Bugün biraz içimi dökeceğim.
Konumuz: Pot kırmak, kalp 💔kırmak.
Efendim, bile bile, mahsus kimsenin kalbini kırdığımı hatırlamıyorum ama istemeden, bir kavgada ya da çok öfkelendiğimde illa ki olmuştur. Sevmem kalp kırmayı. Hepimiz dokuz aylığız. Bu dünyada kimse, kimseden üstün değil. Olamaz da.
Yalnız uzun uzun birebir yaşadığım şeyleri anlatmıştım ki, gerek yok kırptım, kestim. Valla ne zaman biri benim kalbimi kırsa, onun başına bir iş geliyor.
Temizlik takıntısı yüzünden çok sevdiğim bir cancağızım, kalbimi kırdı, şu resimde gördüğünüz sürahimden su içmeye tiksinirdi kedi tüyü gelir diye! Şimdi kendi kedisi her yeri kakalıyormuş! Başka bir şey yüzünden kalbimi yine kırdı bu sefer yine başlarına iş geldi hem de nasıl ağlamaklı oldu. Ben üzülüyorum onun başına gelenler yüzünden. O yüzden siz, siz olun kimsenin kalbini kırmayın. Ben çok dikkat ediyorum.
Gelelim pot kırmaya maalesef ben de istemeden bir pot kırdım ve çok sevdiğim bir hanım arkadaşımın kalbini mi kırdım diye endişeleniyorum.
Şöyle:
Şimdi laf lafı açtı konuşuyoruz. Konu, oturduğumuz apartmanlardaki komşulara geldi. Komşularının böyle mühendis, doktor filan olmasıyla, meslekleriyle övünen bir komşusu varmış.
"Ya övünmek değil ama ben de böyle seçkin, okumuş, etmiş komşularımın olmasını seviyorum"
dedim. Seviyorum gerçekten. Yani ilkokul 2 terk komşuyu ne yapayım? Buradaki apartmanda okuması yazması olmayan, çok dengesiz, havyan düşmanı çok kötü komşular var ama çocukken öyle bir komşumuz vardı ki, biz İstanbul'a taşınınca bir yıl kiracımız da olmuştu rahmetli; onu anlattım. Herkese de anlatırım. Çok klas bir kadındı. Sabiha Gökçen'i tanıyordu. Tam bir cumhuriyet kadını. Hep topuz saçlı, hep tayyör giyer, yanına yaklaşmaya çekinirdiniz. Ay, dilim tutulsaydı, kadının başına geleni de anlatmaz mıyım?
Başına gelen bir dizi film hikayesinde rastlanacak bir olaydı. Çok kişiye anlattım.
Tamam herkese anlatıyorum bunu ama ona anlatmamam gerekirdi çünkü bir aldatma hikayesiydi ve onun eşi de aynı meslektendi. Üzerine alınabilirdi. Çenem kopsaydı keşke ! Anlattıktan az sonra jeton düştü bende ama çok geç kalmıştım. Yani büyük bir pot kırdım. Sanki mahsus anlatmışım gibi oldum ki, asla yok öyle bir şey.
Neymiş? Bir düşün, ona kadar say sonra konuş.
Olan olmuştu. İnşallah özellikle anlattığımı düşünmemiştir. Ben kendimi çok kötü hissettim. Zaten paranoyaklık var biraz bende. Bana birisi böyle bir şey anlatsa kesin mahsus anlattı derim. Ah! Salak ben!
Buraya yazdım da, okursa mahsus anlatmadığımı anlasın. Deistim ama valla, billa film gibi bir hikaye olduğundan, herkese anlattığımdan ve tamamen boşboğazlığımdan anlattım. Zamanda kırılma olsa, o güne geri dönsek de, ağzımı açmasam hatamı telafi edebilsem keşke. 😢😢😢
Sonuç: Eften püften şeyler yüzünden, temizlik hastalığınız yüzünden kalp kırmayın, bir hikaye, bir anı anlatacaksanız sonu nereye varır düşünün, düşünmeden anlatmayın, pot kırmayın. Laf, ağızdan çıktıktan sonra geri alamıyorsunuz.
biz türkler böyleyiz işte. kalp kırmakta iyiyizdir :)
YanıtlaSilYaaa😢 ama pot kırmak da çok kötü.
SilMerhabalar Efendim.
YanıtlaSilKalp ve pot kırmada üstümüze yoktur. Bunu siz de biliyorsunuz. Birden heyecanlanıp, balıklama lafa daldığımız zaman pot da kırarız, kalp te kırarız.
Hiçbir zaman büyük laf etmeyeceksin. Kınayan kınadığını yaşamadan ölmezmiş. Büyük konuşan da keza öyle. Kırılan kalp asla tamir olmaz. Sadece kalbini kırana kin tutmazsın, onu yine sever sayarsın. Ama kalp asla ona karşı doğrulmaz!
Paylaşım için teşekkür ederiz. Selam ve saygılarımla, her şey gönlünüzce olsun.
Merhaba Recep Abi
SilValla öyle 😢 bir şey anlatmaya başlarken hikayenin sonunun nereye gideceğini bildiğim için zamanında lafı evirip çevirip o kısmı söylemezdim ama işte o an düşünemedim. Rica ederim, ben de yorumunuz için teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın. Selamlar, saygılar.
Kalp kırmanın ve pot kırmanın ne kadar hassas konular olduğunu bir kez daha hatırlattınız. Umarım arkadaşınız, niyetinizi anlar ve aranızdaki bağ yeniden güçlenir.
YanıtlaSilEvet çok hassas konular. Ben de istemeden arkadaşımın kalbini kırmış oldum diye çok üzülüyorum. Umarım anlar. Böyle bir hikayeyi kasten ona anlatacak kadar kötü bir kalbim yok çünkü. Sebep de yok.
Silİnsanın kalbi kırıldı mı telafisi olmuyor bazen. Bahsettiğin kişilerde senin kalbini kırmışlar Ablacım ama sen hala onların iyiliğini istiyorsun çok iyisin çok tatlısın bence...
YanıtlaSilPot meselesine gelince bazen yapıyoruz hepimiz istemeden napalım :)
Doğru telafisi yok Sevilciğim. Ya ben kırılayım da, keşke ne dese de üzülmeseydim "Amaaan boş ver abuksabuk konuşuyor işte" deseydim. Beni üzdükten bir, iki ay sonra başlarına bir şeyler geliyor. :( evet pot çok kötü oldu :(
SilYazını iki farklı günde-farklı saatlerde okudum değerli arkadaşım. (Adınla hitap etmek, eski yazılarda olduğu gibi seslenmek istedim. Ama blog adı değiştiği için onu kullanmadım) İlk gün yorum yazacaktım, az sonra yazarım derken- günlük işlerle ertelenerek- bu güne kaldı.
YanıtlaSilOkurken sohbet eder gibi düşünerek, içimden konuşarak, sindirerek okudum. (Her iki okumada da.) Ortak kişilik özelliklerimiz olduğu kadar, katılmadığım görüşlerimi de yazmak geldi içimden. Kin tutmamak, beddua etmemek, aşağılamadan görüşlerimi aktarmak, ancak mesafe koyarak bağlantıyı daha dikkatli ve özenle sürdürmek daha iyi sonuç veriyor kanımca. Kasıtlı pot kıranlar-egoları çok farklı olan maskeli insanlar. Senin masumane , istemeden kırdığın, hatta sonradan üzüldüğün, incitmelerin tedavisi basit. Tanıyan aklı başında insanlar o ayrımı yapacaktır zaten. İç sesimiz, aceleci ya da çok cesur olmak isteyebiliyor. Aldanmamak gerektiğini hayat öğretiyor insana.
Bağışla beni, hiç katılamayacağım bir düşünceyi aktarmak istedim; Cahil tanımında çok yanılabiliyoruz bazen. İlkokul mezunu ya da imkânsızlıktan hiç okula gidememiş ama zekâsı ve yetenekleri doğrultusunda- dinleyerek, deneyerek, anlamaya çalışarak kendini geliştirmiş, saygı duyduğum öyle bilge insanlar tanıdım ki... Üç diploması sadece duvarı süsleyen, insana saygı ve sevgiden, nezaketten nasibini alamamış, merhametten yoksun kişilere söyleyeceği çok sözü olabilir.
Yüreğine-hoşgörüne -bilgi dağarcığına güvenerek; iyi dileklerimi iletiyorum.
Öncelikle Makbule Hanımcığım rahat olalım. :) Siyasi yazılarımdan ötürü bloğuma gerçek isim soyadımı vermedim. (Silivri soğuktur meselesi😂😂) Gerçi bulunmam zor değil:)
SilEvet, evet kin tutmak hiç huyum değildir; siyasi bazı kişiler var onlar hariç, onları affedemem ülke de affetmeyecek zaten. Onlara da bedduadan çok küfredip duruyorum sayelerinde küfürbaz oldum çıktım.
Estağfurullah, estağfurullah bağışlanacak bir şey yok ortada canım. Tabii ki her konuda birebir aynı düşünemeyiz. Bu arada cahil tanımını yaparken ilkokul mezunu demedim, ilkokul 2 terk dedim...hani hiç okumamış, senin yazdığın üzere kendini geliştirmemiş tipleri kastettim. Yoksa üç diplomalı, beş diplomalı cahiller de var tabii ki. Rahmetli annem de 2. Dünya Savaşı sürüyor, gencecik kız, verem olmuş, iyi beslenememekten ve Ankara'nın ayazından, hasta olunca ortaokul terk kalmış. Üzülürdü ama okuyarak kendini hep geliştirmişti. Kimse cahil diyemezdi. Diksiyonu, konuşması spikerler gibiydi, şiir yazardı, hikaye yazardı. Giyimiyle, kuşamıyla tam bir cumhuriyet aydın kadınıydı.
Aktardığım olayda ben , "Benim nerem cahil?" demek istemiştim sadece.
Çok teşekkürler; ben de sana güzel dileklerimi iletir, harika bir yeni hafta dilerim. Sağlıcakla kal.
Canım kardeşim üzgünüm çok yaşıyorum ben de,kalbim çok kırılıyor. Söylersem yanlışı anladın diyorlar.Ben de salon sehpalarına çanta konmadına kızıyorum, sıcak soğuk bardak koyduklarında uyarıyorum.Başıma birşey geldiğinde ben kimi üzdüm ki diye çok düşünüp üzülüyorum. Ne kadar dikkat etsek de dilin kemiği yok demişler...
YanıtlaSilAy, canım Arzucuğum. Aşırı titizlik ister istemez kalp kırmaya yol açabiliyor. Masa, sehpa üstüne onlar gelmeden önce temiz bir naylon veya örtü örterek belki bu sorunu ortadan kaldırabilirsin. :) Benim komşum ağız maskesiyle geliyor ve maskesini çenesine indirmek yerine yemek masasının üstündeki masa örtüsüne veya kitaplarımın, defterlerimin üstüne koyuyor! Şimdi o geleceği zaman örtüyü kaldırıyorum. Gidince de masayı sabunlu suyla silip duruluyorum. Ne yapayım bir şey desem kırılacak bana....
SilKitap, defterlerimi de kaldırıyorum önceden:)))
SilSahi Arzucuğum, çanta konusunda da haklısın. Çantaları insanlar umumi tuvaletlerde oraya buraya koyuyorlar, otobüslerde, vs. her mikrop, toz çantada. Yere düşürüyoruz sokakta veya otobüste hatta. Ben vaktiyle çantamı sabunlu suyla siler, yıkanabiliyorsa yıkar, durulardım ama baş olmuyor bıraktım, sokaktan gelince askıya asıyorum. Askıda duruyor hep. Başka yere değmiyor. Çanta, cüzdan. vs. temiz bir şey değil.
SilMerhaba müjde kardeşim.
YanıtlaSilYazını inan üzülerek okudum.
Söylenecekleri zaten yazınızda yazmışsınız. Kırılan kalbi onarmak çok zor. O nedenle kimseyi ötelemek, kalbini kırmak doğru değil.
Selam ve saygılar.
Merhaba Hüseyin Hocam,
SilÇok teşekkür ediyorum. Evet ben de çok üzgünüm.
Keşke hiçbiri yaşanmasaydı. Ne benim kalbim kırılsaydı, ne cancağızlarımın başına işler gelseydi.
Selamlar, saygılar.
Bu bana da oluyor. Biri bana haksızlık edince başına bir şey geliyor ama bu benden kaynaklanan bir şey değil 🤭
YanıtlaSilKesinlikle benden kaynaklanan bir şey de değil Deryacığım. Kendiliğinden oluyor. Hatta o yüzden kalbimi kıran cancağızım biriyse, karmaya hisettirmemeye çalışacağım. Sırf onun başına bir şey gelmesin diye. :)
Sil