18 Temmuz 2024 Perşembe

DÜŞMAN AŞIKLAR 1- SERAP VE MEHMET

" Serap Arda sen kimsin? Bahse girerim feminizme ihanet olarak gördüğünden aynalara düşmansın, makyaj yapmıyor, cımbız kullanmıyor, 'Ayol erkekler için canımı mı yakacağım?' dediğinden ağda yapmıyor, tüylerini almıyor, kıllı bacaklarla geziyorsundur.


Dişilikle, seksilikle en ufak ilgin olmadığından hep düz ayakkabı giyiyorsun değil mi? E, böyle bakımsız, paçoz olduğun için kimseler almayınca, evde kaldın tabii. Kız kurusuna dönüştün. Öyle olunca da kaçınılmaz olarak erkeklere düşman oldun. "Kediler, erkeklerden iyidir" dedin Evinde 50 kediyle yaşıyorsundur. Kokuyordur evin! Iyyyy! Bir şey söyleyeyim mi? Bir kedi, gerçek bir erkeğin yerini alamaz. Birazdan gelip linç etmeyin sevgili Serap Arda takipçileri. Kedilere bir itirazım yok; tersine severim bu tüy yumaklarını. Ama kedi başka, erkek başka değil mi?"

diye yazdı; üç tane de kahkaha atan adam emojisi koydu.

1.90 boyunda, yakışıklı, sert, maço görünümlü, ünlü köşe yazarı, gazeteci ve cesur savaş muhabiri Mehmet Foçalı, Serap Arda hakkında tam olarak böyle düşünüyordu. Twitter'da milyonlarca takipçisi olan karizmatik genç adam, düşündüğünü klavyesine dökmekte tereddüt etmedi. Enter'a bastı. Yazı hazırdı.

"Ha,ha,ha,ha! Serap hanım yarın sabah yazımı okuyunca kuduracak!"

dedi. Kahvesinden bir yudum içti. Hakkında yazdığı Serap Arda, en az kendisi kadar ünlü bir köşe yazarı ve araştırmacı gazeteciydi. Acı Biber isimli bir köşesi vardı ve onun da takipçi sayısı milyonlarla ifade ediliyordu.

Serap ve Mehmet, birbirleriyle sık sık anlaşmazlık yaşamaya başlamışlardı. Zamanla takışmaları büyüdü. Feminizm konusunda birbirleriyle tamamen zıt kutuplardı. Serap, adama o kadar kızdı ki, adını "Kadın düşmanı maço" koydu. Mehmet de altında kalmamak için ona "Erkek düşmanı cadı" diyordu. Bir yılın sonunda kazara sokakta rastlasalar, birbirlerini bir kaşık suda boğacak kadar can düşmanı olmuşlardı. Ancak henüz tanışmamışlardı. İkisi de birbirinin neye benzediğini bilmiyordu.

Mehmet, yazdığı üzere Serap'ı kıllı bacaklı, fırça kaşlı, dişilikten, seksilikten uzak, bakımsız, paçoz bir kadın olarak hayal ediyordu. Serap da adamın nemrut, kadın düşmanı, somurtuk, maganda bir maço olduğuna yüzde yüz emindi.


Mehmet'in hayalindeki Serap cadısı!😂😂😂

Ertesi sabah, Serap, bir yandan annesiyle kahvaltı yaparken, bir yandan da telefonunda Mehmet Foçalı'nın "Maço Köşe"sini okuyordu. Kaşları çatıldı. Yazılanları yüksek sesle annesine de okudu:




Gerçek Serap Arda !

" Kıllı bacaklı, paçoz, bakımsız, evde kalmış, kız kurusu! Bana diyor anne!"

"Kim diyor kızım?"

"Kim olacak? O geri zekalı, kendini beğenmiş, narsist! Maço Mehmet Foçalı!"

Annesi, kendi elleriyle yaptığı pırıl pırıl kayısı marmeladını ekmeğe sürerken kızdı.

"E, kızım sen de çek bir resmini, koy köşene. Çatlasın! Mosmor olsun!"

"Hayır anne! Ben güzelliğimle Serap Arda olmadım. Beynimle oldum. Feminist köşe yazılarım, makalelerimle oldum. Dudağını 33 şeklinde büzüp, memesini, poposunu gösteren Instagram kadınlara mı benzeyeyim? Bir feminist olarak güzelliğimi meta olarak kullanamam! Kadın bedeni obje değildir. Ben feministim ve güzelliğimi kullanmak feminizmin ruhuna aykırı."

"Tövbe! Tövbe! Kızım ben de memeni, poponu göster demiyorum ama en azından köşene bir selfie koy. "

"Dünyada olmaz!"

"İyi o zaman! Mehmet Foçalı denen geri zekalı da sana kıllı bacaklı, kız kurusu, paçoz demeye devam etsin!"

"Ederse etsin! Nasılsa çok yakında ilk kitabım çıkacak. İmza gününde herkes nasıl biri olduğumu görecek."

"İnatçı keçisin kızım."

"E, herhalde, Oğlak burcuyum."

Serap Arda, 106 cm. biçimli bacakları, boya, röfle değmemiş doğal sarışın saçları - ki, annesine çekmişti- lens olmayan renkli gözleriyle köşe yazarından çok Victoria's Secret Angels modellerine benziyordu. Annesi ve sokaktan kurtardığı Çıldırgan isimli kedisiyle gazetenin en popüler ve sivri dilli yazarı olduğu için çok iyi maaş aldığından, güzel bir evde yaşıyorlardı.

Onlar ana-kız kahvaltı ederken, Mehmet Foçalı da kankası ve askerlikten devresi Özgür'le sohbet ediyordu.

"Ya abicim, sen böyle yazıyorsun ama ya bu Serap Arda yazdığın gibi değilse, güzel bir kadınsa?"

"Yok ya? Bak şimdi! İçime kurt düşürdün. İyi de öyle olsa benim yazılarıma karşın bir resmini çeker koyar. Demek tahminlerimde haklıyım."

"Öyle deme kanka. Sen de Allah için yakışıklısın ama Instagram'a resim koymuyorsun."

"Oğlum erkek adam Instagram, Minstagram açar mı?"

"Hah işte! Ya Serap Arda da feminist olduğu için resmini koymuyorsa?"

"Hadi ya? Dur o zaman, madem gazeteciyim bir araştırma yapayım. Gizlice gözetleyeyim. Bakalım neye benziyor. Güzel mi? Benim tarif ettiğim gibi mi?"

"Bence iyi fikir. En azından emin olursun."

"Hmm. Haklısın kanka. Yarın ilk işim azılı feminist, iflah olmaz erkek düşmanı Serap Arda'nın neye benzediğini öğrenmeye çalışacağım. "

BÖLÜMLER



8 yorum:

  1. Merhabalar.
    Serap'ın sadece boyu mu 106 cm. yoksa, bacaklarının uzunluğu mu? Burada, böyle neden tam bir ölçü kullandınız, merak ettim? Yazarlar genellikle böyle insan tasvirinde birebir ölçü değil de kıyaslama yolu ile bir ölçü kullanırlar. Bu merakımı eleştirel bir yaklaşım olarak kabul etmeyin lütfen.

    Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlık. Başladık bakalım hikayeye. Allah sonunu hayır getire.

    Tarafınızdan kaleme alınan bu metin, eğer televizyon dizisi olacak olursa, yeniden senaryo mu yazılacak? Bu işler nasıl oluyor, emin olun hiç bir bilgiye vakıf değilim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Abi,
      Bacak konusu şöyle; Avrupa ve Amerikalı süper modellerin bacak boylarını araştırdım. Gerçekten araştırmadan kafadan atmak istemedim. 106 cm hatta daha uzun bacakları oluyormuş. 😊 e, Serap da hikaye /senaryo gereği süper model gibi güzel, uzun bacaklı bir kız olacağı için, böyle yazdım.
      Bu arada eleştirileriniz başım üstüne. Ne demek? Tabii ki eleştirebilirsiniz de, eleştiriler yazarları daha iyi yazmaya hatta hataları olunca düzeltmesine yarar.

      Tabii keşke dizi olsa bu şimdilik hayalim. Olursa yeniden senaryo yazılır ama üç aşağı, beş yukarı yazdıklarıma yani aslına uygun diyaloglarla olur. Senaryo çok farklı ve teknik bir şey isterseniz (merak ettiğiniz için, hem belki başka okurlar da merak edebilir) şöyle azıcık senaryolaşmış halinden örnek yazayım: (yani senaryoyu ben yazdırdıklarını varsayıyorum)

      İÇ. MEHMET'İN ODASI - AKŞAM

      Mehmet Foçalı, çalışma odasındaki masada kamburunu çıkartmış, bilgisayara gömülmüş, yazı yazar, duvardaki saat gece 01.00'i gösterir, esner, yüzünde hınzır bir gülümsemeyle tuşlara vurur.

      MEHMET
      Serap Arda sen kimsin?.....
      (işte o ilk diyalog veya benzerini söyler)

      Mehmet, laptopun kapağını kapar, kahvesinden bir yudum alır, ayağa kalkar.....

      gibi....

      Çok teşekkür ediyorum, keyifli okumalar dilerim. Bu hayli uzun bir hikaye umarım sıkılmazsınız.
      Selamlar, saygılar

      Sil
    2. Merhabalar.
      Cevab-i yorumunuz için çok teşekkür ederim. Verdiğiniz aydınlatıcı bilgiler için ayrıca teşekkür ederim. Merakımdan dolayı sorduğum sorulardan rahatsız olmadığınız için de teşekkür ederim.

      Şimdi, ben kitap okurken de öyleyim. Blog sayfamda paylaştığım anlatım bozuklukları gibi, karşılaştığım anlatım bozukluklarını size hatırlatabilirim.

      Her şeyden önemlisi, kaleme aldığınız bu hikayeleri, elbet bir gün televizyon kanallarında dizi olarak görmektir. İnşAllah diyelim ve dua edelim. Belli mi olur, bakarsınız bir gün gerçekleşir.

      Hikayelerinizin dizi olması için sizin başvurduğunuz yerler var mıdır? Bu işler nasıl oluyor? Emin olun bu konuda hiç bilgim yok. Yapımcılara mı ulaşmak gerekiyor?
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    3. Merhaba Recep Abi,
      Aşkolsun rahatsızlık ne demek? Hiç öyle şeyler düşünmeyin.
      Anlatım bozukluğu, cümle düşüklüğü, imla hatası olmazsa olmaz; hatırlatırsanız sevinirim çünkü düzeltme imkanım olur.

      Bu hikayede bolca hata olabilir sebebi de şu:
      Düşman Aşıklar'ı çok önceden Wattpad hikaye sitesinde yazmıştım; orada yavaş yavaş, günlere bölerek, acele etmeden yazdığım ve yazdıktan sonra yine hafta içinde kontrol ettiğim için hata az olurdu. Yine de dalgınlıkla mesela Ahmet yerine Mehmet yazdığım zaman okurlar hatırlatır ve sevinir, teşekkür eder, düzeltirdim. İsim karışıklığı kötü bir şey çünkü.

      Bu yıl hükümet Wattpad sitesini yasaklayıp, kapatınca, yeniden bloğuma kopyala-yapıştır yapmak istedim. (Hikayeyi yarım bırakan okurlar üzülmesin diye) Wattpad'a da giremediğim için (yasaklı ya) çok eskiden pc' de Word dosyasında belgelere kaydettiğim şeklinden kopyala yapıştır yaptım.

      O ara kendi evimde de değildim, misafirdim kız kardeşimde, yani sessiz bir ortam değildi, kedi var, iş, güç var, tık tık tık oturup yazı yazmak olmuyor, bir yandan sohbet ediyoruz filan...inanır mısınız neredeyse 3, 4 paragrafı iki kez yapıştırmışım! Okurlar için çok kötü bir şey bu..Allah'tan Nazlıcığım hatırlattı da düzelttim. Sonradan kopyala-yapıştır yapınca, misafirlikte pek kontrol da edemeyince daha çok yanlış vardır. Ben de en baştan başlayıp bir kontrol etmek istiyorum zaten. Siz de hatırlatırsanız sevinirim.

      Evet, yapımcılara ulaşmak gerekiyor. Çok yere postayla, e- postayla, sosyal medya yoluyla bile baş vurdum ama bu sektör tanınmamış, sektörün içinde olmayan yazarlara kapısını kapatıyor, İstanbul'dayken telefonla randevu almak istediğim yapım şirketleri randevu bile vermediler. Yani tanınmış bir yapımcının, yönetmenin filan akrabası, komşusu, dostu olacaksınız...yoksa zor. Bir umut kitabımdan, buradan bir yapımcının tesadüfen okuyup, keşfetmesi ama o da bilemiyorum olur mu, olmaz mı....

      Çok teşekkür ediyorum.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
    4. Merhabalar.
      Cevab-i yorumunuz için ben teşekkür ederim.
      Selam ve saygılar.

      Sil
    5. Rica ederim Recep Abi,
      Selamlar, saygılar.

      Sil