28 Ekim 2017 Cumartesi

KARPUZ APARTMANI 24. Bölüm

" Sait Efendi, 155'in CIA ajanlarına karşı yerleştirdiği
gizli kameranın görüntülere baktı:


" Vay, Hale hanım di mi bu beya?
Gizlice bizim doktorun evine giriyor!"


Ve komşular bir çözüm bulmak
için bir araya geldiler.

 "Kedim için balkon kapısını
aralık bırakmıştım. O sabah odanın içi kokmuş
çoraplarla doluydu. Sonraki gün yine... yine...
eşimin günahını aldım:( "



" O torbada kokmuş  çoraplar vardı demek ki..."
(bak: 23. bölüm)



"Bir çözüm bulmamız lazım. Bu Hale
çok oluyor artık."



"Ne yapsak ki? Polise mi versek?"

Doğacak torununa patik ören Huriye 
ilginç bir şey önerdi:


" En iyisi şu 155 denen, icatçı çocuğa söleyin.
Onun haggından o gelir."



"155  mi? ..."



"Huriye teyze haklı olabilir. Bizim hiç aklımıza
gelmeyen bir çözüm bulabilir. Polise de gitmeyiz."


Ve toplaşıp 155 Selo'ya gittiler. Hale'nin
sevenleri ayırmak için yaptıklarını anlattılar.
155 hemen ilginç bir plan yaptı. :))


"Harika! Benim aklım yattı."



"Benim de."


" Bütün gün kapıyı mahsus aralık bırakırız.
Hale yine gelirse,  suç üstü yakalarız."



"Gerisini de bana bırakın.
Yalnız bu icadımı 
ilk kez bir insan üzerinde
deneyeceğim. Umarım başarılı olur."

O GÜN HALE AKŞAMA KADAR
GELMEDİ TAM GİDECEKLERDİ Kİ....


Hale arka bahçede göründü.


"Aklımı seveyim, akşam karanlıkta daha iyi oldu.
Kimse görmez. Kapı da yine kedi için aralık.
Heheheee..."


AMA ONU BİR SÜRPRİZ BEKLİYORDU:


"Sevenleri ayırmak  ha?"



"N'oluyor?
BUZ KESTİM!"
DONUYORUM
çok soğuk Brrrr!"



"N'oldu bana? Kıpırdayamıyorum,
konuşamıyorum."


"Yardım arkadaşlar taşıyalım.!"


"KİM VAR ORADA?
ELLER YUKARI!"



"ŞABAN BEY!"

" Suçüstü yakaladım.
bu kızı öldürdünüz, gömecektiniz ha?"


"Yok Şaban bey.
Ne öldürmesi? Bu kadar komşu
hep beraber cinayet mi işleyeceğiz?"


"Lan ceset ortada hala neyi inkar ediyorsunuz?
Emekli komiser Şaban Yakalar bunu yer mi?"


"Şaban bey o ceset değil."


"Ya ne o zaman?"

" Şeyyy, heykel."


"Heykel mi?"


"Evet abicim.
Kendi icadım."


"Evet, ya sağolsun 155  yaptı
Apartmanımıza bir sanat eseri koyalım dedik."



"Evet yaaa....ehm, 
bilim ve sanatı buluşturmak istedik."



"Ehm..çağdaş sanat
gerçeküstü akımı ehm.."


"Çatı akıyor, boya, badana yaptıramadık,
böyle gereksiz şeylere mi harcadınız
apartmanın parasını?"


"Yok, yok apartmanın parasını kullanmadık.
155 bedavaya yaptı."


" Hmmm. Boş işlerle
uğraşıyorsunuz. 
Ben yönetici
olayım da görün bakalım apartmanı
nasıl adam ediyorum."


"Tamam abicim. "


Böylece Hale kimse alıp götürmesin diye
çözülene kadar apt. merdivenlerinin bir köşesinde kaldı.


"İmdat! Heykel değilim ben
yardım edin. Allah'ım konuşamıyorum.)



"Bu heykel ne kadar gerçek gibi.
Neyi temsil ediyor çöpçatan teyzeler?
Bir adı var mı?"



" Var çocuğum:
Üçkağıtçıların sonu."



"A! Ne kadar ilginçmiş.
Üçkağıtçı birinin heykeli mi yoksa?"


"Ta kendisi kızım. Sonra sana
tüm hikayeyi anlatırız."
(Bak: 15.bölüm);  (21. bölüm) ve  (22. bölüm)
Çöpçatan teyzelerin sokaktan kurtardığı 
minik köpiş de boş durmadı:)))



ARADAN BİR HAFTA GEÇTİ
ŞABAN BEY YÖNETİCİ OLDU
VE KOMŞULARI BAHÇEDE TOPLADI:



"EVEEEEET...yeni yöneticiniz olarak
ilk icraatımı göstermek için sizi bahçeye
çağırdım komşular."



"Heykel dediğin öyle olmaz,
böyle olur. Ben sanattan daha iyi anlıyorum."

 "Bakın! Ben de heykel
koydum bahçeye."



"Çok güzel Şaban bey ama
155'in  yaptığı heykele ne oldu?"

"Koyacak yer yoktu,
çöpe attım. Zaten bir halta benzemiyordu."



"Eyvah! Koşun arkadaşlar! Çöp kamyonu
gelmeden yetişelim."



"Çabuk! Allah'ım inşallah
yetişiriz."


"Yetiştik şükür!"

Hale, birkaç gün daha öyle kaldı.
Çöpçatan teyzelerin köpişi heykeli
çok sevmişti:)))))


"Aaahh...çok pişmanım..."


"Sonunda, Hale'yi eski haline döndürdüler. 
Bir daha da kendisini gören olmadı.:))))


TÜM  BÖLÜMLER:

KARPUZ APARTMANI KARAKTERLERİ




Yazan&çizen:
Müjde Dural (Bücürük ve Ben)

21 Ekim 2017 Cumartesi

KARPUZ APARTMANI - 23. Bölüm


Arzu ve doktor balayına
Paris ve Roma'ya gittiler...


Sosyal medyada bol bol fotoğraf paylaştılar...
tabii Hale çok kıskandı..


"Üüüüüü.....bana nispet yapıyorlar."



"İNTİKAMMMMMM!"


 Hale, sokak sokak dolaşıp evsiz aradı..


Ve hepsine aynı soruyu sordu:


"Çoraplarını bana verirsen, yenilerini veririm."


"N'apacaksın çoraplarımı? Çok pis kokuyorlar"


" Sen ver, gerisine karışma."


 Bir hafta sonra doktor ve Arzu döndü.
Hale, facebooktan dönecekleri günü öğrenmişti.


"BRRR...sabahın köründe dondum ama
sonunda doktor çıktı. Pencere  kedi için aralık.
hahahaha..."


"ZZZzzzz......"


"Mışıl mışıl uyuyor, işe koyulayım."


"Aaaaahhh...çok susamışım..."

Hale kendini yatağın altına attı.:))


" Kahretsin!"


" Daha uykum var,  uçak çok yordu..."


"Zzzzzz....."


"Yeniden işe koyulayım"


" Hiiii...Kedinin mamasını koymayı unuttum...."

Hale tekrar yatağın altına saklandı:))

"Hay! Ben böyle şansın!...."


"ZZZZZ.zzzz....."


"Neyse tekrar uyudu. hehehehe..."


Nihayet Arzu uyandı. 


"Amma uyumuşum saat 11.00 olmuş..."


" Aşk yuvamıza şöyle gündüz gözüyle bir bakayım.
Hey! Artık evli bir kadınım. "


"Bu koku da ne? 
Her yere kirli çoraplarını atıp gitmiş"


" Aman Tanrı'm!Paris'te balayındayken 
böyle kokmuyorlardı."


"155 Selahattin! Eminim
onda gaz maskesi vardır..."


"Şu  155 Selahattin'den her eve lazım.
gidip şunları çöp konteynırına atıp geleyim."


"Evlilik dedikleri buymuş demek.
10 sene sonrası gözümün önüne geliyor"


"40'ına gelince, temizlik hastası,
 bıyıklı, bir kadın olacağım."


30 kilo alıp, akşam dizi izleyeceğim."


"Altın günlerinde tıkınıp, diğer kadınlarla
tül perdeleri nasıl beyazlatırız onu
konuşacağız..."


"O ise yaşlansa da daha yakışıklı olacak, 
yanında çıtır doktorlar, hemşireler...."


"HAYIIIRRRRR! İMDAAATTT!"
BOŞANMAK İSTİYORUM"

kapı ile ilgili görsel sonucu

ZZzzRRrrr!!!


"Kız Arzu? Kapıdan geçiyordum, istemeden duydum.
boşanacaksan haberim olsun canım, 
4. kocam bir doktor olur. 
Evde bedava doktor, hem de kardiyolog!
Oh, mis! :)) "


"Ben mi ? Yok, yok, dizi izliyordum da
onun sesidir."


"İyi madem....hadi baaay....
gidip parkta biraz oturayım
belki çocuğunu sallayan, 
dul, zengin bir koca adayı bulurum."


Çöpçatan teyzeler de merdivenden iniyordu:))


"Duyduk hepsini Sayko Ceyda!
Yazık değil mi? Kız evleneli daha bir hafta oldu.
Arsız!"


"Şşştttt! Ayol çöpçatan teyzeler siz de
amma saftiriksiniz. 
Mahsus öyle dedim, kocasının kıymetini bilsin.
Şimdi bu salak, klozetin kapağını kaldırmadı diye kızmıştır kocasına. Hahahahayyy..."


"Haaaa, e öyle desene, oldu şimdi."

O SIRADA....

evden eve nakliyat koli ile ilgili görsel sonucu

Arzu'dan boşalan daireye üç kız öğrenci taşındı.


"Güle güle oturun kızım."


"Teşekkürler teyze."


" A, benim büyük oğlan geldi.
Bu yıl üniversiteye başladı..."

" İnternet açıldı mı?"

"Oğlum önce bir merhaba de, ...aaaa, gitti bile.
Kusura bakma kızım.."


"Estağfurullah...."

çelik kapı ile ilgili görsel sonucu

Zeynep ve İlker eve girip 
kapıyı kapattılar.


"Bu, örümcek ağlı çocuk (bak: 9.bölüm)
değil mi? İnternet bağımlısı olan.
Ayyy çok tatlı...."


Sonraki gün İnci, İlker'le aynı üniversiteye
gittiklerini farketti.


" Bana hiç bakmıyor biraz çaba göstereyim..."
Külkedisi bile çaba gösterdi. 
O baloya gitti, değil mi ya?:) "

asansör ile ilgili görsel sonucu

İnci, İlker'le asansörde karşılaştı..


"AAYYY
NE SAKARIM.."



"İyi günler..."

" !!!"
Akşam olduğunda 
Gülse ve Burak yakında doğacak çocukları
hakkın
da konuşuyorlardı...



" Kız ya da oğlan olsun, 
fark etmez, ona gitar öğreteceğim."




"Kız olursa baleye de gönderelim,
pembe tütüsüyle ne şeker olur..."



" Baleye dünya para saçacan ben ona
Yeşil Ördek, gaşık oyunu öğretirim."



"Ay, anne, yeşil ördek baleyle bir mi? Bale sanattır."



" Beğenemedin mi? Bale gada gözel.
Neyse hadi ben namaz gılıp yatıyom."
Allah rahatlık versin."


Ancak Gülse'nin aş ereceği tuttu...



"Uyuyamıyorum Burak
canım vişne suyu istiyor."



"Vişne suyu mu?
Hemen karıcığım açık bir
yer bulamazsam da
 bizim bakkala açtırırım."


"Sağol canım."


Bakkal birkaç bina ötede oturuyordu
Burak, "kusura bakma, karım aş erdi" deyince
hemen dükkanı açtı. 
Burak da vişne suyu alıp
geldi.

Ancak kapıyı bir türlü açamıyordu.

man hand opening door ile ilgili görsel sonucu
Yanlış daire kapısını açmaya çalıştığının
 farkında değildi.




"Allah Allah! Niye açılmıyor bu kapı?
Bir de kredi kartıyla deneyeyim. Hep derler..."



"İşe yarıyormuş. Işıkları açmayayım,
annem uyanmasın."


"Aşkımmm.. vişne suyunu getirdim
uyudun mu?"


 !!!

Burak yanlışlıkla, emekli komiser  Şaban beyin (Bak: 10.bölüm)
dairesine girmişti:)))



"Vay! Sapık ha! Şehadet getir lan!"



"ŞABAN BEY!"


"İMDAAATTT!" 

gun and bullet ile ilgili görsel sonucu


Silah sesine ve bağırışmalara 
tüm komşular uyandı.




"Yeminle Şaban bey bizim ev sandım..."



"Şaban bey eşim doğru söylüyor."



"Ben de kefilim Burak beye 
karıştırmıştır kapıları...N'olur
yapmayın kızcağız bebeğini düşürecek." 



"Grrrrr.....peki, öyle olsun. 
Salaklığına veriyorum."


"Sağol abicim...ah ayağım.."


Burak'ın ayağındaki kurşun çıkartıldı,
doktorumuzun sayesinde olay polise intikal 
etmedi:)))



"Gecenin köründe ne vardı fişne suyu ne
isteyecek, bana diyeydin, çocum ölümden döndü"



"Yok artık! Yine kabahat bende oldu!
Salak oğlum kapıları karıştırmış demiyorsunuz da!"


TÜM  BÖLÜMLER:

KARPUZ APARTMANI KARAKTERLERİ




Yazan ve çizen:
Müjde Dural (Bücürük ve Ben)