8 Ekim 2025 Çarşamba

GENÇLİĞE HİTABE'nin HANGİ PARAGRAFINA GELDİK?

23 yıllık AKP yönetiminin sonunda, Tayyip ve ortağı Bahçeli'nin şımartmaları sayesinde, "Yüz verdik Ali'ye; Ali, sı...tı halıya" misali, TBMM'de psikopat terörist, katil Apo için sloganlar atılmış. 

Şimdi, Gençliğe Hitabe'nin hangi cümlesindeyiz?

ATATÜRK' ün GENÇLİĞE HİTABESİ


Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. 
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. 

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. 

Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.


Bende söz bitti, her gün başka bir rezalete uyanıyoruz. Atatürkçü teğmenlerinin ihraç edildiği,  Apo'nun kucağına oturulan bir ülkenin sonu ne olur bilemiyorum. Yine, deist, deist, Allah, güzel ülkemizin yardımcısı olsun diyorum. 



BU DA ÜLKEMİN MÜSLÜMANLARI

 




😂😂😂😂  

Sokaklarda dolaşıp, kadınlara " Örtünün, kapanın, Müslüman NOEL kutlamaz" diyen meşhuuuuuuuur Menzilciler, şeyhleri ölünce

"Bize mirastan pay vermiyorlar"

kavgasına düşmüş. 😂😂😂😂 Lan, hani siz "Bir lokma, bir hırka" ile yaşama prensibindeydiniz? Hem niye NOEL kutlanan ülkedesiniz? Niye şöyle Mekke'ye, Medine'ye gitmiyorsunuz? Eşcinsellerin evlenebildiği, domuzun, içkinin haram olmadığı, laik, Hristiyan ülkede işiniz ne?

Almancam yok. Pankartlarda ne yazıyor bilemedim, Almanca konuşmaları da anlamadım. Türkçe bir afiş de var ama yarım kalmış yazının tamamı gözükmüyor. Yahu, buralarda para, pul için yürüyeceğinize, Gazze'ye yürüsenize. bak bir tanesi gitti, kahkaha ata ata anlatıyor sanki yardımları ulaştıramadan kös kös deport edilmemişler gibi güle, oynaya, şov yaparak anlatıyor. Kimden söz ettiğimi anlamışsınızdır, haberiniz yoksa işte bu han'fendi. Eskiden yaşım icabı hatırlarım tv gündüz programı sunardı, başı açıktı, bol makyajlıydı, Atatürkçü biriydi ya da biz öyle biliyorduk, sonra "Çok kahkaha atıyorsun" diyerek kovulduğunu söyledi. Sonra bir baktık laikliği terk etmiş; kapanmış filan, şimdi de Gazze'ye giden gemiye binip bir güzel şov yaptı. Aman nasıl kahkahalarla anlatıyor gitmiş de, çok neşeli bir gemiymiş de, en neşeli gemi bunlarınkiymiş ! 




YORUMSUZ VİDEO

 


 Bu video maalesef Atatürk düşmanı, laiklik düşmanı olduğunu her fırsatta gösteren Akit paçavrası denen gazetenin tv kanalından. Herkes görsün, bir süre sonra sileceğim. Sayfamda Akit'in videosu dursun istemiyorum. 

6 Ekim 2025 Pazartesi

İSTANBUL'un KURTULUŞU KUTLU OLSUN







Bugün 6 Ekim; yani İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşu. 13 Kasım 1918'de İngiliz, İtalyan, Yunan ve Fransız askerleri tarafından işgal edilmişti.

Uzatmıyorum, sonunda Atatürk'ün dediği gibi geldikleri gibi gittiler.

Fotoğraf, 1919 Ocak ayında, İstanbul, Karaköy meydanında çekilmiş. Tüm İstanbul Yunan bayraklarıyla donatılmıştı. Anadolu halkının

"Ankara'nın taşına bak,
Gözlerimin yaşına bak
Biz düşmana esir olduk
Şu feleğin işine bak..
Pek gamlıyız..
Ankara'da şanlı ordu
Düşman sardı sağı, solu
Yetiş, yetiş Kemal Paşa
Kan ağlıyor Anadolu.,,

diye adına türkü yaktığı, direnişçi, devrimci Atatürk'ümüz sayesinde İstanbul'a yine Türk bayrakları asıldı. O zaman düşman askerlerini alkışlayan Osmanlı torunları ise hiç değişmedi.  Selçuk Tepeli'nin söylediği üzere:

"Ben, Osmanlı torunu değilim; Osmanlı tarafından 400 yıl hor görülen, aşağılanan, savaşlarda harcanacak kişi olarak görülen, insan yerine konulmayan, ağır vergiler altında ezilen Türk köylülerinin torunuyum."  

Ben de, Osmanlı torunu değilim; ezilen Türk köylülerinin torunuyum. Padişahlık yanlısı değilim; ben ilkokulda Yerli Malı haftasında okula pestil, fındık, ceviz, elma, portakal meyveler, kuru yemişler getiren  (o yıllarda meyveyi, sebzeyi asla ithal etmiyorduk) cumhuriyetin, laikliğin, Atatürk'ün kıymetini bilen, yetiş, yetiş Kemal Paşa diyen Kuvayi Milliyecilerin, cumhuriyet çocuğuyum. 



4 Ekim 2025 Cumartesi

HANGİSİ ?

 




Kafayı yiyeceğim. Bu aileler çocuklarını yine o kursa bırakmışlar! Zır cahillikten mi bunu yapıyorlar? Zeka özürlüler mi? 60 IQ'ye mi sahipler?

Kuran Kursu'na bir şekilde yüksek para borçları mı var? Boyunları bükük?

Yoksa evlatlarının tacize uğramasından hoşlanan iblis, sapıklar mı?

Hangisi?

Bu arada bu kaçıncı Kuran Kursu taciz olayı?

Bu kaçıncı dini vakıf taciz olayı?

Ufacık çocuğun biri asılı bulunmuştu!

ENSAR Vakfı'nda 17 çocuk tacize uğramıştı.

Cami imamı çocuklara tecavüz etmişti.

Bu kaçıncı yaa? Benim bloğumda bu tür haberlerin sayısını hatırlamıyorum. Hiç mi çocuklarınıza acımıyorsunuz? Üst katımdaki salak da 12 yaşındaki kızını, ne b...k olduğunu bilmediğim bir yatılı medreseye yazdırmış. Kız, çarşaflı gezmeye başlamıştı. Hiçbir şey yapmasalar Atatürk, laiklik, cumhuriyet düşmanı olarak yetiştirecekler. Yarın, bir gün "Git, İslam uğruna, cihat uğruna, kendini patlat, cennete gideceksin" deseler patlatacak. Beynini yıkayacaklar.

Alttaki link de şaşkınlıktan sandalyeden düşmenize yol açacak bir haber: Konya'da, kadın din öğretmeni (!) erkek öğrencilerini tacizden hapis cezası aldı! Hep diyorum, türban, baş örtüsü, din, min "namus" değildir. Ahlâkla, namusla ilgisi yoktur. 

Haber ve fotoğraf kaynak: 






1 Ekim 2025 Çarşamba

FERRUH BOZBEYLİ'nin SÖZÜ ÜZERİNE



Ferruh Bozbeyli'yi çocukluğumda hatırlıyorum. İlkokuldaydım. O zamanlar Demirel ve AP (Adalet Partisi) vardı. Parti amblemi kırat dedikleri beyaz bir at resmiydi. Ben ilkokuldayken sonra da hep Demirel ve AP (Adalet Partisi) ülkeyi idare etti. Ferruh Bozbeyli de biraz araştırma yaptım hukuk fakültesi mezunu (tabii o zamanlar ÖSS'ye filan hacker ile girip not yükseltme, depremde ölen insanların diplomalarını çalmak yok, gerçek mezun, gerçek diplomalı) ve kitap kurdu biriymiş. Bu sözün tam açılımını da Ekşi'de şöyle okudum:

"Allah, bu ülkede sağcılara, solculara, sosyalistlere hatta komünistlere bile iktidar nasip etsin ama dincilere etmesin"

O zaman da tepkiler gelmiş:

"Neden hocam? Onlar da bu memleketin alnı secde gören çocukları. Komünistlere bile layık gördüğün iktidarı neden onlara lâyık görmüyorsun?"

"Bu ülkede sağcıların, solcuların, sosyalistlerin hatta komünistlerin bir devlet terbiyesi vardır. Hangisi iktidara gelirse gelsin ülkeyi bir devlet kültürü ile yönetir ama dincilerde devlet kültürü yoktur. Dinciler iktidara gelirse, devleti yıkarlar." 

demiş. Devlet adamlığı, devlet terbiyesi, devlet kültürü liyakat, devlet yönetecek iyi bir yüksek eğitim, diplomasi bilgisi, tarih bilgisi, vizyon, vicdan, namus, dürüstlük, vatan sevgisi, karakter neden önemlidir 23 yıl dincilerle (dindarlarla değil) yönetilince bizzat yaşadık ve Bozbeyli'nin haklı olduğunu anladık. Ben de ülkenin sıradan bir vatandaşı olarak, kendi halinde kedici teyzesi olarak naçizane anlatacağım. 

Demirel, sağcı biriydi. Solculardan, komünistlerden filan hoşlanmazdı ama yukarıda Allah var; Atatürk'e ve İnönü'ye saygıda kusur ettiğini görmedik. Bir başkası Atatürk'e veya İnönü'ye ya da cumhuriyete, laikliğe dil uzatsa da çok büyük tepki verirdi.

Yine o zaman CHP'nin başında Atatürk'ün silah arkadaşı, Kurtuluş Savaşı kahramanı rahmetli İnönü vardı. Ben hatırlıyorum, İnönü de, Demirel de, sonraki pek çok cumhurbaşkanları ve başbakanlar da her yıl Ankara'da Devlet Opera ve Balesi'nin açılış konserlerine, tiyatrolara giderlerdi. Hiç kaçırmazlardı. Şu anda bir Norveç, bir Rusya nasılsa öyleydi ülkemiz. (onların da cumhurbaşkanları, başbakanları, devlet erkanı, büyük konser, opera, bale gösterilerine giderler, sanata, kültüre değer verirler. Mesela geçenlerde Putin, Rusya'ın dünyaca ünlü, efsane olmuş Bolşoy balesinin en yaşlı balerini olan Anastasya Staşkeviç'e (okunduğu gibi yazdım) ödül verdi. Bizim ülkemiz de bir Rusya, bir Norveç, bir Fransa gibi devlet kültürü ile yönetilirdi. Tıpkı, Bozbeyli'nin söylediği gibi. Bu da fark yaratırdı. Kültüre, sanata önem veren insanlarla vermeyenler bir değildir. Kültüre, sanata değer veren ülkelerle, vermeyen ülkeler bir değildir.

Kaynak:John Sokoloff YouTube

Eski Türkiye'de, başbakanlar, cumhurbaşkanları operanın açılışında ilk sırada oturur seyrederdi. Keman, piyano resitallerine giderdi. Sanatçılarla resim çektirirlerdi.

Sonra ne oldu? Bozbeyli'nin yazdığı üzere devlet kültürü olmayan; aslında devleti yönetecek kapasitesi, kültürü, donanımı, eğitimi, entelektüelliği, diplomasi bilgisi, yabancı dil bilgisi, tarih bilgisi ve bence en önemlisi ülke, millet sevgisi olmayanlar başımıza geldi. Tek amacı

"Devleti nasıl soyarım? Yedi sülalemi nasıl zengin ederim?"

diye düşünenler, dahası, ÖSS'nin sistemine girip, lise ders notlarını yükselten, depremde ölenlerin diplomalarını çalan, yumuşak g nasıl yazılır bilmeyen, oğlu kumar masasından kalkmayan, sayısını bilmediğim gemileriyle uyuşturucu kaçakçılığı yapan, İmam Hatip'ten başka bir şey görmemiş insanlar, 400 sahte diplomalı akademisyen, yabancı dil bilmeyen büyükelçi (!) ler ülke yönetimine geldi! Özellikleri başlarında Fetö icadı türban, erkeklerse Kartal İmam Hatip mezunu olmalarıydı! Sahte diplomalı hukukçu, eczacı, öğretmen ne ararsan var:

isim isim sahte diplomalılar


O yüzden şimdi benim çocukluğumdaki gibi bir Türkiye yok. Tayyip ve avanesi Devlet Opera Balesi'ne tek temsiline gitmediler. Gitmezler. Bale filan onlara göre zaten ayıp! Balerinlerin bacakları gözüküyor! Değil balerinlere ödül vermek, bu ülkenin sevilen bir sanatçısı ve diploması gerçek bir mimarı olan Erol Evgin'e

"Sen sanatçı olsan n'olurrrrrrrrr? Olmasan n'olurrrrrrrrrr!"

demişliği var. Arkadaşlar, böyle birisi bir ülkeyi yönetemez. Sanatı hor gören, sanatçısını aşağılayan birisi o ülkenin başına filan getirilemez. Ülkesinin sevilen sanatçısına, diploması sahte olmayan, İstanbul'un en iyi okullarının mimarlık bölümünü alınteriyle bitiren bir mimar, iyi bir aile babası, hakkında hiç rezillik, kepazelik haberi çıkmayan bir sanatçısına  böyle davranan, sıradan vatandaşa ne yapmaz? Erol Evgin, eğitimiyle, sanatıyla, aile yaşantısıyla Tayyip'i de, kabinesindeki tüm o niteliksiz, kifayetsiz, diplomasız, çakallıktan, uyuşturucu kaçakçılığınan, hırsızlıktan başka şey bilmeyen adamları da cebinden çıkartır. Böyle biri, bakkallık filan yapabilir anca. Bakkalında otursun sanatı, sanatçıları kötülesin. Bakkalıktan başka şey yapmaması gereken adama, "ülke idare et" dersen işte böyle olur. 

Fransa'da ülkenin en ünlü sinema oyuncusu Jean Paul Belmondo, öldüğü zaman devlet töreniyle gömüldü. Cenazesine Macron, eşi ve ne kadar devlet erkanı varsa katıldı. Bando, alışagelmiş Chopin'in Cenaze Marşı'nı değil; sanatçının ünlü bir filminin ünlü müziğini çaldı. Cüneyt Arkın, Fatma Girik gibi bizim ünlü sanatçılarımız öldüğünde, Demirel hayatta olsaydı, İnönü hayatta olsaydı eminim onlar da Macron gibi bu ünlü sanatçıya verdikleri değeri devlet terbiyesi, devlet kültürü olarak gösterir; cenazesine katılırlardı. Sanatçıya saygıda aradaki fark değil resmen uçurum!

Bir ülkeyi Bozbeyli'nin dediği üzere komünistler yönetebilir çünkü komünistler eğitimli, kültürlü insanlardır. Komünizmin kurucusu Karl Marx'ın emek teorisi, artı değer, sınıf mücadelesi, emekçinin ve emeğin sömürülmesi gibi yıllar süren çalışmalarının eseri Kapital (Sermaye) toplam üç cilttir. 1. cildi 800 küsur, 2. cildi ,500 küsur, üçüncü cilt 900 sayfa! Adamcağız araştırıp, kafa patlatıp, yazmasaydı bugün emekçiler sömürü, grev hakkı gibi şeyleri bilmeyecekti. Bir komünist sanata da değer verir, kültüre de değer verir. Rusya, komünizmle yönetilirken o yüzden sanata da çok değer verdi. Bugün bir Bolşoy Balesi dendiği zaman insanlar "Woww!" diyorlar. Ha, komünizmi iyi uygulayamadılar ve çöktü o ayrı konu; çünkü komünizm kitaplarda, ansiklopedilerde ideal bir yönetim şeklidir ama uygulaması zordu. Konumuz bu değil zaten. Sadece şunu belirtmek istedim: Bozbeyli haklı. Komünistler bir ülkeyi yönetebilir çünkü devlet kültürünü bilirler. Sağcılar da bilirler. İşte yıllarca Demirel ve sağcı koalisyonlar idare etti. Böyle bir hırsızlık, yiyicilik, kokuşma, çürüme yoktu.

Tutup da Demirel'in "Ya sen sanatçı olsan n'oluuur" veya "Ananı da al git!" dediğini duymadık.

Ben çocukken de grevler olurdu, protestolar olurdu ama milletvekilleri dört kişinin tuttuğu adama tekme atmazdı. Atana ne oldu? Allah işe karışmıyor ama karma diye bir şey var galiba ki, masum, günahsız evladıyla sınandı. Kaybetti küçücük oğlunu. Etme- bulma dünyası.

Peki dinciler bir ülkeyi yönetebilir mi? Bozbeyli ta o yıllarda demiş: Yönetemezler ama yıkarlar.

Ben sebebini açayım: Dinciler devlet yönetmeyi bilmez sadece devleti soymayı bilirler; çünkü ta Hz. Muhammed zamanında bile devlet yönetmeyi bilmiyorlardı. Dört halifenin üçü de eceliyle ölmedi, öldürüldü. Hendek, Uhud vs. gibi ilkokulda bize okutulan o savaşlar aslında başkalarının malına ÇÖKME olayıydı. Çok sevdiğim bir sosyal medya kullanıcısı hanımefendinin - gerçek ismini bilmiyorum - kıymetnadirbindebir ismiyle sosyal medyada yazılar yazıyor tanımladığı gibi

"İslam, eşkiyalığın mevzuatıdır"

Gerçekten de, Osmanlı'nın yaptığı da buydu: Eşkiyalık. Üretmek yok, fabrika yok, matbaa yok çünkü şeytan icadı! Ne var? Eşkiya gibi o ülkeyi işgal et, bu ülkeyi işgal et, şu ülkeyi işgal et! Haraç al, kadınlarını cariye yap, Harem'e getir. Bize bu şahane bir şeymiş gibi anlatıldı. Halbuki sürekli başka ülkeleri feth etmek şahane bir şey değildir ve gün gelir hepsi yavaş yavaş elden çıkar. Nitekim öyle de oldu. Atatürk olmasaydı, Anadolu da kalmayacaktı. Türk de kalmayacaktı. Avustralya'nın aborjinlerinden, Hindistan'ın yıllarca sömürülen Hintlilerinden farksız olacaktık

Sonuç olarak: Dinciler ülke yönetemez. Bildikleri kendi 7 sülalelerini zengin etmektir. Bu uğurda ülkeyi talan etmekten gocunmazlar çünkü ülke, vatan sevgileri yoktur. Paraya taparlar. Kültür, eğitim, bilim, sanat...ı - ıh! Boş işler! Para var mı para? Sen ondan haber ver? Euro? Dolar? Altın varaklı mobilyalı saraylar! Lüks araçlarla gösteriş yapmak! Tek bildikleri budur.


Uzun bir yazı oldu. Kusura bakmayın. Başınızı ağrıttım. Buraya kadar okuyabildiyseniz, teşekkür ederim.

30 Eylül 2025 Salı

YIKIM EKİBİ

KOPYALAYIP - YAPIŞTIRDIM:


" Bir kaç gün önce Şanlıurfa’da heyet olarak gezerken bir eczaneye girdik.

Sığınmacıların ilaç ve takviye paralarının göç idaresi tarafından ödendiğini anlattı. Dışarı çıktık. 10 metre kadar uzaklaşmıştık. Yaşlı bir adam geldi.

“Göz ilacı alacağım. Telefonumu 2000 TL’ye sattım: ilaç 2500 TL. 500 TL borç verir misiniz?”

dedi.

“Gel ilacı birlikte alalım” dedim.

Başka bir eczaneye reçetesini vermiş. Girdiğimiz eczaneden diğer eczaneyi aradılar. Orası reçete girişini iptal etti. Parayı ödedik. Eczaneden ayrıldık. 10 dakika sonra caddede vatandaşla konuşurken yaşlı adam teşekkür için yetişmiş elimi öpmek istedi. Utanarak geri çektim. Suriyelinin bedava aldığı ilacı bu ülkede askerliğini yapmış, vergisini ödemiş Şanlıurfalı telefonunu satarak ve para rica ederek satın almaya çalışıyor, Emekli işitme cihazı alamıyor. "


Kaynak: Ümit Özdağ


Yukarıdaki yazıyı Zafer Partisi'nin başkanı Ümit Özdağ'ın resmi sosyal medya (Twitter) sayfasından kopyalayıp yapıştırdım. Adamcağız, bu yazıyı Prof. Dr. Müge Özcan'ın yazısına cevap olarak göndermiş. Müge Özcan'ın yazdığını da kopyaladım :

" Üzgünüm. Kırgınım. Öfkeliyim.


Hastaya işitme cihazı önerdim.


“Şimdilik idare ediyorum” dedi.


Önyargılı olduğunu düşünüp, cihaz aslında gözlükle aynı işi yapıyor, biri görmek, diğeri duymak için filan diye anlatırken, gözleri doldu, sözümü kesti.


“Ondan değil hocam. Emekliyim. 25 yıl çalıştım. Ama demek ki az çalışmışım, emekli maaşım düşük. Buraya gelirken bir yere sordum. Devletin ödediği 4-5 bin liraymış. Üstüne en az 25 bin lira istiyorlar. O kadar param yok”


dedi.


Dondum kaldım. Benim yardımcı olmamı ister misiniz, dedim.


“Sağolun, çocuklar da söylüyor ama şimdilik idare ediyorum” dedi.


Kaynak: Prof. Dr. Müge Özcan



Ben bu iktidara boşuna "Yıkım ekibi" demiyorum. Kendi yedi sülalelerini servet sahibi yaparken, ülkede yıkmadıkları şey kalmadı. Ne eğitim, ne demografi, ne zeytin ağacı, ne tarım, ne hayvancılık, ne liyâkat, ne sağlık, ne orman, ne doktor, ne adalet ve ne ruh sağlığımız kaldı.  

Kopyalayıp yapıştırmadım artık ama Ümit Özdağ'ın sosyal medya sayfasında (Twitter'da) rastladığım bir baba var. Kayseri'de bir baba isyanlarda. Neden biliyor musunuz?

"Kızım, ilkokula gidiyor. 45 kişilik sınıfta 35'i Suriyeli! Ben kizımı Suriyelilerle okusun istemiyorum! Tayyip Bey! Size sesleniyorum!"

diye meydanda bağırıyordu adamcağız. İnşallah Silivri'ye atmazlar.


Rahmetli Ferruh Bozbeyli'yi ta ilkokuldan isim olarak hatırlıyorum. Bu sözü üzerine de ayrıca bir yazı yazacağım. Bu yazı çok uzun olmasın diye.