26 Temmuz 2024 Cuma

DÜŞMAN AŞIKLAR 36 - ŞANTAJ

Sosyete Çiğdem'in ise aşıkları ayırmak için kaybedecek zamanı yoktu. Hemen gazeteye gitti. Mehmet, yeni köşe yazısını hazırlıyordu; Serap da dikişlerinin alınması için annesiyle hastaneye gitmişti. Özgür ortalıkta değildi. İçeri girip kapıyı arkasından kapattı. Tam karşısındaki odada, Serap'ın asistanı Asuman, uğursuz kadından işkillenip çaktırmamaya çalışarak ikisini gözetlemeye başladı.

Neler konuştuklarını duyamıyordu ama kadının Mehmet'e bir dosya verdiğini ve genç adamın okurken kaşlarını çattığını gördü. Sonra tartışmaya başladılar. Mehmet yumruğunu masaya indirdi. Duymak için can atıyordu. Kulak verebilse şunları işitecekti:

"Bu bilgileri boşuna getirmedin herhalde. Ne istiyorsun Çiğdem? Para olamaz, yeterince zenginsin. Gazetede köşe yazarı filan mı olmak istiyorsun? Önce 'de' leri, 'da' ları ne zaman ayrı, ne zaman bitişik yazacağını öğrenmen lâzım."

" Ha,ha,ha,ha! Ay! Mehmetciğim! Çok hoşsun. Ne yapayım köşe yazarlığını? İnstagram sayfamın 5 milyon takipçisi var. Unuttun herhalde ben koskoca Çiğdem'im."

"E? Ne istiyorsun?"

Paylaşmazsa ölecek budalası, elini Mehmet'in elinin üstüne koydu. Yakışıklı yazar tarantula değmiş gibi çekti elini.

"Ne isteyeceğim hayatım? SENİ İSTİYORUM. Benimle evleneceksin. Yoksa bunları internete yüklerim. 24 saat içinde duymayan kalmaz. Nil hanımı öldü sanan o adamlar da ölmediğini anlayıp hem Nil'i hem de belli mi olur Serap'ı gebertirler."

Mehmet ayağa fırladı. Yüzü pancar gibi olmuştu, yanağı seğiriyordu.

"Manyak mısın sen? Bu kadar mı düştün? "

Kadın da ayağa kalktı.

" Hayır, seven ve kıskanan bir kadınım. Sana bir hafta mühlet. Düşün, taşın. Cevabın 'hayır' olursa, dediğimi yapmakta bir saniye tereddüt etmem."

"Defol git! Alçak!"

"Şştt...duyacaklar hayatım!"

diyen Çiğdem gidince, Mehmet, camı, çerçeveyi indirecekti ama ofiste olay çıkartmak istemedi.

Özgür de o sırada kafeteryadan geldi, Çiğdem'in gittiğini görünce, odaya girdi.

"Abicim? Yüzün mahkeme duvarı gibi.

"Gel benle Özgür, burada konuşmayalım."

*****

Mehmet, Özgür'ü de alıp, arabasına atladığı gibi deniz kıyısına gitti. İnsanlar koşuyor, yürüyüş yapıyor, köpeklerini gezdiriyordu. Büfeden kendisine ve kankasına iki kahve aldı. Kafein beyni açar belki bir çözüm bulurdu. Yakışıklı adam anlattıkça, Özgür, saçını, başını yoldu. Dosyaya da göz attı; kuşkuya yer bırakmayacak kadar gerçekti.

"İşte böyle."

"Yandık! Abicim bu kadın bildiğin Karanlık Taraf*'a geçmiş."

"Aynen, Sith Lord*u olsa bu kadar kötü olur."

"Bir çözüm bulmamız lâzım ama aklıma gelmiyor. Kafam durdu. "

"Koruma tutsanız. İkiniz evlenince, 24 saat nöbet tutarlar. Kimseyi yaklaştırmazlar.."

Mehmet, derin bir nefes verdi

"Ben de düşündüm ama Serap'tan söz ediyoruz, bu kız evde oturup dantel ören, lahana sarması yapan biri değil, belayı mıknatıs gibi çekiyor. Daha yeni kurşunlandı. Sürekli kontrol edemem. Bir punduna getirip kırmızı ışık yandığında arabasını çapraz ateşe tutsalar? Gazetede çekip vursalar?"

"O da doğru."

" Çiğdem'le evleneceğim."

"Yapma kanka gözünü seveyim yapma. Kendine de, Serap'a da yazık etme. Hem kıza ne diyeceksin?"

"İşte seni o yüzden çağırdım bir şey bulmamız lâzım. Öyle bir şey ki, hem üzülmesin, hem de kuşkulanmasın. "

Özgür, eli çenesinde, sol, sağ, yukarı, aşağı gezindi, durdu. Mehmet de kahvesinden bir yudum aldı.

" Buldum: Bir filmde görmüştüm, işe yaramıştı."

"Söyle."

"Ben aslında gayim dersin."

Mehmet, kahveyi püskürttü.

"Özgür şimdi bir çarparım, bir de yer çarpar!"

"Kızma abicim, o filmde adam öyle deyince...:"

"Bak hâlâ konuşuyor, o'lm bu kız salak mı? İnandırıcı bir şey bulmamız lâzım."

" Hah! Buna ne dersin? Çiğdem bir paylaşım yapmış, bugün herkesin dilindeydi, kimonoyla poz vermiş, "Ben Geyşa ruhlu kadınım, erkeğimin ayağını yıkarım, feministleri hiç sevmem. Hepsi erkek düşmanı' demiş. "

"Eee?"

"E'si şu kanka: Senin köşenin adı bile eskiden 'Maço Köşe değil miydi? Düşündüm, taşındım, feminist bir kadınla yapamayacağıma karar verdim, Geyşa ruhlu biri lâzım bana dersin. Ayağımı filan yıkas..."

"Yok deve! Buna da inanmaz! 'Feminist olduğumu yeni mi öğrendin ÖKÜZ?' der, suratıma da bir yumruk atar gider."

"O zaman, gerçeği söyle. Çiğdem, şantaj yapıyor de. Seni ve anneni korumak için mecbu...."

" Düşünmedim mi sanıyorsun? Gidip Çiğdem'i vurur, paşa paşa hapis yatar."

"Offf!"

"Böyle yapmasa bile annesinin bir cinayet işlediğini, babasının öldürüldüğünü öğrenip kahrolur."

"Haklısın yaa..."

diyen Özgür, eli çenesinde düşünmeye başladı. Mehmet de başını ellerinin arasına almış, yerdeki pembe - gri kilit taşlarının desenlerini ezberliyordu. On beş dakika sessizlikten sonra Özgür ayağa fırladı.

"BULDUM! Yeminle, bu sefer BULDUM kanka. Yalnız yardım gerekiyor, ekip işi olacak. Yoksa inanmaz."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder