21 Temmuz 2016 Perşembe

BABAMIN KORE ANILARI - 9. ve SON BÖLÜM

KULAĞINDAN TUTUP ESİR GETİRİN

" Her sabah geceki olayları komutana rapor ediyor; önemli bir olay yoksa "Durum negatif" diye özetliyordum. Bu bütün birliklerde adet bir sözcüktü. Paşa,

"Negatif! Negatif! Esir istiyorum. Bana kulağından tutup esir getirin!"

diye kızıyordu sanki ben esir alacakmışım gibi. :)

Bir sabah iki erimiz keşiften dönmedi. Bu olayı komutana nasıl söyleyeceğim diye beni bir telaş aldı:( Çünkü hep esir beklerken, bizden kayıp olmuştu. :(  Tabii esir almak çok sık rastlanan bir şey değildi, bunu SOP (Periyodik Haber Alma Raporu)larda görüyorduk. İlk defa başımıza gelmişti. Çatışmada kimse şehit olmamış ama ortalıkta da yoksa, askerin esir alındığına kanaat getiriyorduk. :(  Komutanın yanına çıkana kadar çektiğim sıkıntıyı anlatamam:(  Bu olaya yalnız ben ve komutanımız değil, tüm tugay çok üzüldük. :(
ÇATISINDA FİL OLAN MAĞAZA!

Subay, astsubay ve erlere iki kere Tokyo'ya gitme izni veriliyordu.  İlkinde topçu binbaşı Hüseyin beyle birlikte gittik. Uçaktan iner inmez bizi doğruca Japon hamamına götürdüler. Yıkandıktan sonra, yeni çamaşır ve giyselerimizi alarak giyindik, Japon kızlar kollarımıza rütbe işaretlerimizi diktiler. Gündüz trenle Tokyo'ya gidip geziyor, akşam yine trenle Yokohama'ya dönüyorduk. Tokyo'daki ünlü Ginza caddesinde Takaşimaya isminde bir mağazaya girdik. Böyle bir mağazayı daha önce hiç görmemiştik. 8 - 10 katlıydı ve çatısında bir fil vardı. !

(Sevgili arkadaşlar,  google sayesinde o tarihte, o mağazanın çatısında duran filin resmini buldum!)

İşte yavru fil Takako. Zavallıcık yaaa:( 
neyse ki, sonradan hayvanat bahçesine konmuş.


Takashimaya Nihombashi, Tokyo
Takaşimaya mağazasının günümüzdeki hali


Japonya'da mağaza, dükkan sahipleri o kadar naziktiler ki, içeri girince iki ellerini birleştirip, yerlere kadar eğilerek karşılıyorlardı, insan bir şey almadan çıkmaya utanıyordu. :) Oğluma oyuncak otomobil, cambaz, vs. aldım. Cambaz o kadar hoştu ki, ben bile cephede açıp, çalıştırıyordum. :) Eşime o zamanlar çok moda olan  ejderha desenli, 'Çaynizbroket' (Chinese Brokat) denen, yanardöner kumaş, bir şemsiye,  parlak yeşil naylon yağmurluk, üzerinde Japonya haritası bulunan eşarp, yelpaze, kendime flüt, minik hediyelik eşyalar aldım."


İşte Japon haritalı o eşarp:)



Resimde pek belli değil ama sol elinde
söz ettiği flüt var...orada merak sarmış flüt çalmaya
belki de 1.5 yıl Türkçe müzik, radyoya hasret
kaldığı içindir...


(Şemsiyenin kendisi değil ama sapı çok orijinaldi, yakut gibi koyu kırmızı, su damlacıkları ya da kırmızı buz küpü imajı veren, küp şeklinde bir sapı vardı. İstanbul'dayken bir gün takside unuttuk:(

BABAMI GENERAL SANIYORLAR:)

"Yokohama'da bir bara girdim. Etrafımı Japon kızlar sardı. :) Ben de İngilizce değil Fransızca konuşmaya başladım. :) Amerikan subayları bana bira ısmarlamaya başladılar. Ben yüzbaşıyım, üç yıldızım var ya, meğer onlarda üç yıldız korgeneral rütbesiymiş. :)))Beni general sanmışlar. Ben de sıkıldım, utandım ve oradan gittim. :)))
YOĞURT UĞRUNA ŞEHİT OLACAKTIK:)

Kore'de doğru dürüst yoğurt yoktu, bir gün filan cepheye yoğurt geldi dediler, jipe bindik gittik. Ama yolumuzu kaybetmez miyiz! Karşımıza tel örgüler çıktı. Meğerse Fransız bölgesiymiş. Zenci askerler parola sormadılar sorsalar onu da bilmiyoruz:) Yolu sordum tarif ettiler ve döndük. Az kalsın yoğurt uğruna şehit ya da esir olacaktık. !
KAFİLEMİZ YOLU KAYBEDİNCE!

Başka bir sefer bu sefer tek jip değil, onbeş jipiz. Kolordudan emir almaya gidiyoruz. Bir, iki saat gittik kolorduyu bulamadık. Bir de ne görelim? Piyade havan mevzilerinin önüne gelmişiz! Sırtı aşsak düşmanla karşı karşıya geleceğiz. Cipte ayağa kalkarak, korna ve düdük çalarak ikaz ederek ancak dönebildik. Sırtı aşsaydık ya vurulacak ya da hepimiz esir alınacaktık.
JANE RUSSEL TEPELERİ:))

Tepelere çeşitli isimler verilmişti. Hatırladıklarım: Carson, Elco, Vegas... Bu tepeler birkaç kez el değiştirdi, bir biz alıyorduk, bir onlar.  Carson, Elco'yu bizimkiler ele geçirdiğinde ölülerin kulaklarını kesmişler:( düşman ele geçirince de bizim ölülerimize aynısını yaptılar. :( Etme bulma dünyası. :(  Yayana iki yuvarlak tepeye de o zamanın ünlü HollyWood yıldızı Jane Russel'den esinlenerek Jane Russel tepeleri deniliyordu. :)))
Jane russel ile ilgili görsel sonucu
İşte ikiz tepelere adını veren
Jane Russel :)))


DUYDUĞUM ACI OLAYLAR:(

Bir de başkalarından duyduğum acı iki olay vardı: Düşman bölgesinde yanan bir evden bir kadın ve çocuğu çıkıyor. Bizim er,

"Kadın ama düşman!" diyerek....:(

subay Ahmet Çelebi'yi dinlemeyip kadına ateş ediyor. :(  Allah'tan isabet ettiremiyor, kadın çocuğunu yere düşürüyor ve sonra düşen çocuğunu alıp kaçarken Mehmetçik'e nefretle bakıyor.

Zavallı bir danaya ateş eden er de az sonra şehit oluyor.

Bunlar başkalarından duyduğum acı olaylar. :( "

----

Babam 1952'de gemiyle gittiği Kore'den, 1. 5 yıl sonra uçakla vatana dönüyor. Hani, anıların ilk bölümünde anneme "Sağ dönmezsem, oğlumuza verirsin" dediği saat var ya, oğluna veriyor, 1.5 yaşındaki afacan oğlan saati hemen pencereden sarkıtıyor ve annem, babam "Yapma! Atma!" derken, aşağı bırakarak tuzla, buz ediyor:))Babacığımı, 28 Ekim 2003'te,  Ankara'da Hacettepe hastanesinde parkinson hastalığından kaybettik. 82 yaşındaydı. 

Onun ve tüm şehitlerimizin  mekanı cennet olsun. Allah yaşayanlara sağlıklı, uzun ömürler versin.

SON



Not 1: Kore'ye sırf Menderes Amerika'ya yalakalık yapacak diye katıldık. 
741- 750  şehit, 2000'den fazla gazi, epeyce de kayıp (belki esir)verdik. :(

Not 3; 1952'de çatısında gerçekten canlı bir fil konulmuş olan Takaşimaya Nihombaşi mağazası Tokyo
http://www.globalblue.com/destinations/japan/tokyo/takashimaya-nihombashi-department-store/



  1. Nurlar içinde yatsınlar, tüm Şehitlerimiz.
    Yanıtla
  2. Neler neler yaşamış, kim bilir ne etkileri olmuştur, nasıl başa çıkmıştır.

    Babacığını ne güzel anmış olduk bu sayede, Allah rahmet eylesin.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Kolay değil tabii Handan'cığım, 1.5 yıl oralarda yaşamak, şehitlik yine iyi de, esir olma korkusu, ya eşim dul, oğlum yetim kalırsa korkusu...evet ya gerçekten öyle oldu, amin canım, teşekkürler. 

  3. İyi ki eklemişsin, mağazanın çatısındaki fil canlı mıymış meğer?
    Babacığın neler görmüş yaşamış, onun kaleminden senin vasıtanla okumak o kadar değerliydi ki. Kitap okumak ya da film seyretmekten daha etkileyici oldu benim için.
    Ellerine emeğine sağlık Müjdecim. Ne mutlu sana ki böyle bir babanın kızısın.
    Başta babacığın olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm asker ve şehitlerimizin mekanları cennet, ruhları şad olsun...
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Evet ya canlı bir filmiş zavallıcık:( başka fotoğraflarını koyacaktım internette sorun yaşıyorum koyamadım birazdan yine deneyeceğim.
      Çok teşekkür ediyorum Zeugma'cım, senin de okuyan gözlerine sağlık..aminnnn....

  4. Şimdi rahatça okuduğumuz bu ilginç anılar zamanında ne zorluklarla yaşanmış kim bilir. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsınlar.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Değil mi Makbule'ciğim, dile kolay, aslında daha uzundu ama ben en ilginçlerini seçtim..Aminn...çok teşekkürler.

  5. Babanıza ve tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsınlar.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Aminnn...çok teşekkürler...

  6. Anı diyoruz ama yaşanılan o anlarda böyle dinlenildiği gibi bir çırpıda olup bitmiyor. Neler hissettiler, neler kaybettiler kim bilir. Baban ve silah arkadaşlarını saygı ile anıyorum. Böylesine değerli bir seriyi bize aktardığın için yürekten teşekkür ediyorum Müjde Ablacağım.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Kesinlikle haklısın Burcu'm, mutlaka çok zor olmuştur, hem de hiç kendilerini ilgilendirmeyen, kendi vatanını savunmak için olmayan bir savaş:( Ben de okuyup, takip ettiğin için çok teşekkür ediyorum canım.

  7. Okurken icimden "ne güzel bir kitap olurdu bu anilardan" diye gecti...

    Öyle güzeldi ki hepsi, iyi ki paylastin bizimle Müjde'cim.

    Bir de onun bahsettigi filin resmini bulmus olman ne ilginc , ne güzel olmus!:)

    Nurlar icinde yatsin babacigin, tüm sehitlerimizin mekani cennet olsun insallah..
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Olur valla gerçi roman değil ama bu anılardan esinlenip yazdığım bir film hikayem var, bir, iki güne senaryo bloğumda paylaşacağım inşallah.:) fil çok ilginç hakikaten ben üzüldüm kimbilir kaç ay orada yaşamış:( çoluk çocuk mağazaya gelip görsün diye:( Aminnnn Ayşe'cim, çok teşekkürle.

  8. Ne ilginç. Bunlar da yaşanmış işte. Allah nur içinde yatırsın babanızı.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Aminnn....çok teşekkürler.

  9. Müjdecim yaşanmışlık böyle-bir varmış-bir yokmuş filim gibi Allah rahmet eylesin babacığın nurlar içinde yatsın,ne işimiz vardı sanki oralarda bana anlamsız gelen bir savaş daha,baban bu konuda nederdi merak ettim.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Menderes'in Amerika'ya yaltaklaması tek sebep, Amerikalıların gözüne girmek istemesi, 741 şehit verdik yanlış aklımda kalmadıysa, epey de yaralı, sakat ve esirler :(
      Aminnn...çok teşekkür ediyorum Merih'ciğim.

  10. Allah rahmet eylesin. Okurken vay be dedim. Gerçekten çok şeyler yaşanmış ve bu anıların bizlere ulaşması gerçekten beni çok etkiledi.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Gerçekten öyle Emrah'cım, aminnn...çok teşekkür ediyorum..

  11. Koyulacak en son yere koymuşlar garibi:( Acaba hedefleri tüm katların gezilmiş olmasını sağlamak içinmiydi kim bilir.
    O bina ilk bakışta bana Haydarpaşa garı binasını hatırlattı:)
    ahh ah dizlerinin dibin de babacığımın okul anıları geldi aklıma tüm uğurladıklarımız nurlar için de olsun.
    Kilis de olup bitenler için face yazdığım cümle bu savaş için de geçerli :Hiç yere yitip giden canlar:((
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Sorma yaa nasıl üzüldüm:(((bu fotoğraf gerçek mi, filin heykeli mi anlayamadım da neden dersen yanında bayrak gibi bir şey var, hortumuyla bir şey mi tutmuş gözlükle bile iyi seçemedim ama alttaki linkte de yazıyordu filin orada durduğu, başka bir kaynakta da Asya filiymiş, Tayvan'mı öyle bir yerden almışlar getirip o çatıya koymuşlar diye yazıyordu, bir başka fotoğrafta yanında bir dolu insan, çoluk çocuk file bakarken vardı, üzerinde de işlemeli kocaman bir örtü örtmüşlerdi o fotoyu da koyacaktım bir türlü olmadı.

      Aminnnn, hepsi nur içinde yatsınlar. Çok teşekkürler..

      Sorma güneydoğu da neredeyse Kore'deki sayıya yaklaşıyoruz!!! Hala askerlerimizi bile bile bombalı binalara sokuyor açılımın mimarları utanmazlar...:((

  12. fil için çok üzüldüm açıkçası halen vardır eminim böyle şeyler :(
    Fakat general sanmalarına açıkçası güldüm :)
    Ne ilginç anılar birikmiş bir anda bir roman okurcasına akışına kapıldım, gittim.
    Gündemin bunalımı içinde böyle güzel insanların yaşamlarına dokunmak çok iyi geldi.
    Eminim o da burada olsa çok hoşuna giderdi bu yorumlar :)
    Emeğinize ve kaleminize sağlı :)
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Sorma Emre'ciğim neyse ki, sonradan hayvanat bahçesine konduğunu okudum. General olayı hakikaten çok komik:))senaryomda esinlendiğim bir olay olacak:)yanlışlık olmasın diye google'da ABD ve bazı Avrupalı asker rütbelerine bakıp kontrol da ettim, babam doğru hatırlamış, ABD'de üç yıldız 'korgeneral' rütbesiymiş:)))Mutlaka çok hoşuna giderdi:) Senin de okuya gözlerine sağlık, çok teşekkürler.

  13. Nur içinde yatsın babanız. Yazmak çoğu zaman hafifletiyor. Ben anılar yok olacak diye çok korkuyorum. Keşke ben de babamın anılarını derleyebilsem. Çok keyifle okudum ve en önemlisi geleceğe güzel süper bir hatıra bırakmanız...
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Mutlaka derleyin, ne kadar güzel olur, bizler de okuruz...bakın babam bir gün bana köyden, Trabzon'a askeri liseye yaya gittiğini, zor, yoksulluk içindeki çocukluk günlerini anlatmıştı yazmadığıma çok pişmanım.
      Aminnn...çok teşekkür ediyorum.

  14. Allah rahmet eylesin.nurlar içerisinde yatırsın.Çok çok güzel anılar.Sanki oralarda dolandım durdum okurken.Savaş korkunç bir şey.Hele başkasının savaşında ye almak.Ne işleri vardı bizimkilerin oralarda.Masal gibi geliyor tabii ama yaşayan bilir.Çok teşekkürler bizimle paylaştığın için.Sevgiler...
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Değil mi Nur'cuğum? Ne işleri vardı? Yazık olmuş:( rahmetli babam da sağ dönmeyebilirdi ya da ayaksız, kolsuz dönebilirdi:( Menderes yok mu? Hep onun başının altından çıkmış.

      Aminnn...çok teşekkür ediyorum canım, sevgiler.

  15. Bu anılar çok değerli ne kadar etkileyici anlatmışsın. Bunları mutlaka bir kitapta toplamalısın o denli.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Beğenmene sevindim Derya'cığım, kitap fikrini de düşüneyim. Bu arada şurada bu anılardan esinlenerek yazdığım bir film hikayem var:) Çok teşekkürler.

      http://kendifilmhikayelerim.blogspot.com.tr/2016/04/ayin-bekari_13.html

  16. Bu Kore Savaşı'na katılmamız ne kadar saçmaymış gerçekten. Nice insanlarımız ne zor şartlar altında yaşamak zorunda kalmışlar. Canlarından, vücudlarının uzuvlarından olmuşlar. Babanızın da, bu uğurda canını ortaya koyan herkesin de ruhları şad olsun.
    Bu anıların yaşandığı yerlerin, şu anki hallerini görmek ne enteresan. O fil de hayvanat bahçesinde yaşıyor mudur hala acaba?
    Ne güzel anılardı, emeğinize sağlık.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Çok saçmaydı hakikaten:( Aminnn....hepsinin ruhu şad olsun.
      Ah dün bütün akşam aynı konuyu merak ettim araştırdım ama bir şey bulamadım. :(
      Çok teşekkürler, okuyan gözlerinize sağlık.