6 Nisan 2023 Perşembe

AKILI ROBOT ile DİNDAR HANIM 2. Bölüm

 

" Bilmeden inanıyoruz zaten din öyledir."


"Bilmeden, anlamadan inanmak sakıncalı değil mi?"


"Valla, ne bileyim, yani, işte."


" Yani, işte gibi sözcükler bir anlam ifade etmiyor.
Trrrrrrzrrrr 💥😯devrelerim yanabilir."


"Biz anlamayız, aklımız ermez akıllı robotcum."


" Yani Allah akıllı insanlar yaratmamış diyorsun."


" Allah bilir biz bilmeyiz diyorum."


" Hmmm. Ama Allah  anlamadan inanan 
insanları niye yaratsın? Tuhaf değil mi?"


"Bilemiyorum robotcum. Aklımız ermez."


"Yani, işte, bilmiyorum, aklımız ermez...devrelerim error💥👀
veriyor dindar Hanım. "

Bugünlük bu kadar. Akıllı robot ile dindar hanım sohbete devam edecekler.😊

10 yorum:

  1. Keşke insanlar düşünmeye korkmasalardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece düşünmekten değil her şeyden korkuyorlar.

      Sil
  2. bakalım nereye doğru gidicek bu sohbet hihihi :)

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    İslam dininin amacı insana hizmettir. Dini, insanın yararına, karına, kolayına nasıl gelecekse öyle yorumlamak gerekmektedir. Bu durum, dini insanın heva ve hevesine uydurmak değildir. Öyle yapmak isteyenlerin karşısına aynı metotla çıkılması gerekmektedir.

    İNSAN DİN İÇİN DEĞİL, DİN İNSAN İÇİNDİR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey, bu üç bölümde anlatmak istediğim, ifade etmek istediğim şey sadece İslam dini değil, Hristiyan, Yahudi ve başka dinlerde de insanların dünyaya gelişinin Adem ile Havva'ya bağlanmasının ne kadar çirkin, sapkın bir şey olduğu ve insanların nasıl olup da buna normal bir şeymiş gibi kanıksayıp, inanmasıydı. Ben bir deist olarak dünyaya iki kişiden gelinmesini reddediyorum, inanmak istemiyorum, inanmıyorum ve bu sapıklıktır diyorum. Sapıkça bir şeye de niye inanayım? Yani bu Adem-Havva hikayesi tüm dinlerde ortak çünkü. Sadece İslam dinine özgü değil. Hristiyanlar da böyle kabul ediyor.
      Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
    2. Merhabalar.
      Adem ile Havva olayı aslında ilk insanın yaratılışı ile ilgili sembolik bir anlatımdır. İnsanın yaratılışı ve nasıl çoğaldıkları ile ilgili teferruatlı bir anlatım da rivayet de yoktur. Yaratılışta insanın sadece bilmesi gereken şey, onun balçık bir topraktan inşa edildiğidir. Sonraki neslin ise karışık bir nutfeden (meni) çoğaldığı anlatılmaktadır.

      İlk insanın yaratılışı ile ilgili bu basit ve sembolik anlatımdan balçık bir topraktan Adem'in daha sonra da ona eş olsun diye Havva'nın yaratıldığını anlıyoruz. Ancak, onların nasıl çoğaldığı konusunda bir ayrıntılı bir anlatım yoktur. İlk yaratılışta kim bilir, kaç Adem ve kaç Havva birden yaratılmış da olabilir. İlk yaratılıştan sonra insanların nasıl çoğaldığı konusunda ne gerçek bir anlatım ne de rivayet vardır.

      Bence ilk yaratılıştan sonra insanların çoğalma olayını sadece tek Adem ve tek Havva'ya bağlamamız doğru değil. Bu konuda gerçek bir anlatım olmadığı gibi, rivayet de yoktur. İnsanların nasıl çoğaldığı sadece bize sembolik olarak bir erkek ve bir kadın ilişkisinden sonra olduğu anlatılmak içindir.
      İlk yaratılışta binlerce Adem ve Havva yaratıldığından da bahsetmemiz pekala mümkündür.

      Şimdi gerçek bir yaratıcı varsa ve tüm alemi ve mahlukatı yaratan da oysa, onun için ilk yaratılışta binlerce Adem ve Havva yaratmak da elbette sorun olmayacağı gibi; erkek ve kadınların kimlerle evleneceği konusunda Kur'an'da açık ve net bir izah yapıldığına göre, böyle bir evlenme şartını vahyeden Allah'ın, elbette ki, ilk yaratılışta insanlara kötü örnek olacak bir çoğalmayı da düşünemediğinden bahsetmek doğru bir yaklaşım değildir.

      Kur'an'da bazı konularda sonradan getirilen yasaklar vardır ve bu durum o zaman mübah gösterilen şeylerin artık yapılmaması gerektiği ve "geçmiş, geçmişte kalmıştır." şeklinde izah edilen anlatımlar vardır.

      Evet, sizin de buyurduğunuz gibi ilk yaratılış anlatımı sadece İslam dinin de değil, tüm semavi kitapları olan dinlerde hemen hemen birbirlerine benzer şekilde anlatılmaktadır.

      Böyle eleştirilere mahal veren konulardan sonra ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor: Allah ya vardır, ya da yoktur. Eğer Allah gerçekten var ise, ilk yaratılış gibi konularda bilgi veren ayetlerdeki anlatımlar, olayı insani boyutlarda izah edebilmek için çoğalmanın nasıl oluştuğunu anlatan sembolik bir anlatımdır. Ya da böyle bir yaratıcının olmadığı, kendini peygamber ilan eden bazı zeki insanların, iyi gitmeyen şeyleri bir düzene sokmak için uydurdukları bir türlü inanç sistemi şeklinde düşünebiliriz. Hangisinin gerçek, hangisinin yalan olduğunu ise, ancak gerçekten bir yaratıcı varsa görebileceğiz, diğer yol ise, bizlere neyin gerçek, neyin yalan olduğunu asla gösteremeyecektir. Çünkü, yok olup gideceğiz.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    3. Merhaba Recep Bey,
      Üşenmeyip detaylı, uzun yorum yazmışsınız; çok teşekkür ediyorum. (Uzun yorum yazmaya genellikle insanlar üşenir çünkü)
      Evet bakın siz de aklınız, sağ duyunuz ile Allah'ın insanlara kötü örnek olacak bir çoğaltma yapmayacağını söylüyor ama sokakta mikrofon tutsanız, herkes "Adem ile Havva'nın çocukları birbiriyle evlenmiş" diyor ve buna hiç utanmadan inanıyor! Bazı konulara sonradan yasak getirilmesi ise benim karikatürümdeki gibi Allah'a "düşünememiş" demek anlamına gelir. E, koskoca Allah bir şeyi önceden düşünemeyip, sonradan "Ay ben ne halt ettim?" demeyecektir. Kainatın bir yaratıcısı olabilir ama o yaratıcının görevi insanlara dinler, peygamberler göndermek olmayabilir de. Hatta yarattığının farkında bile olmayabilir.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  4. Umarım linç yemem burada ama bazen din olmasaydı şu an insanlığın milyon adım önde olacağını düşünmeden edemiyorum. Belki birçok gezegende yaşam başlatmıştık, belki uzaylılarla tanışmıştık. Belki de hepimizin geninden tembellik, uyku, açlık vs silinir ve çok daha zeki bir hale gelirdik. İnsanların dinine laf ettiğim yok ama en azından insanoğlu kendini sadece dine vereceğine aynı zamanda bilime, düşünmeye, sorgulamaya odaklansa çok daha farklı olurdu her şey. Tarihte de günümüzde de insanoğlunun çoğunun sadece din üzerine düşündüğü belli ama belirli tabular içerisinde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok estağfurullah hiç olur mu? Evet ben de aynı sizin gibi düşünüyorum. Dinlerin hepsinin masal, efsane, rivayet, şizofrenik hülasinasyonlar, söylenti bütünü olduğuna inanıyorum. Zaten akıl hastanelerindeki peygamberler de bunun ispatı. (Akıl hastanesinde staj yapan psikolog, psikiyatristler, hastanenin müdürü, kayıtlar canlı ispat, hatta stajyer tanıdığım 'bugün bir dolu peygamberle konuştum' demişti:))) Maalesef dinler yüzünden dünya çok acı çekti, din savaşları, insanlar Protestan-Katolik, şu mezhep, bu mezhep, Sünni-Şii diye birbirlerini öldürdüler hiç acımadan, din yüzünden matbaa ülkemize yüzlerce yıl geç geldi, din yüzünden kedileri öldürdüler Ortaçağ'da, dediğiniz gibi dinler olmasaydı çok çok çok ileri bir uygarlık kurmuştuk, onca insan ölmemiş olurdu. Çok teşekkür ediyorum yorumunuza. :)

      Sil