"Küçükken popomda çıkan çıbanlar geçsin diye önce hocaya okutmuşlar, sonra ebeme kurşun döktürmüşler, yine olmayınca yatıra götürmüşler. Artık ağrıdan ve irinden bayılınca mecburen hastaneye götürdükleri için birkaç gün içinde iyileşmişim. Sarılık olduğumda kendi idrarımı içirmişler, ishal olduğumda bağırsaklarım kurusun diye su vermemişler. Öleyim diye epey uğraşmışlar ama bu çabadan sağ kurtulmuşum. Anadolu'da kaç çocuk bu tür bilinçsiz cinayet girişimine maruz kaldı kim bilir."
Twitter'daki paylaşım bu kadardı. Şimdi ben de kendi birebir yaşadığım şeyleri hatırladım. İlkokuldaydım, o kadar küçüktüm yani...yine de hatırlıyorum: Annemle, babama birisi (kim adını da söylemişlerdi ama onca yıldan sonra hatırlamıyorum)
"Acı kavun diye bir şey var, aktarda satılıyor bunu yiyin, soğuk algınlığı, nezle, grip anında geçiyor"
mu ne demiş. Tabii tam cümlelerini yıllar sonra hatırlamıyorum ama hiç unutmadığım şey annemle, babam bu acı kavundan yemişler. Adam kendi eliyle mi vermiş, babam aktardan mı almış onu da hatırlamıyorum. Şimdi düşününce acaba annemi, babamı öldürmek mi istedi diye düşünmeden edemiyorum. (Olur mu, olur. Belki çekemiyordu. Neler okuyoruz, akraba, akrabaya neler yapıyor!)Günlerce konuşamadılar! Doktor azarlamış
"Cahil biri yapsa....siz nasıl bunu yaptınız?"
diye. Bir şey mi isteyecek annemin şöyle sesler çıkıyordu ağzından.
"Lo, lo, lo ...lo...lo...lo..lo.."
Çocuğum hiç unutmadım. Şaşkın, üzgün ne yapacağız bilemiyorduk. Küçük kardeşim doğmuş muydu?Var mıydı, yok muydu? Hatırlamıyorum. Yoksa, 1966'dan öncedir. Yani 5, 6 yaşındayım. Ölebilirlermiş! (O yaşta anasız, babasız kalacaktık. ) neyse kurtuldular.
Çok daha önce de daha ilkokula gitmiyorum çünkü Erzurum'dayız...abim (bisikletten düştü diye oldu derdi annem) sara yani epilepsi olmuş. Onda da hocalara gidildiğini, muskalar filan yazıldığını hatırlıyorum ama neyse ki, doktora gitmişler, epey ilaç kullanınca tamamen geçmişti. Bir daha da abimin sarası nüksetmedi. Demek ki, doktor iyi bir ilaç vermiş.
Demem o ki, insanlar okumuş olsalar bile, dinler öyle bela bir şeydir ki, başınıza her türlü iş çıkarabilirler. Lütfen, hasta olunca doktora gidiniz. Üfürükçüye, muskacıya değil. Bilim varken, dinlere turp sıkınız, limon sıkınız. 😂😂😂😂
İnsan çaresiz kalınca demek ki ne yollara başvuruyor. Benimde küçükten hatırladığım bir sülük yapıştırma olayı var, annemin babaannesiydi sanırım onun içindi .Ne hastasıydı , onu da hatırlamıyorum ama şişede sülükleri hatırlıyorum:)) Bitki tedavisi benim için sadece ıhlamur limondur, grip olunca o kadar.
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilHastalanınca hep doktorlara gittik. Hiç muskacıya, üfürükçülere gitmedik. Ancak, ben de çocukluğumda hastalanmışım ve bana da bazı şeyler uygulamışlar.
1- Sarılık olmuşum, çerçilik işi ile iştigal eden aynı zamanda diş de çeken berber Arap isminde tanıdığımıza beni götürüyorlar ve adam bir jiletle iki kaşımın arasında ve burun çıkıntısının bittiği yere bir çentik atıyor ve orayı keserek kanatıyor. Akabinde benim sarılığım da geçiyor.
2- Böbreklerimi üşütmüşüm ve böbrek yetmezliği başlamış, akabinde vücudumun her tarafı şiş. Bir yerden kül gibi bir toprak getirdiler ve o toprağı suyla karıştırıp çamur yaptılar ve tüm vücuduma sıvadılar ve suyundan da içirmişler. Hiçbir faydası olmadı. Doktor ve hastane beni kurtardı. Yoksa böbrek yetmezliğinden dolayı öleceğimi doktorun söylediğini çok iyi hatırlıyorum.
Evet Bücürüğün Annesi, maalesef çok önceden hastalıklar için böyle muskacı hocalara ve üfürükçülere gidiliyormuş. Benim de benden büyük bir kız kardeşim vardı doğuştan epilepsi ile beraber zihinsel özürlüydü. Doktorlar çare bulamayınca, annem ve babam bu kız kardeşimi muskacı hocalara da götürdüler ama hiçbir çare bulunamadı ve kız kardeşim 12-13 yaşlarında iken vefat etti.
Bizleri yaratan, bizleri dermansız hastalıklara duçar etmesin inşAllah.
Sizin de dediğiniz gibi, muskacılara, üfürükçülere, bir de çok eskiden beri uygulanagelen yanlış uygulamalara turp ve limon sıkalım.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıcakla ve esen kalın.
Merhaba Recep Abi,
SilSarılık konusunda çok şaşırdım. Bazen bebek sarılığı kendiliğinden geçiyor belki sizin zaten geçecekti, o Arap denen kişi iyi ki, bir yerinize mikrop filan bulaştırmamış.
Böbrek yetmezliği çok ciddi, tehlikeli bir hastalık, iyi ki, doktora gitmişsiniz.
Kız kardeşiniz için yıllar önce de olmuş olsa da üzüldüm, Allah rahmet eylesin, bir yerde kurtulmuş öyle yaşaması da hem kendisi için, hem sizler için acı verici ve zor olurdu.
Amin, inşallah. Çok teşekkür ediyorum yorumunuz ve nazik dilekleriniz için. Bil mukabele.
Selamlar, saygılar.