16 Aralık 2016 Cuma

SURİYE - ESAT HAKKINDA SİZE SÖYLENEN YALANLAR



 Amerika'nın  Müslüman Orta Doğu ülkelerini işgal etmek için üç maddelik basit bir planı olduğunu anladım. Beyni olan herkes de bunu anlar. Planları şöyle:

1) İşgal etmek istediğin ülkenin liderini 'zalim' ilan et.

2) İşgal etmek istediğin ülkeye "demokrasi" ve "özgürlük" götüreceğini söyle.

3) İşgal etmek istediği ülkeye saldır.


Amerika ve yardakçıları bu planı enson ÜÇ ülkede denedi:




1) "Saddam zalim" dedi.

"Irak'a demokrasi ve özgürlük  getireceğiz" dedi

Irak'ı işgal etti.



2) "Kaddafi zalim"

"Libya'ya demokrasi ve özgürlük getireceğiz." dedi

Libya'yı işgal etti.



3) Esad "zalim" .

Suriye'ye "demokrasi" ve "özgürlük" getireceğiz. dedi.

Suriye'yi işgal etti.

Bu üç ülkenin ortak özellikleri: Üçünün de, Irak, Suriye, Libya Müslüman ülke olmalarına rağmen şeriatçı olmamaları, kadınların başını zorla kapattırmamaları ve üçünün de İSRAİL KARŞITI siyaset izlemesiydi. 




ESAT, 2008' den SONRA mı ZALİM OLDU?

ABD ve yardakçılarının Suriye işgali  2011'de başladı. Suriye lideri Beşar Esat, 2011 ve öncesinde çok iyiydi de, 3 yıl sonra mı "zalim" oldu?

Şunun için soruyorum 2008 yılında Tayyip Erdoğan, Emine, Sümeyye, Beşar Esat ve eşi ile birlikte Bodrum'da tatile çıktılar. Aralarından su sızmıyordu. O zaman bu Esat zalim değil miydi? Yoksa sırf ABD ve yardakçılarına yaranmak için mi aniden Esat 'zalim' oldu.



Kaynak: habername.com



PEKİ, SURİYE'deki MUHALEFET GERÇEK
MUHALEFET mi? 


Gerçek muhalefet - gerçek olmayan muhalefet mi var? diye soracaksınız. Bir ülkede doğmuş, büyümüş, o ülkenin vatandaşı olan insanlardan oluşan muhalefete "gerçek muhalefet" denir. Suriye'de savaşanlar ise Amerikalı, İngiliz, Alman, İsveç, Kürt (bir anlamda Suriye'nin pkk'lıları), Tunus, Suudi Arabistan, Ürdün, Fas, Lübnan, Rusya (Çeçenler vs.), Fransa, Libya, İngiltere, Türkiye'den gelen paralı askerler, maaşlı cihatçılar, silah kullanma meraklısı psikopatlar, silah delisi, insan öldürme delisi maceraperestler, Şii öldürünce Cennet'e gideceğini düşünen manyaklar vs. 
  Kaynak: http://www.bbc.com/news/world-middle-east-29043331
(Ortadoğu'daki yabancı askerleri anlatan İngilizce bir makale - BBC)

Yine bir tablo: Başka ülkelerinden Suriye'ye savaşmaya giden 'muhalifler'

Belçika, Danimarka, Fransa, Avustralya, Norveç, Hollannda, Avusturya, İrlanda, İngiltere, İsveç, Almanya, Amerika, Ürdün, Tunus, Lübnan, Çeçenistan, Suudi Arabistan, Fas, Filistin, Küveyt, Irak, Türkiye, Mısır

Alttaki  kaynak linke tıklarsanız daha büyük olarak inceleyebilirsiniz.
Kaynak: http://cdn.static-economist.com/sites/default/files/imagecache/original-size/20140830_MAC990_2.png



Kaynaklara göre Suriye'ye 87 ülkeden gelen 54.000 yabancı asker gelmiş. ( ABD ve yardakçıları bunlara 'muhalif' diyor. )

Bu 87 ülkeden gelenler

Irak'ta  "Özgür Irak Ordusu",
Libya'da " Özgür Libya Ordusu",
Suriye'de "Özgür Suriye Ordusu"

oluyor! (veya benzer isimler)


Olan şu: 

Amerikalı Irak'ı böldüm, Libya'yı böldüm, Suriye'yi de böleyim, Kürtlere silah eğitimi vereyim, Esat'a karşı ayaklansınlar Suriye'yi bölsünler. Kürtler yetmezse diye 72 ülkeden (yukarıda ispatını dünya haritası üzerinde gördünüz)gelen kafa kesici, silah manyağı, macera arayan maceraperest, her çeşit psikopatı 'muhalif' diyerek eğitti. Türkiye ile birlikte eğitti hem de! 'Ilımlı muhalefet' dedikleri o 72 ülkeden gelenlerdi. Amerikalılar PYD / YPG adına ne harf koyarsanız koyun Kürtleri silahlandırıp eğitip Esat'ın üzerine salarken Türkiye alkışlıyordu. 


Hatta bu YPG / PYD Türkiye topraklarından geçti. Tüm gazeteler yazdı, fotoğrafını çekti, televizyonlar gösterdi. 

eğit - donat Kırşehir'de başlıyor

Amerika ile birlikte muhalifleri  eğittik, donattık!  Sonra da Fırat Kalkan'ı harekatında 70 küsur şehit verdik. Şimdi de Zeytin Dalı operasyonunda şehit veriyoruz. Dün ABD ile elele kolkola idik, bugün - güya -  ABD'nin eğitip donattığı YPG / PYD ile savaşıyoruz. Anlayan var mı?


 kaynak
PYD'yi sarı-kırmızı-yeşil pkk çaputlarıyla Habur sınır kapısından hem de 29 Ekim Cumhuriyet bayramında geçirten kim? AKP.

Şimdi PYD'ye karşı güya düşman olan yine AKP. Mehmetçikleri Suriye'de niye şehit oluyor ben anlamıyorum anlayan var mı?



tayyip barzani ile ilgili görsel sonucu

Hepsini bıraktım daha üç gün öncesine kadar Kürt PYD'nin başı Barzani denen Kürt'le bizim Tayyip, karısı, yanında da Kürt asıllı türkücü İbo, başka bir Kürt şarkıcı Şivan bilmem kim elele kolkolaydılar? Şimdi Mehmetçik PYD uğruna Suriye'de şehit oluyor. Ne iş?

Yine mi kandırıldı? Peki bu adam sürekli kandırılıyorsa, şu anda da kandırılmadığı ve gelecekte de kandırılmayacağının garantisi var mı? 
Ben özellikle bu yazdıklarımı okuyan AKP'lilere bir şey soracağım:
Tayyip'e karşı muhalifler olarak Amerikalılar Türkiye'ye gelse ve biz 'muhalifleri' eğitse, donatsa hoşunuza gider mi? 
Peki Amerika, Esat'a karşı muhalifleri eğitip, donatınca niye hoşunuza gidiyor? Sonuçta bu Suriye bağımsız bir ülke, Esat Müslüman, karısı Sünni Müslüman, halkının büyük çoğunluğu Esat'ı seviyor, destekliyor. Muhalif olanlar başka ülkelerden toplanıp, devşirilenler, Amerika'dan para alan paralı askerler. O zaman niye bir Müslüman ülkenin ABD tarafından sahte muhalefetle parçalanmasına destek olup, ateşine odun attınız? Aynısını Libya'da da yaptınız? Kaddafi Sünni Müslüman bir insandı. Şimdi halkı bile adamı mumla arıyor. Biz ülkemizde Kürtler ayaklansa ve ABD onları eğitse, donatsa nasıl hissederiz? Esat da aynısını hissediyor. ABD; Kürtleri Esat'a ve Suriye halkına karşı kışkırtıp böldürtüyor ve Türkiye destek veriyor.  Şimdi de "Vay Kürt koridoru oluştu gideyim YPG/PYD ile savaşayım"  Başta aklın neredeydi? Putin ne demişti? Cebinde akrep taşıyan sonucuna katlanır. Suriye'ye düşmanlık yapayım derken olan bizim Mehmetçiklerimize oldu, oluyor. Bizim Suriye'de işimiz neydi?






PEKİ, IRAK ve LİBYA'ya
demokrasi ve özgürlük  GELDİ mi?

Gelmediğini tüm dünya da biliyor. ABD ve yardakçıları da biliyor.  O üç ülkenin vatandaşları da biliyor.  Irak'a da, Libya'ya da, Suriye'ye de özgürlük ve demokrasi filan gelmedi. Bu üç ülke daha iyi olmadı, daha kötü oldu. Bombalandı, alt yapısı yıkıldı, parçalandı, bölündü. Ölenler öldü, sakat kalanlar sakat kaldı, kaçanlar başka ülkelerde sefil oldu, büyük bir çoğunluk da denizlerde mülteci botlarında boğuldu. :(

Aradan yıllar geçti ama Libya'da da, Irak'ta da her gün canlı bomba saldırıları, her gün intihar eylemi yapılıyor. Tarumar oldu, hastane kalmadı, doktor kalmadı,  en son okuduğum: Irak'ta cinnet geçiren halk hıncını doktorlardan alıp onlara saldırıp, dövüyor, tehdit ediyor, öldürüyormuş. O kadar çok doktor öldürülmüş ki, Irak'lı doktorların çoğu ülkeden kaçmış. 2003 yılından bu yana 2.000 Iraklı doktor öldürülmüş. Bağdat'ta doktor olmak en tehlikeli şey.

Kaynaklar:

1)
http://www.iraqinews.com/iraq-war/2000-iraqi-doctors-killed-since-2003-now/
(2003'ten itibaren Irak'ta 2000 doktor öldürüldü.Kaynak Irak Haber kanalı)

2)
http://www.globalresearch.ca/medical-doctors-in-iraq-vilified-hunted-and-killed/5496148
(Irak'ta tıp doktorlarına iftira atılıyor, avlanıyor, öldürülüyor - kaynak: Global Research)

3) Türkçe bir kaynak:
http://aa.com.tr/tr/dunya/musulda-aylardir-elektrik-ve-su-yok/74252




MADEM MUHALİFLER HAKLIYDI, 
SADDAM'ın HEYKELİNİ DEVİREN  ADAM
ŞİMDİ NİYE BİN PİŞMAN?



Irak halkı, şimdi eski günlerini hatta Saddam'ı mumla arıyor. POSTA gazetesindeki orijinal haberi altta tıklayarak okuyabilirsiniz.

"Bin pişmanım, ABD ve Batı bizi kandırdı. Şimdi yüzlerce Saddam var. Can güvenliğimiz yok. Mahvolduk."

http://www.posta.com.tr/saddam-huseyin-heykelini-deviren-irakli-bin-pisman-haberi-351947



MADEM MUHALİFLER HAKLIYDI,
LİBYA HALKI NİYE KADDAFİ'yi
DEVİRDİKLERİNE BİN PİŞMAN?


Şimdi Kaddafi'nin muhalifi olduğunu söyleyen adam

"Birkaç yıl önce en azılı Kaddafi muhalifiydim. Şimdi Bin pişmanım. " diyor.

http://www.timeturk.com/devrim-pismanligi-kaddafi-den-sonra-libya/haber-68806

http://www.yeniakit.com.tr/haber/pisman-oldular-iste-libyalilarin-kaddafi-ozlemi-213140.html



SURİYE

Suriye halkı daha önce Irak ve Libya'da oynanan oyunu gördüğü için, ülkesine ve Esat'a sahip çıktı. Irak ve Libya gibi olmamak için direndiler.  İşgalci ABD'ye ve 80 ülkeden toplama "muhalif" lere, kendi ülkesindeki ayrılıkçı Kürtlere karşı ülkelerini geri kazanma mücadelesi veriyorlar.


Bir Suriyelinin gözüyle Suriye'de olanlar:

" "Sabah kardeşim üniversiteye gidiyordu. Selefi Vahabi bir canlı bomba otobüs durağının orada kendini patlattı. Millet yardım etmek için oraya üşüştü, ambulanslar geldi. On dakika sonra bir başka canlı bomba daha patladı. Ailemiz ve dostlarımızın isimlerini seslendik. Hiç cevap yoktu.  Hastanelere baktık. Yerler yanmış insanlar ve vücut parçalarıyla doluydu. Kızkardeşim ölmüştü."



"Batı, Putin'i şeytan gibi gösteriyor ama ABD ve NATO destekli vahşi ve barbarca saldırılara karşı Rusya, Suriye ordusuna destek ve Suriye halkına en büyük insani yardımı yapıyor. Şeker, pirinç, çay, konserve et ve balık, tıbbi hizmet, ilaç, medikal malzeme sağlıyor, doktorlar tedavi ediyor. Amerika ve yardakçıları Suriye'yi yağmalıyorlar. Maddi olarak büyük sıkıntı ve pahalılık var. Avrupa'nın da ambargosu var. ABD ve yardakçıları Suriye'deki fabrikaları yağmalayıp ucuza Türkiye'de satıyorlar.

İsrail hala Suriye'deki Golan tepelerine hakim. Orada El Kaide'ye yardım ediyorlar. El Kaide/li teröristleri tedavi ediyorlar. İsrail uçakları bizzat saldırılara katılıyorlar.  Suriye'deki savaşın en baş sebebi ta başından beri Amerika. Ürdün ve Türkiye'deki kamplarda teröristleri eğitiyorlar. ABD, işid ile savaşmıyor ve yalan söylüyor. IŞİD yerine Suriye'nin alt yapısını, köprüleri, elektrik santrallerini ve petrol boru hatlarını bombalıyorlar."

Kaynak: Global Research
http://www.globalresearch.ca/life-in-syria-as-recounted-by-a-syrian/5552455


 YALAN RÜZGARLARI

Çağımız internet, facebook, twitter yani sosyal medya çağı. İnsanlar oturdukları yerden televizyonlardan, bilgisayar ekranlarından bu petrol savaşlarını izliyorlar. Saftirik olanlar, araştırmayanlar, yabancı dil bilmeyenler de TV de ya da facebook'ta gördüğüne hemen inanıyorlar.

İnanacaklarını ABD ve yardakçıları da biliyor. O yüzden de işgal etmek istedikleri ülkelerle sadece top, tüfekle değil, SOSYAL MEDYA yoluyla da savaşıyorlar. Çeşitli kuruluşlara, insanlara milyonlarca Dolar ödeyerek, satın alıp istedikleri gibi haberler yaptırıyorlar. Yapmazlarsa insanlar Amerika'nın o ülkelere demokrasi ve özgürlük götüreceğine inanmazlar. Amerika'yı HAKLI, işgal edilmek istenen ülke liderini ve destekleyenleri HAKSIZ, "muhalifleri" HAKLI çıkartmak zorundalar.

Mesela, yukarıda gördüğünüz 72 çeşit milletten gelen savaşçıların öldürdükleri insanların fotolarını "Esat yaptı" diyerek lanse etmekten tutun, görevi 'rol yapmak' olan kişileri enkaz altından çıkmış Esat zulmüne uğramış gibi göstermek dahil üçkağıtlar yapıyorlar. Ama bir şekilde sahtekarlıkları ortaya çıkıyor.


IRAK'taki YALAN

Hatırlayın: Irak'taki en büyük yalan haber "Zalim Saddam'a ait kitle imha silahları" idi. Bunun yalan olduğu Irak işgal edildikten, Irak, çökertildikten sonra ortaya çıktı. Yalanı söyleyen dönemin ABD genel kurmay başkanı Colin Powell altta youtube'da kendi ağzından (İngilizce) dinleyeceğiniz üzere "Hepimiz Irak'ta kitle imha silahları var sandık ama yokmuş" dedi. Sonradan özür dileyip, suçu istihbarata attı.


Bu da aynı yalanla ilgili başka haber

Gelelim Suriye hakkındaki YALAN haberlere.
Bakın şöyle bir hafızamı yokladım. Irak'taki "kitle imha yalanı" dahil, bir değil, iki değil, üç değil tam 14 YALAN buldum. İspatlı, damgalı, mühürlü.


1. YALAN

Suriye'de "muhalifler" Esat'a karşı savaşıyorlar.

Irak ve Suriye'de savaşan yabancılar

Linki tıklayınca Suriye'ye gelenlerin "muhalif" değil, 72 ülkeden gelen paralı askerler olduğu anlaşılıyor. Bunu dünya biliyor.  80 ülkeden  savaşçı elinde top, tüfek ülkenize "muhalifler" olarak gelse onlara çiçek mi verirsiniz? Yoksa onlara karşı ülkenizi savunur musunuz?




YPG'ye katılan Amerikalı çatışmada öldü
Amerikalı Jamie Bright
Suriye'desavaşırken ölmüş. 

Haberin kaynağı:



Muhalefet; bir ülkenin kendi insanlarından, kendi halkından, kendi vatandaşlarından oluşursa muhalefettir. Yani adam doğma-büyüme Suriyelidir, anası, babası, dedesi, kaç kuşak Suriyelidir. Kalkar, Esat'a muhalefet ederse muhalefettir.

Ama başka bir ülkeden başka bir ülkeye savaşmaya gelene muhalefet denmez. Paralı asker denir, kışkırtıcı ajan (provakatör) denir, casus denir. Her şey denir ama muhalefet denmez.


Demek ki, Suriye'de  gerçekten muhalefet edenlerin sayısı o kadar azdı ki, BAŞKA ÜLKELERDEN MUHALİF İHRAÇ ETMEK ZORUNDA KALDILAR ki, olan da bu. Ayaklananlar sadece 'azınlık'tı. Azınlık olarak çoğunluğu ezmek istediler. Bunu yapmak için de başka ülkelerden parayla 'muhalif'  getirttiler. ABD'nin gazına geldiler.

Tıpkı Irak, Libya'da olduğu gibi 72 milletten yamalı bohça bir muhalefet var Suriye'de. Bunlar paralı asker, Suudi Arabistan'ın hapisanelerinden şartlı salınan azılı manyak,  tecavüzcü, caniler, katiller, macera arayan zeka özürlüler, Sırp azılı katiller, Alevi kesmek, Hristiyan doğramaktan zevk alan psikopat Sünni radikal teröristler hepsi bir araya toplaşmışlar ve MUHALEFET olmuşlar. Adları da hep aynı:

Irak'ta:  Özgür Irak Ordusu 

Libya'da:   Özgür Libya Ordusu

Suriye'de:  Özgür Suriye Ordusu


Başka ülkelerden Suriye'yi karıştırıp, çökertmeye gelmişler. Karşılığında bolca para alacaklar. Sadist, psikopat güdülerini tatmin edecekler, kadınlara tecavüz edecekler.

Libya'da da Kaddafi'ye muhalif edenler gerçek muhalif değillerdi. Aynı oyun orada da oynandı. Irak'ta da oynandı. Şimdi Suriye'de oynanıyor.

Bir Sırp, Sırbistan'dan gelmiş, güya "muhalif" olarak "zalim" Esat'a karşı savaşıyor!  


Gazetelerde okudunuz  bu SAHTE MUHALEFET ile Irak'ı çökmesine destek olan gerçek Irak halkı şimdi Saddam'ı mumla arıyor, gerçek Libya halkı da Kaddafi'yi mumla arıyorlar. Bizzat kendi ağızlarıyla söylüyorlar. Hatta Saddam'ın heykelini deviren adam bile ağlıyormuş. Bin pişmanmış. Tüm gazetelerde çıktı, kendi ağzıyla söyledi. 

Oysa asıl zalim olan o ülkelere parayla sahte / kukla muhalefet gönderip karıştıranlar ve çökmesine yardım edenler.

Bu çökertme işini  DİNCİLERden oluşan SAHTE MUHALEFET  ile ABD ve Batı (İngiltere, Fransa, İtalya hatta NATO)birlikte yaptı. Türkiye, Suudi Arabistan, Katar da en büyük desteği verdi.  Dinciler ta 1. Dünya savaşından beri en iyi yaptıkları şeyi yaptılar. Batı ile bir olup Müslüman ülkeleri çökerttiler. 



MUHALİF DEDİĞİN SİLAHLI OLUR MU?

Ayrıca, bir ülkenin normal muhalifi silahlı mı olur? Biz Gezi'de Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetine muhalif olduk, sokağa çıktık. Silahımız neydi? Tencere, tava, kahve cezvesi, yemek kaşığı, düdük.



Ama Irak, Libya ve Suriye'yi işgal etmek isteyen ABD ve yardakçılarının "muhalifleri" maşallah tepeden tırnağa silahlılar. Top, tüfek, roket atar, yok yok. Bunlar nasıl muhalif? Bunlara Esat silah dağıtmadığına göre, ABD ve yardakçıları silahlandırıyorlar. Hristiyan bir ülke, Müslüman ve bağımsız bir ülkenin muhaliflerini (ki bu muhaliflerin çoğu da başka ülkelerden toplama) silahlandırıyor sonra da o ülkeye demokrasi ve özgürlük getireceğini söylüyor. Buna inanıyor musunuz?

Kaldı ki, her ülkede mutlaka muhalif insanlar olabilir. Bizde yok mu? Mesela herkes Tayyip Erdoğan hükümetini seviyor mu? Gezi'de ayaklanıp tencere tava çalan insanlar da muhalifti. Bir ülkede muhalifler var diye, o ülkeyi 80 ülkeden gelen "muhalif" lerle işgal etmek mi gerekir? Kürtler de her gün askerimizi, polisimizi öldürüyorlar. Amerika tutup o yüzden bizi işgal etmek isterse ne yapacaksınız? Suriye'ye olunca 'iyi', bize olunca sevinecek misiniz?

Suriye'de de Kürdistan kurmak isteyen Kürtler var. Bunlar da Esat muhalifi. Peki Esat, bu Kürtlerle savaşmasın mı?  Biz nasıl ülkemizi böldürmemek için PKK ile mücadele ediyorsak, Esat da kendi ülkesinin "Pkk"sı ile mücadele edecek. Etmesin mi?





2. YALAN

CNN- Yalan Suriye videosu için özür diledi.

Eliza Washington CNN

25 Kasım 2016


(video ARTIK KULLANILMIYORMUŞ! Ben yazımı
yazdığım tarihte gayet güzel kullanılıyordu)


Videoda güya enkazdan kurtarılan adam aslında rol yapıyor. Adam önce yerde gayet sakin, huzurlu yatıyor. Yönetmen "motor" der ya, aynen öyle birisi fısıldıyor ve adam acıdan inleyip, bağırmaya başlıyor. Sonra Suriye'ye 'demokrasi' ve 'özgürlük' getirmek isteyen ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Suudi Arabistan, Katar vs. gibi işgalci güçlerin ekranlarında bu video "Zalim Esad'ın zulmü altında inleyen Sünni Müslüman Suriyeliler" olarak veriliyor.


3. YALAN

Ben bu adama "Pinokyo Danny" diyorum. Şimdi videoya tıklayınca, yalancı Danny, kulağında kulaklığı CNN'le canlı yayına bağlanmak için bekliyor. Ne silah sesi, ne bomba sesi var. Hatta

"Buz kestim, buraya bir yatak getirseler keşke" diyor. Bir ara Danny "Silah seslerini verin" diye tembihliyor. Nihayet canlı yayın başlıyor. Pinokyo Danny heyecanlı heyecanlı "Burası çok kötü, yaralılar var, ölüler var...." demeye başlıyor. Konuşmalar İngilizce ama biraz İngilizce bilen birisi birkaç kez dinlerse videoyu rahatlıkla anlayabilir.

https://www.intellihub.com/cnn-caught-staging-news-segments-on-syria-with-actors/

(CNN yalan haber yaparken yakalandı.)
Bu video ise YASAKLANMIŞ!

4. YALAN

Irak'a, Libya'ya 'demokrasi' ve 'özgürlük' getiren (!) işgalci güçlerin medyası BBC ve El Cezire televizyonları için figüranlar protestocu ve hastanede zombiye benzer yaralı rolü yapmalarını izleyebilirsiniz. 2013'te, BBC ve El Cezire'nin Mısır ve Suriye'deki sahte haberleri. Ölü rolü yapanların zombi gibi yürüdüğünü gören 22 gazeteci ve yapımcı istifa etmiş. (Aferin en azından namuslu insanlar hâlâ var)



https://www.youtube.com/watch?v=U72l14WNoW4
(yıl 2022 çok şükür bu video henüz yasaklanmamış ve silinmemiş)


5. YALAN

On yıldan fazla Suriye'de yaşayan Anhar Koçneva, 2012 yılında Suriye'de iç savaş başlamadan öncesini anlatıyor:

" Suriye, dünyanın en güvenli ülkelerinden biriydi, herkes huzur içinde yaşıyordu.  Bir yere cüzdanınız unutsanız, gidip orada bulabilirdiniz.  Son yedi ayda topu topu sadece üç gösteri yapıldı. Haydutlar insanları protestoya katılmaya zorladılar. İnsanlar dağılmadan önce beş, on dakika videoya aldılar. Sonra 'asi' denilen insanlar lastik yakmaya başladılar. Zabadani'deyken beni ve meslekdaşlarımı kaçırdılar. Bu haydutların arasında Çeçen, Romanyalı, Fransız, Libyalı ve Afganlı vardı. Komik ama gelen Afganlılara  İsrail'le geldikleri söylenmişti. İsrail'lilerlel savaşacaklarını sanıyorlarmış. Suriye'de olduklarını öğrenince şaşırdılar."

Anhar'a kimi desteklediği sorulunca, hükümetten kimseyi tanımadığını, sadece Suriye halkını desteklediğini söylüyor.

röportajın orijinali


6. YALAN

"Esat, Şii olduğu için, Sünni'lere zulmediyor."

Beşar Esad'ın resmi özgeçmişinde kendi eşi Esma Esad'ın Sünni olduğu yazılı. Karısı ve dolayısıyla karısının ailesi Sünni olan bir insan niye Sünnilere zulmetsin?

Ayrıca, Esad'ın bakanlarının büyük bölümü Sünni. Wikipedia'da bakanlarını tek tek araştırdım.

Velid Muallim: Sünni (başbakan yardımcısı)
Fahad Kasım el Ferij: Sünni (savunma bakanı)
Velid el Muallim: Sünni  (  başbakan yardımcısı)
diğer isimler hakkında bilgi bulamadım. Ancak yıllardır Esat kabinesinde Sünni'lerin çoğunlukta olduğunu bizzat Esat'ın ağzından duydum.  Okullarda Sünni müfredat varmış. Bu konuda kaynak alttaki Türkçe blogda tıklayıp okuyabilirsiniz.

https://26august.wordpress.com/2015/12/22/nusayriler-ve-laik-suriye/
(Bu bloğu YASAL nedenlerle YASAKLAMIŞLAR, YAZIMI YAZARKEN YASAKLANMAMIŞTI )

Kaldı ki, Esat'ın bakanları çoğunluk Alevi olsa, bu bir ülkeye SALDIRMAK, İŞGAL ETMEK, rejimini yıkmak için sebep midir? Amerika, İngiltere, Fransa, Türkiye niye bir başka ülkenin iç işlerine karışıyor? Niye o ülkeleri karıştırıp, halkına acılar yaşatıyor? Ülkelerini terkedip mülteci olmasına sebep oluyor?


Daha ilginci araştırmalarım sırasında 2008 yılından beri Suriye'de yaşayan ve savaşa rağmen ülkeyi terketmeyen Hediye Levent isimli bir gazetecinin "Suriye'de her şey var mezhep savaşı yok. Esat devrilmediyse Sünniler sayesinde, Aleviler de Esat'a tapmıyorlar" dediği ilginç bir röportaj okudum. Bu da yandaş medyanın "Esat, Sünni'lere zulmediyor" iddiasını çürütüyor.

Bak: https://www.evrensel.net/haber/109048/esad-devrilmediyse-sunnilerin-sayesinde


7. YALAN

Suriye'deki BBC muhabiri yoldaki sıradan Suriyeli vatandaşlarla röportaj yapıyor. Adamlar ona Suriye'de büyük çoğunluğun Esat'ı desteklediğini, çok az kişinin muhalif olduğunu söylüyor. BBC bildiğiniz üzere İngiliz yayın kuruluşu. İngiltere de ta 1. Dünya savaşından beri Mısır başta olmak üzere Orta Doğu'yu ele geçirmek isteyen ve bu yolda sürekli karıştıran bir ülke. 1951'de CIA, İran'ın petrollerine el koymak için aynı oyunları oynamıştı. Roosevelt'in CIA için çalışan yeğeni İran'a gidip insanlara para verip hükümet aleyhine gösteri düzenletmişti. Bu kadın muhabir de tüm Arap Bahar '!!) larında oynanan yalanlarda rolü olan birisi.




8. YALAN

Kanadalı gazeteci Eva Bartlett, Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada.

"Birçok kez Humus, Lazkiye ve dört kez de Halep'e gittim. İnsanlar kesinlikle Esat hükümetini destekliyorlar. Yandaş medyada duyduklarınız tamamen tersi."


(Tahmin ettiniz, video kullanılmıyor hale getirilmiş!)


9. YALAN

TRT, Meksika'daki uyuşturucu kartellerinin yaptığı katliamı Suriye'de Esat yapmış olarak gösterdi. Ancak, videodaki kişilerin İspanyolca konuştuklarını unuttular ya da izleyenlerin zeka özürlü olduğunu sandılar.  Video halen youtube'da gösteriliyor. Umarım bu ve diğer videoların hiçbiri kaldırılmaz. 




10. YALAN

Pakistan'da Benazir Butto suikastinde çekilen John Moore tarafından çekilen fotoğraf  Arap medyası tarafından  Suriye - Halep'te çekilmiş olarak gösterildi.



11. YALAN

IŞİD tarafından öldürülen insanları, Esat güçlerinin öldürdüğü Sünni Müslümanlar olarak lanse edildi.

Kaynak: https://www.almasdarnews.com/article/kara-propaganda-halep-yalanlari-yazi-dizisi/  (maalesef site bakımda diyor!!! Şu anda ise sayfa kullanılamıyor diyor!)

Yukarıdaki kaynağa tıklarsanız benzer başka YALANLARı da göreceksiniz. Şimdi soruyorum madem "muhalifler" haklı, neden böyle YALANLAR söyleme gereği duyuyorlar?  Haklı insanlar söylediklerini ispatlamak için yalanlara başvurma gereği duymazlar. Haksız oldukları için yalanlara sığınıyorlar.


12. YALAN 

El Cezire Televizyonunun YALANlarına dayanamayıp istifa edenler:




Eski El Cezire çalışanından Suriye konusunda itiraflar:

" Suriye'de olayların başladığı ilk günlerde Lübnan sınırından ülkeye silahlı birliklerin girdiğini gördük ancak kanal görüntüleri yayınlamayı reddeti. Gerçekleri bu kadar uzun süre gizlediğimiz için üzgünüm."

http://www.hurriyet.com.tr/eski-el-cezire-calisanindan-tartisma-yaratan-itiraflar-20289884

Bu yazıdaki pek çok link, sonradan ya yasaklanmış, ya sayfa bulunamıyor! Çünkü yalanların ortaya çıkması işlerine gelmiyor!

El Cezire' nin bu YALANLARI wikipedia'da bile yayınlanmış. El Cezire, zaten KATAR yani ABD ve yardakçılarının Müslüman ülkeleri işgaline TONLA PARA ve destek veren bir ülkenin kanalı olunca bu yalan haberlere şaşmamak gerek. Ama DÜRÜST çalışanlar kanalı terketmişler. Wikipedia'da kanalın Almanya Aktham Suliman'ın "Tarafsızlık bitmiş, propaganda makinesi olduk" diyerek istifa etmiş. Londra, Paris, Beyrut, Moskova ve Kahire gibi pekçok bürodaki çalışanlar istifa etmişler. Mısır'daki bürodan 22 çalışan aynı anda istifa etmiş. Yalan haberler yüzünden. Irak'ta kanal yasaklanmış. Libya'da da benzer yalanlar söylemişler ve Libya'yı işgal eden ABD ve yardakçılarını savunmuşlar. (Şaşırdık mı, Libya işgali, Irak işgali, Suriye işgalinde Katar hep ABD'yi destekler, kafa kesici cihatçılara tonla para yağdırır.)

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Al_Jazeera_controversies_and_criticism


13. YALAN

"Esat, kendi halkına zulmediyor. "

Heee canım he. Kaddafi  için de aynısını söylemiştiniz.  Yukarıda gördünüz adamlar şimdi bin pişman olmuş, Kaddafi'yi mumla arıyorlar.

Saddam için de aynısını söylemiştiniz. Saddam'ın heykeleni deviren salya sümük ağlıyor. Ben ne ettim diye.

Onu da bıraktım, biz GEZİ' de  elimizde silah yok, top yok, tüfek yok, tek silahımız TENCERE, TAVA, KAŞIK iken Tayyip'in polisleri neler yapıyordu unuttunuz mu? Biz öyle 80 ülkeden gelen Çeçen, Afgan "muhalif" de değildik, bildiğin Türk HALKIYDIK. Tayyip bildiğin halkına zulmeden siyasetçiydi. Bize de "onlaaaarrr" diye ad takmıştı hatta.



14. YALAN


El Nusra otobüsleri ateşe verdi. 


(videoya tıklanınca sayfa bulunamadı yazıyor !  Ben yazımı
hazırlarken pekala da sayfa bulunmuştu !)



Kanal 7' haberi
tam TERSİ şekilde verdi:


Oysa işgalci  İngiltere'nin yayın kuruluşu BBC bile Esat hükümetinin tahliye için gönderdiği otobüsleri isyancı muhaliflerin ateşe verdiğini yazdı. İspatı altta:

15. YALAN

İnsanlar salak ya, ABD ve yardakçıları, dünyanın 80 ülkesinden paralı askerlerle, Müslüman Suriye'yi işgal ederken, bu sefer de 7 yaşında küçük bir kızı kullandılar. Kızcağızın ismi Bana Alabed.





Şimdi bu kız işgalin en şiddetli günlerinde, 2016'da twitter'a üye olmuş gözüküyor ve görünen o ki, 7 / 24 tweet atıyor! Hem de Halep'ten! Düşünmesini bilen, normal zekalı insanlar Halep'in sürekli bombardmandan ötürü alt yapısının yıkıldığını, şehirde değil elektrik ve internet, su bile akmadığını, cep telefonlarının bile çalışmadığını biliyorlar. İlaç yok, yiyecek yok....

Daha ilginci, kızın gönderdiği ilk twit 3.700'den fazla 'beğeni' alıp, 5000 kez retwitleniyor. Ünlüler hatta J. K. Rowling bile kızla ilgileniyor. Ona Harry Potter kitabı göndereceğini söylüyor.  Bu arada bu küçük kızın İngilizcesi süper.

Bakın şu tweetteki fotoğrafa:




Twitte "Bitişikteki ev.  Bombalar beni vurdu sandım. O evde yaşayanlar var mı bilmiyorum"
demiş.  Şu şekilde bombalanan bir evde, bir mahallede internet çalışıyor!!!!!! Elektrik var!

Kıza ve ailesine bir gazeteci "Sizi Halep'ten tahliye edelim" çağrıları yapılıyor. Bir süre sonra kızın annesi çağrıya Arapça cevap veriyor, çünkü İngilizce bilmiyor:) Gazetecinin tahliye teklifine de olumlu cevap vermiyor. Gazeteci, araştırınca aslında o twit hesabının İngiliz istihbaratına ait olduğunu yazmış. Bazılarına göre ise Suriyeli muhalif bir blog yazarına ait.

Kız twitlerinde 80 ülkeden ülkesini işgale gelen yabancı paralı askerlere yani teröristlerden hiç şikayet etmiyor, bolbol Esat'ı kötülüyor, Esat'ın çocukları öldürdüğünü, okulları bombaladığını söylüyor. Bir ara evinin yıkıldığını söylüyor (ama internet ve elektrik hala çalışıyor ki, o halde bile twit atıyor!), başka bir eve gitmek gerektiğinden sıksık söz etmesine rağmen fotoğraflarda görünen evin duvarlarında bombalanma izi yok,  eşyalar yeni ve kızın elbiseleri tertemiz. !

Sonra kız "Bu son twitim olabilir." filan diyor. Ortadan kayboluyor. Herkes "Ah, vah, öldü herhalde" derken, Bana ve ailesi Tayyip Erdoğan'la birlikte mutlu resimlerde ortaya çıkıyor.


Bu yalanın tek iyi yanı kızcağızın sağsalim olması. :) 



Kaynak: Global Research


DURUN YALAN RÜZGARI 
DAHA BİTMEDİ!!!

Alttaki videoda Bana ile röportaj yapılıyor ve kızcağızın İngilizce bilmediği sadece bir takım İngilizce cümleler ezberletildiği ortaya çıkıyor: ""En sevdiğin yemek ne?" Bana İngilizce cevap veriyor:
" Suriye'deki çocukları kurtarın.". Halbuki bombalar atılırken, attığı twitlere bakınca son derece iyi İngilizce konuştuğunu sanmıştım ben bile. ! Meğer tek kelime İngilizce bilmiyormuş. Hepsi yalanmış, kurguymuş. :(  Altta kaynak yazısını tıklayınca, Tweet'de video (henüz silinmemiş, yasaklanmamış) kızın İngilizce bilmediğinin ispatı. 


 kaynak 


YALAN: 


İngiliz BBC, yapımcısı Suriye, Duma'daki hastanedeki kimyasal kullanımı görüntülerinin SAHTE olduğunu itiraf etti. 





SON OLARAK DİYORUM ki...

ABD,  Orta Doğu'daki Müslüman ülkeleri sıraya dizmiş,
teker teker düzüyor. İsrail bu işte sürekli destekçisi:

İsrail Şam'ı vurdu.
Haberin kaynağı 
(Videoya YASAK geterilmiş)

Bunu yaparken de hep aynı yalanları kullanıyor.
(zalim lider / kimyasal / halkına zulmediyor vs.)

Saddam zalim dedi, Irak'ı işgal etti.
Kaddafi zalim dedi, Libya'yı işgal etti.
Esad zalim dedi, Suriye'yi işgal etti.


Farzedelim ki, Irak'ın, Libya'nın, Suriye'nin liderleri gerçekten "zalim"di. Bize ne? Ne işimiz var bizim Suriye'de? Libya'da?  
Biz daha kendi topraklarımızda pkaka' lı teröristleri bitiremedik. Onlar bitti de Libya kaldı. Vatandaş Libya'nın yerini haritada göster desen gösteremiyor. 



28 Ekim 2016 Cuma

BABAMI KAYBETTİĞİM GÜN :(

28 ekim 2003, babamın ölüm yıldönümü:( Aradan 13 yıl geçmiş. :(

Güzel şeylerle hatırlamak istiyorum şu an babamı.  Çocuktuk sofrada otururken en sevdiğimiz şey babamın Kore anılarını anlatmasıydı.

"Baba Kore'yi anlat"

derdik. Gülerek anlatmaya başlardı. Yeni arkadaşlarım belki bilmezler Kore anıları sayfamda
duruyor: şurada

2. Dünya savaşına ilgili duymamın sebebi de babamdır. İlkokuldayken sofrada sıksık o konuları anlatırdı. Majino hattı, Normandiya çıkartması gibi.

Babamla ilgili en gurur duyduğum şey de bir anıdır. Yılını hatırlamıyorum ama çok gençtim. Ne saçlarım bembeyaz olmuş, ne yüzüm kırış kırış. Bağdat caddesinde bir mobilya mağazasında çalışıyorum. Fazla gelip giden olmazdı. Bir gün iki hanımefendi ile fötr şapkalı, karizmatik bir beyefendi geldi. Ayağa kalktım buyur ettim.

Adam çok konuşkandı. Mağazanın sahipleri yani patronlarım da iki kardeşti. Onlar da sohbete katıldı. Konuşurken asker olduğunu söyleyince, patronlarımdan bir tanesi

"Müjde hanımın babası da asker"  deyince, adam "Kaçlı?" diye sordu. (Harp Akademisine giriş yılı)

"42'li" dedim. Adam  "İsmi ne?" diye tekrar sordu. "Hayrettin Dural" der demez şaşırarak

"Sen Hayrettin'in kızı mısın!?"

demez mi. Ben de şaşırdım. Adamcağız  (ismini maalesef unuttum; yaşıyorsa kulakları çınlasın, öldüyse Allah gani gani rahmet eylesin. ) patronlarıma dönerek aynen şöyle dedi:

"Var ya bunun babasına bir bavul para verin, 3 ay sonra gelip alırım deyin. 30 yıl gelmeyin. 30 yıl sonra o bavulu, o koyduğunuz yerde bulursunuz, öyle namuslu bir adamdır. "

Nasıl gurur duydum anlatamam. Biz zaten babamı biliyoruz ama başkası anlatınca çok hoşuma gitmişti. Rahmetlinin bize bıraktığı en güzel miras da bu oldu. Ayrıca askerdi ama faşist bir insan değildi. Kore'de onca insanın boşuna öldüğünü söyler, üzülürdü. Top atışı yapın yüzbaşım demişler gaza gelip yaptığı için ya birileri öldüyse diye bin pişman olmuştu:( Nazım Hikmet okur, sosyalizmin iyi bir şey olduğunu söylerdi, Atatürk'ü babası gibi severdi. Orucunu hiç kaçırmazdı yani hem Müslüman, hem laikti. Namaz da kılardı, hem de Kore yollarında bile. Kore'ye gemiyle giderken tam Ramazan veya Kurban bayramına denk gelmişler ve gemi güvertesinde Türk ve diğer Müslüman ülke askerlerinin şort ve keple üstleri çıplak (aşırı sıcaktan tam Süveyş Kanalı'nı geçiyorlarmış)halde bayram namazı kıldıklarını da anlatmıştı oradan iyi biliyorum. Hatta kepleri ters çevirmişler secde ederken engel olmasın diye. O gün yaşıyormuş gibi anlatmıştı....

28 Ekimde ölünce, ertesi gün cumhuriyet bayramı olduğundan cenaze töreni 29 değil, 30 Ekim'de Kocatepe camiinde askeri törenle yapıldı. Buz gibi soğuktu, birkaç akrabamız, patronumun eşi, genç teğmenler gelmişti Allah hepsinden razı olsun. İnanamıyor insan babam gidiyordu. Yıllar içinde çerçevedeki resmiyle konuşur oldum.  Yok canım babam ölmemişti ki, bir yerlerdeydi mutlaka. Sadece biz göremiyorduk. :(


27 Ekim 2016 Perşembe

BÜCÜRÜK de KİM? - 2 -


Mesela bu resim mizansen diil zaten kim bi kedişe
zorla böyle poz verdirebilir ki?
İçinden su aktığını biliyoydum, sıksık deniyoydum
işte sonunda tam deneyken çekti resmimi:)


Bu da büyümüş halim. 
Süpürge yemeyi seviyorum...

25 Ekim 2016 Salı

BÜCÜRÜK de KİM? :)



Benim ben. Çamaşır sepetine koydu annem beni sokakta bulup.
 Daha bir aylıktım. Çabucak büyüdüm.
Resmime tıklarsanız büyüyor.


En sevdiğim şey annemin ayaklarına saldırmaktır. :) 
Terliğini bir yılın sonunda haşat ettim. :) 


Ayakları ısırmak, tırmalamak çok keyifli oluyor:) 
Bunlar bebeklik resimlerim. (2009 Nisan'da bir aylıktım)



Artık kocaman oldum. Çok yaramaz olduğumdan, iki kere pencereden, bir kere de balkondan (5 kat yüksekten) düştüm😢
şükür şimdi iyiyim...melekler korudu diyor annem..



26 Eylül 2016 Pazartesi

BU KONUDA ÖNCEKİ YAZIMA GELEN YORUMLAR

Sevgili ve değerli arkadaşlar, yazılarımı düzenlerken bir karışıklık yaptım, 'sorun erkeğin kafasında' yazımı yanlışlıkla sildim sandım, aylar sonra yeniden yazdım. Sonra bunak ben bir de baktım ilk yazdığım silinmemiş. Bu sefer aynı yazıdan iki tane oldu! Birini kaldırdım ama kaldırırken ilk yazdığıma bıraktığınız değerli yorumlarınızın silinmemesi için onları bıraktım.


21 Temmuz 2016 Perşembe

BABAMIN KORE ANILARI - 9. ve SON BÖLÜM

KULAĞINDAN TUTUP ESİR GETİRİN

" Her sabah geceki olayları komutana rapor ediyor; önemli bir olay yoksa "Durum negatif" diye özetliyordum. Bu bütün birliklerde adet bir sözcüktü. Paşa,

"Negatif! Negatif! Esir istiyorum. Bana kulağından tutup esir getirin!"

diye kızıyordu sanki ben esir alacakmışım gibi. :)

Bir sabah iki erimiz keşiften dönmedi. Bu olayı komutana nasıl söyleyeceğim diye beni bir telaş aldı:( Çünkü hep esir beklerken, bizden kayıp olmuştu. :(  Tabii esir almak çok sık rastlanan bir şey değildi, bunu SOP (Periyodik Haber Alma Raporu)larda görüyorduk. İlk defa başımıza gelmişti. Çatışmada kimse şehit olmamış ama ortalıkta da yoksa, askerin esir alındığına kanaat getiriyorduk. :(  Komutanın yanına çıkana kadar çektiğim sıkıntıyı anlatamam:(  Bu olaya yalnız ben ve komutanımız değil, tüm tugay çok üzüldük. :(
ÇATISINDA FİL OLAN MAĞAZA!

Subay, astsubay ve erlere iki kere Tokyo'ya gitme izni veriliyordu.  İlkinde topçu binbaşı Hüseyin beyle birlikte gittik. Uçaktan iner inmez bizi doğruca Japon hamamına götürdüler. Yıkandıktan sonra, yeni çamaşır ve giyselerimizi alarak giyindik, Japon kızlar kollarımıza rütbe işaretlerimizi diktiler. Gündüz trenle Tokyo'ya gidip geziyor, akşam yine trenle Yokohama'ya dönüyorduk. Tokyo'daki ünlü Ginza caddesinde Takaşimaya isminde bir mağazaya girdik. Böyle bir mağazayı daha önce hiç görmemiştik. 8 - 10 katlıydı ve çatısında bir fil vardı. !

(Sevgili arkadaşlar,  google sayesinde o tarihte, o mağazanın çatısında duran filin resmini buldum!)

İşte yavru fil Takako. Zavallıcık yaaa:( 
neyse ki, sonradan hayvanat bahçesine konmuş.


Takashimaya Nihombashi, Tokyo
Takaşimaya mağazasının günümüzdeki hali


Japonya'da mağaza, dükkan sahipleri o kadar naziktiler ki, içeri girince iki ellerini birleştirip, yerlere kadar eğilerek karşılıyorlardı, insan bir şey almadan çıkmaya utanıyordu. :) Oğluma oyuncak otomobil, cambaz, vs. aldım. Cambaz o kadar hoştu ki, ben bile cephede açıp, çalıştırıyordum. :) Eşime o zamanlar çok moda olan  ejderha desenli, 'Çaynizbroket' (Chinese Brokat) denen, yanardöner kumaş, bir şemsiye,  parlak yeşil naylon yağmurluk, üzerinde Japonya haritası bulunan eşarp, yelpaze, kendime flüt, minik hediyelik eşyalar aldım."


İşte Japon haritalı o eşarp:)



Resimde pek belli değil ama sol elinde
söz ettiği flüt var...orada merak sarmış flüt çalmaya
belki de 1.5 yıl Türkçe müzik, radyoya hasret
kaldığı içindir...


(Şemsiyenin kendisi değil ama sapı çok orijinaldi, yakut gibi koyu kırmızı, su damlacıkları ya da kırmızı buz küpü imajı veren, küp şeklinde bir sapı vardı. İstanbul'dayken bir gün takside unuttuk:(

BABAMI GENERAL SANIYORLAR:)

"Yokohama'da bir bara girdim. Etrafımı Japon kızlar sardı. :) Ben de İngilizce değil Fransızca konuşmaya başladım. :) Amerikan subayları bana bira ısmarlamaya başladılar. Ben yüzbaşıyım, üç yıldızım var ya, meğer onlarda üç yıldız korgeneral rütbesiymiş. :)))Beni general sanmışlar. Ben de sıkıldım, utandım ve oradan gittim. :)))
YOĞURT UĞRUNA ŞEHİT OLACAKTIK:)

Kore'de doğru dürüst yoğurt yoktu, bir gün filan cepheye yoğurt geldi dediler, jipe bindik gittik. Ama yolumuzu kaybetmez miyiz! Karşımıza tel örgüler çıktı. Meğerse Fransız bölgesiymiş. Zenci askerler parola sormadılar sorsalar onu da bilmiyoruz:) Yolu sordum tarif ettiler ve döndük. Az kalsın yoğurt uğruna şehit ya da esir olacaktık. !
KAFİLEMİZ YOLU KAYBEDİNCE!

Başka bir sefer bu sefer tek jip değil, onbeş jipiz. Kolordudan emir almaya gidiyoruz. Bir, iki saat gittik kolorduyu bulamadık. Bir de ne görelim? Piyade havan mevzilerinin önüne gelmişiz! Sırtı aşsak düşmanla karşı karşıya geleceğiz. Cipte ayağa kalkarak, korna ve düdük çalarak ikaz ederek ancak dönebildik. Sırtı aşsaydık ya vurulacak ya da hepimiz esir alınacaktık.
JANE RUSSEL TEPELERİ:))

Tepelere çeşitli isimler verilmişti. Hatırladıklarım: Carson, Elco, Vegas... Bu tepeler birkaç kez el değiştirdi, bir biz alıyorduk, bir onlar.  Carson, Elco'yu bizimkiler ele geçirdiğinde ölülerin kulaklarını kesmişler:( düşman ele geçirince de bizim ölülerimize aynısını yaptılar. :( Etme bulma dünyası. :(  Yayana iki yuvarlak tepeye de o zamanın ünlü HollyWood yıldızı Jane Russel'den esinlenerek Jane Russel tepeleri deniliyordu. :)))
Jane russel ile ilgili görsel sonucu
İşte ikiz tepelere adını veren
Jane Russel :)))


DUYDUĞUM ACI OLAYLAR:(

Bir de başkalarından duyduğum acı iki olay vardı: Düşman bölgesinde yanan bir evden bir kadın ve çocuğu çıkıyor. Bizim er,

"Kadın ama düşman!" diyerek....:(

subay Ahmet Çelebi'yi dinlemeyip kadına ateş ediyor. :(  Allah'tan isabet ettiremiyor, kadın çocuğunu yere düşürüyor ve sonra düşen çocuğunu alıp kaçarken Mehmetçik'e nefretle bakıyor.

Zavallı bir danaya ateş eden er de az sonra şehit oluyor.

Bunlar başkalarından duyduğum acı olaylar. :( "

----

Babam 1952'de gemiyle gittiği Kore'den, 1. 5 yıl sonra uçakla vatana dönüyor. Hani, anıların ilk bölümünde anneme "Sağ dönmezsem, oğlumuza verirsin" dediği saat var ya, oğluna veriyor, 1.5 yaşındaki afacan oğlan saati hemen pencereden sarkıtıyor ve annem, babam "Yapma! Atma!" derken, aşağı bırakarak tuzla, buz ediyor:))Babacığımı, 28 Ekim 2003'te,  Ankara'da Hacettepe hastanesinde parkinson hastalığından kaybettik. 82 yaşındaydı. 

Onun ve tüm şehitlerimizin  mekanı cennet olsun. Allah yaşayanlara sağlıklı, uzun ömürler versin.

SON



Not 1: Kore'ye sırf Menderes Amerika'ya yalakalık yapacak diye katıldık. 
741- 750  şehit, 2000'den fazla gazi, epeyce de kayıp (belki esir)verdik. :(

Not 3; 1952'de çatısında gerçekten canlı bir fil konulmuş olan Takaşimaya Nihombaşi mağazası Tokyo
http://www.globalblue.com/destinations/japan/tokyo/takashimaya-nihombashi-department-store/



  1. Nurlar içinde yatsınlar, tüm Şehitlerimiz.
    Yanıtla
  2. Neler neler yaşamış, kim bilir ne etkileri olmuştur, nasıl başa çıkmıştır.

    Babacığını ne güzel anmış olduk bu sayede, Allah rahmet eylesin.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Kolay değil tabii Handan'cığım, 1.5 yıl oralarda yaşamak, şehitlik yine iyi de, esir olma korkusu, ya eşim dul, oğlum yetim kalırsa korkusu...evet ya gerçekten öyle oldu, amin canım, teşekkürler. 

  3. İyi ki eklemişsin, mağazanın çatısındaki fil canlı mıymış meğer?
    Babacığın neler görmüş yaşamış, onun kaleminden senin vasıtanla okumak o kadar değerliydi ki. Kitap okumak ya da film seyretmekten daha etkileyici oldu benim için.
    Ellerine emeğine sağlık Müjdecim. Ne mutlu sana ki böyle bir babanın kızısın.
    Başta babacığın olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm asker ve şehitlerimizin mekanları cennet, ruhları şad olsun...
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Evet ya canlı bir filmiş zavallıcık:( başka fotoğraflarını koyacaktım internette sorun yaşıyorum koyamadım birazdan yine deneyeceğim.
      Çok teşekkür ediyorum Zeugma'cım, senin de okuyan gözlerine sağlık..aminnnn....

  4. Şimdi rahatça okuduğumuz bu ilginç anılar zamanında ne zorluklarla yaşanmış kim bilir. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsınlar.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Değil mi Makbule'ciğim, dile kolay, aslında daha uzundu ama ben en ilginçlerini seçtim..Aminn...çok teşekkürler.

  5. Babanıza ve tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsınlar.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Aminnn...çok teşekkürler...

  6. Anı diyoruz ama yaşanılan o anlarda böyle dinlenildiği gibi bir çırpıda olup bitmiyor. Neler hissettiler, neler kaybettiler kim bilir. Baban ve silah arkadaşlarını saygı ile anıyorum. Böylesine değerli bir seriyi bize aktardığın için yürekten teşekkür ediyorum Müjde Ablacağım.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Kesinlikle haklısın Burcu'm, mutlaka çok zor olmuştur, hem de hiç kendilerini ilgilendirmeyen, kendi vatanını savunmak için olmayan bir savaş:( Ben de okuyup, takip ettiğin için çok teşekkür ediyorum canım.

  7. Okurken icimden "ne güzel bir kitap olurdu bu anilardan" diye gecti...

    Öyle güzeldi ki hepsi, iyi ki paylastin bizimle Müjde'cim.

    Bir de onun bahsettigi filin resmini bulmus olman ne ilginc , ne güzel olmus!:)

    Nurlar icinde yatsin babacigin, tüm sehitlerimizin mekani cennet olsun insallah..
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Olur valla gerçi roman değil ama bu anılardan esinlenip yazdığım bir film hikayem var, bir, iki güne senaryo bloğumda paylaşacağım inşallah.:) fil çok ilginç hakikaten ben üzüldüm kimbilir kaç ay orada yaşamış:( çoluk çocuk mağazaya gelip görsün diye:( Aminnnn Ayşe'cim, çok teşekkürle.

  8. Ne ilginç. Bunlar da yaşanmış işte. Allah nur içinde yatırsın babanızı.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Aminnn....çok teşekkürler.

  9. Müjdecim yaşanmışlık böyle-bir varmış-bir yokmuş filim gibi Allah rahmet eylesin babacığın nurlar içinde yatsın,ne işimiz vardı sanki oralarda bana anlamsız gelen bir savaş daha,baban bu konuda nederdi merak ettim.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Menderes'in Amerika'ya yaltaklaması tek sebep, Amerikalıların gözüne girmek istemesi, 741 şehit verdik yanlış aklımda kalmadıysa, epey de yaralı, sakat ve esirler :(
      Aminnn...çok teşekkür ediyorum Merih'ciğim.

  10. Allah rahmet eylesin. Okurken vay be dedim. Gerçekten çok şeyler yaşanmış ve bu anıların bizlere ulaşması gerçekten beni çok etkiledi.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Gerçekten öyle Emrah'cım, aminnn...çok teşekkür ediyorum..

  11. Koyulacak en son yere koymuşlar garibi:( Acaba hedefleri tüm katların gezilmiş olmasını sağlamak içinmiydi kim bilir.
    O bina ilk bakışta bana Haydarpaşa garı binasını hatırlattı:)
    ahh ah dizlerinin dibin de babacığımın okul anıları geldi aklıma tüm uğurladıklarımız nurlar için de olsun.
    Kilis de olup bitenler için face yazdığım cümle bu savaş için de geçerli :Hiç yere yitip giden canlar:((
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Sorma yaa nasıl üzüldüm:(((bu fotoğraf gerçek mi, filin heykeli mi anlayamadım da neden dersen yanında bayrak gibi bir şey var, hortumuyla bir şey mi tutmuş gözlükle bile iyi seçemedim ama alttaki linkte de yazıyordu filin orada durduğu, başka bir kaynakta da Asya filiymiş, Tayvan'mı öyle bir yerden almışlar getirip o çatıya koymuşlar diye yazıyordu, bir başka fotoğrafta yanında bir dolu insan, çoluk çocuk file bakarken vardı, üzerinde de işlemeli kocaman bir örtü örtmüşlerdi o fotoyu da koyacaktım bir türlü olmadı.

      Aminnnn, hepsi nur içinde yatsınlar. Çok teşekkürler..

      Sorma güneydoğu da neredeyse Kore'deki sayıya yaklaşıyoruz!!! Hala askerlerimizi bile bile bombalı binalara sokuyor açılımın mimarları utanmazlar...:((

  12. fil için çok üzüldüm açıkçası halen vardır eminim böyle şeyler :(
    Fakat general sanmalarına açıkçası güldüm :)
    Ne ilginç anılar birikmiş bir anda bir roman okurcasına akışına kapıldım, gittim.
    Gündemin bunalımı içinde böyle güzel insanların yaşamlarına dokunmak çok iyi geldi.
    Eminim o da burada olsa çok hoşuna giderdi bu yorumlar :)
    Emeğinize ve kaleminize sağlı :)
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Sorma Emre'ciğim neyse ki, sonradan hayvanat bahçesine konduğunu okudum. General olayı hakikaten çok komik:))senaryomda esinlendiğim bir olay olacak:)yanlışlık olmasın diye google'da ABD ve bazı Avrupalı asker rütbelerine bakıp kontrol da ettim, babam doğru hatırlamış, ABD'de üç yıldız 'korgeneral' rütbesiymiş:)))Mutlaka çok hoşuna giderdi:) Senin de okuya gözlerine sağlık, çok teşekkürler.

  13. Nur içinde yatsın babanız. Yazmak çoğu zaman hafifletiyor. Ben anılar yok olacak diye çok korkuyorum. Keşke ben de babamın anılarını derleyebilsem. Çok keyifle okudum ve en önemlisi geleceğe güzel süper bir hatıra bırakmanız...
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Mutlaka derleyin, ne kadar güzel olur, bizler de okuruz...bakın babam bir gün bana köyden, Trabzon'a askeri liseye yaya gittiğini, zor, yoksulluk içindeki çocukluk günlerini anlatmıştı yazmadığıma çok pişmanım.
      Aminnn...çok teşekkür ediyorum.

  14. Allah rahmet eylesin.nurlar içerisinde yatırsın.Çok çok güzel anılar.Sanki oralarda dolandım durdum okurken.Savaş korkunç bir şey.Hele başkasının savaşında ye almak.Ne işleri vardı bizimkilerin oralarda.Masal gibi geliyor tabii ama yaşayan bilir.Çok teşekkürler bizimle paylaştığın için.Sevgiler...
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Değil mi Nur'cuğum? Ne işleri vardı? Yazık olmuş:( rahmetli babam da sağ dönmeyebilirdi ya da ayaksız, kolsuz dönebilirdi:( Menderes yok mu? Hep onun başının altından çıkmış.

      Aminnn...çok teşekkür ediyorum canım, sevgiler.

  15. Bu anılar çok değerli ne kadar etkileyici anlatmışsın. Bunları mutlaka bir kitapta toplamalısın o denli.
    Yanıtla

    Yanıtlar






    1. Beğenmene sevindim Derya'cığım, kitap fikrini de düşüneyim. Bu arada şurada bu anılardan esinlenerek yazdığım bir film hikayem var:) Çok teşekkürler.

      http://kendifilmhikayelerim.blogspot.com.tr/2016/04/ayin-bekari_13.html

  16. Bu Kore Savaşı'na katılmamız ne kadar saçmaymış gerçekten. Nice insanlarımız ne zor şartlar altında yaşamak zorunda kalmışlar. Canlarından, vücudlarının uzuvlarından olmuşlar. Babanızın da, bu uğurda canını ortaya koyan herkesin de ruhları şad olsun.
    Bu anıların yaşandığı yerlerin, şu anki hallerini görmek ne enteresan. O fil de hayvanat bahçesinde yaşıyor mudur hala acaba?
    Ne güzel anılardı, emeğinize sağlık.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Çok saçmaydı hakikaten:( Aminnn....hepsinin ruhu şad olsun.
      Ah dün bütün akşam aynı konuyu merak ettim araştırdım ama bir şey bulamadım. :(
      Çok teşekkürler, okuyan gözlerinize sağlık.