22 Ocak 2025 Çarşamba

BLOG ARKADAŞLARIMA SORUYORUM


Bir kişi var mı

"Ben bu ülkede yaşamaktan çok memnunum. Her şey harika." diyen?

Bir kişi var mı

"Bu ülkede adalet var diyen?"

Çoluk çocuk karne almış, kar tatiline otele gidiyorsun. Otelin yangın söndürme (yağmur yağdırma) tertibatı yok, yangın merdiveni yok, yangın söndürme cihazı var mı bilmiyorum? Yangın alarmı var mı bilmiyorum. Üstelik otel ahşap! Sonuç 79 ölü. İnsanlar cayır cayır yanmışlar. Ülkede her kurumda rüşvetle iş yapıldığı için yangın, mangın denetiminde belli ki, rüşvet veriyorlar "uygundur" raporu alıyorlar ki,  otel, bu yangından 40 gün önce belediyeye yangın raporu için başvurmuş ama CHP'li Bolu belediyesi


"Bu otel yangın konusunda BERBAT, her şeyi EKSİK, rapor VERMEYİZ" demiş.


Bu sefer rapor isteğini geri çekmişler. (Bu, basında yazıyor, hatta akp yandaşı Ahmet Hakan yazmış)


Ayrıca, otelin giriş tabelasında Turizm Bakanlığı denetimindedir plaketi var. (OBERJ de belediye sınırları dışında olan konaklamalara verilen isimmiş)Yani AKPnin denetiminde ama şimdi tüm hatayı CHPli belediye başkanına atmaya çalışıyorlar.

Kolonu kesilen apartmanlara, depreme dayanıksız binalara da rüşvetle her şeyi kusursuz, eksiksiz diye raporlar alınıyor. Benim abim mimardır. Uzun yıllar önce Üsküdar Belediyesi'nde işe girmişti, bir, iki ay sonra istifayı bastı. Dedi ki

"Herkes rüşvet vermeye çalışıyor"

Bu ülkede herkesin aklı paraya, rüşvete, haraca çalışıyor! Düğün yapıyorlar, çocuklar gelin arabasının önünü kesip PARA istiyor! O çocukları öyle paragöz kim yetiştirdi? Anaları, babaları yani toplum! Gelin oluyor kız, damat kapıdan girecek, kızın ablası, mablası PARA istiyor yoksa kapıyı açmıyor! Gelin hanımın duvağını açacak damat bey, gelin yüz görümlüğü adıyla PARA istiyor yoksa açmıyor! Başka hangi ülkede iki kişi evlenirken bu kadar rüşvet, bahşiş, haraç, para döner? Gelin misin fahişe misin PARA ile yatağa gireceksin? Fahişeler, eskortlar PARA ile adamın koynuna giriyor. Sen evlilik yapıyorsun, güya yuva kuruyorsun ne PARASI?

Valla canım Atatürk'üm kusura bakmasın ama tek şeyde yanılmış bu halkın asil olanları var ve zaten, Atatürk'ümüz o asil olanlarla işgale direndi, düşmanlara direndi, o asillerle kurtuluş savaşını yaptı ama kalan kısmı çakal! Paragöz. (Gerçi Atatürk onları da biliyordu, bir kese altın için, bir makam için İngilizlerle işbirliği yapanları astırdı, sonra bunların torunları şapka giymedik de ondan astırdı diyorlar! Ay! 5 yaşında çocuk inanmaz.)


kaynak:sokakta yürüyen kıza yumruk attı

Genç bir kız sokakta yürüyor, tanımadığı bir genç adam; Kürt mü? Sığınmacı mı? Mülteci mi? Adını soyadını yazmamışlar, pat diye kızın suratına yumruk atıyor. Zavallı yerde! Gözler yukarıdaki fotoğraftaki durumda! Bu canilik değil de nedir? Caniyi serbest bırakıyorlar. Sosyal medyada tepki gelince tekrar içeri alıyorlar ama yakında bırakırlar. Var mı adalet bu ülkede?

pkakalı Kürt'ün birini hastaneye başhekim yapmışlar, adam, kendi gibilerle çete kurmuş, bebekleri öldürüyor, "Suriyeli bebek olmasın Türk bebek yok mu?" diyor!

Depremde apartmanlar yıkıldı, kolon kesen mağaza sahiplerinden ya da müteahhitlerden kaçı ceza aldı? 1999 depreminde? 6 Şubat depreminde? Var mı ceza alan? Var mı adalet?

Daha bugün okudum, emekli bir öğretmen mezar taşını hazırlamış, sonra da kendi canına kıymış. Mezar taşında yazan da şu:

"Yaptığı her iyilikten zarar gören adam"



Güya "dindar" nesil yaratacaklardı. Nasıl yapacaklarsa, tersine insanlar ahlaksızlaşmış. Yok, mini etek giyenleri kastetmiyorum. Mini etek giyenin kime ne zararı var? Kendisine yakıştırmış, giymiş, beğenilmek istemiş. Size ne ama başka bir ahlaksızlık var. Bir çürüme var. Mesela televizyon dizilerine bakıyorum ki, çok dizi izlemem. Sandık Kokusu diye bir dizi vardı, üvey babasıyla evlenen kız! Evet yanlış duymadınız. Evlilik yaşında genç kızı olan anne, ikinci evliliğini yapmış, üvey baba genç kızı baştan çıkartmış, kız da ona ilgisiz kalmamış, evlenmişler! Şakir Paşa mı, ne paşaysa bir de o dizi çıkmış; onda da gelinine sarkan kayınpeder var! Evet köylerde, Müge Anlı programlarında maalesef çok duyardık böyle sapık kayınpederleri. Halbuki normalde kayınpedere "baba" denir. Böyle olması gerekir. Normali budur.  Kayınpedere baba, amcaya baba yarısı,  teyzeye anne yarısı denir, yengeye, baldıza, kuzene  kız kardeş gözüyle bakılır, enişteye ağabey gözüyle bakılır. Aksi sapıklıktır. Böyle rezillikleri yazabilmişler senaryo diye. 

Geçen yıl ilk bölümüne bakıp "Ay! Ne iğrenç dizi!" diyerek bir daha yüzüne bakmadığım ama reyting rekorları kıran Yalı Çapkını diye bir dizi var, onda da enişte - baldız yatağa girmiş! (İlk bölümü hariç bir daha bakmadım ama sosyal medyada öğrendim. Orada yazıyorlar)

Bitmedi. Uzak Şehir diye reyting rekorları kıran bir dizi başladı. Bir Arap dizisinden uyarlamışlar. Dizide, bir kadın kocası öldü, onu kayınbiraderiyle evlendirdiler! Töreleri böyleymiş! Gerçi kayınbiraderi rolündeki oyuncu "Ben senle gerçek karı - koca olmam asla" diyor ama diziyi izleyenler ikisi aşık olsun istiyorlar! Ayrıca, dizide iki yan rol oyuncusu var, ikisi de kuzenlerine aşık! Ha, bunlar evlensin de SMA'lı bebeleri olsun, meydanda SMA standı açacaklar! Ya da bizim çok eskiden oturduğumuz apartmandaki amca oğluyla evlenen kadın gibi biri sağır, öteki sağır dilsiz çocuklar doğursunlar!

Bu ülkede özellikle Güneydoğu'da aile içi taciz, istismar vakaları bu kadar yaygınken, Narin olayı, Rojin olayı, zavallı köpeklere bile tecavüz edilirken, üvey baba - kız evliliği, kayın- yenge evliliği, kuzenlerin aşkını yazmak için geri zekalı, sapık ya da ahlaksız olmak lazım. Senaryo yazarları mı sapık? Yapımcılar mı sapık "Böyle şeyler yaz!" diyorlar? İzleyiciler mi sapık? Bu toplum sapık mı? Ben anlamıyorum. Ha, bir de Müslüman filan ya o diziyi izleyenlerin % 90'ı Müslüman! Katolik ülke değiliz ki. Ben, deist halimle ayıplarken, bizimkiler

" Cihan, Alya'yı çek kendine, öperek sustur."

Tweetleri atıyorlar.

(Cihan - Alya dedikleri yenge - kayınbirader!)

Ya, bir kendinize gelin, tövbe tövbeee, amcanız, ananıza talip olsa cinayet çıkmaz mı? Bunlar, bunu düşünmüyorlar, dizi ya...oradaki yakışıklı oyuncu ile güzel kadın birbirine aşık olsun istiyorlar.

Ben artık bu ülkeden umudumu kestim. Gençler mutsuz, evlenmeyi bile düşünmüyorlar, üniversite bitirmişler ama tezgahtarlık yapıyorlar, kurye oluyorlar, nasıl evlensinler kiralar almış başını gitmiş, her şey çok pahalı, yaşlılar mutsuz, emekliler mutsuz, maaşlar yetmiyor, bir tek 30 - 40 yerden huzur hakkı (!) alan AKP'liler mutlu, 20 Milyonluk arabada gezen sarıklı, cübbeliler mutlu.

23 senedir başımızda bir hükümet var. Bu 23 senede TSK'ya kumpas kurdular,

"Pardon, Fetö bizi kandırdı"

dediler. Hani adalet? Tayyipgiller "Pardon" diyene kadar komutanlar öldü, onuruna dokunan Ali Tatar intihar etti, herkes kuru iftirayı kaldıramaz ki? 15 Temmuz yaptılar

"Fetö yaptı" dediler. (Fetö işin içinde ama akıllı olanlar Fetö ile birlikte kimin de işin içinde olduğunu biliyorlar)

Terörist başı denileni çıkartmak isteyenler, sığınmacılara, mültecilere, kaçaklara göz yummayan Ümit Özdağ'ı tutukluyor. Bebek katiline övgüler düzülüp, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri olmakla teğmenler suçlanıyor! Bu ülkeyi Mustafa Kemal Atatürk kurtardı, bu cumhuriyeti o kurdu, paramızın üstünde onun resmi var, "reis" dedikleri Atatürk'ü sevmeyen adam bile kös kös ulusal bayramlarda istemeden de olsa gidip o Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrinde saygı duruşunda duruyor. Annem Ankara diye bir dizi var niye Annem Ankara? Ankara direniştir çünkü, Mustafa Kemal'in ve ona inanan, güvenen, "Yetiş yetiş Kemal paşa, kan ağlıyor Anadolu" diye türküler yakan cesur insanların direnişinin adıdır. Düşmana direnişin simgesidir Ankara. (Çok şükür o dizide çarpık çurpuk ilişki yok rahat rahat bakıyorum o yüzden) Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri olmayacağız da, Fetö'nün, Menzil'in, Yunan'ın askeri mi olacağız? Tabii ki, Mustafa Kemal'in askerleriyiz. Başka kimin askeri olacağız?






Bu ülkede askerler, orduevinde düğün yaparken bile, adettir; gelenektir, daima kılıçların altında yürür gelinle-damat.

Ne korkuyorsunuz kendi askerinizin kılıcından? Size mi çekiliyor ki? O zaman sizler hainsiniz ve hain olduğunuz için "Ya hainliğimizden ötürü bize bir şey yaparlarsa?" diye korkuyorsunuz ya da hain olduğunuz için fırsattan istifade, böyle osuruktan bir bahane ile Atatürkçü askerleri ordudan atmaya çalışıyorsunuz ki, yerine tarikatçıları dolduracaksınız.

Geçenlerde yine sosyal medyada yaşlı ve başı örtülü bir kadıncağıza mikrofon tuttular kadın dedi ki

" Tayyip 10 milyon sığınmacı besleyeceğine, 10 milyon inek besleseydi, şimdi eti bedava yiyorduk"

Yine bir başka başı örtülü, genç bir kadın

"Ben artık bu ülkeyi Müslüman idare etsin istemiyorum, ateist idare etsin"

dedi. Valla. Gözümle gördüm. Artık nasıl bıktıysa. Ha, belki "danışıklı dövüş" diyebilirsiniz artık bilemiyorum. Bana oldukça samimi geldi. Bulabilirsem videonun linkini buraya eklerim sonradan.

Daha da yazarım ülke değil deveye döndük. Neren eğri diye sormuşlar deveye? Nerem doğru ki demiş. Her yanımız eğri, her yanımız yanlış, her yanımız kumpas. Polisi, öğretmeni, memuru, ev kadını, genci, öğrencisi, yaşlısı patır patır intihar ediyor. Cinnetler gırla. Boşanmalar gırla. Bir Tayyipgiller mutlu, bir onlar memnun. Daha neler, neler var yazacak da, başınızı ağrıttım yeter.

18 yorum:

  1. Çok ama çok üzücü gidişat ve umudum benim de yok bu ülke için, bunu söylemek kolay bile değil. Çok fazla bu konular üzerinde kafa yormamaya çalışıyorum ama her ay en az bir ciddi olay oluyor. Bugün anneme sarıldım, resmen yaşıyoruz diye. Ne olacağı belli olmuyor. Sonra düşündüm pes dedim, bir halkı nasıl bu hale getirebilirsin.

    Empati duygum yüksek bir insanım ama bu insanlarla empati hiçbir şekilde kuramıyorum; ister din ister para ister bir şey adı altında olsun bu da beni çıldırtıyor maalesef. Ama çıldırmamak lazım. :) Benim yapabileceğim bir şey varsa yaparım yoksa da uzak durmaya çalışıyorum artık bu konulardan elimden geldiğince... Sizin de dediğiniz gibi daha neler neler var yazacak da, sığmıyor işte kelimelere. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski, huzurlu Türkiye'yi çok özlüyorum. Fetö yoktu, akp yoktu, kumpaslar yoktu, insanlar boşanırdı ama eşlerini öldürmezdi, bir cinnet bombası atıldı sanki ülkeye 23 yılda bu hale geldik. Göller kurudu, nehirler kurudu, balıklar karalara vuruyor, uğursuzluk kâbus gibi çöktü.
      Sağol yorum için.

      Sil
  2. Ne kadar üzgünüm tarif bile edemem.

    Estağfurullah. Başımızı ağrıtmakta ne demek?
    Bizim başımızı ağrıtanlar belli. Canım yurduma canım insanıma bu rezalet gündemi yaşatan sorumlular bizim başımızı ağrıtanlardır.
    "Sorumluluk" kavramını işine geldiğinde bilen onun haricinde kendinde herhangi bir suç bulmayanlardır bizim başımızı ağrıtanlar.
    "Sorgulamayan" bir toplum olalım diye yayın yasağına kadar düşünüp mantık çerçevesinde yapılacak bir açıklamayı çok görenlerdir bizim başımızı ağrıtanlar.
    Daha şu 18 yaşımda bu cümleleri bana kurduranlardır bizim başımızı ağrıtanlar.
    Üzgünüm, öfkeliyim, endişeliyim.
    Ama umutsuz değilim.
    "Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."
    Bu söze de bu cümleyi söyleyen kişiye de sıkı sıkı sarılmaktan ve bu ülke için önce kendimi geliştirmekten başka çarem yok benim...
    Bir şarkıyla bir şiirle içimi döküp yeniden dersin başına oturmaktan başka elimden gelen bir şey yok şimdilik...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin ruh sağlığını bozdular. Deprem olur sorumlu yok, senelerce davalar sürer, sürer, deprem olduğunda bebek olanlar dava bittiğinde 20 yaşında oluyor! Umudunu yitirmediğin için sevindim. Atatürk de öyle demişti, umutsuz durum yoktur diye.
      Derslerinde başarılar diliyorum canım benim.
      Sağol yorum için.

      Sil
  3. mutlu değiliz tabii. bir ekonomik durum iki de şiddet valla korkuyoruz bir şey gelecek başımıza diye sokakta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? Kovboy filmlerindeki vahşi batıya döndük :(
      Sağ ol yorum için.

      Sil
  4. Merhabalar Bücürükveben.
    Ben, bu ülkede yaşamaktan hiç memnun değilim. Hiçbir şey harika olmadığı gibi, hiçbir şey de iyi gitmiyor.
    Bu ülkede ne adalet var, ne de hak, hukuk var.
    Bu ülkede zorbalık var. Bu ülkede güç yetenlik var. Bu ülkede geçim sıkıntısı var. Bu ülkede kimse hayatından, yaşamından memnun değil. Bu ülkede insanlar, insanlığını yitirdiler. Bu ülkede haksızlıklar var. Konuşanlara "konuşmayın, eleştirmeyin, sorgulamayın, susun" diyorlar.
    "Hakkı söylemeyen, haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır."
    Çok kötüyüm, hiç iyi değilim, hiç ümit var değilim, her şey üstüme üstüme geliyor derken, en çok rahatsızlık duyduğum şeyler memleket meseleleridir.

    Memleketin gidişatını bilmeyen yoktur. Bilse bile oralı olmayan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen, gerçeklerden kaçan, görmemek için kafasını kuma gömenlerden olmayalım. Hz. İbrahim'in atılacağı ateşe su taşıyan karınca kadar bari olalım.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Valla akpgillerden, cübbeli, sarıklı tarikatçılar memnun bir tek, onlar da 30 yerden maaş alınca nasıl memnun olmasınlar, hepsinin vardır Londra'da, New York'ta evleri.
      Evet, ben de dediğiniz gibi yapmaya çalışıyorum naçizane, karınca kararınca su taşımaya çalışıyorum.
      Sağ olun yorum için.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  5. Çok uzun ama çok anlamlı, bilinçli, duyarlı, farkındalığı yüksek bir yazı okudum. "İnsan, düşünen-konuşan bir canlıdır." diyor filozoflar. Yüzyıllar öncesinden sanki seslerini duyuyoruz. Yankılanıyor sesleri. Fısıltı halinde değil, kulakları sağır edercesine haykırıyorlar.
    İyi ki insan yazabiliyor da...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülke, 2000 ve sonradan dünyaya gelenlerin hep böyle olduğumuzu sandıkları bir kâbusu yaşıyor, halbuki benim gibi 70'ine yaklaşanlar hatta 60'ına yaklaşanlar eski, huzurlu, normal ülkeyi hatırlıyorlar.
      Siyasal (CIA - sal)İslamcılara ülke emanet edilmeyecekti sonuç felaket oldu. Yazıyoruz ama korkarım çok geç......
      Sağ olun yorum için.

      Sil
  6. Gidişat maalesef çok kötü... Yazını bir çırpıda okudum, dedim ki keşke gerçek olmasaydı... Daha neler var yazılacak da ama sen zaten her şeyi dolu dolu yazmışsın. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuza çok teşekkür ediyorum.
      Keşke gerçek olmasaydı.

      Sil
  7. İçimden geçenlere tercüman olmuşsun.

    YanıtlaSil
  8. Yok, inanın başımı ağrıtmadınız. Bu yazdıklarınız ülkemizin son yıllarının özetidir. Evet, anlatacak çok şey var daha ama satırlara sığmaz.
    Düşünüyorum, ülkemiz de şöyle güzel bir icraat oldu mu, oluyor mu, var mı diye, yok. Hep olumsuzluk var. Bu gidişatımız hiç iyi değil. Bir yanım umutlu olsa da umutsuzluğum daha ağır basıyor artık.

    Aydınlık dolu yarınlar bizimle olsun. Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok uzun yazınca aklımdan geçiyor:)))

      Ben de çok umutsuzum Nazlıcığım ama yine de direnmeliyiz, bizlere Atatürk direnmeyi öğretti. İnşallah şu başımızdakiler seçimle gider, sonra da yavaş yavaş bozduklarını tamir etmeye başlarız.
      Aminnn...çok teşekkür ediyorum güzel yorumuna.
      Sen de sağlıcakla kal.

      Sil
  9. İhmaller kabul edilir gibi değil, öte yanda insanlar bir çılgınlık hali içinde. Uyuşturucu kullanımı mı arttı bilmiyorum. Mantıklı bir açıklaması yok yoksa bu kadar şiddetin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumluluk hissi, disiplin yok. Sadece dini ritüeller var (namaz, oruç) onları yapınca rahatlıyorlar ve sorumluluk, disipline gerek duymuyorlar. Uyuşturucu kesinlikle arttı çünkü sığınmacılar özellikle Afganlılar ülkeye Meth, eroin, her tür uyuşturucuyla geliyorlar. :(
      Yorumuna çok teşekkür ediyorum.

      Sil