"Çocuklarıma
Kore hatıralarımı hep anlatırdım. Çok hoşlarına giderdi.
Yıllar sonra kızım bunları yazmamı önerdi. Şimdi aradan
tam 50 yıl geçmiş, yaş olmuş 80. Bakalım ne kadarını
hatırlayacağım?"
Babam anılarında Kore savaşının sebeplerini kısaca anlattıktan sonra Kore'ye gönüllü gitme sebebini anlatmış. Uzundu ben biraz kısalttım.
Babamın Kore'ye gittiği gemi General Le Roy Eltinge...
"Davutpaşa kışlasında topçu üsteğmen Orhan Türel ile konuşuyorduk. Gönüllü yazılmak istediğinden bahsedip benim de fikrimi sordu. Ben de
"Çanakkale savaşı gibi göğüsgöğüse çarpışmalar olmaz herhalde" dedim.
Bir süre sonra Orhan, Kore'ye gitti. Orhan'ın gitmesinden sonra gazetelerdeKunuli muhaberelerinde askerlerimizin çok kayıplar verdiğini okuyunca
"Eyvah! Allah korusun ya Orhan sağ dönmezse! Kendimi suçlu hissedeceğim"
diye çok üzüldüm. O yüzden ben de gönüllü gitmek için dilekçe verdim. Bu arada çok şükür Orhan sağsalim geri dönmüştü ama dönüşe yakın önemli bir trafik kazası geçirdiğini duydum.
"Gönüllü gitmek için dilekçe vereli bir yıl geçmişti. Dilekçeyi unutmuştum. Yıl 24 Mart 1952. Eşim ilk çocuğumuza hamileydi ve doğum sancıları başladı. Apartopar hastaneye gittik. Eşimi hastanede bırakıp karargaha gittim. "Seni şube müdürü istiyor" dediler. Kurmay Albay Rasim Dağlı'nın odasına gittim. "Gözün aydın" deyince ben eşimin doğum yaptığını sandım ve haberin bu kadar çabuk gelmesine şaşırdım. Albay devam etti "Kore'ye tayinin çıktı" !
O zaman Diyarbakır'da "Gürcü bacı" denilen çok ünlü bir falcı varmış. Annem ona gitmiş ve falcı "Yol görünmüyor" deyince içi rahatlamış, yine de doğum yaklaştıkça "Dilekçeni geri al" diyormuş ama babam "Savaştan kaçıyor" derler diye kabul etmemiş. :)
Uzun ayrıntıları atlıyorum, babam annemi ve 12 günlük bebeklerini İstanbul Beylerbeyi'ne Küplücü'deki iki katlı ahşap evde kirada oturan anneannem ve efe dedeme (dedemin ismi Abdülkerim ama anneannem dahil herkes ona efe derdi, Abdülkerim'i duymamıştık bile:))emanet etmek üzere Diyarbakır'dan trene biniyorlar. Annemin üzüntüden sütü kesilmiş mi! Doktorun verdiği bir mama varmış ama annemler mamayı trende ısıtamıyorlar. Bebek ağlıyor, susuz kalıyor, İstanbul'a gelince bebeğin cildi susuzluktan kırış kırış olmuş, doktor koca bir enjektör ile serum veriyor. Bebek içeride, annem dışarıda ağlıyorlar :(
Ve babam, "Sağ dönmezsem oğlumuza verirsin" diyerek ilk Swiss marka kronometreli saatini anneme veriyor. Kore'ye gidecek general Le Roy Eltingegemisine binmek üzere İzmir Seferhisar'a gidiyor.
XXX
Babam Kore'de...
Babam Seferhisar'da iki aylık eğitim döneminde bir ara izinli İstanbul'a gidip oğlunu 40 günlükken bir kez daha görebilmiş. 9 Haziran 1952'de iki ayrı gemiyle yola çıkmışlar. Oğlunu ve annemi tekrar görene kadar 2 yıl süre geçmiş. Sadece mektuplarla haberleşmişler. Mektuplar da önce ABD'ye gidiyor (e tabii Amerikan askerleri daha kıymetli:))sonra Avrupa, sonra İstanbul. Bir ayda anca varıyormuş!
Babam anneme ilk görüşte aşık olmuş, o zaman aşklar gerçek aşk,
sevgiler gerçek sevgi, öyle TV ye çıkıp "aaaayyy eleeeentirik alamadım" lar yok:)))))
"
Gemide ABD li askerlerin yanı sıra Fransız, Belçika, Hollanda,
Yunan, Lüksemburg, İngiliz askerleri de vardı. Cibuti'de Habeş,
Bangkong (Tayland')'da Siyam askerleri de bize katıldılar. Biz
yaklaşık tugayın üçte biri (1800)kadardık. İlk uğradığımız
liman Mısır'ın Port
Sait limanı
oldu. Gemi durunca çevremiz bir şeyler satmak isteyen satıcıların
kayıklarıyla doldu. Ençok deve derisi, yılan derisi eşyalar,
ayakkabı, bavul, duvar halısı, seccade ve biblolar satılıyordu.
Biz vapurdan
"How
much?"
(kaça?) diyoruz.
Kayıkçı
da mesela 90 dolar istiyorsa parmaklarıyla gösteriyordu. Kayıktaki
80'e iniyor, gemideki onikiye çıkıyor, sonunda 90 dolarlık şey
15 dolara geliyordu:) Bazen parayı alan kayıkçı malı vermeden
kaçıyor, bazen de gemideki asker malı alıp parayı vermeden koca
gemide kayboluyordu. . Kızıldeniz çok sıcaktı. Üst kısmımız
tamamen çıplak geziyorduk. Subaylar kolumuza kırmızı şerit
üzerine yıldızlı pazu bandı takıyorduk.
Bizimkiler yemeklerde domuz eti korkusundan et yemeklerini yemiyorlardı. Amerikalı bir asker geminin yemekhanesinde elinde sayaç gibi bir şey, düğmeye basıp kuyruktakileri sayıyordu. Ama Türkler olması gerekenden fazla çıkıyordu! Sonunda durum anlaşıldı. Bizim açıkgözler domuz eti korkusundan yemek almayıp sadece meyva, salata, pilav vs. aldıklarından karınları doymuyor, aç kaldıklarından tekrar kuyruğa giriyorlarmış.!
Sararmış, kırışmış
asker mektupları...
4 - 5 sayfadan az olanı yoktu:))
hep "canım" diye başlıyor..:)
Bizimkiler yemeklerde domuz eti korkusundan et yemeklerini yemiyorlardı. Amerikalı bir asker geminin yemekhanesinde elinde sayaç gibi bir şey, düğmeye basıp kuyruktakileri sayıyordu. Ama Türkler olması gerekenden fazla çıkıyordu! Sonunda durum anlaşıldı. Bizim açıkgözler domuz eti korkusundan yemek almayıp sadece meyva, salata, pilav vs. aldıklarından karınları doymuyor, aç kaldıklarından tekrar kuyruğa giriyorlarmış.!
Yine
domuz eti korkusundan babam ve istisnalar hariç tüm
Türkler "only
rice"
cümlesini kısa zamanda öğrenmişler. :) Babam "Valla zaten
zayıftım, verilen tüm yemekleri yedim" demişti.
*
Only rice: Yalnız pilav:)))
Bu
domuz eti korkusu babamdan önceki ilk kafilede daha komik olaylara
sebep olmuş. Kafile yanında bir koyun sürüsüyle gemiye
gelmiş:)))Geminin kaptanı "Bu ne?" deyince bizimkiler "Et
stoğu için getirdik" demişler. Kaptan "Bizim
yeterince etimiz var gemiye koyun moyun alamayız" diyerek geri
çevirmiş:))
Japonya'dan aldığa yelpaze...
günü birlik Tokyo'ya gitmişler
birkaç kez....
Port Sait'ten bir duvar halısı
ve seccade de var
o seccadenin adı
"Kore seccadesi"
kaldı.:)
Port Sait'ten bir duvar halısı
ve seccade de var
o seccadenin adı
"Kore seccadesi"
kaldı.:)
"Kızıldeniz
o kadar sıcaktı ki, Türkiye'deyken gemiyi basan kara sinek
sürüsünden kurtulmuştuk. Türkiye'ye dönerken aynı sinek sürüsü
yine gemiye doluşacaktı. Mısır önlerindeyken 1. Dünya Savaşında
Mısır'a taarruz eden Osmanlı paşası, Cemal
paşa kuvvetlerinin
şehitliğini ve anıtını hüzünle seyrettik.
Ramazan bayramına denk gelmiştik. Cidde önlerinden geçerken, gemideki tüm Müslüman askerlerle birlikte güverteye çıkıp, yüzümüzü kıbleye dönerek bayram namazı kıldık. "
(Babam tarihini yazmamış, internet sayesinde google'dan kontrol ettim. 9 haziran 1952'de yola çıkmışlardı. 28 Haziran Ramazan bayramı imiş)
Ramazan bayramına denk gelmiştik. Cidde önlerinden geçerken, gemideki tüm Müslüman askerlerle birlikte güverteye çıkıp, yüzümüzü kıbleye dönerek bayram namazı kıldık. "
(Babam tarihini yazmamış, internet sayesinde google'dan kontrol ettim. 9 haziran 1952'de yola çıkmışlardı. 28 Haziran Ramazan bayramı imiş)
"Genç
bir piyade teğmeni vardı. Sık sık 'İlk kurşunu Amerikalıya
atacağım' diyordu. :)))) Yine gemide birkaç subay ölmeleri
halinde maaşlarını kime bırakacakları konusunda konuşurlarken,
genelevdeki bir kadının adresini veriyorlardı!
Bize
çift maaş ödeniyordu. Bir kısmı; 20 veya 24 doları Kore'de
ödeniyordu. Kalanı Türkiye'de kalıyordu. Ben 100 lirayı babama
bırakmıştım. Kalanı eşime ödeniyordu. Döndüğüm zaman eşim
6000 lira biriktirmişti. O zaman bu paraya Üsküdar'da iyi
bir ev veya arsa alabilirdim. Birkaç yıl sonra 6000 liraya bir
babama, bir de kendime birer takım elbise ancak alabildim. :)
Geminin
yemek salonunda arkadaşlarla konuşuyoruz:
"Garsonlara
ne kadar bahşiş bıraksak?"
Bizim
yüzbaşı maaşının dört, beş katı maaş aldıklarını
öğrenince bahşiş bırakmaktan vazgeçtik:))
Cibuti
limanında Habeş piyade taburu saf düzeninde hazır
bekliyordu. Denetlemeden sonra askerlere bir rahip tarafından birer
kaşık 'kutsal su' içirildi. Bacaklarına 'dolak' sarmışlardı.
" Gemiye binince, tabancalarımızı komutanlığa teslim etmemiz istenmişti. Çoğunluk sanırım teslim etti. Bazılarıysa vermediler bunun nedeni bizim Kırıkkaletabancalarının Amerikalıların hoşuna gitmesi ve iyi paraya satın almalarıymış. Bunu önlemek için silahları toplamışlar. Dönüşte geri vereceklermiş. Ben, komutanımıza tabancamı teslim edersem depoda paslanacağını, benimse temizleyip, yağlayarak muhafaza edeceğimi, dönüşte de sağ kalırsam ona göstereceğimi söyledim, dediğimi de yaptım.
" Gemiye binince, tabancalarımızı komutanlığa teslim etmemiz istenmişti. Çoğunluk sanırım teslim etti. Bazılarıysa vermediler bunun nedeni bizim Kırıkkaletabancalarının Amerikalıların hoşuna gitmesi ve iyi paraya satın almalarıymış. Bunu önlemek için silahları toplamışlar. Dönüşte geri vereceklermiş. Ben, komutanımıza tabancamı teslim edersem depoda paslanacağını, benimse temizleyip, yağlayarak muhafaza edeceğimi, dönüşte de sağ kalırsam ona göstereceğimi söyledim, dediğimi de yaptım.
Bizim
personelimizde bıçak vs. bulunmuyordu. Bizden bir er ile bir Habeş
eri arasında alışveriş (saat ya da başka bir şey)yüzünden
kavga çıkmaz mı! Hava da sıcak...sinirle gergin....kavga büyüdü.
Bir asker bağırıyordu
"Onu
çiğ çiğ yiyeceğim!"
"Kore'ye
varalım orada Çinlileri yersin" dedik. :)
Kavgacıları
çok güç yatıştırdık. 'çök' emri verdik. Sadece subaylar
ayakta kaldı. Meğerse bir Habeş askeri 'dolak' ndan çıkardığı
hançerle bizim eri yaralamış. Ondan sonra maalesef
Habeş'lerle düşman olduk. "
-
Babam
gemideyken, ilk bebeğiyle annesinin, babasının yanına gitmek
zorunda kalan annem de kolay günler geçirmiyormuş. Anneannem
namazında, niyazında ama eski kafalı biri , efe dedem
kitaplarından başını kaldırmıyor, Anneannem kendi anasından
gördüğü üzere anneme sığıntı muamelesi yapıyormuş:( "bir
ayağın kapıda" diyormuş:( çünkü anneanneme göre evlenen
kadın asla baba evine dönmemeliymiş "niye evini bozdun? Ben
yanına gelirdim" diyormuş. Eski insanlar ne biçimmiş
yahu!?:((( Bu arada geçen bölümde unutmuşum yazmayı,
Seferhisar'da albay Nuri Pamir'in Kore'de şehit olduğu
haberi geliyor ve hepsi çok üzülüyorlar.
Not: Habeşistan'ın
ismi sonradan Etopya olarak değişti. Bu
arada Habeşistan 'köleler ülkesi' anlamına geliyormuş ben
de bugün öğrendim.
XXX
Sevgili arkadaşlar,
yazılarımı sonradan düzenlerken,
3 bölümü yanlışlıkla silmişim:(
silinince google önbellekten kopyaladım
yorumlarınızı da koplayadım ancak
tuhaf bir şekle girdi yorumlar
teknik bilgim yok düzeltecek ama
silinip gitmelerinden iyidir....
yazılarımı sonradan düzenlerken,
3 bölümü yanlışlıkla silmişim:(
silinince google önbellekten kopyaladım
yorumlarınızı da koplayadım ancak
tuhaf bir şekle girdi yorumlar
teknik bilgim yok düzeltecek ama
silinip gitmelerinden iyidir....
57 yorum:
yorum:
- Merhabalar.Yanıtla
Bakın savaşa giden askerlerimizin, savaştan önce ne yiyeceğiz sıkıntısı ile karşılaşmaları ne kadar zor bir durum. Onlar savaşı düşünmeleri gerekirken, mutfak kültürümüze uygun olmayan (domuz eti dahil) yemekleri düşünmek zorunda kalmışlar.
Selam ve dualarımla.
- Müjdeciğim ayyyyyy çok güzel.Hele Aşk için yazdıkların ayrı güzel ve doğru ve ''eleeeeenktirik alamadım'' a kahkaha attım :))))))) Aşk mı kaldı? Eleeentirik alamamış ya soksun parmaklarını prize bak nasıl çarpılıyor 220volt aşkı meşki alır o vakit :)) Lütfen devam et canısı çok güzelmiş anıları babacığının (Nurlar içinde olsun).Fotoğrafa ayrı bayıldım nasıl bir yakışıklılık öyle ya annen nasıl güzel,maşallah.Sen kime benziyorsun acaba merak ettim bak.O domuz eti mevzusuna da ayrı bittim yani.Şimdi olsa bence hepsi yer aç kalmamak için.Dinimize saygı o zamanlarda başkaymış.O kadar istismar edildi ki insanların inançları duyguları belki ben yanlış düşünüyorum bilemedim şimdi.Devamını bekliyorum sabırsızlıkla.İyi ki varsın canım,sevgilerimle.Yanıtla
- Ahhh Müjde'cim.... aksam aksam aglattin beni... nasil duygulandim anlatamam okurken. Daha ilk resimlerde gözlerim doldu zaten, annenle babani görünce...neler gecti aklimdan neler...Yanıtla
Hele mektuplara gelince hepten koptum:(
Off offf...neler yasamislar neler... iyi ki yazmis baban hepsini. Suraya bak, onari yasarken düsünebilir miydi, bir gün gelecek, o dünyada yokken, kizi internette (ki ozamanlar bunun ne oldugunu bile bilmiyordu) baska insanlarla paylasacak ve onlar okurken aglayacak...
Nurlar icinde yatsin babacigin. Keske su an yasyor olsaydi da ellerinden öpüyorum, ona cok selam söyle diyebilseydim....
Annen nasil bu arada? Bilmedigim icin cekiniyorum o nasil diye sormaya...insallah o yasiyordur ve iyidir.... ne de güzelmis ahh... kiyamam ona. Evet onlarin ki gercek sevgiydi iste...evlilik dedigin onlarinkiydi iste.
Ellerine saglik canim , bu degerli paylasimlar icin cok tesekkürler. Öpüyorum seni.
- Harika bir anlatım. Bir solukta okunuyor. Babanızın anılarını yayınlamanız bizler için geçmişi daha iyi anlamak anlamı taşıyor.Yanıtla
Dolayısıyla geçmişimizi ve geçmişte yaşananları bugün ile kıyaslama olanağımız doğuyor.
Kalemine emeğine sağlık.
Babanıza ve annenize Allah'tan rahmet diliyorum.
Selam ve saygılar.
- Yaaa.... demek annecigin de pesinden gitti:( Cok üzüldüm simdi...dedigim gibi sorarken korka korka sormustm zaten....Yanıtla
Gerci Allah biliyor tabii hangimizin önce gidecegini ama hepimizin bir gün gelecegimiz durum bu. Kimi daha erken , kimi daha gec... ama eninde sonunda onlarin özlemiyle sonuclaniyor hayatimiz. Benim de kabusumdur bu...ama yazik ki er gec yasayacagim ben de bunu.... henüz sansliyim...
- Çok güzellermiş Müjde 'ciğim sevgili anne ve babacığın nurlarda yatsınlar ,mekanları cennet olsun..O mektuplar ne kıymetlidir ;umut ,sevgi ,hasret dolu ,sabır dolu.Anıları önünde saygı duyuyorum...Sevgiler.Yanıtla
- Zorlu savaş günleri ve arada kalan duygusal bir aşk gözlerim doldu ama bu yaşanmış anıların masumiyetinden duyarlılığından.Yanıtla
Anıların kendileri kadar sizinde onları anlatma biçiminiz çok güzel.
Bu yazının devamı olmasını çok isterim.
Allahtan rahmet dilerim anne babanız için nur içinde yatsınlar...
- Harika bir yayın olmuş cnm. annen ve baban nur içinde yatsınlar nede yakışıyorlarmış birbirlerine çok asillermiş çok.Yanıtla
Eski zorlukların zerresi kalmadı ama yine de insanlar nankör ,ellerindeki ne nimetin ne de ülkenin kıymetini biliyorlar ..selam ve sevgiler arkadaşım.
- Babam anneme yazdığı bir mektupta öndeki arabanın plakasından bahsetmiş. HF harfleri yanyana bizi gösteriyor 30 da birlikte geçecek yılları gibi bir cümle kurmuş.Yanıtla
Annemle babam tam otuz yıl evli kaldılar. Otuzuncu yılı kutlamamızdan bir hafta sonra babam hastaneye kaldırıldı. Bir daha da dönemedi geriye.
Sen mektuplar deyince benim de aklıma hemen o geldi.
Anneciğin de babacığın da ne güzeller fotoğrafta :)
İyi yapmış baban herşeyi yemekle. Sağlık en önemli şey. Ben de Metos'a, tamam domuz eti yeme ama buna değdi mi buna değmedi mi diye kendini harab etmene de gerek yok oğluşum diyorum :)
- Seni geçmişine bağlılığından dolayı kutluyorum. Bunları saklaman, burada paylaşarak yaşatman ve bizlerin de feyz almasına izin vermen benzersiz bir şey. Sayende fikir sahibi olup, dönem hakkında çıkarımlar yapmaya çalışıyorum. Sen ne güzel bir evlatsın. Sevgili anne ve babacığın huzur içinde uyusunlar.Yanıtla
- Canımm, nasıl sıcacık bir paylaşım olmuş böyle.Yanıtla
Benzer fotoğraflar o yıllardan anne ve babacığımın da var. şimdi dijital fotoğraflara bakınca aynı duygular geçmiyor bana anın hatırası işte diyoruz ama bu eski fotoğraflar masal gibi içine çekiyor insanı.
elinde mücevher gibi anılar paylaştığın için teşekkürler.
Savaş yılları ne zor aslın da her daim zor şimdi her şey sağlanıyor ama toplum liderlerinin tahammülü yok sevgi barış çığlıkları altın da nefret ve kin tohumları saçıyorlar :((
Benim babam hep askerdi:)) kayınpederim ise 4 yıl askerlik yapanlardan
şimdikilere baksana paralı bir aya bile tahammülleri yok işten güçten kalıyorlarmış mış mış.
Senin, benim ve tüm uğrayanların uğurladıkları mızın mekanları cennet olsun .
BADEMin kilosuna dikkat demişsin de yaşı ilerledikçe her şeyine dikkat etmeye çalışıyorum. Kilosu son 5 yıldır aynı ne indi ne çıktı tüyleri de fark ettiriyor kestirdiğimiz zamanlar da yarım kilodan fazla tüy çıkıyordu:)))
Sağlık ve sevgiyle canım
- Merhabalar.Yanıtla
Babanız aynı zamanda subaymış, hem de yüzbaşı rütbesinde Kore savaşına katılan bir muharip subay. Cenab-ı Hakk'tan babanıza ve annenize rahmetiyle muamele eylemesini diliyorum. Onlar Dar-ı Beka'ya göçtüler. Elbette vakti ve saati dolan herkes bu dünyadan ahiret hayatına göçecek. Din Günü'nün sahibi olan Allah''ın merhametine ve de rahmetine sığınmaktan ve O'nun ipine sımsıkı sarılmaktan başka çaremiz yoktur.
Selam ve dualarımla.
- Müjde abla, belki bizler hoş güzel anılar olarak okuyoruz yaşanılanları. Olaya güzel yanlarından bakıyoruz. 2 koskoca yıl annen babasız büyütmüş çocuğu ve baban en güzel anlarına tanıklık edememiş çok üzücü. Annen nasıl anlatırdı peki o günleri? Onun çok daha zor olmuştur belkide...Yanıtla
-
- Müjdeciğim öncelikle anne ve babana Allah'tan rahmet diliyorum canım. Mekanları cennet olsun inşaallah. Öyle güzel bir anlatım ki, tüm bunları mektuplardan mı aktarıyorsun. Okurken ,neden bu anıları kitap haline getirmiyorsun diye düşündüm. çok güzel olur. Emeğine yüreğine sağlık canım..Yanıtla
- Müjde Hanım, Müsaadenizle ekleme yapmak istiyorum.Yanıtla
O Amerikan gemisindeki, alafranga tuvaletlerini ilk kez gören Türk askerlerinin klozetlerin üstüne çıkıp tünemesini, bundan dolayı tuvalet nöbetçiliği ihdas edildiğini ( tuvaletler toplu olarak bulundukları yerde kapı yok ), Süveyş kanalından geçerken Mısırlıların gemiye doğru ok attıklarını, gemideki coca-cola makinasına, Türk parasının etrafına ciklet yapıştırılarak atılan ve sakızın oraya yapışarak arka arkaya cola verdiğini gören Amerikalıların makinayı kapattığını, onca anonslara rağmen failinin bulunmayışı ve sonunda o paranın General LeRoy Eltinge gemisi müzesine konulduğunu da babam anlatırdı.
Yazınızın devamını bekliyorum.
- Bu özel ve güzel paylaşımın ve paylaşımların icin çok teşekkürler Müjdecim..hem hüzünlü hem neseli ( tabiki suanda okudugum icin yoksa ozaman memleketten sevdiklerinden ayrilip giden babacigin ve silah arkadaslarinin durumu ve sartlari ne zordu kimbilir)askerlerin doymadiklari için tekrar sıraya girmeleri:)) ...sağol Varol arkadaşım sevgilerYanıtla
- Ne harika anılar bunlar böyle,Yanıtla
sıcacık duygularla okudum..
devamını bekliyorum...
sevgiler yolladım.
- Müjde'cim, bak alistirdin kendine...bir süre görünmedigin zaman (burada ya da benim blogumda) merak etmeye basliyorum:) Iyisin di mi? Umarim iyisindir.Yanıtla
- Çok geçmiş olsun, sağlık diliyorum, seni de bücürüğü de seviyoruz,unutma, kendine iyi bak. Anne babaya Allahdan rahmet diliyorum.Şİmdi anı olarak dinlediğimiz pek çok şey yaşarken ne zordu kimbilir..Yanıtla
- Şu domuz etinden ödümüz koptuğu kadar kanserojen ve gdo'lu gıdalardan korkmuyoruz ya ben bayılıyorum bu çelişkiye :)Yanıtla
Bu arada annen ve babanın yüz hatlarını aldıysan muhteşem bir yüzün olduğunu söylemeliyim bücürükveben... <3
- Daha önce de okumuş, nostaljik anılar içinde kaybolmuştum. Ne mutlu size böyle bir anne babaya sahip olduğunuz için, ışıklar içinde uyusunlar. Bizim neslin aileleri ne kadar birbirine benziyor, düşünmeden edemedim.Yanıtla
Sevgi ve dostluklarımla...
- Ah ne güzelmiş bu anılar, ama devamını yazmamışsınız galiba. İnşallah yazarsınız. :)Yanıtla
Domuz etine çok güldüm. Babanız akıllıymış valla. Et yiyor olsaydım ve asker olsaydım ben de domuz momuz ayırmazdım o koşullarda.
Sevgiler. :)
- Ne güzel zamanında düşünüp Babacığının Kore anılarını kaleme almışsın. Keyifle okuyorum ve devamını da sabırsızlıkla bekliyorum.Yanıtla
Anne ve babacığın nurlarda uyusunlar.
Sevgiler
- ne günlermiş yaaa siyah beyaz filmlere benziyor. seccade pilav :) babanda deniz gezmiş havası ve yakışıklılığı varmış yaaa :)Yanıtla
yorum:
- Bir kitaptan alıntılar okuyorum gibiyim, üstelik bu sahi. Önemli detaylar bunlar, ışık tutuyorsun yine.Yanıtla
- Nasıl heyecanla ve merakla okuyorum bu anıları. Ve üzülüyorum da, bir garsondan kat kat az maaş alan hiç bilmediği diyarlarda savaşmaya giden askerlerimiz ne kadar zorluklar çekti. Tabi sadece onalr değil geride bıratıkları da.Yanıtla
Çinlileri yersin bölümünde güldüm gerçekten :D
Devamını merakla bekliyorum.
- her hayat bir roman diye boşuna demiyorlar. Devamını bekleyenlerdeyim bende. sevgiler Müjdecim..Yanıtla
-
- Hem güldüm, hem hüzünlendim yine Müjde Abla. Ne iyi olmuş babanızın bunları kaleme alması. İyi ki teşvik etmişsiniz.Yanıtla
Sevgiler.:)
- İnanılmaz güzel, efsane... Üzüldüm anneciğine... Ne zor zamanlar yaşamışlar... Blogger Kulübü'nde paylaşıyorum yazını... Sevgiler...Yanıtla
- Babaların anlattığı anılar hep çocuklara ilginç gelmiştir. Bir bakıma tarihe tanıklık etmek gibi. İyi ki siz de araştırarak, kayıt tutarak bu tanıklığı sürdürmüşsünüz. O zaman kuşaktan kuşağa bilgiler daha sağlıklı aktarılıyorYanıtla
Sevgiler....
- Vay bee... okurken insan inanmiyor, bunlar gercekten yasanmis seyler yani baban tarafindan. Film gibi gercekten...Yanıtla
Kah duygulaniyor insan, kah gülüyor. Bahsisten vazgectik demesine cok güldüm (aslinda ne aci..)
Bir de 6000 Liraya Üsküdardan bir ev ya da arsa he..... ahh hey gidi günler heyy:)
Ellerine saglik Müjde'cim, cok seviyorum bu paylasimlarini.
- Yine severek okuduğum, belleğime çok şey katan bu güzel yazı için teşekkürler. Emeğine sağlık.Yanıtla
- Öncelikle böylesine önemli bir konuyu detaylarıyla paylaştığınız için teşekkür ederim. Yıllar önce, arkadaşımın rahmetli babasından ( Korg. Fahir Atabek), Kore Gazisi olarak dinlediğim anılarla özdeşleştirdim. Bilmediğimiz ama bilip öğrenmekten vazgeçemeyeceğimiz anılar demeti olarak tekrar teşekkür ederim.Yanıtla
Aşağıda, diğer postlarınızda birbirinden ilginç... Güzel bir hafta sonu dilerim.
Dostlukla...
- Merhabalar.Yanıtla
Babanızın Kore hatıratının 3. bölümünü de okumuş olduk. Geminin içinde demek ki, Kore'ye gönderilecek diğer milletlerin askerleri de varmış. Gemide vuku bulan kavga da ilginçti. Habeş'liyi görüyor musun, dolağından çıkardığı bıçakla erimizi yaralamış. Herhalde o da iki asker arasındaki bir ihtilaftan dolayı vuku bulan münferit olaylardan biri.
Keçiören Gazino semtindeki anacaddenin ismi Nuri Pamir'dir. Yoksa bu Kore'de şehit düşen albayın ismi midir? Allah rahmet eylesin.
Habeşistan'ın isminin Etopya olarak değiştirildiğini inanın ben de bilmiyordum. Demek yeni adı Etopya olmuş. Habeşistan isminin hafızamda yer etmesinin bir sebebi vardır. Cenab-ı Peygamber ilk inanan müslümanları işkence ve eziyetten kurtarmak için Habeşistan'a gönderiyor. Çünkü Habeş kralı o zaman çok adil bir kralmış.
Hadi bakalım Kore'ye yolculuk devam ediyor. Hayırlı yolculuklar olsun. Bakalım Kore'ye vardıktan sonraki izlenimleri nelerdir, merak etmiyor değilim. Yeni bir savaşı sevmem ama, tarihin gerisinde kalan savaşları öğrenmeyi severim. Kısaca tarihi sevdiğim içindir herhalde bu ilgi.
Selam ve dualarımla.
-
- Müjdecim bu güzel anılar icin çok teşekkürler. .kitap okur gibi okuyorum inan..deep in dediği gibi film olabilecek gibi..sağolasinn güzel bir hafta sonu olsun Bucuruk e ve sana kocaman sevgiler...Yanıtla
- Şu Dünya'nın türlü türlü halleri...Yanıtla
Ta nerdeki insanları, taaa nerdeki nerdeki insanlara düşman diye götürüyorlar...
- Babanızın çekmiş olduğu sıkıntılı günlerin yanında anneciğinizde ne zorluklardan geçmiş kıyamam.Çinlileri yersin kısmı çok eğlenceli gülümsedim kocaman :))) Diğer blogçu arkadaşlarda belirtmiş zaten hem film tadında izlenir bu anılar uyarlansa hemde kitap niyetine okunur çok güzel :) Bu anıların devamını bizlerle paylaşmayı ihmal etmemenizi diliyorum :)Yanıtla
-
- Müjde abla,Yanıtla
Anıları fotoğraflarla tamamlaman çok hoş olmuş.
Bu aralar biraz yoğun olunca geç kaldım kore anılarını okumayı. Aklımdasın abla kusura bakma uğrayamadım pek. Habeş askerine bende kıl oldum bu arada, hain!
Kocaman sevgilerimi bırakıyorum ablacım...
Gözlerim dolu dolu okudum yazdiklarini ve devamini merakla bekliyorum.
Ne iyi yapmissin da anilarini yazmak icin tesvik etmissin babacigini....
Gemi anıları merakla bekliyor olacağım...
106 yaşında babannem vardı o da Çanakkale harbini anlatırdı bize hep bayılırdım onun anlatışına. O günler aklıma geldi okurken. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın...
Babaannenizin mekanı cennet olsun, maşallahı varmış 106 yaş dile kolay kimbilir neler yaşamıştır o da. Allah gani gani rahmet eylesin. Amin.
Güzel dileğinize Aminn diyorum. Hepsi nur içinde yatsınlar.
Çok teşekkürler. Selamlar.
Beğenmene çok sevindim. Çok teşekkürler.
http://misevimm.blogspot.com.tr/
http://apaydindunyam.blogspot.com.tr/ sevgiler
Savaş anılarını çok severim. Bakalım rahmetli babanızdan neler dinleyeceğiz. Benim babam da o yıllar asker İnzibat onbaşı ve Bingöl'de. Onun zamanında da Kore'ye gönderilmek üzere birliğinden asker seçilmiş. Belki babam Kore'ye gitmek üzere gönüllü olmamış da olabilir. Ama kendisine bunu soracağım. Babam 1922 doğumlu olup, askere 1928 doğumlu olarak gitmiş. İlçemizde bir Kore gazisi vardı ve lakabı da "Koreli Kazım" idi. Bu gazimiz vefat etti. Allah rahmet eylesin. Cenab-ı Hakk, babanıza, tüm gazi ve şehitlerimize rahmetiyle muamele eylesin.
Selam ve dualarımla.
Babam da 1921 doğumluydu, maşallah babanız şu anda hayatta ne mutlu size, babanıza sağlıklı ömürler diliyorum. Ellerinden öpüyorum. Aminnn, hepsine Allah gani gani rahmet eylesin.
Çok teşekkürler bil mukabele.
Babama sordum. Birliğinden Kore'ye gönderilmek üzere hiç asker seçilmemiş. "Biz ulaştırma sınıfındaydık" dedi. "Belki tümenin diğer muharip birliklerinden gönderilenler olduysa orasını bilmiyorum" dedi. Babamın da size selam ve muhabbetlerini iletiyorum.
Selam ve dualarımla.
Çok teşekkür ediyorum, babanızın ellerinden öperim, selam ve hürmetlerimi gönderirim.
Bil mukabele.
Eğer imkanı varsa, yaşanmış olayları belgeleriyle birlikte muhafaza etmek gibi bir alışkanlığım var. Belki biraz başınızı ağrıtacağım ama, konuya belgelere dayanarak açıklık getirmek istiyorum. Babam 18.05.1948 tarihinde (Bingöl 10.Tümen'deki İnz. Tk.)Askere gitmiş. Türkiye, 17 Eylül 1950'de Kore'ye asker göndermiş. Kore savaşı 1950-1953 yılları arasında 3 yıl sürmüş. Babam 1 Ekim 1950'de terhis olmuş. Babamın terhis tarihi ile Kore'ye asker gönderme tarihi arasında 16 gün var. Bu nedenle Kore'ye gidememiş herhalde.
Selam ve dualarımla.
Teşekkürler, bil mukabele.
Allah babanıza, böyle anıları olmasada babama, tüm şehit ve hakkın rahmetıne kavusmus gazılere; tüm ölmüşlere rahmet eylesin...
Canım illa savaş anısı olması gerekmez ki, senin babacığının da başka hatıraları vardır mutlaka, olmasa olmaz, onun da mekanı cennet olsun. Allah hepsine rahmet eylesin. :(
Orda baslayıp kıtap halıne getırılen kıtaplarda var:) bence bir araştır bır bloga yetecek kadar anın varsa kıtap yazacak kadarda vardır dıye dusunuyorum :)
Çocukluğum geldi aklıma Rahmetli babacığım da okul anılarını(1928 doğumluydu sanat mektebini yatılı okumuş oradan askere almışlar)anlatırdı nasıl mutlu olurduk askerlik anıları da çok özeldi bizler için.
Müjdecim sıkı takipteyim arada kaçırsam da biliyorsun gelir toplu okuma yaparım:))) mücevher kadar değerli bu yazılmış hatıralar.
Değil mi ya babalardan dinlenen hatıralar, ne olursa olsun askerlik olur, başka şey olur dinlemeye doyum olmuyor. Canım kaçırmaman için ara vererek yazacağım, her gün yazmamaya dikkat edeceğim:) Biliyorum bilmez miyim eksik olma canım çok teşekkürler. :)
İyi ki babanıza yazmasını istemişsiniz bu anıları ayrıca onun yanında bir de yazmaklada kalmıyor çocuklarınada anlatması sizin onu detaylıca dinlemenizde pay var bu kadar güzel aktarmanızın sebebi başka birşey olamaz.
Savaşlar hiçbir türlüsü hoş değil tabi onca can gidiyor Allah mekanlarını cennet etsin ve dediğiniz gibi hiç savaş olmasın bundan sonra...