğru ki. Söz gelimi ben yılbaşı kutlayanlar müslüman olduğunu söylemediği sürece tepki göstermiyorum. Ama bu günlerde bakıyorum, hangi mağazaya hangi kafaye gitsem yılbaşına özel kampanyalar, ürünler yılbaşına özel tasarlanmış. Bunlar da bizim için bir nebze rahatsız edici oluyor. En azından ortak alanlarda bazı şeylerin dozunu kaçırmamak lazım diye düşünüyorum.
    Böyle kötü şeyler yapıp ben Müslümanım diyenlere de inanmana, üzülmene ayrıca kızıyorum arkadaşım. 🙃 Sen bize bak onlara ne bakıyorsun. Şu karamsarlığından bir kurtul artık. Sürekli bir polemik, insan yorulur. Her şeye gücümüz yetmiyor maalesef. Biz kendimiz için yaşayalım. 💛

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa! Çok tatlısın sen 😍🌸
      Şimdi güzel yorumunu okudum ve hayal kırıklığım geçti. Evet itiraf ediyorum sendin. Tesettürlü, Müslüman yaşam tarzına sahip olduğunu biliyorum ama aynı zamanda laikliğe karşı olmadığını hissettiğim için desteğine ihtiyacım vardı; çünkü ben çocukluğumdaki hem laik-hem Müslüman Türkiye'yi çok özledim ve yazarak, çizerek, insanlarda bir nebze, bir damlacık farkındalık yaratıp, bilinçlendirmek, perspektiflerini genişletmeyi kendime dert edindim. :)Ölmeden keşke yine hem laik- hem Müslüman ülkeye dönüşsek.

      Nasıldık inanamazsın, mesela babam 30 gün oruç tutardı, Ramazan bayramında da komşular gelince çikolata - likör ikram ederdik. 😂😍

      Kimse "Ay sen Müslümansın nasıl likör ikram ediyorsun?" demezdi. İsterse sadece çikolatasını yer, likörü içmezdi. Yani böyle bir hoşgörü vardı ülkede. O hoşgörü de huzuru sağlıyordu. Kutuplaşma (senin dediğin başörtüsünden rahatsız olma filan) hiiiiiiiiç yoktu. O günlerde doğmadığın için bilemezsin. (65'li yıllardı ben ilkokuldaydım)

      Şu anda seni de rahatsız eden o kutuplaşmayı Fethullah Gülen denen CIA (Amerikan Casusluk Teşkilatı diyorum ben) çocuğu suni olarak sonradan icat etti. Bu da yine senin belki daha doğmadığın Erbakan'lı yıllarda oldu. Şöyle ki, türban diye bir şey icat edildi suni olarak. Filiz Akın'lı, Ediz Hun'lu Yeşilçam filmlerine bakan, eski İstanbul, eski Ankara siyah - beyaz fotoğraflarına bakan sokaklarda, caddelerde, okul önlerinde türbanlı tek kişi göremezler. Bu da bu kutuplaşmanın sonradan toplumu bölmek için kasıtlı olarak çıkartıldığının ispatıdır. Yani senin şu anda rahatsızlık duyduğun şeyler benim çocukluğumda mevcut değildi.

      Yılbaşında mağazalardan rahatsız olmana üzüldüm. Bak üzülme, insanlar o şekilde mutlu oluyorlar, senede bir gün birbirlerine hediye alacaklar, "Mutlu yıllar" dileyecekler, yeni yılın iyilikler, güzellikler, dileyecekler, senin Ramazan bayramında mutlu olman gibi, bırak mutlu olsunlar, yesin, içsin eğlensinler, tombala oynasınlar, çekirdek çitlesinler, sana zararı olmadıktan sonra niye üzüleceksin ki? Müslüman pek çok insan içki de içiyor (gizli içiyor aslında gizlemese bence daha doğru eskiden gizlenmezdi şeffaflık vardı ülkede)

      Mesela bu ülkede İsa, Musa, Adem isimli bir çok erkek vatandaş var, peygamber ismi diye koymuşlar, o zaman onlara da kızalım sen Müslüman'sın niye ismin İsa diye? :))))Yani hoşgörüyle yeniden hem laik- hem Müslüman ülke olalım istiyorum. Tüm blog arkadaşlarımdan da destek bekliyorum. Bak senin yorumunla karamsarlığımdan da kurtuldum.
      Çok teşekkür ediyorum.
      Bugün 30 Aralık, koca bir yıl bitiyor; yeni senede sana sınavlarında başarılar, hayatında mutluluklar diliyorum. (Sen bu dileğimi Hristiyanlıkla filan hiiiç ilişkilendirme, dünyanın 365 günlük rotasyonu benim için....:)


      Sil
    2. Elbette yılbaşı tıpkı mesvimlerin başlangıcı ve bitişi gibi bir süreci temsil ediyor benim için de. İnsanlar istediği kutlasınlar. "Bu dünya yalnızca geçici bir eğlence yeridir." buyuruyor Allah. Eğlencesine fazla aldananlara üzülüyorum sadece.
      O, bu, şu ayrışmasını da bilmem siyaset tarihinin o kadar geçmişini de bilmem. En fazla 70'lere 80'lere kadardır bilgim. Tek bildiğim yaşam tarzı ne olursa olsun güzel ahlaklı insanların olduğu ve 15 Temmuz'da destan yazan bir millete ait olduğum. Her ne olursa olsun hepimiz aynı safdayız en nihayetinde. Umuyorum ki bir gün yoldan çıkmış, sağa sola sataşan, ortalıkta 'ben,ben' diye gezinen insanlar azalır, bizler de huzura kavuşuruz.
      Güzel dileklerin ve düşüncelerin için teşekkür ederim 💕 Yeni yılın hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Yeni yılda hayata daha çok pozitif bakabilmeni, mutlu olmanı diliyorum canım. İnşallah güzel bir yıl geçirirsin. :))

      Sil
    3. Bence sen de üzülme, yani eğlencesine kendini kaptıranlara üzülme; sonuçta bu dünya gerçekten geçici. Eğlenen de ertesi gün belki zaten ağlayacak, sürekli mutluluk, sürekli eğlence diye bir şey yok...olamaz da. Hayat çok zorlaştı, ekmek peşinde herkes...gelecek endişesi, çocukları için, kendileri için herkes endişe içinde. (Bana kalsa keşke hiç olmasaydı. (Yani dünya olmasaydı. Olmasaydı ne hayvanlar, ne insanlar acılar çekmezdi, ben şahsen çok pişmanım böyle bir dünyaya gelmiş olduğum için (ama doğmamak elimde olan bir şey değildi😂)

      Ben de senin güzel temennilerin için teşekkür ediyorum. Ay inşallah öyle olur, tüm dünya için güzel olur her şey, yaaa pozitif bakmayı ben de istiyorum da, Bücürük'ümü kaybettikten sonra bir de sosyal medyada o hayvan barınaklarının halini görünce tüm yaşama isteğim uçup gidiyor :( yine de gayret edeceğim. Söz. İnşallah hepimiz güzel bir yıl geçirelim. :))

      Sil
  16. Müfred Hanım, kaç gün olmuş size mutlu yıllar diledim (siz kutlamasanız da) sizden de iade-i ziyaret bekledim yani sizden de "Teşekkürler, size de mutlu yıllar" bekledim ama gelmedi; çok kırıldım size. 😢 Farklı fikirlerde de olsak düşman mıyız ki? Bir yeni yıl temennisini çok gördünüz? :( Benim rahmetli babam ta 1952 yılında Kore'de sıcak savaşa gitmişti. Orada yeni yılda düşman askerler bile birbirleriyle yeni yılda sigara, meyve vs. hediyeleşmişler. BLoğumda babamın Kore anıları paylaşımımda var. (yazı dizisiydi)

    YanıtlaSil