"Şşşttt! Merak etme anne şey filan olmadım! Delirmedim de. Göründüğü gibi değil, anlatırım bir duş alıp, şunları çöpe atayım geliyorum."
"Ay! Çok şükür! Baban görse kalpten giderdi. Uyuyor Allah'tan. Ben Dost'un havlamasını duyup inmiştim. Tamam çocuğum sen çık yukarı, ben de bir bardak su içeyim. seni öyle görünce ŞOKE OLDUM VALLA! Ay! İyi kalpten gitmedim! Sahi karnın aç mı çocuğum? Sana bir şeyler hazırlayayım mı?"
Mehmet banyoya girerken,
"Aslında açlıktan ölüyorum anne bir sandviç yaparsan çok hora geçer. Sağol!"
dedi. Az sonra olan biteni annesine anlatıyordu.
"İşte böyle. Serap'ı birazcık daha gördüm ya! Nefesim kesildi. Onsuz ne yapacağım ben?"
"Dur bakalım oğlum. Gün doğmadan neler doğar. Bence siz ikiniz birbiriniz için yaratılmışsınız. Seninle bu kadar çok didiştiğine göre kesin seni seviyor. Yoksa her dediğine 'he, he' der geçerdi."
Onlar ana-oğul dertleşirken, 007 Şerafettin, eline geçen büyük fırsatı kaçırmasına kahroluyordu.
"Lan! Kimdi o çirkin travesti? Hangi ünlü tuttu acaba? Lanet olsun! Kahretsin! Maaşıma zam da gitti! Hayallerim de! Sakın Mehmet Foçalı tutmuş olmasın? Yoksa sevgilisinden ayrılan You Tube ünlüsü ile evli adamı da görüntülemiştim onlar mı tuttu?"
diyordu.
Serap ile Asuman'ı da uyku tutmamıştı. Birbirleriyle yazışıyorlardı:
"Serap abla bu gece Mehmet Foçalı'yı azarlarken için için kan ağladığını bir tek ben biliyordum. Nasılsın şimdi?"
"Sorma Asucuğum, arabadan indik diye beni fırçaladı ya, ah dedim şimdi beni alsa sırtına atsa ve....."
"Ve mağarasına mı götürse Serap abla?...."
diye soran Asuman kahkaha atan adam emojileri koymuştu.
"Allah da seni güldürsün Asu! Mağarasına değil ama en yakın nikah dairesine götürse hoşuma giderdi. Of! Bu işin sonu ne olacak bilmiyorum. Ona aşık olduğumu anlamamalı."
"Var ya, Serap abla bu dünyada gördüğüm en zor ama en güzel aşk macerası sizinki. Sana öyle bakıyor ki, bir erkek sadece aşık olduğu kadına öyle bakar. Beyaz Dizi'lerde bile böyle aşk görmedim ben. Sonunda ya onu seni, ya da sen onu öldürmezsen tabii. Hihihihi."
Velhasıl, Serap da, Mehmet de için için yanıyor ama inatlarından söyleyemiyorlardı.
Ertesi gün hem Serap, hem Mehmet, hem de iki gazetedeki tüm çalışanları ŞOKE edecek büyük bir sürpriz olacaktı. Bu sürprizle birbirlerini her gün görmek zorunda kalacaklarını bilmiyorlardı. Sosyetik Çiğdem ise ismi "SE" ile başlayan kızı bulmak için elinden geleni yapacaktı.
İstanbul'un eski ve ünlü kitapçılarından biri olan Gençlik Kitabevi, Serap'ın ilk kitabının imza günü için hazırdı. Girişte kocaman bir
"SERAP ARDA - İMZA GÜNÜ"
panosu vardı. Kapının önü çiçek bahçesi gibiydi ve uzun bir okur kuyruğu vardı. Sırada bekleşenler ağırlıklı olarak kadın okurlardı. 13 yaşında genç kızlar da vardı, 70 yaşında teyzeler de. Birbirlerini hiç tanımasalar da aralarında sohbet ediyorlardı.
"İnanır mısınız? Üşenmedim, ta karşıdan geldim. Vapur, otobüs. Bu kadının köşe yazılarına bayılıyorum."
"Ben de Pendik'ten geldim. Hastasıyım. Parti kur oy verelim diye yazıyorum Twitter sayfasına."
"Ha,ha,ha. Valla öyle. Acaba gerçekten Mehmet Foçalı'nın yazdığı gibi biri mi?"
" Bilemiyorum. Gerçi sayfasında sık sık 'Erkekler için kıllarımızı almak zorunda değiliz' diyenleri destekliyordu."
"Hmm...haklısınız. Öyle yazdığına göre kendi de almıyordur. Almasın ya! İsterse dünyanın en çirkin kadını olsun. Köşe yazıları yeter. Geçen Süfrajet diye bir yazı yazmış. Hiç bilmediğim bir şey. İlk kez duydum. Allah! Allah! Nedir bu "Süfrajet? Yenilir mi? İçilir mi?" dedim. Müthişti. Meğer dünyada feminist hareketin tarihçesi ne ilginçmiş. Bir solukta okudum. "
"Ben de hatırlıyorum o yazısını. Ufkumu açan bir makaleydi."
"Eee? Saat 14.00. Hani imza bu saatte başlayacaktı?"
"Valla bilmem ki....ayaklarıma kara sular indi beklemekten. "
Tam o sırada, beline kadar inen, boya değmemiş sarı saçları, güzel yüzü ve 110 santimlik biçimli bacaklarını meydana çıkartan, desensiz, düz mavi mini bir elbisesiyle, uzun boylu bir kız, içeri girdi. Girmesiyle, tüm başlar ona döndü.
"Kim bu ayol? İsveçli filan mı?"
"Kesin İsveçlidir."
"Bence Rus."
gibi fısıltılar duyuldu. Tahminlere sebep olan güzel kız, BİZ KADINLAR, SİZ ERKEKLER isimli kitapların üst üste konduğu masaya geçince, kalabalığın üzerine önce bir sessizlik çöktü. Sonra
"Aaaaaaaaaaaaa!"
diye bir uğultu geldi. Serap, bıyık altından güldü. İlk sıradaki kadının ağzı açık kalmıştı. Kitabı ona uzatırken Serap kendisi kadar tatlı sesiyle
"İsminiz?"
diye sorarken, sıradakiler, "çıt - çıt - çıt" resim çekiyordu. Anında fotoğraflar sosyal medyaya düştü ve "#SERAP ARDA etiketiyle Twitter'da olay oldu. Gelen yorumlardan bazıları şöyleydi:
"Kız kurusu cadaloz beklerken, İsveç güzellik kraliçesiyle karşılaştık!"
"Mehmet Foçalı'nın twitter sayfası mosmor olmuş adam emojileriyle doldu."
"Dünyanın en güzel feministi!"
"Serap Arda, güzelliğiyle herkesi büyüledi."
"Bu kadınsa ben neyim? Ben kadınsam bu ne?"
"Allah'ım sanırım Serap Arda'ya aşık oldum."
"Mehmet Foçalı, özür dile!"
Bazı okurlar bir erkeği nakavt eden kadın boksör gif' leri koymuştu. Mehmet'in annesi kızın resimlerini görünce ağzı kulaklarına vardı.
"Oy! Oy! Oy! Mehmet'imin dediği kadar varmış. Kız değil afet! Ah! Oğlum! Sen bu kıza çirkin dedin diye iyi Allah seni taş yapmamış! Ah! Ah! Umarım seni affeder! Böyle gelinim olsun, bir milyon borcum olsun. " dedi.
O gün, Serap kitap imzalamaktan bitap düştü. İlk baskı anında tükendi ve bir rekor kırıldı. Yayınevi memnun, gazetenin göbiş patronu memnun, Serap memnun, milyonlarca takipçisi mutluydu.
Mehmet ise sayfasına yazılan iğneli yorumlara, alaylara, küfürlere, mor adam emojilerine değil Serap'ın boy boy fotoğraflarına bakıyordu. "Sanırım Serap Arda'ya aşık oldum" tivitini görünce, süper kahraman olup, kim yazdıysa ışık hızıyla yanında bitip, ağzını burnunu kırmayı hayal etti.
Gündüzü, gecesi, her anı Serap'ı düşünmekle geçiyordu.
"Allah'ım! Sen konuyu biliyorsun! Amin!"
dedi. Sonra da erkek adam gerektiğinde özür dilemesini bilmelidir diyerek Twitter'da
"Tamam. Haklısınız. Çok güzelmiş. Mosmor olduğumu kabul ediyorum. Başta huysuz feminist Serap Hanım olmak üzere siz takipçilerinden ve hayranlarından çok özür diliyorum. Ama çok güzeller de erkek düşmanı olabiliyor. Yani çok güzel bir cadı."
yazdı. Bu tiviti, yeni bir tartışma başlattı ama çoğu okur özürden memnundu.
BÖLÜMLER
Bence bu tavrıyla Serap'tan da bir olumlu puan almıştır. Her gün birbirilerini görecekler demek ki. Yoksa gazeteler mi birleşecek, meraklanıyorum. Bakalım kim önce şapkasını eline alacak, kimin egosu aşkına galip gelecek önce :)
YanıtlaSilAaa! Valla Jedi gibi sezgileriniz var :)))))
Sil