Cumartesi, bahçede Dost'la oynamayı özleyen Eylül'ü babaannesine bırakmışlardı. Mehmet de işteydi. Serap, karşı dairedekiler evde olmadığından alt katın zilini çaldı. Çok tedirgin bir kadın, kapıyı ancak iki santim açtı. O kadar korkuyordu ki, Serap kendisini sapık ya da hırsız gibi hissederken, kadının bir gözünün mosmor olduğunu gördü.
"Şey, merhaba, biz yeni taşındık da, aidatı ödeyecektim; yönetici kaç numarada biliyor musunuz? "
Kadıncağız, "5 numara."
deyip kapıyı hemen güzel kızın yüzüne kapattı. Serap, bunun sebebinin kabalıktan ziyade korku olduğunu düşünürken, belayı mıknatıs gibi çektiğinden, başını bu sefer nasıl bir derde sokacağını henüz bilmiyordu. Tekrar eve girdi. Akşam Mehmet'le yemek yerken bu konu aklına geldi. Eşine döndü ve
" Sahi, önemli bir şey söyleyeceğim sana: Alt kattaki komşumuzun başı dertte gibi geldi. "
"Hmmm? Yine şu ünlü sezgilerin ve gazetecilik aşkın depreşti galiba."
" Kadın korkudan kapıyı iki santim açtı, bir gözü mosmordu."
"E, kocası olacak öküzü ziyaret edeyim bir daha el kaldırmasın zavallıya."
"Olmaz; her şeyi yumruklarınla halledemezsin."
"Sen de haklısın da ne yapabiliriz ki? Şikayetçi olmazsa..."
"Off...bilemiyorum...ama içim rahat değil...."
" Zamana bırak canım, bir şey olursa o zaman düşünürüz."
"Galiba...."
O sırada kapı çaldı. Daha yeni taşınmışlarken kim olabilir diye düşünerek birlikte kapıyı açtılar. Saçları bigudilerle sarılı, ahı gitmiş, vahı kalmış 60 yaşlarında bir kadın otuz iki dişini göstererek sırıttı. Serap'a hiiiiç bakmıyor, Mehmet'ten gözünü alamıyordu.
"Ay, merhaba, hoş geldiniz, güle güle oturun. Ben karşı komşunuz Şaziye, ay bezelye konservemi açamadım da... erkek gücü istiyor. A, ha, ha, ha."
"Ay, merhaba, hoş geldiniz, güle güle oturun. Ben karşı komşunuz Şaziye, ay bezelye konservemi açamadım da... erkek gücü istiyor. A, ha, ha, ha."
Serap sinirden dudağını ısırdı, Mehmet de durumu fark etti ve rahatsız oldu.
"Eeee...."
diye gevelerken, güzel eşi
"Aşkım, sen teyzeye yardım et; ben de bulaşıkları makineye koyayım"
dedi. "teyze" sözcüğünü mahsus sarfetmişti😂 Şaziye, yüzünü ekşittiyse de doğru söze ne denirdi? Herhalde teyzeydi ve
"Ay, çok mersiii, ay resimlerdekinden de güçlü, kuvvetli ve yakışıklıymışsınız. Ay, pazulara bak Maşallah! Sizin köşenizi her sabah okurum; oradan biliyorum. "
derken, Mehmet'le birlikte karşıdaki daireye girdiler.
Yarım saat geçti, Serap bulaşıkları makineye koymuştu, Mehmet hâlâ ortalıkta yoktu.
"Allah! Allah! Bir bezelye konservesi kapağı yarım saatte açılmadı mı?"
derken, zil çaldı. Mehmet, içeri girerken, karşı komşuları
"Ay, çok mersiii Mehmetcim. Baayy!"
diyordu.
Serap, Mehmet içeri girince kaşlarını çattı.
"Hayırdır hayatım? Ne zaman "Memetciim" oldun? Ayrıca bir saattir neredesin? Kavanozu açtıktan sonra kombisini de mi tamir ettin?"
diye sordu. Kahkahalarla gülen genç adam;
"Aşkım ne yapayım? Kadın üç koca eskitmiş, vır, vır, vır, tam gideceğim lafa tutuyor, ha bire bir şeyler anlatıyor, elinden zor kurtuldum. Yoksa kıskandın mı? Ayol anam yaşında!"
"Ha, yani anan yaşında olmasa?.."
"Aşkım, aşk olsun, ahı gitmiş, vahı kalmış..."
"Yani genç, güzel olsa?"
"Hayatım günahımı alıyorsun valla salak komşu yüzünden ilk kıskançlık kavgamızı yaptık yani."
"Hmmm! Tamam, tamam ama Bismillah daha ilk günden iki komşumuz da yani....öteki hadi neyse de..."
"Bırak şimdi komşuları hazır Eylül babaannesindeyken şöyle baş başa oturalım, doğru dürüst balayı bile yapamadık ki, bir hafta göz açıp kapıyana kadar geçti."
Serap ve Mehmet el ele kanepeye geçerken tekrar kapı çaldı.
"Eğer Şaziye Hanım yine erkek gücü isteyen bir şey için geldiyse saçından tutup...."
"Dur, dur ben bakayım..."
diyen Mehmet kapıyı açınca çiçeği burnunda kayınvalidesi Nil ile burun buruna geldi.
"Anneciğim?"
"Ah, evladım. Sıkıntıdan film izleyeyim dedim ama korku filmi olunca korktum panik atağım tuttu galiba, sonra ayol ne korkuyorsun senin kızın, aslan gibi damadın var; hem de on dakika mesafede oturuyorlar dedim; koştum geldim. Yalnız kalamıyorum çok korkuyorum."
"Tabii, tabii hoş geldiniz anneciğim."
diyen Mehmet, çaresiz kadını içeri buyur etti. Çaylar, kahveler, misafir odası hazırlandı ve sonunda yeni evliler kendi, Nil Hanım kendi odasına geçti.
Ondan sonra her akşam başka bir bahaneyle Nil, kızının yanına geliyordu.
"Ah, Kuzuların Sessizliği'ni izleyeyim dedim hay bakmaz olaydım!"
"Ay çocuklar baltalı katil filmi vardı televizyonda çok korktum!"
"Kızım, kalbim çarpıyor, öleceğim galiba en azından yanınızda öleyim!"
"Sarma yapmıştım size de getirdim çocuklar, ay artık eve gidemem sizde kalayım nasılsa odam var."
diyor, üçü birlikte Shrek filan gibi komediler izliyorlardı. Bu arada Şaziye de sık sık
"Ay, Mehmetciim, benim salonun prizinden kıvılcım çıktı. Ben anlamam bir bakar mısın acaba?" veya " Ay, Mehmetciiim, bilgisayardan hiç anlamam, bir şeyler yaptım açılmıyor acaba bozdum mu?"
diyerek kapıyı çalıyordu. Sonunda Mehmet, Özgür'e şaka yollu
"Kanka bir çözüm bulmam lâzım. Kaynanam her akşam bizde! Baş başa kalamıyoruz! Ne yapsam? Nil Hanım'ı Afganistan'a, Arabistan'a götürüp dağ başında mı bıraksam?"
deyince Özgür,
"Kolayı var abicim, Nil Hanım'a bir koca bulalım. Sizi rahat bırakır"
dedi.
"Hmm? Bilmem ki ol'm öyle koca peşinde biri değil kayınvalidem, Serap duyarsa da beni boşar valla!"
diye cevap verdi. Özgür;
" Merak etme kanka, Serap yengem duymadan hallederiz. Şöyle yaşı yaşına, boyu boyuna uygun, kültürlü, efendi bir damat adayı buluruz hatta var böyle biri bizim apartmanda sen bu işi bana bırak. Konuşurken böyle "Nasılsınız mir'im, arz-ı hürmetler ederim efendim diye konuşur, Divan edebiyatı meraklısıdır. İsmi Ayhan ama kendisine Clark Ayhan denmesini seviyor. Gençliğinde Clark Gable'ye benziyormuş. İlginç biri. Bence Nil Hanım'la gayet iyi anlaşırlar"
diye yanıtladı. Mehmet'in içi pek rahat değildi ama yine de evet dedi. Bakalım Nil hanıma koca bulma işinin sonu nereye varacaktı? 😂😂😂 Ya, gözü moraran komşu? İşte onu hiç sormayın.
"Eeee...."
diye gevelerken, güzel eşi
"Aşkım, sen teyzeye yardım et; ben de bulaşıkları makineye koyayım"
dedi. "teyze" sözcüğünü mahsus sarfetmişti😂 Şaziye, yüzünü ekşittiyse de doğru söze ne denirdi? Herhalde teyzeydi ve
"Ay, çok mersiii, ay resimlerdekinden de güçlü, kuvvetli ve yakışıklıymışsınız. Ay, pazulara bak Maşallah! Sizin köşenizi her sabah okurum; oradan biliyorum. "
derken, Mehmet'le birlikte karşıdaki daireye girdiler.
Yarım saat geçti, Serap bulaşıkları makineye koymuştu, Mehmet hâlâ ortalıkta yoktu.
"Allah! Allah! Bir bezelye konservesi kapağı yarım saatte açılmadı mı?"
derken, zil çaldı. Mehmet, içeri girerken, karşı komşuları
"Ay, çok mersiii Mehmetcim. Baayy!"
diyordu.
Serap, Mehmet içeri girince kaşlarını çattı.
"Hayırdır hayatım? Ne zaman "Memetciim" oldun? Ayrıca bir saattir neredesin? Kavanozu açtıktan sonra kombisini de mi tamir ettin?"
diye sordu. Kahkahalarla gülen genç adam;
"Aşkım ne yapayım? Kadın üç koca eskitmiş, vır, vır, vır, tam gideceğim lafa tutuyor, ha bire bir şeyler anlatıyor, elinden zor kurtuldum. Yoksa kıskandın mı? Ayol anam yaşında!"
"Ha, yani anan yaşında olmasa?.."
"Aşkım, aşk olsun, ahı gitmiş, vahı kalmış..."
"Yani genç, güzel olsa?"
"Hayatım günahımı alıyorsun valla salak komşu yüzünden ilk kıskançlık kavgamızı yaptık yani."
"Hmmm! Tamam, tamam ama Bismillah daha ilk günden iki komşumuz da yani....öteki hadi neyse de..."
"Bırak şimdi komşuları hazır Eylül babaannesindeyken şöyle baş başa oturalım, doğru dürüst balayı bile yapamadık ki, bir hafta göz açıp kapıyana kadar geçti."
Serap ve Mehmet el ele kanepeye geçerken tekrar kapı çaldı.
"Eğer Şaziye Hanım yine erkek gücü isteyen bir şey için geldiyse saçından tutup...."
"Dur, dur ben bakayım..."
diyen Mehmet kapıyı açınca çiçeği burnunda kayınvalidesi Nil ile burun buruna geldi.
"Anneciğim?"
"Ah, evladım. Sıkıntıdan film izleyeyim dedim ama korku filmi olunca korktum panik atağım tuttu galiba, sonra ayol ne korkuyorsun senin kızın, aslan gibi damadın var; hem de on dakika mesafede oturuyorlar dedim; koştum geldim. Yalnız kalamıyorum çok korkuyorum."
"Tabii, tabii hoş geldiniz anneciğim."
diyen Mehmet, çaresiz kadını içeri buyur etti. Çaylar, kahveler, misafir odası hazırlandı ve sonunda yeni evliler kendi, Nil Hanım kendi odasına geçti.
Ondan sonra her akşam başka bir bahaneyle Nil, kızının yanına geliyordu.
"Ah, Kuzuların Sessizliği'ni izleyeyim dedim hay bakmaz olaydım!"
"Ay çocuklar baltalı katil filmi vardı televizyonda çok korktum!"
"Kızım, kalbim çarpıyor, öleceğim galiba en azından yanınızda öleyim!"
"Sarma yapmıştım size de getirdim çocuklar, ay artık eve gidemem sizde kalayım nasılsa odam var."
diyor, üçü birlikte Shrek filan gibi komediler izliyorlardı. Bu arada Şaziye de sık sık
"Ay, Mehmetciim, benim salonun prizinden kıvılcım çıktı. Ben anlamam bir bakar mısın acaba?" veya " Ay, Mehmetciiim, bilgisayardan hiç anlamam, bir şeyler yaptım açılmıyor acaba bozdum mu?"
diyerek kapıyı çalıyordu. Sonunda Mehmet, Özgür'e şaka yollu
"Kanka bir çözüm bulmam lâzım. Kaynanam her akşam bizde! Baş başa kalamıyoruz! Ne yapsam? Nil Hanım'ı Afganistan'a, Arabistan'a götürüp dağ başında mı bıraksam?"
deyince Özgür,
"Kolayı var abicim, Nil Hanım'a bir koca bulalım. Sizi rahat bırakır"
dedi.
"Hmm? Bilmem ki ol'm öyle koca peşinde biri değil kayınvalidem, Serap duyarsa da beni boşar valla!"
diye cevap verdi. Özgür;
" Merak etme kanka, Serap yengem duymadan hallederiz. Şöyle yaşı yaşına, boyu boyuna uygun, kültürlü, efendi bir damat adayı buluruz hatta var böyle biri bizim apartmanda sen bu işi bana bırak. Konuşurken böyle "Nasılsınız mir'im, arz-ı hürmetler ederim efendim diye konuşur, Divan edebiyatı meraklısıdır. İsmi Ayhan ama kendisine Clark Ayhan denmesini seviyor. Gençliğinde Clark Gable'ye benziyormuş. İlginç biri. Bence Nil Hanım'la gayet iyi anlaşırlar"
diye yanıtladı. Mehmet'in içi pek rahat değildi ama yine de evet dedi. Bakalım Nil hanıma koca bulma işinin sonu nereye varacaktı? 😂😂😂 Ya, gözü moraran komşu? İşte onu hiç sormayın.
BÖLÜMLER
Ne güzel akıcı bir hikaye.. Bu işte çok başarılısınız, emeğinize sağlık..
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilBizim aşıklar, çattılar yine birilerine. :)) Bir türlü huzur bulamadılar yahu. :))
YanıtlaSilYeni karakterlerin katılışları, hikayeye hem heyecan hem de süreklilik kazandırıyor. Dikkatimi çeken de her karakterin birbirinden ayrı benzersiz oluşu. Çevremizde var tabii bu karakterlerde olanlar. Önemli olan gözlem yeteneği ve sizde fazlasıyla var. Karakteri komediyle birleştirmek ise tam zeka işi. Herkes yapamaz bunu. Yürekten tebrik ediyorum sizi. ❤️
Bu güzel yorumlarınla o kadar mutlu oluyorum ki, çok teşekkür ediyorum Nazlıcığım. Okuyan gözlerine sağlık. ♥
Sil