3 Ağustos 2024 Cumartesi

DÜŞMAN AŞIKLAR 47 - YILIN DÜĞÜNÜ

Kız isteme faslından bir ay sonra internet "Yılın Düğünü" haberiyle çalkalanıyor, "Düşman Aşıklar Evleniyor" diye manşet atıyordu.




Son hazırlıklar yapılmıştı. Piyanist, Düğün Marşı ve Moonlight Serenade'in de yer aldığı partisyonu piyanonun üstüne yerleştirir, solist kız mikrofona tık- tık vururken, nikâh memuru gelmek üzereydi. Az sonra karı-koca olacak çift, kuşların ölümüne sebep olduğunu, kedi ve köpekleri de çok korkuttuğunu bildiklerinden havai fişek istememişlerdi.

Papatyadan taç takmış Serap'ın nedimesi Eylül, kabarık etekli prenses elbisesiyle havasını atıyordu. Bir içim su gelinin şahidi Asuman,  bekar kızların iç çekmesine sebep olan yakışıklı savaş muhabirinin şahidi ise kankası Özgür'dü.

"Ablacığım ayakkabının altına ismimi yazdın değil mi?"

"Yazdım Asucuğum merak etme."

Aşıklar, nikâh için hazırlanan masaya geçerken, elindeki zeytinyağlı sarmayı ağzına atmaya hazırlanan İhsan, genç garsona seslendi:

"Çocuğum, düğün bittikten sonra pastayı atmayın, ziyan olmasın, paket yapıp bana verin."

Ayşe, masanın altından kocasının ayağına tüm gücüyle bir tekme vurdu. Adam, acıyla yüzünü buruştururken bağırdı:

"Ah! Karıcığım! Ne dedim ki?"

"Allah seni kahretmesin İhsan!"

" Karıcığım ziyan ol....."

"Sus, hâlâ konuşuyor."

"Sahi yeniden ev hediyesi almamıza gerek kalmaz değil mi karıcığım? Hani borcam getirmiştim ya?"

" Bayılacağım sus!"

 Nikâh memuru tam

" Siz, Serap Arda...."


derken, karnı burnunda, otuzlu yaşlarında bir kadın salonun tam ortasına geldi. Kocaman karnını sıvazladıktan sonra alkışlamaya başladı. 

"Bravo! Nikâh kıyıyorsun ha?" diye sorunca, müzik sustu. Salona bir sessizlik çöktü. Tüm gözler hamile kadına döndü.

"Beni karnımda bebeğimle terk edip gittiğin yetmedi, bir de başkasıyla mı evleniyorsun? Hani beni çok seviyordun? Aşıktın bana?"

Bir uğultu yükseldi.

"Aaaaaaaaaaaa!......"

Mehmet şaşkınlıkla kıza bakarak

"Betül?" dedi.

"Betül yaaaa."

Serap, müstakbel eşine döndü. Mavi gözleri öfkeden laciverte dönmüştü.

"Mehmet? Bu da ne demek?"

"Aarsslwghsssss!"

"Sana iyilik yapıyorum güzelim. Mehmet Foçalı denen bu çapkına güvenmemen gerektiğini yol yakınken öğrenmiş oldun. Bugün bana, yarın sana."

Serap, öfke göz yaşları döküp, masadaki çiçeği vazosuyla birlikte yakışıklı gazetecinin kafasında kıracakken, Madam Angela ayağa kalkıp, kadının yanına geldi.

"Dur bakayım mori! Ben günde kaç yerli dizi izliyorumdur  biloooor musun?"

"Bana ne ayol?"

"Tam beş yerli dizi izloorum, hepsinde de dizinin kötü cadısı karnına yastık koyup hamileyim diyor. Endaksiii?"

Kadının yüzü sarardı, asabi bir kahkaha attı.

"Ne? A- ha- ha- ha....deli misin sen kocakarı? Şştt. N'apıyosunnn? Bırak! Çek elini! Aaayy!"

Madam Angela, panter gibi kadının üstüne atıldı, Betül, yaşlı kadını durdurmaya çalışırken, sevimli pinpon, kızın karnına bağlı sünger protezi çekip çıkarttı ve bayrak gibi elinde dalgalandırdı.

"Ohhh! Nur topu gibi bir yastığın oldu! Yaliniz kız mi, oğlan mı bilemoorum."

Kadının yüzü pancar gibi kızarırken, Madam Angela devam etti:

"Güvenlik de gelooor, karakolda anlatırsın derdini."

"Hayır! Polis çağırmayın n'olur, o kadın para verdi, benim suçum yok!"

"Hangi kadın? Göster saçını başını yolayım? Sevenleri ayırmaya çalışmak ne imis görsün."

deyince, Betül, sarı, tüllü şapka ile aynı renk uzun tuvalet giymiş; masanın altına saklanmaya çalışan Nil'i gösterdi.

"İşte şu sarı şapkalı kadın!"

Serap haykırdı:

"Anne? Bunu da mı yaptın? İnanmıyorum!"

Davetliler gülmeye başlarken, Betül, koşarak kaçtı, Madam peşinden

"Kaçma ayol bebeğini de al! İnsan doğurup terk eder mi?"

diye kıkırdıyordu.

Mehmet, zaten fazlasıyla mahcup olan Nil'e hiçbir şey demedi. Sanki az önce bu olaylar olmamış gibi nikâh memuruna devam etmesi için işaret etti. Nikâh bitip, orkestra Ay Işığını çalarken, kulaktan kulağa annenin, kızından ayrılmaya dayanamadığı için böyle bir şeye baş vurduğu yayıldı. Çekingen Fadıl, biraz kokteyl içince açıldı, Asuman'la dans etmeye bir başladı ki, tutabilene aşk olsun. Yeni bir aşk doğuyor gibiydi. Sorunsuz ve güzel geçen akşamdan sonra, yeni evliler bir haftalık balayı için Paris'e gittiler.  


6 yorum:

  1. Bu hikayeyi kitaplaştır mıydınız? Kitaplarınızı görmüştüm ama okuma fırsatım olmamıştı ailevi sorunlardan dolayı.. İnşallah bir ara okuma fırsatı bulurum, elinize emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok. Kitap olmadı. Teşebbüs de etmedim. Bu hikaye benim çok eskiden 94, 95 yılında yazdığım bir hikayedir ama en çok sevdiğim hikayemdir. Wattpad'da yazmıştım. 20.000 üzerinde tıklanmıştı. Wattpad kapatılınca, buraya aktardım. Siz de sağ olun, tabii ne zaman isterseniz.

      Sil
  2. Gerçek hayatta olsa İhsan gibilerinin davranışları güldürmez ama siz de öyle komik yazıyorsunuz ki kırılıyorum kıkırdamaktan. :))
    Madam Angela sağ olsun, o kadar dizi izliyor, anlar tabii neyin ne olduğunu. :))
    Hikayeyi okuduğum için kendimi şanslı görüyorum. İyi ki varsınız. ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın Nazlıcığım, gerçek hayatta çok sinirlenir insan böyle tiplere. İllallah der:)))ayyy çok sevindim, gurur duydum, çok teşekkürler canım, sen de iyi ki varsın ♥

      Sil
  3. Merhab.. Tekrar geldim, blogumdaki yorumlara artık cevap vermeyeceğim için, (çünkü yanlış anlaşılmalara neden olmaması için) tüm sayfalardaki kendi yorumlarımı da sildim.. Recep Hilmi Tufan kardeşimize de söyledim., çünkü onun cevabıda ortada kaldı.. Kusura bakmayın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, estağfurullah; blog sizin; dolayısıyla bu sizin bileceğiniz bir iş; kimse karışamaz ama madem öyle yorumlara kapatmanız daha pratik bir çözüm olur:)

      Sil