Uzun yıllar önce Rahşan Ecevit döneminde cezaevindekilere af çıkartılınca, bu affın adı
"Rahşan Affı" olarak kaldı. Herkes de lanet etti hatta.
Ben de sığınmacılara "Tayyip'in Sığınmacıları" diyorum. Umarım herkes öyle der. Ülkeye milyonlarca sığınmacıyı ben doldurmadım, Tayyip doldurdu dolayısıyla bunların adı
"Tayyip'in sığınmacıları" olmalı.
Ve Tayyip'in sığınmacıları ile ilgili uzun zamandır dikkatimi çeken bir şey vardı. Son gazete haberiyle iyice emin oldum. Bu sığınmacıların çoğu ruh hastası ve madde bağımlısı yani keş ve kendi çocuklarını, bebeklerini camdan, balkondan atıyorlar.
İnanmayan şu polise intikal etmiş balkondan düşerek ölen bebek, küçük çocuk ölümleriyle ilgili verdiğim haber linklerine tıklasın. Hepsi de yabancı uyruklu bebekler, sığınmacı bebekleri, mülteci çocukları.
Önce kendi oturduğumuz apartmandaki sığınmacı aileden söz edeyim. Adlarını bilmediğim bir karı, koca var. İki küçük oğulları vardı. Taşındıklarında kadın karnı burnunda hamileydi, kısa süre sonra bebek doğdu, üç çocuk oldular. Sürekli bağırış, çağırış, sandalye gibi büyük eşya devrilmesi sesleriyle birbirlerine giriyorlar. Tüm apartman sesleri duyuyor. Üç kez ambulans, iki kez polis kapıya geldi. Birinde kulağımla duydum polis telsizle
"Hamile kadına darp" dedi.
Ötekinde kadını hastaneye götürdüler, benim üst katımdaki komşu, kadının koluna girmişti. Yürüyecek hali yoktu.
Bir diğerinde kadın yolda dayak yerken telefonla polisi aramış, polis gelip kocasını aldı ama bir zaman sonra adam geri geldi.
Bir gece saat 03.00 gibi uyku tutmamıştı. Bunların bebeklerinin çığlıkları benim dairenin baca boşluğuna vuruyor. Bebek uzun uzun ağladı. Polis çağırıp çağırmamak arasında kaldım. Benden başka kimse de polis çağırmadı. Adam belalı, kocaları, polis oğlu olan komşu vs. varken ben niye bela arayayım dedim. Bir hafta filan sonra bebeğin karnı sargılar içinde gördüm.
"Yanmış"
dedi kardeşleri. O yaşta bebek kendini yakamaz. Ne olduğunu bilmiyorum. Büyük ihtimal o ağladığı gece bir şey yaptılar. Sağlık ocağına filan gitmeyip, (suç tabii) kendileri sarıp sarmaladılar herhalde. Yani ne olduğunu Allah bilir. (Allah da çok karışıyor ya bu işlere!)
Bir de bir, iki apartman ötede sığınmacı aile var, halı yıkayan komşular Iraklı olduklarını söylemişlerdi, orada da ruh hastası anne sürekli çocuklarına bağırıyor ama normal bağırma değil. Çığlık çığlığa, kriz geçirircesine bağırıyor. Ben dayanamadım 155'i aradım sonuç değişmedi.
Şimdi bunların ruh hastası olmaları, çocuklarına, kendi karılarına şiddet uygulamalarından başka internetteki haberlerde sürekli balkondan düşen bebek, balkondan düşen çocuk, durduk yerde beşiğinde ölen bebek, uyuşturucudan ölen bebek haberleri okuyorum.
İşte altta ispat için linkleri:
1) Kayseri'de yabancı uyruklu 20 günlük bebek ölü bulundu:
GAZETE HABERİ
2) Osmaniye'de balkondan düşen 3 yaşındaki Lina Badel hayatını kaybetti.
GAZETE HABERİ
3)Kayseri'de Suriyeli 2 yaşındaki çocuk balkondan düştü
GAZETE HABERİ
4) Ölen yabancı uyruklu bebeğin kanında uyuşturucu madde çıktı.
GAZETE HABERİ
5) Kilis'te yabancı uyruklu 9 yaşındaki çocuk vahşice öldürüldü.
VİDEO HABERİ
6) Afganlı sığınmacı evi ateşe verdi, küçük kız yanarak öldü!
GAZETE HABERİ
7) Mardin'de 4 yaşındaki Hazal Arya Homan balkondan düşüp öldü!
GAZETE HABERİ
8) Suriyeli çocuk evde rahatsızlanıp, öldü. Darp izleri bulununca aile gözaltına alındı.
GAZETE HABERİ
9) Konya'da yabancı uyruklu bebeğin şüpheli ölümü!
GAZETE HABERİ
SONUÇ:
Bu sığınmacıların çoğu normal değil, ruh hastası. Ülkelerinde sürekli bombalar, kafa kesen İŞİD, Hizbullah vs. bilimum İslamcı akıl hastası sadistlerle yaşaya yaşaya akıllarını yitirmişler, onlara benzemişler. Çoğu madde bağımlısı.
Bunları ülkeye doldurmak ülkenin sadece insanlarına değil, kedilerine, köpeklerine bile kötülük etmektir. Bugün kediyi kesen, 20 yaşına gelince insan kesecek, seri katil olacak. Tüm seri katiller öldürmeye evcil hayvanlara işkence ederek başlarlar.
En önemlisi de psikopatlık tedavisi olmayan bir durumdur. Dünyadaki hiçbir akıl hastanesi, hiçbir doktor, hiçbir ilaç psikopatlığı tedavi edemiyor. İlacı yok. Bunların aramızda ellerini kollarını sallayarak dolaşmaları Tayyip'in ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden bir tanesidir. Sürüm sürün sürünesin Tayyip. O balkondan atılan bebeklerin, kafası, patisi kesilen kedilerin ahı çıksın senden ve şakşakçılarından.