6 Ocak 2025 Pazartesi

NASIL MUTLU OLUNUR?

Bir yazıma gelen yorumda, bir blog arkadaşım huzurlu ve mutlu olmak için İslam dinine mensup olmak gerektiğini yazmıştı. Söylediğine göre huzur İslam'daymış. Bunu kabul etmeden mutlu olamazmışım.

Bu beni şaşırttı ve düşündürdü. Düşündüm; bir insanın mutlu olması A, B, C dinlerine mi bağlıdır diye. Yazımın en sonunda, bir AVM'de iki hoş sohbet gençle yaptığım söyleşi var. Onu da okuyacaksınız. (İsimlerini ve hangi AVM olduğunu gizli tuttum. İşverenleriyle bir sorun olmasın diye)

Sizi bilmem ama bence mutlu olmanın dinlerle alâkası bile yok.

Hangi dine mensup olduğunuz basit bir coğrafya meselesidir.

Brezilya'da, Kanada'da, Norveç'te dünyaya gelseniz, Hristiyan; Japonya'da dünyaya gelseniz Şintoist, Tibet'de doğsanız Budist, İsrail'de dünyaya gelseniz Yahudi olursunuz. Alttaki fotoğraftaki gibi Amazon ormanlarında yaşayan bir yerli olsaydınız da bir ismi olmayan; bir takım kutsal ruhlara filan inanacak ilkel bir dininiz olacaktı.


Bence mutluluk çok görece, çok karmaşık, çok yönlü ve soyut bir kavram. Bir Amazon yerlisi, Norveçli ve bir eli yağda, bir eli balda, cebinde son model cep telefonu olan birinden daha mutlu olabilir.

Kendiniz, anneniz, çocuğunuz hastaysa mutlu olmazsınız, ay sonunu zar zor getiriyor, kirayı nasıl ödeyeceğinizi düşünmekten uyku tutmuyorsa mutlu olamazsınız, çocuklarınız mutsuzsa, boşandıysa, işsizse, madde bağımlısıysa, mutlu olamazsınız, kötü bir anneniz, kötü bir babanız, kötü bir eşiniz, kötü bir aileniz varsa mutlu olamazsınız, işiniz sizi bunaltıyorsa, amirlerinizle aranız bozuksa mutlu olamazsınız, bir savaş bölgesinde yaşıyorsanız mutlu olamazsınız, huzurun olmadığı, hayat pahalılığının yüksek, maaşların yetmediği, adaletin olmadığı, her gün cinayetlerin işlendiği bir ülkede yaşıyorsanız mutlu olmazsınız, maddi olarak her şeyiniz olsa bile takıntılıysanız, kıskançsanız, psikolojik olarak rahatsız bir insansanız mutlu olmazsınız, kendiniz veya aileniz için, çocuklarınız için gelecek endişeniz varsa mutlu olamazsınız, hiçbir hayaliniz gerçekleşmediyse mutlu olmazsınız, yakın zamanda aileden birini kaybettiyseniz hatta çok sevdiğiniz, 18 yıl sizinle birlikte olan kedinizi, köpeğinizi kaybettiyseniz mutlu olamazsınız. Depremde tüm ailesini yitiren insanlar var; anne, baba, eş, teyze, çocukları, anneannesi, sevdiği komşuları hepsi enkaz altında gitmiş...mutlu olmazsınız, korku içinde yaşıyorsanız mutlu olmazsınız, gençliğinizi yaşayamamışsanız mutlu olmazsınız, aşık olmuş karşılık alamamışsanız, sevdiğiniz başkasıyla evlenmişse mutlu olamazsınız. Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Tüm bu saydıklarım insanı mutsuz etmeye yeter ve bu söylediğim hususların hiçbirinin A, B, C dinine mensup olmanızla ilgisi yoktur. Mutlu olmakla dinlerin alakası yoktur.

Bu resim İstanbul metrosunda çekilmiş.
Sizce mutlular mı?
Kaynak: Yeniçağ Gazetesi


Mutsuz bir insan ancak anlık mutluluklar yaşayabilir. Güzel bir film izler iki saatliğine mutlu olur; bir kedinin başını okşar mutlu olur, ailesiyle geçirdiği huzurlu, keyifli anlardan mutlu olur, saksıdaki çiçeği açar mutlu olur, aşık olur mutlu olur, lapa lapa kar yağar mutlu olur, gün batımını izler mutlu olur, çocukları evlenir mutlu olur. Biraz deniz kenarında yürür, oksijen alır, kafasındaki sorunları düşünmez, mutlu olur ama yok öyle 7 / 24 mutluluk hali. O yüzden hep diyorum bırakın insanların yılbaşı kutlamasına, müziğine, dans etmesine, eğlenmesine karışmayın. Bırakın yılda bir kez mutlu olsun insanlar. 

Mesela ben portakal veya domates yerken aklıma bunlardaki tarım ilacının normalin 100 katı olduğunu okuduğum aklıma geliyor. Portakal mı yiyorum, zehir mi, böcek ilacı mı diye mutsuz olmaz mısınız? Marketten aldığınız sütün içinde su olduğunu okuyorsunuz mutsuz olmaz mısınız? Bunun dinle ne ilgisi var? İstediğiniz dine mensup olun.

Anket yapılmış. Dünyanın en mutlu insanları hangi ülkede yaşıyor diye. Finlandiya listenin başında.

İlk üç ülke şöyle:

Finlandiya
Danimarka
İzlanda

Bu üç ülke de Hristiyan toplulukların yaşadığı ülkeler. Türkiye 98. sıradaymış. Dünyanın en mutsuz ülkesi ise şeriatla yönetilen İslam ülkesi Afganistan olmuş. E, hani huzur İslam'daydı? Uzun yıllar önce Ankara'da bir devlet hastanesindeyim, ne için gittiğimi şu an unuttum bile ancak psikiyatri servisinin önünden geçerken hiç unutmadığım bir manzara gördüm: Sadece burnun, gözleri gözüken kara çarşaflı bir kadın sırasını bekliyordu. Büyük ihtimalle namazında, niyazında ve İslam dinine mensup bu kadının yanısıra bir dolu tesettürlü başka kadın da vardı. E, demek ki, İslam dinine mensup olmaları mutlu olmalarına yetmiyormuş ki, psikiyatri kapılarında bekleşiyorlardı. Dinler, insanların mutlu olmasına yetse psikologlara, psikiyatristlere, terapistlere, adsız alkolikler derneklerine gerek kalmazdı. Müslüman olan kimse intihar etmezdi. Devlet, intihar istatistiklerini saklıyor oysa sık sık birisi kendisini Marmaray'a tren önüne atıyor, öteki denize atıyor, başkası silahla kendini vuruyor. Mutlu olsalar intihar ederler mi? 

Yazımın başında söylediğim üzere, bir AVM'deki iki gence de

"Mutlu musunuz çocuklar?"

diye sordum. Onlar da "evet" diyemediler. Mutluluğun pek çok şeye bağlı olduğunu söylediler. İkisi de üniversite bitirmiş, pırıl pırıl gençlerdi ve kendi bölümleriyle ilgili iş bulamamışlar ki, gıda sektöründe çalışıyorlardı. İki genç de evliydi; yurt dışına gitsek belki daha mutlu oluruz dediler.

Her ikisi de hayat pahalılığından çok şikayetçiydi. İnsanların psikopat olmasından, yolda kendi halinde duran kediye tekme atmalarından şikayetçiydi. Böyle merhametli gençlerimizin olmasından umutlandım. Bir AVM'de oturup bir çay veya kahve içmeyi lüks olarak görenlere haklı olarak sitem ediyorlardı. Ben de onlara hak verdim. Bir yerde oturup bir çay, kahve içmek lüks değildir, bir ihtiyaçtır. Çay, kahve de mi içmeyelim? Sahi ne hükümetten, ne muhalefetten memnun değillerdi. 

"Hepsi gitsin yerine yeni, bambaşka insanlar gelsin"

 dediler. Haksız değiller. Bir tanesi hayatında hiç AKP'ye oy atmadığını, ailesinde de AKP'ye oy atan kimse olmadığını söyledi, biliyorsunuz ben de öyleyim, hayatımda hiç AKP'ye oy atmadığım için vicdanım çok rahat ve bunu duyduğuma çok sevindim. 


Bir tanesi "Sizce bu ülke düzelir mi?" diye bana sordu. Ben de "Pek umudum yok; hele böyle sığınmacılarla dolunca" dedim. Sonuçta anladım ki, gençlerimiz de maalesef pek mutlu değiller. Hadi ben yaşlıyım bari onlar mutlu olsun değil mi?

Onlara blogumun linkini yazıp verdim, okurlarsa her ikisine buradan da teşekkür ediyorum güzel söyleşi için. Umarım çok mutlu olur ve daha iyi yerlere gelirsiniz çocuklar.

Son olarak, mutlu olmak çok şeye bağlıdır. Ekonomi,  iyi eğitim, iyi bir iş,  iyi bir ruh sağlığı, iyi, anlayışlı, destek olan bir aile, eş, başarılı olmak, hayallerini gerçekleştirebilmek, çocuklar, oturduğunuz çevre, komşularınız, yaşadığınız ülke hatta yaşadığınız dünya ama bağlı olmadığı bir şey varsa bence o da dininizdir. Mutluluğun dinle ilgisi olamaz. Hristiyan olup çok mutsuz da olan var, Budist olup çok mutlu olan da. 

Bu arada ben mutlu muyum? Tabii ki hayır. Mutlu değilim ve bunun çok şeyle alakası var ama dinlerle alakası yok. Mutlu olduğum zamanlar, anlar yok mu? Tabii ki var. Küçük mutluluklar var. Meselâ Bücürük'üm hayattayken şimdikine kıyasla mutluydum. Hele bir kış, gece gece, herkes neredeyse uyumuşken aniden lapa lapa, dans ede ede kar yağmaya başladı, Bücürük'le balkona çıktık, tuhaf ama üşümedik hatta sanki hava esrarengiz bir şekilde ılıktı. Çok mutlu olmuştuk ikimiz de o beş, on dakika. Bücürük koşturdu balkonda birkaç kez son hızla, karın keyfini çıkardı, o mutlu olunca ben zaten mutlu oluyorum. Keşke şimdi yanımda olsaydı....

Source: Dan Wulfing , snowing at night , 

Şimdi de apt. bahçesinde bir kediye yaş mama verince ve o kedicik baklava yiyormuş gibi iştahlı iştahlı yerken çok mutlu oluyorum. Sanki biri bana Hacıbaba'dan yarım kilo baklava hediye etmiş gibi mutlu oluyorum. 😂


Faydalandığım Kaynaklar:

Dünya mutluluk anketi

Dünyanın en mutlu insanları

8 yorum:

  1. Merhabalar.
    Önce İslam dini ile ilgili bir konuya değindikten sonra, asıl konumuza geçelim. İslamın ana gayesi, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamaktır. Ama mutlu olmak için, illa İslam dinine tabi olacaksın diye bir iddia ve öneri de bulunulamaz.

    Ancak, İslamın sadece ahiret mutluluğu için geldiği yalan yanlış asırlarca yazılmış ve bu yaklaşımı perçinlemek ve desteklemek için kurumlar (tarikatlar, ahiret terminalleri) ortaya çıkmıştır. Tarikatlar İslamı, ahiret dini yapıp kendileri dünyanın zevkini çıkarıyorlar. İşte size huzurlu ve mutlu olmak için İslam dinine mensup olmanız gerektiğini söyleyen yorumcu da ahiret mutluluğuna inananlardandır.

    Mutluluk konusuna gelince, siz zaten mutluluğu, yazınızın girişinde çok güzel bir şekilde özetlemişsiniz. Mutluluk göreceli, çok yönlü ve soyut bir kavramdır.

    Yine yazınızda yer alan dünyanın en mutlu insanların yaşadığı coğrafya istatistiğine göre Finlandiya, Danimarka ve İzlanda ilk üç sıraya yerleşmişler ve dini inanış biçimleri de İslam dini olmayıp, çoğunluğu Hıristiyan dininin mensuplarıdır. Ve onlara da mutluluklarının sebebini soracak olsanız, mensubu oldukları dinle alakası olmadığını söyleyeceklerdir. Demek ki semavi dinlerin hiçbiri, tek başına insanları mutlu etmeye yetmemiştir.
    Paylaştığınız konu aslında çok güzel, üzerinde düşünülmesi, tartışılması ve incelenmesi gereken ve günümüz insanlarının en çok ihtiyaç duyduğu, ama bir türlü ulaşamadığı mutluluk olması, okuduğum da geçici olarak beni mutlu etmeye yetmiştir.
    Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar ve mutluluklar dilerim.

    Ruhumuz, bilincimiz ve zihnimiz hala atalarımızın fabrika ayarlarına ayarlı olduğu için, her insan kendini mutlu edecek şeyi kendinde keşfetmeye hazır olmalıdır ve öyle çok fazla uzaklara uzanmaya da gerek yoktur.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Aklın yolu birdir denir; aynı fikirdeyiz; ne güzel demişsiniz semavi dinlerin hiçbiri tek başına insanları mutlu etmeye yetmemiştir.
      Ben yazım çok uzun olmasın diye eklemedim, insanlar zaten tarih bilgilerini yoklasa, günümüz terör olaylarına baksa dinlerin mutluluktan çok, mutsuzluğa sebep olduğunu da görür. Haçlı Seferleri, Fransa'daki Protestan-Katolik kıyımları, Ortaçağ Avrupa'sındaki yakılan kadınlar, yakılan kara kedilerin, vahşetlerin sebepleri dindi. 1970'li yılları hatırlayanlar ülkemizdeki korkunç Kahraman Maraş olaylarını, katliamını da anımsarlar, yine Aziz Nesin, Mamak olayı, "Dinsiz" diye yakılan insanlar, Wikipedia'da İslami terör örgütleri listesi var. Okumaya üşenmeyen okusun, yaptıkları bombalamalar, okul katliamları, korkunç olaylar. Siz de hatırlarsınız ama Z kuşağı bilmez, daha internet, cep telefonu yokken, Hizbullahçıların evlerinin betonlarına gömülü insanlar çıkartıyordu polisler! Konca Kuriş kurbanlardan biriydi bunları yapanlar da hep İslam dini adına yapıyordu.

      Yorumunuza teşekkür ediyorum.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  2. Bu aralar Okuma Listesinde gördüğüm paylaşımların pek çoğunu -gözümü yormak pahasına-okuyorum. Bazen kendime sitem de ediyorum; Duygu ve düşüncelerin böylesine güzel aktarıldığı emek harcanmış bir paylaşıma yorum yapmamak haksızlık olur diyorum. Son zamanlarda bloglar canlandı adeta. Kış uykusuna yatmak yerine yağmur bereketiyle yıkandı bloglar.
    Çok içtenlikle seslenmek isterdim, Bücürüğün vefalı dostuna; Bu aralar "Mutluluk-Mutsuzluk" üstüne bir yazı yazsaydım, biraz farkla çok benzer şeyler düşünürdüm ben de.
    Metroda çekilmiş fotoğraf, bu yazıya ancak bu kadar uygun olabilirdi.
    Yaşadığım ülkemi çok seviyorum. Ama mutluluk, başarı ve sosyal refah konularında ilk sıralarda olan ülkelerin insanlarına da imreniyorum, gıpta ediyorum doğrusu.
    Bir AVM'de karşılaştığın iki genç insanın, öğrenimleri ve yetenekleri doğrultusunda iş bulabilmelerini yürekten isterdim. (Her şeye rağmen işe girmiş olmalarına da mutlu oldum doğrusu. Küçük mutluluklar da biz insanlar için...)
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Hanım, ben de her arkadaşıma yorum yapamıyorum ve bu yüzden üzülüyorum. O kadar yorgun ki, beynim. Bloglar genellikle kışın canlanıyor, yazın kimseler okumuyor:)))(yani benim fikrim)
      Ya, inşallah o gençler daha iyi yerlere gelirler ve dediğiniz gibi şu anda bir işlerinin olması da mutluluk.
      Teşekkür ediyorum yorumunuza.
      Sevgiler.

      Sil
  3. Uzun yıllardır cevabı bulunamamış bir soru bu ,nasıl mutlu olunur, sorusu. Tek bir şeye asla bağlanamaz. Biraz da içten gelen bir şey olduğuna inanıyorum ben. Bazen hayat zorlayıp dursa da içiniz mutlu olabilir anlamsız bir şekilde. Bazen de her şey mükemmeldir ama mutsuzluk yüreğinizde yer etmiştir. Ülkemizde son seneler çoğunluk vatandaş için tam bir mutsuzluk diyarı oldu. Dinle oyalamaya çalışıyorlar. Bazısı onların anlattığı dinle avunuyor işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten bazen insanın içi mutlu oluyor, güneşli bir gün ya da gece aniden lapa lapa, dans ede ede kar yağması beni mutlu eder. Kedi videoları, geceleyin karda yılbaşı manzarası olan simli kartpostallar bile insanı bakınca mutlu ediyor.

      Marx boşuna dememiş, din, insanların afyonudur diye dediğin gibi dinle avutuyorlar. Pek çok insan da dini, psikolog, terapist, psikiyatrist, psikolojik danışman niyetine kullanmaya çalışıyor ama bu mümkün değil. Onlar, 4 yıl lisans, 3 yıl yüksek lisans yapıyor, beynin kimyasını çözmeye uğraşıyorlar; okuldan sonra da yetmiyor her gün okuyor, öğreniyorlar, "oldum" demiyorlar, dinlerle mutlu olunsa psikolojiye gerek kalmazdı.
      Yorumun için teşekkür ediyorum.

      Sil
  4. Bu şahane ötesi yazıya ekleyecek söz bulamadım. Geçen gün bir yorum da mutlulukla ilgili, kime yazdığımı hatırlayamadım af ola, sağlıklıysan, mutlusundur; cebin paralıysa, mutlusundur; yurdunda sevdiklerin yanındaysa, mutlusundur; dostların yanında ve gezip keşfe çıkıyorsan, mutlusundur; çocukların mutluysa, sen de mutlusundur...diye yazmıştım. Sizin mutlu-mutsuz tanımlara verdiğiniz örneklere katılıyorum. Mutluluk, zorlamayla değil, kendiliğinden oluşur. Aslında mutlu ya da mutsuz olma yolları o kadar çok fazladır ki...Mesela ben insanların gülmesini, kahkaha atmasını severim, gördükçe mutlu olur, ben de gülerim. Kimisi de mutlu insan görmeye tahammül edemez. Kendi mutsuzdur, ister herkes mutsuz olsun. Elbette bu kişilerin psikolojik geçmişine de bakmak gerekir. Nasıl bir ortamda yetişmiş, neler telkin edilmiş gibi...
    İnsan, ne yapıyorsa, nasıl mutlu oluyorsa, kendisini bağlar.
    Muazzam yazınız için yürekten tebrik ediyorum.
    Hep huzurlu ve mutlulukla kalın. ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah canım, teveccühün. Ne güzel söyledin, mutluluk, kendiliğinden oluşur. Gerçekten kimi insanlar mutlu insan görünce kıskanıyor herhalde, çekemiyor, onların da kendisi gibi mutsuz olmasını istiyor. Yılbaşı ağaçlarına saldıranların özellikle bu tür mutsuz kişiler olduklarına inanıyorum. Kendileri mutsuz diye, o insanların eğlenip, gülmesini istemiyor, gıcık oluyorlar. Kesinlikle psikolojilerine bakmak lazım.
      Çok teşekkür ediyorum Nazlıcığım.
      Sen de hep mutlu ol, yüzünden gülümseme eksik olmasın. ❤️

      Sil