Sarı Öküz hikayesini bilir misiniz?
Bilmiyorsanız internette Sarı Öküz Hikayesi yazıp tıklayın.
Yaşayarak öğreniyorsunuz.
Oysa, 28 Şubat kararlarını alan akıllı komutanlar bugünleri görmüştü.
"Ah! Başörtüm/takkem/Fethullahçı oluşum/namazım/niyazım yüzünden bana zulmediyorlar. Ah! bana üniversite okumuyorlar!"
diyene acırsın, "Ah! Tabii ya, gel takkeli Ahmet, gir üniversiteye. Yazılımcı ol, türbanlı Ayşe sen TÜBİTAK'a müdür ol, takkeli Veysel sen savcı ol, türbanlı Fatma sen Hakim ol, doktor ol, savcı ol, başbakan ol, cumhurbaşkanı ol" dersin.
Takkeli, Fetöcü Ahmet, okur, bitirir. Yazılımcı olur. Kopyala- yapıştır bir dolu sahte darbe planı hazırlar.
Türbanlı Ayşe,TÜBİTAK'ın başına geçer. Takkeli Ahmet'in düzenlediği sahte Balyoz ve sahte Ergenekon CD'lerine
"Hmm...okudum hepsi gerçek!"
diye rapor verir.
Takkeli Veysel savcı olup, türbanlı Ayşe'nin raporuna bakıp "Bunlar darbe yapacakmış!" der.
Türbanlı Fatma hakim olup takkeli savcı Veysel'i onaylar " Darbecilikten hepsini 5 yıl hapse mahkum ettim" der.
Halk çekirdek çitleyerek izler.
Ben, Kızılay meydanında gözümle gördüm. Balyoz kumpası mağduru asker eşleri protesto yapıyordu. Bir avuç kişiydiler. Halkın umurunda değildi. Şöyle bakıp geçiyorlardı. Ülkenin genel kurmay başkanı, koca koca paşalar, amiraller kumpasla suçsuz yere hapsedilmişlerdi ve sadece bir avuç asker eşi ses çıkartıyordu.
Sonra yıllar geçer. Fetöcülerle, takkeliler, türbanlılar birbirine girdi. "Ay! Pardon! Balyoz sahteymiş boşu boşuna yattılar" dediler. Kimse "E, Fetöcünün kankasıydın sen" deyip; hesap sormadı. O arada ölenler ölür, kanser olanlar olur, kahrından kalp krizi geçirenler kalp krizi geçirir, akrabaları dayanamaz ölürler, gururuna, onuruna dokunanlar Ali Tatar gibi kafasına sıkar. Balyoz kumpası yetmez 15 Temmuz kumpası yaparlar! Yüzlerce insan ölür.
Ders alındı mı? Alınmadı.
Yıllar geçti.
"CHP'ye oy atarsanız, pkaka' lılar gelip su sayaçlarınızı okuyacak" diyenler üç gün sonra oldular!
Sosyal medyada mizah ustası kalemler
" CHP'ye oy atarsanız artık pkaka'lılar gelip su sayaçlarınızı okumayacak; bu sefer LGBT'liler gelip su sayaçlarınızı okuyacak"
diye dalga geçti.
Yani, bunlar her yıl farklı "düşmanlar" yaratırlar. Dün "düşman" dedikleriyle ertesi yıl sarmaş dolaş olurlar. Tıpkı Fetö ile bir zamanlar kanka oldukları gibi. Şimdi muhalefetten başka düşman (!) kalmadı.
Size "Ey! Amerika! Gazze'de şöyle oluyor, böyle oluyor!" der, arkadan aynı Amerika ile el sıkışır, cilveleşir. İsrail'e gemi gemi erzak gönderir. Dün, "Ey! Tayyip! Sen Kandil'in şususun, bususun" der sonra aynı Tayyip ile kanka olur, canciğer kuzu sarması olur ve "Gelsin Apo mecliste konuşsun" der.
Sonuç:
Dincilere ülke emanet edilmez.
Bir ülkeyi asker kurtarır; öğretmenler eğitir, dinciler batırır.
Dünyada dincilerin yönettiği huzurlu tek ülke o yüzden yoktur ve o yüzden İslam şeriatı ile yönetilen ülkelerden koşa koşa laik, Hristiyan, Noel kutlanan, LGBT ülkelere kaçıyorlar.