30 Ekim 2023 Pazartesi

KATIKSIZ O......PU ÇOCUĞU

Bir vatan haini konuşma yapmak için nereyi seçer? 

Kendi gibi bir vatan haininin mekânını seçer.

Utanmadan Atatürk dönemine çamur atıyor. Güneş balçıkla sıvanmaz. Sen Atatürk'ün sı......tığı  bok olamazsın. Vatan haini, hırsız, cahil, o....... çocuğu seni.

İsim vermedim. Yarası olan gocunsun. 

Bu arada bu vatan haini tek çalışmıyor. Tam bir organize suç örgütü. Aile Mafiası gibi. Ben diyeyim 100 kişi, siz deyin 200 kişi. Uyuşturucu dahil her dümen dönüyor. Rüşvet, şantaj vs. zaten günlük işleri.  Bir de ne memleketi, ne soyu sopu, hakkında hiçbir bilgi bulunmayan özgeçmişi bilinmeyen , karanlık bir adamı var.  Çok da kritik bir görevde. Kendi adamları dahil, yüzlerce insanı öldürdükleri darbe kumpasından birkaç ay sonra günahlarından arınmak (mümkünmüş gibi) için birlikte Ümre'ye gittiler! Yemin ederim ama işte CIA değilim ki ispatlayayım. Bunları çapraz sorguya alsalar hepsi bülbül gibi öter. Tüm hainlikleri ortaya çıkar çünkü anında birbirlerini satarlar. Servetlerinin de haddi hesabı yok. Yedi sülalelerini zengin ettiler. Hırsız olduklarını Putin de biliyor, Esat da biliyor, Amerika da biliyor. İngiltere de biliyor. Dünya biliyor.  

Ve bütün bunları da din, İslam, iman, vatan, bayrak, ezan diye yapıyorlar.  



ÇEN ÇOK MU KISKANDIN ÇEN? :)

 

Dün, öğleden sonra Anıtkabir'e gitmek için yola çıktık. Yoldaki kalabalık böyleydi. Dönüşte gece olmuştu. Biz giderken bir bu kadar kalabalık (fotoğrafta öndeki genç hanımları izinsiz çektik ama herkes kalabalığı izinsiz çekiyordu.) yeni geliyordu. Bedava döner - ayran yoktu tabii ki. Malum, bazılarının mitingine ancak beleş ayran döner varsa gidiyorlar. 😂😂😂 

Ata'mızın kabrinde saygı duruşunda bulunmak, dua etmek için böyle ayakta 2. 5 saat avluda bekledik. Beklerken Gençliğe Hitabe, İzmir Marşı, 10. Yıl Marşı, Ankara'nın Taşına Bak türküsü, Dağ Başını Duman Almış marşını ve AKP'nin kaldırdığı Andımız'ı bol bol  söyledik, İstiklâl marşımızı da okuduk sahi ve böylece sıkılmadık. Bir kişi bayıldı. Sedyeye zar zor yer açıldı. Umarım iyileşmiştir.

"Öleli 80 yıl oldu. Hâlâ çok seviyorlar!
Bedava döner-ayran dağıtan da yok!"


Çen çok mu kıskandın çen? 😂😁😁😁

"Çıldır'cam! Elon'a telefon edeyim Tivitir'ı kapasın"

Herkes bu çoşkuyu Twitter'da paylaştığı için 
saçını, başını yoluyormuş.😁😁😂😂


Bunak Biden'a telefon açmış. 
"Ta 2000 yılında bana söz verdiydi sizinkiler.
Hani ben de Halife olacaktım?" demiş. 
(20 yılda bu cümleyi kuracak kadar İngilizce öğrenemediği için 
tercümana açtırmış) Resme zoom yapın cevabı göreceksiniz
 😁😁😁

İzmir Marşı söylerken video da yükleyecektim ama eskipüskü, ucuz telefonum bir türlü yüklemedi. Uğraşacağım belki sonra olur. Karikatürler de aceleye geldi idare edin anacım.:)

25 Ekim 2023 Çarşamba

100. YIL KUTLU OLSUN (Yeni ve kedili resimler ekli)

Bu resimleri internetten almadım. İlk fotoğraf İstanbul'da çok sevdiklerimin evinin penceresi, diğer ikisi Ankara; kendi balkonum. Maalesef Keçiören denen mahallede ulusal bilince, Atatürk sevgisine, cumhuriyetin önemine sahip insan sayısı az. Az olduğu için çoğu evin balkonu, penceresi bayraksız. Diğer ulusal bayramlarda da böyle yapıyorlar.  Umarım daha çok insan evine bayrak asar. Cumhuriyetin 100. Yılı. Bugün bayrak asmayacağız da ne zaman asacağız? Bugün, şu ülkede esir değil, özgür yaşıyorsak,  Atatürk'ün ve cumhuriyetin sayesinde yaşıyoruz.

"Çen Atatürk'e mi bakıyorsun? Bakmayın kedi olduğuna,
İsmi Miniş ama Keçiören halkından daha bilinçlidir.
41 kere Maşallah  🧿🧿🧿   💗😀


Balkonumun süslemesi dün cılız kalmıştı; 
Bugün biraz daha süslemek istedim, balonlar aldım. 😀
Bitişik komşum da sağ olsun, ricamı kırmadı, 
bu resmi o çekti. Dışarıdan çekim daha güzel oldu.
 

Balon asınca, kedim  Bücürük'ün de hoşuna gitti. 😀
Ona da Maşallah🧿🧿🧿

Bugünün (27 Ekim) notu: Alt kat komşum da iki tane bayrak asmış. Şaşırdım ve sevindim 😀

24 Ekim 2023 Salı

CUMHURİYETİN 100. YILINDA GÜZEL REKLAM FİLMLERİ 1


Televizyonda görüyorsunuzdur gerçi ama ben de bloğuma koymak istedim. Böyle güzel sözler benim aklıma gelmiyor, böyle çekim yapacak teknik becerim ve kameram da yok.  Ne güzel düşünmüşler:
Kahvenin hatırı 40 yılsa, Atatürk'ün hatırı SONSUZ


CUMHURİYETİN 100. YILINDA GÜZEL REKLAM FİLMLERİ 2



10 Ekim 2023 Salı

ALLAH'ın İLGİLENİP, İLGİLENMEDİĞİ ŞEYLERİN LİSTESİ

Sen nereden bileceksin Tanrı'nın ilgilenip, ilgilenmediği şeyleri diyeceksiniz.  İndirdiğine inanılan kitaptan biliyorum;  peygamber olduğuna inanılan kişinin söylediği söylentisi olan hadislerden biliyorum,  kız çocuklarının bile 11 yaşında saçını örtmesinden, kaş hatta bıyık almanın günah olduğuna inanıp bıyıklı bıyıklı gezen tesettürlü kadınlardan biliyorum. Yetmez mi? İnanmayanlara kadınların nasıl dövülmesi gerektiği ile ilgili ayetleri bile yazarım üşendim açın Türkçe meali olan bir kutsal (!) kitaptan okuyun anacım. Mesela inanmayanları nasıl kaynar sularda haşlayacağını, yakacağını, yakalanan esirlere nasıl işkence yapılacağını tarif ediyor! Kadın-erkek eşitliğine inanmadığı için kadınlara mirastan pay vermeyin filan diyor:)erkeklere kıyak geçiyor 4 eş alın diyor! Ha sahi akraba evliliğinin sakıncaları, özürlü, geri zekâlı, SMA hastası doğacak çocuklardan bihaber olacak ki, teyze kızı, hala kızı hepsiyle bol bol evlenin diyor! (Bizzat Ramazan programında Nihat Hatipoğlu demişti, kendisi de teyzesinin mi, halasının mı kızıyla evliymiş! Tevekkeli değil memlekette zekâ IQ oranı Avrupa'nın en düşüğü! Seçim sonuçlarına bakmak kâfi. Kölelik karşıtı değil, kölelik yasaklansın demiyor kölelerinize iyi davranın diyor. :) Fikir, düşünce özgürlüğüne karşı, Koskoca Tanrı, karınca gibi kullarına "Bana inanmazsanız çok da tınnn:) der ama buna bile takıyor. :)) Savaşın diye öğütler veriyor! Yurtlarından çıkartın filan diyor! Bunların hepsi Kuran'da mevcut. Üşenmeyin bakın. Bulursunuz.

Ha, bu arada önemli bir şeyi unutmuşum. Allah'ımız ırkçılıkla da ilgilenmiyor hatta bildiğiniz ırkçı! Mesela Yahudilerden nefret ediyor filan. 

Tabii ben Allah'ın böyle bir varlık olduğuna inanmayı ALLAH'a HAKARET , SAYGISIZLIK olarak görüyorum. O yüzden de bu listeye de, dinlere de inanmıyorum.  E, anacım şu listedeki gibi bir Allah'a inanırsam Allah'a hakaret etmiş, saygısızlık yapmış olurum. Benim zihnimdeki "Allah" böyle bir varlık değil. Cımbız, mımbız, kıyafet ne ya? Allah, kuaför mü, modacı mı?😂


9 Ekim 2023 Pazartesi

RUH - HAYATIN ANLAMI - ANLAMSIZLIĞI

7/ 24 TikTok'ta  göbek atan  AKP'li biri değilseniz, illa ki, siz de "Ruh var mı? Öldükten sonra her şey bitecek mi yoksa başka bir boyutta bir yaşam mı başlayacak? Ruh varsa hayatın da bir anlamı olacak" diye düşünmüşsünüzdür. Tıp biliminde beyin ölünce, her şey bitiyor ama acaba bedenimizden bağımsız bir "Ruh" var mı? Varsa nerede?" bu konuda İngilizce bir makaleden de kısa alıntılar yaparak bir şeyler söylemek istedim. Tabii söyleyeceklerim sadece kendi fikirlerim. 

Ölümden sonra bir hayat düşüncesini ben, insanın iki temel isteğine bağlıyorum: 1) Anne, baba, evlat, eş hatta kedimiz, köpeğimiz gibi kaybettiğimiz ve sevdiğimiz insanlara tekrar kavuşabilme isteği. 2) Dünyadayken yaşayamadığımız hayatlara öldükten sonra kavuşma isteği. Yani "Şu kahrolası dünyadayken mutlu olamadım, bari öldükten sonra mutlu olayım."arzusu. 

Bir yandan da düşünüyorum ya ruh yoksa dolayısıyla hayatın bir anlamı da yoksa? Kedim mesela hayatın bir anlamı olup olmadığını takmıyordur😂Hayatın anlamı ve ölümden sonra da yaşama isteği sadece biz insanlara özgü. Belki de ruh fikri kendi kuruntumuzdur. Olamaz mı? Kendimizi üstün gördüğümüz için. Kendimizi öldükten sonra yok olmaya lâyık görmediğimiz için. Makalede, Otto Rank da ruhun olmadığını düşünüyor. Demiş ki, "Ölüm gerçeği ve ihtiyaçlarımız bilincimizde birbiriyle çarpışıyor; çatışıyor. Teselli bulmak için ölümsüz ruhu icat ediyoruz. Yalan, insanı rahatlatıyor."

SEVDİĞİM KİM VARSA HEPSİNİ KAYBETTİM

Bana hayatın anlamından ziyade anlamsızlığı var gibi geliyor. Düşünsenize bir süre yaşayıp öleceğiz, biz ölmesek bile bu dünyada sevdiklerimiz ölecek bu daha kötü. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde gencecik bir kız, başka şehirde olduğu için ölmekten kurtulmuş ancak Twitter'da "Annem, babam, teyzem, ablam, kardeşim, dostum bu dünyada sevdiğim kim varsa hepsini bir günde kaybettim" diye ağlıyordu. Büyük ihtimalle sağ kaldığına sevinemiyordur. 😢 Çünkü ölen ölür ama sevdiklerimiz ölünce, biz de ölene kadar yas tutar ve acı çekeriz. Gençlik deseniz 40'tan sonra kırışıp buruşuyorsunuz, aşk deseniz ömrü üç yılmış, evliler boşanıyor, dünyanın hali zaten ortada. Şöyle mutlu olan kaç kişi var? Yani hayatın anlamı diye sokakta mikrofon tutsak kaç kişi "Çok güzel" der? 

Bende ise  ruh ve hayatın anlamını sevgi pıtırcığı bir Tanrı kavramıyla ilişkilendirdiğimden ve bu dünyanın büyük balığın küçük balığı yediği, acımasız bir sisteme sahip bir gezegen olduğu gerçeğini bildiğimden, ruhun ve hayatın anlamının insanın kuruntusu olma fikri ağır basıyor. (Bu dünyanın acımasız olduğuna ve sevgi pıtırcığı bir Tanrı'ya niye inanmıyorum? Bu dünyada güçlü olan hayatta kalır, güçsüz av olur, yem olur. Kötülüklere müdahale eden sevgi pıtırcığı bir Tanrı da yoktur çünkü olsa ahırda gariban zavallı eşeğe, kuytuda yakaladığı köpeğe tecavüz eden, karısını döven hatta dağlara-taşlara, evlerden uzak olsun kendi kızını taciz eden; camide herkesin hürmet ettiği yaşlı amcaya, bacısına tecavüz edene, kediyi taşla ezip su kanalına atana ederdi. O yüzden sevgi pıtırcığı bir Tanrı yok. Sevgi pıtırcığı bir Tanrımız olmayınca, ruh olmayacak, ruh olmayınca da hayatın anlamı da olmayacak. Ateistler haklı çıkacak.) 

Yine de  bedenden bağımsız bir ruh var mıdır? Varsa vücudumuzun neresinde olabilir? Bu konuda kaynağını altta link olarak yazdığım bir makaleden de faydalanarak, düşündüklerimi yazdım. Çünkü eğer bir ruh varsa, bu soruya en doğru cevabı felsefe değil bilim verir. İşte okuduklarımdan kısa kısa özetler size:

"Eğer bir ruh varsa, bu mutlaka 100 Milyon nöron olan beynimizin içinde bir yerde olmalıdır."

" Peki beynin neresinde olur? Bilim adamlarının ispatladığı üzere beynimizdeki farklı bölümler farklı fonksiyonlardan sorumlular. Mesela 'Broca' bölümü konuşmadan sorumlu, hafızamız 'serebral ventricles' , 'Galen'in yeri' denilen yerde hayal gücü, karar verme, mantık varmış. (AKPye oy verenlerin beyinlerinde acaba Galen'in yeri arızalı mı?😂 Serebral yarımkürelerdeki nörolar hareket ettikçe görüyor ve işitiyormuşuz. Tabii bunları tıpta kullanılan manyetik rezonans / görüntüleme gibi cihazlara ve bunları okuyan nörologlara, beyin cerrahisine, nörofizikçilere, cognitive nörobilimcilere, röntgen sinematografisine, manyetik görüntüleme gibi tıp teknolojisine yani pozitif bilime borçluyuz.  Öyle ki, bu teknoloji sayesinde doktorlar zihnimizi okuyorlar.

Kişi bir yüzü mü, bir nesneyi mi hayal ediyor? Bu farkı söyleyebiliyorlar. 

Sevdiğimiz birini yitirdiğimizde yas tutarız ya, işte o duygudan beynimizin nucleus accumbers bölgesi sorumluymuş. Pozitif bilim, manyetik görüntü ve beyin ameliyatları sayesinde öfke, şiddet, nezaket, espri, vicdansızlık, kalpsizlik, anne sevgisi gibi kavramlar, duygular bile görülebiliyormuş. 

Kısaca her şey beyinde bitiyor. Akciğerler nasıl solunumumuz içinse beyin de zihnimiz için gerekli organ. Peki zihin beynin neresinde? Bunun tam olarak cevabı yok sanıyorum hâlâ araştırılıyor ve tek bir bölümde olmadığı düşünülüyor. Bu konuda cerebral korteksin ve gri hücrelerin tümü çok önemliymiş.

Mesela hasta uyuşturulmadan yapılan bir beyin ameliyatında hastanın beyninin belli bir bölgesine elektrik akımı verilince, hasta Kanada'da ameliyat masasında olmasına rağmen, Güney Afrika'daki çiftliğinde kuzenleriyle gülüp konuştuğu anları hatırlamaya başlamış. 

Fareden bir gen alınca (bu gen, insanlarda da bulunan bir genmiş) fare aptallaşıyor, öğrenmesi yavaşlıyormuş. ( Uyuşturucu karteli üyesi, ihale fesatçısı müteahhit, AKP vekil, bakan, yandaşı, bürokratı, müdürü vs. olmadığı halde, yoksul olup da hâlâ AKPye oy atanların beyinlerinde bu genin arızalı olduğuna eminim😂

Her şeyin beynimizde bittiğinin bir başka örneği: 1848'de Phineas Gage isimli demiryolu işçisi, bir kaza geçiriyor. Metal bir demir çubuk kafasına saplanıp, sol zigomatik ark denilen bölgeden çıkıyor! Kaza öncesi dürüst, güvenilir, çalışkan biri olarak bilinen adam, kazadan sonra kaprisli, sorumsuz, tembel, küfürbaz, kısaca bambaşka biri oluyor ve işten kovuluyor! Sebep: Beyninin ön frontal bölümü zarar görmüş. (Bu konuyu yıllar önce başka makalede okumuştum, beynimizin ön frontal bölümü zarar görürse kişiliğimiz kötü anlamda değişiyormuş; rahibeden hallice hayat süren bir kadın sokak sürtüğüne dönüşebiliyormuş. O yüzden dikkat edin kafanızı oraya, buraya çarpmayın. 😂)

Peki ya ruhun yeri tam olarak nerede? Leonardo da Vinci çizim yaparak "şuradadır" bile demiş, Decartes filan dahil pek çok filozof "Ruh beynin şurasındadır" demişler. Ayrıntılarla sizi sıkmak istemiyorum. Bazıları da ruhun beyin kökünde olduğunu iddia etmişler. Ben nörolog değilim, doktor değilim sıradan vatandaş olarak ruh eğer varsa onun bir tür "enerji / elektrik" olduğunu düşünüyorum. Yani bir radyo fabrikası olsun, radyoyu yapıyorsunuz, her cihazı gerekli yerlere yerleştiriyorsunuz, düğmesi var: Aç - kapat. Fişi prize takmazsanız elektriksiz çalışmaz. İnsanın da şarjı ruh dediğimiz o enerji olabilir ama tam yerini sanırım bilim keşfedecektir. Makalede " Peki ruh varsa da bedene ne zaman giriyor? Spermler yumurtayı döllediğinde mi? Daha sonra mı? "gibi sorular da var. Onlar da henüz bunu keşfedememişler.

Ha şimdi benim radyo örneğimi düşününce, radyoyu balyozla kırdığımı düşündüm. Fişi prize taksam da radyo kırıldığı için yine çalışmaz. Bu dünyadan göçüp gidince, beynimiz, nöronlar kırık radyo gibi toz toprak olunca, ruh yani elektrik / enerji neye yarayacak? O elektrik radyo ile birlikte bir anlam kazanıyor. Yani radyo burada beyin, nöronlar. Beyin toz, toprak olunca elektrik yani ruh tek başına, bir hard disk gibi bağımsız olarak düşünüp, hissedebilir mi emin değilim. 


"Ruhumuz, enerjimiz, minnacık bir ışık olarak uzaya gidiyor" mu acaba?

Yine de ben de teselli bulmak için eğer böyle bedenden bağımsız bir ruh ve öteki boyut varsa rüya görmek gibi olacağını düşünüyorum. Tabii her zaman pozitif bilimden yana olduğum için bundan %100 emin değilim. Eğer olursa  zihnimizin bize sanal bir dünya yaratacağını düşünüyorum. 

Belki bu resimdeki gibi uzay boşluğunda minik minik enerjiler
olarak uçup " Hu, huuu Ayşe! N'aber?" diyeceğiz. Birbirimizi nasıl
tanıyacağız? Belki ses enerjimizden; belki etten, kemikten olmasak da
 ruh enerjimiz sanal görüntülere dönüşecek ve yine
birbirimizi tanıyacağız. Ama sarılmak istersek sanal olacak yani
hayalet gibi elin elime gerçekte değmeyecek değmiş gibi olacak.

Bu dünyada arzulayıp da gerçekleştiremediğimiz, kavuşamadığımız, yaşayamadığımız hayatlarla ilgili güzel rüyalar göreceğiz belki. Gerçek gibi hissedeceğiz ama gerçek olmayacak yani etten, kemikten olmayacağız. Fiziksel, maddesel bir bedenimiz olmayacak. Tıpkı rüya görür gibi olacak. Sanal mutluluk yani. Düş görürken güzel bir şeyler görüyorsak gerçekmiş gibi hissedip mutlu oluruz ya aynen öyle.

Dinci denen sapıklar ise benim düşündüğümün tam tersi öteki dünyayı tıpkı bu dünya gibi olacağını, etten, kemikten olup günde 50 ton yemek yiyip, tüm gün 70 huriyle seks yapacakları kerhane gibi düşünüyorlar. Nasıl bir sapıklarsa! Nereden mi duydum? Twitter'dan tabii.

Adamın tek düşüncesi yemek, içmek, seks yapmak! Hayatta başka amacı yok.  50 ton yemek yerse, 50 ton da - çok affedersiniz sıçacak! Onu düşünmüyor! Cennet dediği yer bok içinde ve kerhaneden hallice bir yer olarak düşünüyor. 

SONUÇ

Belki bedenden bağımsız bir ruh var; belki de yok. Bu sorunun cevabını ancak nörofizikçiler, cognitive nörobilimciler, beyin cerrahları,  beyni görüntüleyen yeni icat edilecek cihazlar verecek. Bunun cevabını yukarıdaki sapık sakallılar veremez. Eğer yoksa, hayatın bir anlamı olmayacak. Biz de anlamsızlığın anlamını anlamaya çalışıyor olacağız. (Cümleye gel 😂) Ruh yoksa da üzülmeyelim niye mi? Yok olunca zaten bir şey hissetmeyeceğiz. Kötüler cezalarını çekmeyeceği için üzülemeyeceğiz maalesef yaptıkları yanlarına kâr kalacak. (Bu kötü) O zaman biz de şöyle yapabiliriz: Yaşarken mümkün olduğunca anlamlı bir hayat sürdürmeye, hayatı anlamlı kılmaya çalışırız. Yani dinci sapıkların tam tersine bu dünyada mümkün olduğunca anlamlı, iyi, dürüst, ahlâklı bir hayat sürelim, kediye, köpeğe, hak ettiyse insanlara iyiliğimiz dokunsun, dokunmuyorsa; kötülüğümüz dokunmasın. Öldükten sonra arkamızdan "Ne kötü biriydi" değil, "Ne iyi insandı" desinler.  

Buraya kadar sıkılmadan okuduysanız teşekkür ediyorum. 

Faydalandığım ve size alıntılar yaptığım kaynak: Beyin, Zihin ve Ruh

(Makale maalesef Türkçe değil arkadaşlar )