27 Ocak 2024 Cumartesi

TÜM DİNLER AKIL HASTALIĞIDIR

 

Tarikat şeyhinin elindeki ipi tutmak için 1300 TL ödüyorlarmış. İpi tutunca günahlar hooop kuş gibi uçuyormuş!🐦

Bu kadar keriz varken, bunları soymak bence suç olmamalı. 

Şimdi bu konudaki asıl yazımı tıklayın : Tüm dinler çok yaygın bir tür akıl hastalığıdır





14 yorum:

  1. anlamam mümkün değil, neyin boşluğunu yaşıyorlar da böyle şeylerle dolduruyorlar hayatlarını.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben dahil hepimiz bir şekilde dinlere inandık çünkü anamız, babamız da dinlere inanıyordu, hepimiz dinlere inanarak büyütüldük. Sorun buradan doğuyor. İnsanlar dinlerin masal, efsane, rivayet (zaten daha söze başlarken o hacılar, hocalar "Peygamber efendimizin bir rivayette şöyle dediği söylenir..." derler. Başından söylenti (rivayet) olduğunu kendileri de itiraf ederler) olduğunu artık anlasınlar, anlamazlarsa zayıf anlarında psikoloğa, terapiste, psikiyatriste değil böyle kurnaz şarlatanlara gidip bir anda beyinlerini kiraya verebilirler. Bu adamlar da böyle zengin olup, milyonluk arabalarda geziyorlar. Saftirik oldukça bunların sonu gelmez. Akıllı olacağız. Çocuklarımızı "Tüm dinler yaygın bir tür akıl hastalığıdır" diye öğreterek büyüteceğiz. Gelecek nesiller kurtulsun bari.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Tarikatlar, İslam dinini ahiret dini yaparlar, kendileri de dünyanın zevkini çıkarırlar.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi, aynen öyle.
      Benden de selamlar, saygılar.

      Sil
  3. Yok artık, daha neler...Fotoğrafa bakıp duruyorum, yazacak çok şey var da, moral bozmaya değmezler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha neler neler var Nazlıcığım. Annesi, babası doktor komşumuz vardı, ta 80-90 yılları arasıydı bana "Annemler diyor ki, akıl hastanelerinde yatanların yarısı dinden, yarısı siyasetten delirmiş". Dinler akıl hastalığı olmasa insanlar delirmez. :)

      Sil
  4. Merhabalar.
    Bu yazınıza yeniden dönmek ihtiyacı hissettim. Züğürt Ağa filminde şıhın taraftar olduğu partiye oy vereceklere parti teşkilatı para, şıh da cennetten tapu dağıtmıştı. Züğürt ağanın kahyası, "çok güzel yerler almışık, biner lira da para, baban da aldı" der demez ağanın şamarı kahyanın yüzünde patlamıştı.

    İşte bu milletin eskiden beri aklı bu kadar kolaydır. Bu milleti herkes kandırır. Hele de aldatma din konusu olunca, hiç zorlanmazsınız.

    Cenab-ı Peygamber, kendinden sonra peygamberlik döneminin kapandığını ve daha peygamber gönderilmeyeceğini neye dayanarak söylediğini bilmiyorum. Ancak, bu konuda kutsal bir metin olduğunu sanmıyorum. Peygamberin kendisi tarafından bu yolun kapatıldığını sanıyorum. Hal böyle olunca, yani peygamberlik dönemi kapanınca, insanların peygamber ihtiyacını işte böyle uyanık şıhlar, şeyhler, tarikatlar kapatıyor. Eğer peygamberlik dönemi kapatılmamış olsaydı, o kadar çok peygamberimiz olacaktı ki, ama bu işin cılkı çıkacaktı. Yine de kendisini peygamber olarak ilan edenler de yok değil; ama hiç kimse kendini peygamber ilan edenlere asla inanmıyor. Ancak, şıhlar, şeyhler, tarikatlar, insanların peygamber ihtiyacı açığını iyi kapatıyorlar.

    İşte yukarıda paylaştığınız örnekte bu durum bariz bir şekilde kendini gösteriyor. Üfürükçüler, falcılar, muskacılar da bu işin daha çok maddi boyutuyla ilgilenirler ve elde ettikleri gelirin hesabını bile bilmezler. Benim memleketimde de bir ocak var, yani muska yazan bir ocak. Ocağın sahiplerinden son varis hoca da öldü. Ancak ölen hocanın erkek çocuğu olmadığı için ocağın başına eniştelerinden birini oturttular. Enişte de aynı bizim gibi keşin biri. Gece sabaha kadar yer, içer, gezer; sabahtan akşama kadar da ocakta kızların hazırladığı hazır muskaları gelenlere verir. Benim memlekette ayakkabı tamircisi bir arkadaşım var, hocadan muskayı alanlar onun dükkanına gelip, muskaya ince deriden bir kın (kılıf) diktirirler. Muskanın ipini de ayakkabı bağcığından takar. Muskanın tanesini geçen yıl 10 TL. dan yapıyordu. Bir seferinde tam beş tane inşaat işçisi şirinlik muskası için hocaya gitmişler ve aldıkları muskalara kılıf diktirmek için benim o arkadaşımın dükkanına getirdiler, ben de tesadüfen oradaydım. Tabi işçilere ocak ve muska yazan hoca hakkında hiç bir şey demedim. Memleketimde muska yazan ocak, pazarlık yapmaz, minderin altına ne kadar para bırakırsan onunla yetinirler. Yalnız bazı hastalık ya da dertler için kurban da kesilmesi gerekiyor. Vatandaş gidiyor hemen bir koyun satın alıp getiriyor ve ocağa teslim ediyor. Yıllar önce ocakta biriken kurbanlık koyunların bir başkası tarafından mal pazarında satıldığını da işitmiştim.

    Boş bir kağıdı içine hiçbir şey yazmadan üçgen şeklinde katlayıp, özel bir muska bezi var ona sarıp talep edene verin. İlgili o boş muskayı boynuna takar ve şikayetlerinden kurtulduğunu söyler. Aslında insanın kendi gücü, birçok derdine devadır. Ancak, herkes bu gücünü kullanmayı bilmiyor.
    Başınızı ağrıttıysam kusuruma bakmayın. Yalanla dolanla yapılan yanlış işlerle ilgili paylaşımlar, bana göre dedikoduya ve gıybete girmez. Aslı olmayan ve kesin bir bilgin olmadan tahmin üzere ön yargılı yapılan iddia ve varsayımlar bana göre gıybettir.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  5. Merhaba Recep Abi,
    Öncelikle asla başımı ağrıtmış değilsiniz. Tersine üşenmemiş, uzun, ayrıntılı yorum yazmışsınız ki, çok teşekkür ediyorum. Yazıma da büyük katkı ve ispat oldu bu yorum.

    Valla bu yorumlunuzu okuyunca öleyim ben dedim. Ülkedeki cehaleti sanırım küçümsemişim, okurken 85 ilde böyle 85 tane ocak vardır dedim, yani bizler AKP'nin hâlâ oy almasına niye şaşıyoruz ki dedim kendi kendime. Bu kadar cehaletle biz 100 yıl filan sonra ancak belki adam oluruz. Bunca sığınmacı gitmezse herhalde o da olmaz.

    Anlattıklarınızdan belli ki, adamlar bunu babadan oğula geçen meslek haline getirmişler. Zübük filminin aynısı. Bu arada o film hiçbir tv kanalında gösterilmiyor neden derseniz gösterilirse insanlar
    "Aaa! Tıpkı Tayyip!"
    diyebilirler. :)))

    Hz. Muhammed çok kurnazmış, benden sonra başka peygamber gelmeyecek demiş, benim fikrime göre kimse peygamberlik nasıl olunuyor? Bir insan çıkıyor ve
    "Ben peygamberim"
    diyor. İşte bu kadar. Hep yazıyorum akıl ve ruh hastalığı hastaneleri peygamber dolu. Tek fark artık insanlar akıllandığı için onlara deli muamelesi yapıyor, ilaç veriyor. 1400 sene önce psikoloji, psikiyatri bilimi, şizofreni, paranoya, psikoz, halüsinasyon (Tanrı ile konuştuğunu görmek, duymak, hayaller görüp bu hayallerin gerçek olduğuna inanmak, sesler duymak vs.)tedavisi olmayınca "Tanrı ile konuştum" diyene inanılıyordu.
    Böylece de dinler tüm dünyanın başına dert oldu.
    Hâlâ da olmaya devam ediyor.
    Dinlerden kurtulmadıkça da olacak.
    Tekrar çok teşekkürler.
    Selamlar, saygılar.

    YanıtlaSil
  6. Yok daha neler...
    Dünyanın çivisi çoktan çıktı da, ne diyim valla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilcim, yorumun spama düşmüş daha bu gece fark ettim, kusura bakma o yüzden çok geç yayınlayabildim.
      Evet aynen öyle canım. Teşekkür ediyorum.

      Sil
  7. Merhabalar.
    Cevab-i yorumunuz için çok teşekkür ederim.
    Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı, huzurlu günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Rica ederim Recep Abi, bu yorumunuzu izniniz olursa yazımda kullanacağım. Bil mukabele.
      Selamlar, saygılar.

      Sil