19 Mayıs 2024 Pazar

BÜCÜRÜK' üm GİTTİ

2009 yılında sokakta görmüştüm onu. "Sana anne diyebilir miyim?"
dedi. "seve seve" dedim.
Biberonla besledim. 

Gözleri masmaviydi sonra yeşil oldu. Şu
güzelliğe bakar mısınız? 

Öyle küçüktü ki, terliğimin içine sığabiliyordu. 
Bu terliği ısıra, tırmalaya bir güzel haşat etmişti.

Kölemin ayaklarını ısırıp, tırmalamak en büyük hobim.

Nasıl keşfetmişse buradan su geleceğini biliyordu.

Yıllar geçti, Hindistan'ın balta girmemiş ormanlarındaki
 Bengal kaplanlarının minyatürü oldu. 

Ne bakıyosunuz leyn? Hiç şişko kediş görmediniz mi? 

 Sanki su kabı temiz değilmiş gibi musluktan su içmeye bayılırdı.

Yemekleri teftiş ederdi. 
Bücürük Şef, annesinin yaptığı Rus salatasına puan veriyor. 

En çok sevdiğim bu resmiydi. Teyzesi yıllar
önce çekmişti. Yüzü, yeşil gözleri, pembe burnu...
güzelliğine nazar değmesin diye hiç fazla resim paylaşmazdım
artık değmez. 😢😭

Kural: Patinle çekmeceyi aç,
içine gir, kazakları didikle hatta yerlere at.

Tespihimi kim aldı leyn? Birazdan tek tek gelip
haraç keseceğim.

2009'un Nisan ayında 1 aylıkken annesi oldum.16 yılın sonunda, 2024 yılının 19 Mayıs gecesi ömrü son buldu. O, acılarından kurtuldu. Ben yıkıldım. Son gününde bile kum kabına gitti, küçük tuvaletini yaptı. Tertemiz gitti öteki dünyaya. İlk kedim de öyle gitmişti. Kedisi, köpeği, kuşu olmayan ne hissettiğimi anlayamaz. Sevdiği hırkasına sardım, gözyaşları arasında, kendi ellerimle yakınımızdaki boş arsaya gömdüm, onu toprağa vermek çok zor geldi çok. Umarım gittiği yerde çok huzurlu, mutludur, çimenlerde koşturuyordur. Sevdiklerimiz birer birer gidiyor. Ölüme çare yok ama şarkı ne diyor?  

"Elbet bir gün buluşacağız. Bu böyle yarım kalmayacak."

18 Mayıs 2024 Cumartesi

ŞEHNAZ'ım CANIM ARKADAŞIM

 


Şehnaz'ım, canım arkadaşımla ta blogcu.com dan blog arkadaşıydık. (16 yıldan fazladır) Sonra birlikte blogspot'a geçtik. Bir şekilde telefonlarımızı aldık ve telefonlaşmaya başladık. 

"Müjde, hatırlıyor musun blogcu'da sen nasıl kavga ederdin akplilerle, dincilerle?"

der; gülerdik. Kızını evlendirmişti, bir torunu olunca  "Kız, sen şimdi babaanne mi oldun?" diye gülmüştüm. Böyle gencecik babaanne olur mu diye. Bir gün İstanbul'a gidince tanışmayı çok istiyordum. Bloğu yıllar oluyor bırakmıştı şair arkadaşım. Facebook ve İnstagram'da takılıyordu. Çok güzel şiirler yazardı. Bayılırdım şiirlerine. Bücürük'üm çok hasta olduğundan ve bloğa veda ettiğimden sıkıntıdan Facebook'a biraz bakayım dedim ki, ne göreyim? Şehnaz'ım bu dünyadan göçmüş😢😢😢

İnanamadım. Hâlâ da inanamıyorum. Twitter'da profilime yazdığım gibi bu dünyadan nefret ediyorum. Sevdiklerimiz birer birer gidiyor. Daha tanışamamışken, ölüm haberini almak çok kötü bir duygu. O yüzden hep söylediğimi tekrarlamak istiyorum. Bu dünya kısa, kalp kırmaya değmez.  Vakit varken sevdiklerinize onları ne kadar sevdiğinizi söyleyin; küs olduklarınız varsa bir telefon açın, özür dilemedikleriniz varsa dileyin, yıllardır selamlaşıp hiç evine gitmediğiniz apartman komşunuza gidin. 

Şehnaz'ım canım arkadaşım, neredeysen mekânın Cennet olsun, huzur içinde ol, çok mutlu ol duygulu şiirlerin güzel şairi. ♥ ♥ ♥  

Not: Bu arada neden, niye olmuş hiç bilmiyorum arkadaşlar. Sayfasında en ufak bilgiye rastlamadım. Telefonunu çalınca da bu numara kullanılmamaktadır denildi.  :(