Ferruh Bozbeyli'yi çocukluğumda hatırlıyorum. İlkokuldaydım. O zamanlar Demirel ve AP (Adalet Partisi) vardı. Parti amblemi kırat dedikleri beyaz bir at resmiydi. Ben ilkokuldayken sonra da hep Demirel ve AP (Adalet Partisi) ülkeyi idare etti.
Demirel, sağcı biriydi. Solculardan, komünistlerden filan hoşlanmazdı ama yukarıda Allah var; Atatürk'e ve İnönü'ye saygıda kusur ettiğini görmedik. Bir başkası Atatürk'e veya İnönü'ye ya da cumhuriyete, laikliğe dil uzatsa da çok büyük tepki verirdi.
Yine o zaman CHP'nin başında Atatürk'ün silah arkadaşı, Kurtuluş Savaşı kahramanı rahmetli İnönü vardı. Ben hatırlıyorum, İnönü de, Demirel de, sonraki pek çok cumhurbaşkanları ve başbakanlar da her yıl Ankara'da Devlet Opera ve Balesi'nin açılış konserlerine, tiyatrolara giderlerdi. Hiç kaçırmazlardı. Şu anda bir Norveç, bir Rusya nasılsa öyleydi ülkemiz. (onların da cumhurbaşkanları, başbakanları, devlet erkanı, büyük konser, opera, bale gösterilerine giderler, sanata, kültüre değer verirler. Mesela geçenlerde Putin, Rusya'ın dünyaca ünlü, efsane olmuş Bolşoy balesinin en yaşlı balerini olan Anastasya Staşkeviç'e (okunduğu gibi yazdım) ödül verdi. Bizim ülkemiz de bir Rusya, bir Norveç, bir Fransa gibi devlet kültürü ile yönetilirdi. Tıpkı, Bozbeyli'nin söylediği gibi. Bu da fark yaratırdı. Kültüre, sanata önem veren insanlarla vermeyenler bir değildir. Kültüre, sanata değer veren ülkelerle, vermeyen ülkeler bir değildir.
Kaynak:John Sokoloff YouTube
Eski Türkiye'de, başbakanlar, cumhurbaşkanları operanın açılışında ilk sırada oturur seyrederdi. Keman, piyano resitallerine giderdi. Sanatçılarla resim çektirirlerdi.
Sonra ne oldu? Bozbeyli'nin yazdığı üzere devlet kültürü olmayan; aslında devleti yönetecek kapasitesi, kültürü, donanımı, eğitimi, entelektüelliği, diplomasi bilgisi, yabancı dil bilgisi, tarih bilgisi ve bence en önemlisi ülke, millet sevgisi olmayanlar başımıza geldi. Tek amacı
"Devleti nasıl soyarım? Yedi sülalemi nasıl zengin ederim?"
diye düşünenler, dahası, ÖSS'nin sistemine girip, lise ders notlarını yükselten, depremde ölenlerin diplomalarını çalan, yumuşak g nasıl yazılır bilmeyen, oğlu kumar masasından kalkmayan, sayısını bilmediğim gemileriyle uyuşturucu kaçakçılığı yapan, İmam Hatip'ten başka bir şey görmemiş insanlar, 400 sahte diplomalı akademisyen, yabancı dil bilmeyen büyükelçi (!) ler ülke yönetimine geldi! Özellikleri başlarında Fetö icadı türban, erkeklerse Kartal İmam Hatip mezunu olmalarıydı! Sahte diplomalı hukukçu, eczacı, öğretmen ne ararsan var:
isim isim sahte diplomalılar
O yüzden şimdi benim çocukluğumdaki gibi bir Türkiye yok. Tayyip ve avanesi Devlet Opera Balesi'ne tek temsiline gitmediler. Gitmezler. Bale filan onlara göre zaten ayıp! Balerinlerin bacakları gözüküyor! Değil balerinlere ödül vermek, bu ülkenin sevilen bir sanatçısı ve diploması gerçek bir mimarı olan Erol Evgin'e
"Sen sanatçı olsan n'olurrrrrrrrr? Olmasan n'olurrrrrrrrrr!"
demişliği var. Arkadaşlar, böyle birisi bir ülkeyi yönetemez. Sanatı hor gören, sanatçısını aşağılayan birisi o ülkenin başına filan getirilemez. Ülkesinin sevilen sanatçısına, diploması sahte olmayan, İstanbul'un en iyi okullarının mimarlık bölümünü alınteriyle bitiren bir mimar, iyi bir aile babası, hakkında hiç rezillik, kepazelik haberi çıkmayan bir sanatçısına böyle davranan, sıradan vatandaşa iyi davranır mı? Erol Evgin, eğitimiyle, sanatıyla, aile yaşantısıyla Tayyip'i de, kabinesindeki tüm o niteliksiz, kifayetsiz, diplomasız, çakıllıktan başka şey bilmeyen adamları da cebinden çıkartır. Böyle biri, bakkallık filan yapabilir anca. Bakkalında otursun sanatı, sanatçıları kötülesin. Bakkalıktan başka şey yapmaması gereken adama, "ülke idare et" dersen işte böyle olur.
Fransa'da ülkenin en ünlü sinema oyuncusu Jean Paul Belmondo, öldüğü zaman devlet töreniyle gömüldü. Cenazesine Macron, eşi ve ne kadar devlet erkanı varsa katıldı. Bando, alışagelmiş Chopin'in Cenaze Marşı'nı değil; sanatçının ünlü bir filminin ünlü müziğini çaldı. Sanatçıya saygıda aradaki fark değil resmen uçurum!
Bir ülkeyi Bozbeyli'nin dediği üzere komünistler yönetebilir çünkü komünistler eğitimli, kültürlü insanlardır. Komünizmin kurucusu Karl Marx'ın emek teorisi, artı değer, sınıf mücadelesi, emekçinin ve emeğin sömürülmesi gibi yıllar süren çalışmalarının eseri Kapital (Sermaye) toplam üç cilttir. 1. cildi 800 küsur, 2. cildi ,500 küsur, üçüncü cilt 900 sayfa! Adamcağız araştırıp, kafa patlatıp, yazmasaydı bugün emekçiler sömürü, grev hakkı gibi şeyleri bilmeyecekti. Bir komünist sanata da değer verir, kültüre de değer verir. Rusya, komünizmle yönetilirken o yüzden sanata da çok değer verdi. Bugün bir Bolşoy Balesi dendiği zaman insanlar "Woww!" diyorlar. Ha, komünizmi iyi uygulayamadılar ve çöktü o ayrı konu; çünkü komünizm kitaplarda, ansiklopedilerde ideal bir yönetim şeklidir ama uygulaması zordu. Konumuz bu değil zaten. Sadece şunu belirtmek istedim: Bozbeyli haklı. Komünistler bir ülkeyi yönetebilir çünkü devlet kültürünü bilirler. Sağcılar da bilirler. İşte yıllarca Demirel ve sağcı koalisyonlar idare etti. Böyle bir hırsızlık, yiyicilik, kokuşma, çürüme yoktu.
Tutup da Demirel'in "Ya sen sanatçı olsan n'oluuur" veya "Ananı da al git!" dediğini duymadık.
Ben çocukken de grevler olurdu, protestolar olurdu ama milletvekilleri dört kişinin tuttuğu adama tekme atmazdı. Atana ne oldu? Allah işe karışmıyor ama karma diye bir şey var galiba ki, masum, günahsız evladıyla sınandı. Kaybetti küçücük oğlunu. Etme- bulma dünyası.
Peki dinciler bir ülkeyi yönetebilir mi? Bozbeyli ta o yıllarda demiş: Yönetemezler ama yıkarlar.
Ben sebebini açayım: Dinciler devlet yönetmeyi bilmez sadece devleti soymayı bilirler; çünkü ta Hz. Muhammed zamanında bile devlet yönetmeyi bilmiyorlardı. Dört halifenin üçü de eceliyle ölmedi, öldürüldü. Hendek, Uhud vs. gibi ilkokulda bize okutulan o savaşlar aslında başkalarının malına ÇÖKME olayıydı. Çok sevdiğim bir sosyal medya kullanıcısı hanımefendinin - gerçek ismini bilmiyorum - kıymetnadirbindebir ismiyle sosyal medyada yazılar yazıyor tanımladığı gibi
"İslam, eşkiyalığın mevzuatıdır"
Gerçekten de, Osmanlı'nın yaptığı da buydu. Üretmek yok, fabrika yok, matbaa yok çünkü şeytan icadı! Ne var? Eşkiya gibi o ülkeyi işgal et, bu ülkeyi işgal et, şu ülkeyi işgal et! Haraç al, kadınlarını cariye yap, Harem'e getir. Bize bu şahane bir şeymiş gibi anlatıldı. Halbuki sürekli başka ülkeleri feth etmek şahane bir şey değildir ve gün gelir hepsi yavaş yavaş elden çıkar. Nitekim öyle de oldu. Atatürk olmasaydı, Anadolu da kalmayacaktı. Türk de kalmayacaktı. Avustralya'nın aborjinlerinden, Hindistan'ın yıllarca sömürülen Hintlilerinden farksız olacaktık
Sonuç olarak: Dinciler ülke yönetemez. Bildikleri kendi 7 sülalelerini zengin etmektir. Bu uğurda ülkeyi talan etmekten gocunmazlar çünkü ülke, vatan sevgileri yoktur. Paraya taparlar. Kültür, eğitim, bilim, sanat...ı - ıh! Boş işler! Para var mı para? Sen ondan haber ver? Euro? Dolar? Altın varaklı mobilyalı saraylar! Lüks araçlarla gösteriş yapmak! Tek bildikleri budur.
Uzun bir yazı oldu. Kusura bakmayın. Başınızı ağrıttım. Buraya kadar okuyabildiyseniz, teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder