29 Aralık 2017 Cuma

KARPUZ APARTMANI 29.Bölüm

 Geçen bölümde yeni doğum yapan Gülse,
"gözaydınına" gelen komşularla meşgulken,
bebek ortadan kaybolmuştu.


"BEBEĞİMMMMMM!"


" Ah! Getti torunummmm gari 
gomşula yetişin !"


"Bi dakka! 155 Selahattin, içinde verici olan
emzik hediye etmişti.
 Cep telefonundan konumunu
izlersiniz demişti."


cep telefonu konum ile ilgili görsel sonucu

Burak 155'in icadı sayesinde 
bebeğin emziğinden gelen sinyalin konumunu
gördü.


"Sinyal 
kapıcı dairesinden geliyor!"

Tüm komşular kapıcı dairesine koştular.


" Bebeğim!"

"AAAA! "


" ! ! ! "


"Bebeği buraya niye getirdiniz?
Hepimizin yüreği ağzına geldi!"


"Sen bebeği leylek getiydi dedin ya anne.
Mıstık dedi ki, büyükler leyleklerin bebekleyini
hep alıyoy, sonra leylek hep ağlıyoo, bebeğimi
çaldılay diye üzülüyo, üzülmesin diye bebeği
asıl annesine geri getirdik..."


"Gördünüz mü çocuklara yalan söylemenin sonunu.
Neyse Allah'a şükür."


Böylece herkes rahat bir nefes aldı...:)


ERTESİ SABAH...
Gülse oldukça geç uyandı. 
Salona girince çok şaşırdı


"Aaaaa! Bu da ne!"




'N'olmuş torunumun bezlerini bi gözel
gaynattım, astım. Kuruyo..."


"Ne gerek var anneciğim. 
Hazır bezler var artık."


"Bu zamanda hazır beze para mı dayanır?
Dünya para!"



"Halim, iki gün sonra yılbaşı, ne yapıyoruz?"



"Karıcığım, bir yere gitsek dünya para
geçen yıl komşumuz davet etti ama 
dünya yemek yaptın biz mi davetliydik
onları mı davet ettik anlamadım. En iyisi
tombala, kuruyemiş, evde kutlamak..."



"Haklısın galiba. 155 ile Sait efendi bekar, 
bir şey yapamaz,
onunla Filiz'i, yeni taşınan öğrenci kızları da
çağırırız. "



"İyi fikir...adamcağız tek başına
kızı uzakta, oğlu uzakta..."




 TÜM BÖLÜMLER:

KARPUZ APARTMANI KARAKTERLERİ
Yazan&çizen:
Müjde Dural


22 Aralık 2017 Cuma

YEŞİM - 20.Bölüm (FİNAL)

Dedektif, arabasının farlarını söndürmüştü, 
 onların kendisini göremeyecekleri
bir mesafede durduğunda, 
Zerrin ve adamlarının Yeşim ve Serdar'ı aşağı ittiğini gördü...


"Üç kişiler, inip onlarla çatışırsam
ikisi de boğulur, bu karanlıkta beni
 görmelerine imkan yok;
Tek şansım geç olmadan
defolup gitmeleri...."


Kader dedektiften yanaydı...
üçü de koşa koşa arabaya
bindiler.


"Çabuk gazla!
Uçağa yetişmeliyim."



" Bu iyi oldu. Fırla!"


sat komando eğitimi ile ilgili görsel sonucu


Dedektif, ışık hızıyla, hayatının en hızlı koşusunu
yaparken, gözünün önüne askerdeki SAT komando
eğitimi günleri geldi.



İnmeden önce bıçağını
almış, gözlüklerini çıkartmıştı...



 Suya atlayıp, ikisini bağlayan ipleri
hızla kesti ve su yüzüne çıkmalarına
yardım etti. İkisini yamacın altındaki
kıyıda bıraktı.


"Dondummmm..."


Kendisi ise yukarı tırmanıp, 
arabasından telefonunu aldı...
önce ambulans çağırdı, sonra polisi
ve en sonra çocukların ailelerini aradı.

" Tipini değiştirmiş; siyah kısa saçlı, 
kahküllü ve gözlüklü...
Ayşe Çınar adını
kullanıyor, plakası 34 J ...."


istanbul havaalanı dış hatlar ile ilgili görsel sonucu




" Buenos Aires uçağına yer ayırtmıştım.
Ayşe Çınar."


havaalanı polis ile ilgili görsel sonucu


"Han'fendi bir dakika,
sizi şöyle alalım."


"NE? Ne münasebet!
Uçağım kaçıyor!...Hayır!"

istanbul havaalanı dış hatlar ile ilgili görsel sonucu

Zerrin, yakayı ele verdiğini anlamıştı.
Fazla direnmedi...

"Olsun ikisi de geberdi ya..
hahaha..."


malikane ile ilgili görsel sonucu

Yeşim günlerce hasta yattı, çorbasını içerken,
uyurken odasına konan güllere bakıyordu ki, 
Serdar geldi...

roses on vase ile ilgili görsel sonucu





"Güller çok güzel, sen mi getirdin?
Hiç  duymamışım..."


"Sen daha güzelsin...
mışıl mışıl uyuyordun...
çabuk iyileş bir tanem,
yarım kalan bir nişanımız var."

malikane ile ilgili görsel sonucu

Yeşim, iyileşince yeniden nişan yapıldı.



Okulu bitince de evlendiler...

Bir yıl sonra 
minik bir kızları dünyaya geldi.
İsmini sevdalarından esinlenerek
"Sevda" koydular.



Yeşim'in öz babası eşi ile
boşandı, hapisteki kızı Zerrin'i uzun süre
ziyarete gitmedi, paranın mutluluk getirmediğini
anlamıştı, "Yeşil Gözlerinden Muhabbet Kaptım"ı
dinlemeye devam etti.


DAHA SONRA...


Sevda, gölün kıyısında komşunun
oğlu Çetin ile oynuyordu...


"Vay yaaa,
 annem çocukken babamı bu göle atmış."


"Hahaha, hiç de bile yalan, 
kızlay olanlayı atamazki..."


"Sen bana yalancı mı diyoşuuun?"


" Yalançısın tabii. Löööööö!"


"Gel o zaman bak gösterimmm mi
neyden atmış?"


"ANNEEEEE!"


"Hiii! Serdar! Bırak gitarını da koş!"


" Yine mi?
Sizin ailede genetik galiba"
karıcığım..:)"


- SON -

Güzel yorumlarıyla beni yalnız bırakmayan,
yorum yazmasa da okuyan, twitter ve facebook'ta paylaşan 
herkese çok teşekkür ediyorum.