Bu minik kutu Kore'den mi, Japonya'dan mı bilemiyorum. İki farklı
resim var o yüzden iki tarafının da resmini çektim.
" Benim çadırım tek kişilik bir oda gibiydi. Üstünde kaput bezinden bir astar vardı. Girişte antre gibi bir bölme de vardı. Bir de su bidonu vardı ki, güneşte ısınıyor, onunla banyo yapıyordum. Söylendiğine göre hareketli savaşlarda birkaç kez düşman askeri bazı subayları uyurken uyku tulumuyla sırtlayıp götürmüş. O yüzden tabancamı uyku tulumunun içine koyuyordum, bir tehlike anında fermuarı açmak, botların uzun bağcıklarını bağlamaya uğraşmak mümkün değildi.
Fakat ilk Tokyo iznimde fırtına çıkmış ve çadırımı yıkmış, arkadaşlarım eşyalarımı mesai çadırına taşımışlardı.
Daha sonra iki kişilik çadırda kaldım. Arkadaşım "Ölü Cahit" lakaplı, Cahit Berk'di. Akşamları arkadaşlarının yanına gidip, iskambil oynar, ben uyuduktan sonra sabaha karşı gelirdi. Ben kalktığımda da uyuyor olurdu:)
Cephede 3 tabur vardı ve en kritik bölgesi KUM KALE bölgesiydi. Orada düşmanla karşılıklı siperler arası 10 - 12 metre kadardı. Kum torbasından sığınaklar yapılmış, mazgallar arasından iki taraf birbirini gözetliyordu.
Birlik değiştirmeye iki, üç gün kala, düşman askeri, bir eri, miğferini delen bir kurşunla, alnından vurarak şehit etti:( :( 2. tugayda yeni gelen kim ise bütün işler 'yeni gelin geldi' denilerek ona yıkılırmış. Arkadaşlar ben gelince de "yeni gelin geldi, işleri o yapar, biz artık rahatız " diyerek tüm işleri bana yıktılar :)
Keşif kolları çıkarılması, birliklerle komşu birlikler arası koordinasyon, hava raporlarının alınıp verilmesi, periyodik istihbarat raporları, günlük parolalar (şahıs, araç tanıtma, kıtaların ön hattının tanıtılması, alınıp yayınlanması vs.) hepsi bana aitti.
Tugayımız 25. USA piyade tümenine bağlıydı. Hala hatırlarım istihbarat G2' ydi ve şube telefon numaramız 62' ydi. (six - two) ;)
Telefonda
"Hello. This is captain Dural. No casualties, no damage....."
(Alo, ben yüzbaşı Dural. zaiyat yok, hasar yok...)
gibi Amerikalılara rapor verirdim..."
Resme tıklayıp büyültürseniz babamın sağ tarafında bir tabelada G II yazıyor
Babanın bu anılarını okuyunca tüylerim diken diken oluyor.. Bir tarihe tanık olmuş baban ve sen de ne şanslısın ki, onun kızı olarak eşlik ettin bu anılara.. Biz de sayende bir yerinden yakalıyoruz ve beni inanılmaz mutlu ediyor buna ortak olabilmek :)
YanıtlaSilBaban çok yakışıklı adammış demeden geçemeyeceğim :) Bir de "çadır" diye okuyunca bir garipsedim.. Çadır? Sonra dedim "Dilek 5 yıldızlı Hilton mu olacaktı çadır işte nesi tuhaf?"... Sarıkamış şehitleri geldi oradan da aklıma... Bu ülke için kanını akıtan her bir askerin ruhu şad olsun...
Dilek'ciğim inan ben de sizlerle paylaştığım için çok mutlu oluyorum, paylaşmanın güzelliği burada. :)
SilAh, şimdi umarım bir yerlerden okumuştur senin iltifatını:)teşekkürler canım onun adına:)
Amin amin...:( yorumuna sağlık.
Okuyordur ben eminim ve gülümsüyordur okuduğu yerden. Nurlarla uyusun. :)
SilMüthiş bir anı. Böyle yazılar görmek insanı çok duygulandırıyor. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, değerli hatıralarının karşısında saygıyla eğiliyorum.
YanıtlaSilÜlkemizde maalesef gazilerimize yeteri kadar saygı gösterilmiyor. Umarım tüm yurttaşlarımız, özellikle gençlerimiz, bu değerli kahramanların hatırasına sahip çıkarlar.
Böyle bir anı yazısı yazdığınız için çok teşekkür ediyorum, eğer devamı gelirse çok memnun olurum :)
Sevgili nedensiz yazar, hoşgeldiniz sayfama,ben de güzel dileklerinize yürekten aminnn diyorum, nazik yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Evet rahmetli babamın Kore anılarının devamını yazacağım. :)
SilYa bildiğin savaş işte,okumak film izlemeye benzemiyor,gerçek olduğunu bilince,insan dehşete kapılıyor.Nurlarda yatsın.
YanıtlaSilDeğil mi ya Sevda'cığım. Amin...sağolasın...
SilBahsettiğin resim tıklanınca büyümüyor canım. Olsun G II görünüyor yine de.
YanıtlaSilSiperler arası ne kadar yakınmış öyle. Kelle koltukta savaşmışlar resmen. Ah kıyamam :( Uyku tulumuyla kaçırılmak korkunç! İyi çözüm bulmuş babacığın. 'Yeni gelin'' yakıştırması komikmiş. N'apsınlar, oradaki sıkıntılı günleri az da olsa çekilir kılmak için bulmuşlar.
Eline sağlık Müjdecim. İlgiyle okudum yine...
Evet ben de anlamadım nedenini. Sorma ya nekadar korkunç hakikaten:( kimbilir ne işkenceler yaparlar:( savaş esirleri kuralları vardır ama kimse takmaz bilirsin:( çok teşekkürler canım, yorumuna sağlık.
SilBir okudum döndüm bir daha ,daha dün gibi duruyor değil mi ?Yazılar ve fotoğraf...Nurlarda uyusun Sevgili Babacığın Müjde 'ciğim yaşadıklarından neler öğreniyoruz...İyi ki yazmış ,iyi ki sen bize ulaştırıyorsun.Teşekkürler ,sevgiler.
YanıtlaSilCanımcım okuyan gözlerine sağlık. Amin. Keşke Menderes olmasaydı da katılmasaydık, bine yakın insan ölmemiş olacaktı:( çok teşekkürler Arzu'cuğum, sevgiler.
Silİnsan hayatı resmen bir macera ve hikaye , babcığında oldukça zor zamanlar yaşamış allah cennet efendisi yapsın nurlar içinde uyusun.Senin gibi hayırlı bir evaltta herkese nasip olsun ne güzel hala babnı anılarıyla yaşatıyor gibisin.
YanıtlaSilGerçekten öyle Aysel'ciğim, amin canım sağol güzel dileklerin için, nazik sözlerin için. Yorumuna sağlık.
Silçok güzel gülen bir baban varmış müjde, nurlar içinde yatsın.
YanıtlaSilMehtapcığım çok teşekkürler, çok özlüyorum babamı...amin....
SilSaygıdeğer Babacığının anılarını zevkle okuyorum demek istedim sonra utandım "zevkle" kelimesinden. Şimdi bir dizi izler gibi gözlerimizin önünde canlandırarak ya da hikaye okur gibi okuduğumuz bu savaş anıları yaşandığı dönemde, Baban ve ülkemizden binlerce km uzaktaki bir ülkenin bizi hiç ilgilendirmeyen savaşında savaşmak zorunda bırakılan diğer Türk Askerleri neler yaşamışlardır. Ve silinmesi mümkün olmayan ne derin acı izlerle ayrılmışlardır Kore'den, eğer şehit düşmedilerse...
YanıtlaSilMekanları cennet olsun
İyi ki yazıyorsun da bizler de bilgi sahibi oluyoruz tarihimizin bu kesitinden, kalemine yüreğine sağlık olsun.
Sevgiler
Nurten'ciğim estağfurullah canımcım, sen değil insanlarımızı tarafı olmayan, hiç ilgisi, alakası olmayan ta uzak diyarlarda savaşa yollayan Menderes ve destekleyicileri utansınlar. O uzak topraklarda gömülü 1000'e yakın şehit ve yakınları elbet Menderes'ten hesap soruyorlardır ahirette...
SilAmin...canım yorumuna sağlık, çok teşekkür ediyorum.
Sevgiler...
Merhabalar.
YanıtlaSilBabanız artık cepheye ulaşmış. Askerlik böyledir, hepimiz yaptık ve yaşadık. Yeni gelenlere "cik cik " derler ve tüm işleri yeni gelenlere yıkmaya çalışırlar.
Şu cümleyi çözemedim: "...düşman askeri bizim eri miğferi alnını delen bir kurşunla şehit etti..."
Resme tıkladım ama, resim büyümek için cevap vermiyor.
Selam ve dualarımla.
Merhaba Recep bey, evet kolay değil demek bu bir gelenekmiş yeni gelenlere işleri yıkmak.
SilCümle gerçekten düşük olmuş, tam anlaşılmamış, uyarınız ve dikkatiniz için çok teşekkür ediyorum. Hemen düzelteceğim.
Resim neden büyümüyor ben de anlamadım.
Yorumunuza sağlık. Selamlar....teşekkürler
Harika, çok duygulandım.
YanıtlaSilÇok teşekkürler Mehtap'cığım.
SilSanki orada hissediyorum kendimi okurken.
YanıtlaSilBen de Handan'cığım.....bir gün o yerleri görmeyi çok isterdim...Pusan'daki Türk şehitliğine çiçek bırakmayı dua etmeyi..
SilGördüklerini not etmekle, yaşananlara bizi de tanık etmiş oldu sevgili babacığın. Bu yazıları ailemle de paylaşıyorum ilgi ile dinliyorlar. Selamlar iletiyorum.
YanıtlaSilA, ailenle de paylaşmana ne kadar sevindim anlatamam, çok teşekkürler canım, benden de çok selamlar sana ve sevgili ailene.
SilÖncelikle babanızın mekanı cennet olsun inşallah
YanıtlaSilGerçekten çok güzel bir anı olmuş, o günleri yaşayan bir kişiden bunları duymak gerçekten çok güzel
Kalemine ve yüreğine sağlık abla.
Gökhan'cığım hoşgeldin epeydir özlemiştim, sağol canım senin de yorumuna sağlık. Teşekkürler kardeşim.
SilHoşbuldum abla evet bir süredir bloglara uğrayamıyordum. İnşallah bundan sonra daha fazla vakit ayırmaya çalışacağım.
SilYine söyleme gereği hissettim, iyi ki anılarını yazmışsın ve bizimle paylaşıyorsun :))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, aynı fikirdeyim, yorumuna sağlık. :)
SilÖzellikle tarih derslerinde öğrencilere kuru kuruya bilgiler vermek yerine böyle kaynaklardan bilgiler verilse ne kadar iyi olur. İlgiyle dinlerler, dikkatleri dağılmamış olur.
YanıtlaSilSevgiler...
Değil mi ya? Çocuklar sıkılmazlar, ben de tarih derslerinin çok sıkıcı olduğunu hatırlıyorum. Yorumuna sağlık.
SilSevgiler.
Tarihe gitmek ve bir an olsun gözünde canlandırmak çok garip. Yazılanları okuduktan sonra insan gözünde canlandırıyor hemen. Bilmiyorum bir tek bende mi öyle ama... Vatan ve vatanın çıkarları için canla başla mücadele eden, hayatını kaybeden bütün askerlere selam olsun.
YanıtlaSilSelam olsun Utku'cuğum, bu arada seni arada sırada görünce mutlu oluyorum, bloglarını kapattığın için üzülmüştüm çünkü...yorumuna sağlık..
SilKeyifle okudum hatta bazen dönüp tekrar okudum.Fotoğraf en büyüğümüz ablamın doğduğu yıl:).
YanıtlaSilYeni olmanın zorluklarını baya bir yaşamış mekanı cennet olsun,diyoruz ve ölümsüzleştiriyoruz anıldıkça yaşadıklarına inanıyorum:)
Bu arada anıt kabirde çekilmiş bir fotoğrafını görmüştüm face de, Babacığına benziyorsun.
Ne kadar sevindim buna, okurken okuru sıkmamak benim için en önemli şeylerden biri çünkü. Bu arada minik bir düzeltme, o yıl abimin doğduğu yıl, ben 1958 ' te doğdum. Bazı komşularımız benzetirler babama, huylarımızın da çoğu çekmiş. Yorumuna sağlık Hatice'm.
SilBircok filmden ve kitaplardan daha ilginc ve keyifli oluyor babanin anilarini okumak Müjde'cim. Gercek cünkü... Senin babanin bizzat yasadiklari cünkü. Cok etkileniyorum okurken. Ellerine saglik canim.
YanıtlaSilİnan benim için de öyle, hiçbir filme, romana değişmem. Senin de öyle hissetmenle çok mutlu oldum Ayşe'cim, yorumuna sağlık.
Sil