8 Nisan 2025 Salı

KALP KIRMAK - 2 -

Şimdi, bir, iki yıl önce, oturduğum apartmandaki bir dairede oturan komşu adam tutturdu:

"Mantolama yapalım!"

diye.

Apartman toplantısı oldu. Dedim ki

1- Bakın mantolama yapılsa da siz katiyen ısınamazsınız, altınızda daire yok.

2- Kullandıkları malzeme yanıcıymış, kanserojenmiş, Almanya'da bu köpük türü malzemeler yasaklanmış, bambaşka doğal malzemelerle mantolama yapıyorlarmış.

3- Çok iyi firmaya yaptırmanız lâzım ki çok büyük para isterler.

4- İskele kurulunca hırsızlar evlere giriyormuş. Polise yansımış bir dolu vaka okudum. Siz hepiniz kalabalık ailelersiniz, oğullar, damatlar, babalar. Ben, hem yaşlıyım, hem tek başımayım. O iskele kalkana kadar gözümü kırpamam, uyuyamam.

5- Her şeyi bıraktım millet zeytin, peynir alamıyor. Şu pahalılıkta ne mantolaması? Benim durumum müsait değil. Borç ödüyorum. Kendi kedimin maması, bahçedeki kedilerin maması hep masraf. Bunlar ithal. Dolar arttıkça mamalar pahalanıyor. Zor yetişiyorum.

Benim yukarıdaki itirazlarım umurlarında olmadı. Bir komşum hariç, hepsi bu adama uydular. Biz, iki hanım komşu azınlıkta kaldık! İkimizi de takmadılar. Çok affedersiniz ama "Sen bir yerini yırtsan da mantolama yaptıracağız" demedikleri kaldı. Vaktiyle çok samimi olduğum komşum bile, benden değil; o adamdan yana tavır aldı (ki, ara katta, benim gibi güney cephede oturuyor; ısınma sorunu olmaz; kapısına gitmiştim mantolama yapılmasın diye rica etmeye) Hiç hatır, gönül, komşumu da düşüneyim yok ki....

Araştırdım. Allah! Allah! Kime yaptıracaklar acaba diye? Bir telefon numarası ve bir isim var. Telefonu çaldırıyorum açan yok. Firma ismini açtım. Muhteşem! Gayet güzel diksiyonlu bir sekreter hanım açtı.

"Bizim apartmanın mantolamasını siz yapıyormuşsunuz..."

derken,

"Hanımefendi bir yanlışlık olacak. Biz konutları yapmıyoruz!

demez mi? Web sitesinde muhteşem siteler, oteller, kamu binaları filan var. Meğer bu dükkanı bile olmayan adam, onların ismini kullanmış! Bildiğiniz suç! Şu anda hâlâ o isimle mi milleti kandırıyor bilmiyorum. Adamın bir dükkanı yok ya! Dükkanı yok! Web sitesi yok. Adresi filan hepsi yalan!Bildiğiniz merdiven altı firma. Lütfen kimse alınmasın eğitimi yok; mimar değil, mühendis değil, neci bilmem, meğer bizim karşımızdaki köhne apartmanda oturan biriymiş! Sığınmacı sanmıştım değillermiş, üç çocuğu var sonradan bizim apartmana taşındı. 12 yaşındaki kızını çarşafa sokan aile! Adamın dükkanı bile olmadığı için mantolama malzemelerini oraya buraya koyuyor hatta o yüzden bir ara polis otosu geldi, meğer malzemelerinin bir kısmını çalmışlar. Bahçeye mi ne koymuş. Bir ara bizim apartmanın bodrumuna koydu. Malzemelerin üstünde "Dikkat yanıcıdır" yazıyordu.


Bücürüğümün bebekliği 💔💔💔😢😢😢
mantolama ısrarı yüzünden kaybettim yavrumu...

Sonunda iskele kuruldu, dangul dungul, tekinsiz adamları gördükçe, Bücürük'ün ödü koptu! Balkonda dolaşıyorlar! Pencerenin önündeler! Yaz gün perdeleri kapattım! Allah'ım deli olacağım! Çocuğumu balkona çıkartamıyorum! Bir de matkap! Sabahtan matkap başlıyor, akşam 19.00'a kadar durmuyor. Bücürük yatak altından öteki odaya, o odadan salona, oradan başka yatağın altına kaçıyor! Nereye kaçsa matkap gürültüsü geliyor! Kedimden olacağım. Kediler strese, gürültüye gelemez. Hastalanırlar. Sokak düğününde, Ramazan davulcusunda, havai fişeklerde bile çıldırırdı. Onlar geçici olduğu için hastalanmazdı ama kaç gün böyle matkaba dayanabilir ki? Ben dayamıyordum gürültüye. Kız kardeşim;

"Abla hemen bize gelin. Bir dakka bile durmayın."

deyince, alelacele Bücürüğümü alıp otobüse bindik. Ankara - İstanbul az yol değil.

Giderken de ama özellikle mantolama bitip iskele sökülünce, eve dönerken otobüste resmen travma yaşadı Bücürüğüm. Zavallı çocuğumun gözleri hani depremde, enkazdan kurtulan kediler gibi yuvalarından fırlıyor, ağlıyor, bağırıyor, kutusunun kilidini kopartmak istiyor, o ağlıyor, ben ağlıyorum, o ağlıyor, ben ağlıyorum. Pamukkale Turizm otobüsünün kamerasından isteseydim keşke görüntüleri, o gün yavrumun nasıl kendini paraladığını, benim nasıl ağladığımı görselerdi. Bir yandan da yavrumdan özür diliyordum.


"Oğlum onların yüzünden oldu, ne olur yapma! Az kaldı ; geliyoruz evimize! Matkap sesi yüzünden götürdüm teyzene, ne olur ağlama kuzum! Ben sana bu acıyı çektirmezdim. Affet çocuğum, affet oğlum, affet bebeğim ne olur ağlama. Az kaldı, geliyoruz evimize. Az kaldı..."


Ama çocuk anlamıyor tabii. Çılgın gibi sürekli, kesintisiz ağlıyor, taşıma sepeti içinde kıvranıyor, su içirmeye çalıştık, türbanlı bir hanım yolcu vardı, su vermeye çalıştı, yok! Hiçbir şey fayda etmiyor! Suyla elimi ıslatıp başına, tüylerine, ağzını ıslatıyorum ağlaya, bağıra su kaybetmiş, tüm değerleri, tansiyonu, kim bilir tavan yaptı; çocuk neredeyse ölecek! Bir de kaçmak istiyor can havliyle. Mazallah bir an boşluğuma gelse kaçardı! Asla da bulamazdım. Bir ara sepetin plastik kilidi çıktı neyse ki, tekrar taktım. Böyle Ankara'ya iki saat kala ağlaya ağlaya geldik. Bir an dondu kaldı, gözleri sabit, kıpırdamıyor artık kendini helak etmiş. Tamam! "Öldü !" dedim. Bu kadar travmaya insan yavrusu dayanmaz ölür gitti, öldü, ölümüne sebep oldum yavrumun diyorum. Nasıl ağlıyorum, nasıl ağlıyorum! O Pamukkale otobüsün kamerası dediğim gibi isteseydim de çocuğun halini görselerdi. Sonunda Ankara'ya vardık, otobüsün motoru durunca ağlaması dindi.

Mantolama yüzünden beş kuruşsuz kalmışım. Kız kardeşime söylemedim. O da emekli öğretmen iki çocuğu var. Kendi kedileri var. Benden çok masrafı oluyor.

Sonunda eve geldik ama bir, iki aya kalmadı Bücürüğüm hastalandı.

"Maalesef Bücürük'ün karnında kitleler var!"

Şimdiye kadar yoktu! Çocuğum gayet sağlıklıydı. Doktor kendisi bile

"Yaşına göre kan değerleri çok iyi." demişti. Ne olduysa o mantolamadan sonra otobüste yaşadığı stres, travma sırasında oldu!

Sonra da biliyorsunuz, bebekken alıp, biberonlarla beslediğim, 16 yıllık yavrumu kaybettim. 

Şimdi mantolama işi başının altından çıkan Ahmet isimli adam, her gün diyalize gidiyor. Kapıya diyaliz yazan araba geliyor ona biniyor oradan biliyorum. Yoksa ne bileceğim.
Demek ki neymiş? Bu dünyada gerçekten insanlar yaşattıklarını yaşıyorlarmış.

Ha, yaşattığını yaşadığı için zil takıp oynuyor muyum? Elbette hayır ama keşke böyle yapmasalardı. Benim kedim zaten 16 yaşındaydı. Çok iyi baktığım için belki Prenses gibi 18; belki 20 yaşını görürdü. Daha fazla yaşayamıyor kediler. 21 olan çok nadir. Yani topu topu iki veya dört yıl bekleselerdi zaten yavrum kendiliğinden; yaşlılıktan giderdi ve ben, rahat rahat İstanbul'a giderdim. Onlar da rahat rahat mantolama yapardı. Ne Bücürük'ümü aniden kaybederdim, ne parasız kalırdım, (tamamen sıfırı tükettim o ay! İstanbul'da bankama gittim müşteri temsilcisine zor durumda kaldığımı anlattım da kadın nakit avans filan bir yollar gösterdi, sağ olsun kız kardeşim sayesinde o ay aç kalmadım, Ankara'ya döndüğümde Bücürük hastalanınca, vet. kliniğimiz çok uzakta olduğundan taksi paramı yeğenim yolladı; vet. de beni yıllardır tanıdığı için maaş günüme kadar hiç para almadı Allah razı olsun: bilirdi maaşımı alınca kuruşu kuruşuna tüm borcumu ödeyeceğimi ve öyle yaptım tabii ki....yani bunlar anlatılmaz ama beni ne zor duruma soktular anlayın diye anlattım.) 

Bu yazıyı yazdığım şu günler tam Bücürüğümün çok hasta olduğu son günleri....19 Mayıs'a az kaldı....ölüm yıldönümü gelecek....bu aralar hep aklımda...geçen Nisan ne kadar kötüydü...bir lokma yemek yiyemiyor, bir çay kaşığı tavuk suyu içirmeye çalışıyordum içmiyordu...o gün o otobüs travması olmasa belki hayattaydı, belki daha iki, üç, dört yıl daha yaşardı. 

Sonuç, komşularınız size  "Benim durumum müsait değil, borç ödüyorum" derse biraz anlayışlı olun, mantolama yapınca başınız göğe ermez ama kalp kırmak, döner dolaşır size geri döner.  Anlayışlı olmaktan zarar gelmez. 


Mantolamaya kurban giden güzelim çam
ağaçları iki tane daha vardı şimdi hiçbiri yok💔😢

Sahi o mantolama uğruna bahçedeki dört kocaman ve boyu çatıya gelmiş çam ağacını da dibinden kestiler. Cam silemiyordum, dalları yüzüme, gözüme batıyordu, makasla kesmek zorunda kalıyordum, güneşi kapatıyordu, aydınlık salonum karanlık olmuştu, eve, hırsız tırmanır diye korkuyordum ama kıyıp da "Kesin şunları" demekten vaz geçmiştim. Hemen bir üst katımda oturan yöneticiye gidip

"Ben vaz geçtim, kesmeyin, kıyamadım" demiştim

ama onlar acımadan kestirdiler. İki kumru vardı hep ağacın dalına konan, dört - beş gün çırpınıp çırpınıp çam ağacını aradılar. Bir, iki kez benim pencereme çarptılar. Şoke olmuşlardı zavallılar. Bazen de erkek kedilerin şerrinden kaçan kız kediler çama tırmanırdı, benim Bücürüğüm de şaşırırdı. Bir bakardık tam pencere önünde bir kedi. Çam ağacında oturuyor. İçeri bakıyor. 😍 Çok hoştu. Birkaç kez böyle kediler tırmanmış hatta ağaçtan biraz zor inmişlerdi. (İnemeseler itfaiye çağıracaktım. )O kumrular da, o dört güzelim çam ağacı da, benim bebeğim Bücürüğüm de mantolamaya kurban gitti. Ben de kalp hastası oldum. Her gün depresyondayım.

14 yorum:

  1. Kedimi ben de yıllar evvel taşınma sırasında kaybettim kayınvaldemler ben işteyken yeni evimizde temizlikle uğraşırken kapağını açmış sepeti salmışlar hayvanı deterjan yemiş , insanın nasıl hissettiğini çok iyi anlıyorum yavrucuktu bebişkenden sahiplenmiştim boynumda saçlarımın arasında büyütttüm , mantolama ile igili olarak kendi mesleki uzmanlık alanım olduğundan fikrimi söylemek isterim (inşaat mühendisiyim 20 senelik) mantolamanın yapının deprem güvenliğine olumsuz hiç bir etkisi yoktur. En alt katın altı boş ise dükkan veya otopark gibi onlar alttan da püskürtme yalıtım yaptırarak ısı kaybını ancak kontrol edebilirler. yeni yapılarda ısı hesaplarının yapılması malzeme cinsi ve sertifikalarına kadar kontrollü ve yönetmeliklerce sınırlı. Bazı köpüklerin kolay alevlenir özelliği var ise muhakkak üzerinde yanmaz sıva yapılmakta, her malzemeye uygun şekilde, ama elbette uygun fiyatlı olsun diye sonrasında muhatap bile bulunmayacak firmalara iş yaptırmak sonrasında yaşanacak sıkıntılarda yüzüstü kalmaya sebep olur o kısım ne yazık ki kendi sektörümde de çok acı bir tablodur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah! Deterjan mı yemiş? Ayyyyy!😢😢😢💔💔💔İnan çok üzüldüm şu an. Kedisi olanların empati hissi güçlü oluyor bunu sen de bilirsin. Canım benim, gittiği yerde Bücürüğümle, Prensesimle oynasın, koşsun, çok mutlu olsun inşallah🙏🙏🙏

      Gwencim, bu adam ne inşaat mühendisi, ne bir şey, yani öyle bir kılığı kıyafeti yok, kimse alınmasın, hani beyaz yaka dediğimiz takım elbisesi, kravatı, elinde ne bileyim Bond çantası, yani bildiğin bakınca "iş insanı" dediğin biri değil. Bildiğin inşaatta amele (biz öyle derdik) filan sanırım, göre göre öğrenmiş herhalde mantolama yapmayı, sonra da kendi başlamış yapmaya. Depreme olumsuz etkisi olmadığına sevindim. (Ben öyle okumuştum, birkaç sitede öyle yazıyordu. ) Köpükleri balkonuma koymuşlardı ve inan gözümle "Dikkat yanıcıdır" yazısı vardı. Ön cephe tam güney, öteki cephe Batı güneşi alır, öyle ki, yazın çamaşır asınca, Ankara'da nem az olduğundan, 2 saatte kupkuru olur; artık bilemiyorum; ben İstanbul'a kaçtım; o dediğin yanmaz sıvayı yapmışlardır inşallah. Neler yaptılar bilemiyorum. Bir hafta mı, on gün mü ne bitirip iskeleyi söktüler. Ben de geri döndüm İstanbul'dan. Bazılarının bir ay sürdüğünü biliyorum. Bu kadar kısa nasıl bitirdiklerini anlamamıştım hatta. (7 katlı, 15 daireli bir binayız, dört cepheli)

      Ah! Sorma, sorma. Aynen anlattığım gibi canım. İnan eksiği vardır fazlası yok. Dangul dungul bir adam. Meğer yıllardır bu adama "Gel bizim evi de mantolama yap" diye yalvarıyorlarmış! O benimle itiraz eden hanım komşum söyledi. (Adam, senetleri imzalarken kendisi demiş. Bunlar bana yalvarıyorlar kaç yıldır diye) Yani, Allah' emanetiz. Apt. giriş kapısındaki mantolamaları da sığınmacı çoluk çocuk kopartmış, bildiğin sökmüş, öyle yırtık pırtık duruyor. Tel gibi bir şeyler sarkıyor.
      Yorumun için çok teşekkür ediyorum. Kediciğin için başın sağ olsun, mekanı Cennet olsun.

      Sil
  2. Not: Gwenciğim sen konunun uzmanı olarak öyle yazınca, deprem ile ilgili maddeyi sildim. Okuyan insanları yanıltmak istemedim. :)

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    Sanki, ben de o apartmanda daire sahibi gibiymişim gibi, Bücürüğün hastalanmasına ve vefatına sebep olan bu mantolama olayına ben de kızdım. Ancak doğru dürüst yapılırsa, gerçekten ısı yalıtımı yapılması gereken bir önlem. Aslında köpük yerine taş yünü, cam yünü dedikleri asıl izocam elyafı konması gerekiyor. Tabi cam/taş yünü köpükten çok pahalı ve işçiliği de zor olduğu için, herkes köpük yaptırıyor. Hatta bunun boyasını imal etmişler. Bazı apartmanlar sadece dış cephe ısı yalıtım boyası yaptırarak bu işi çözüyorlar. Eryaman'da ağabeyimin ikamet ettiği sitede ısı yalıtımı için sadece boya kullandılar. İster cam yünü, ister köpük olsun, bir yangın esnasında her ikisi de yanıcı madde olduğu için, tehlikelidir. Yazınızda bu işi yapan adamın, işi alabilmek için başka bir firmanın adını kullanarak apartmanı kandırdığından bahsetmişsiniz. Peki bu adamın böyle bir sahtekarlık yaptığını, apartmanın diğer sakinleri ve yöneticileri fark edemediler mi? Neden yine aynı adama bu işi verdiler?
    Bücürüğün küçüklüğü de gerçekten çok sevimli ve güzelmiş. Tüm kedi yavruları küçükken çok sevimli ve güzel oluyorlar. Bücürük tipi kediler, benim de, eşimin de her zaman ilgisini çekmiştir ve bahçemizde o kadar çoğalıyorlar ki, onlarla ilgileniyor ve onları besliyoruz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Çok teşekkür ediyorum. Çok ağlattılar çocuğumu, çok üzdüler, birkaç yıl sonra en fazla dört yıl sonra zaten ömrünü tamamlardı 18 - 20 yaşından fazla yaşayamıyorlar çünkü. 20 yıl oturmuşlar, bir, iki veya taş çatlasa dört yıl daha beklemediler.

      Kaldı ki, mantolama bir halta yaramadı hâlâ kışın kombiyi çok açmazsam üşüyorum ki, ara katta oturuyorum. Altımda, üstümde daire var.

      Ah! Yönetici ve diğer komşular benim, sizin ve aklı başında diğer insanlar gibi düşünmüyorlar ki, adamın tipi zaten "Ben inşaat işçisiyim, inşaatlarda göre göre mantolama yapmayı öğrendim" diyor. Dükkanının olmadığını biliyorlardır herhalde. Başka firmanın adını kullandığını, sahtekarlığını da telefon ettilerse anlamışlardır ama umurlarında olmamıştır. En ucuza kim yaparsa yapsın demişlerdir.

      Evet yavruyken çok başka oluyorlar. Sizin ve değerli eşinizin de kedileri aç, susuz bırakmadığını, ilgilendiğinizi biliyorum. Eksik olmayın, sizin gibi insanlar çoğalsın inşallah.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  4. Üzüldüm okuduklarını canım kardeşim... Büçürük ah o acılara dayanamıdı,sen de hastalandın üzgünüm çok. Şifalar diliyorum 🙏

    YanıtlaSil
  5. Sorma Arzucuğum, o gün o otobüste ölecekti aslında. Allah korudu ama hastalandı. Çok teşekkür ediyorum canım, sağ ol.

    YanıtlaSil
  6. Çok etkilendim yazdıklarınızdan… Bücürük'ün yaşadıkları içimi parçaladı. Bir kedinin sessiz feryadını senin kalbinle ne kadar derinden hissettiğini okumak çok sarsıcı... Mantolama gibi bir mesele yüzünden bu kadar büyük bir acı yaşanması çok üzücü. Seni ve güzel Bücürük'ünü yürekten anlıyorum, bir hayvan kaybetmek ne demek biliyorum çünkü... Empati yoksunluğunun ve duyarsızlığın nelere mal olabileceği çok açık görülüyor... Sarılıyorum. 💔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum Zeynepciğim. Anlatılmaz yaşanır denilen bir kötü, acı tecrübeydi. Gerçekten çok duyarsızlar, kadirşinaslık, hatır, gönül, komşuluk filan hiç bilmiyorlar. Bunu kimsenin yaşamasını istemem.
      (Not: Ben seni takip ediyordum ama "takip et" diye yazınca şaşırdım, takipten çıkmamıştım çünkü, neyse tekrar takibe aldım.)

      Sil
    2. Ah! Gözümden kaçmış, sağ ol canım, ben de sarıldım kocaman. ❤️

      Sil
  7. müjde ablacığım bu yazıyı yazarken bile kendini hırpalamışsın. bunların tekrar tekrar aklına gelmesi, satırlara dökmen... ben ilahi adalete çok inanıyorum. çok üzme kendini ne olur. keşke az insan ama çokça ağaçla, kediyle, köpekle, kuşla yaşama imkanımız olsa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O günü hiç unutamıyorum çünkü Burcum. Ankara'ya iki saat kala öldü herhalde demiştim. O türbanlı kadına çok teşekkür ediyorum benim için otobüs mola vermişti, benim için indi, minik pet şişede su aldı, parasını vermek istedim, ısrar ettim almamıştı hatta ama bir an kaskatı kesildi, dermanı kalmadı, tamam, öldü çocuğum dedim....o kadar acı çekti ki, o kadar bağırdı ki, hiçbir şeyi yokken, kanser ettiler üzüntüden...daha yaşardı benim oğlum.
      Çok teşekkür ediyorum Burcum. ♥
      Keşke öyle olsa hakikaten...

      Sil
  8. Çok geçmiş olsun 🙏. Çok üzülerek okudum 😢

    YanıtlaSil