"Acaba kahve, çay için saat kaçta arasam?"
"Şimdi arasam çok mu erken olur?"
" Acaba ne iş yapıyor? Fotomodel filan mı? Dizi oyuncusu?"
Aynı saatlerde Serap'ın yeni sekreteri, sevimli ve de tombiş Asuman, gazeteye gelmişti. Serap, içindeki patlamaya hazır volkanı birine anlatmazsa çatlayacaktı. Annesine anlatmasının pek iyi bir fikir olmadığını da bildiğinden bekledi. Asu, patrona çay, kahve götürüp, fotokopilerini çekip masasına bıraktıktan sonra, Serap, iki çay da kendileri için yapmasını istedi. Birlikte çay içerken, kıza yolda olanları anlattı.
"İşte böyle Asucuğum."
"Hiii! Serap Arda aşık! Çok sevindim senin için. Aslında tüm ülke için süper bir haber bu. Hani sen ünlü bir feministsin ve o salak Mehmet Foçalı yüzünden herkes seni erkek düşmanı filan sanıyor ya? Yani o bakımdan diyorum..."
"Biliyorum Asucuğum. Aşık olduğumu tüm dünyaya duyurunca, o geri zekalı maço bozuntusu da kıskançlığından çatlayacak!"
"Nasıl biriydi Serap abla? Gözleri ne renk?"
"Kahverengi. Saçları siyah, çok uzun boylu. En önemlisi insana güven veren bakışları vardı."
"Ayyyy! Siyah saçlı, uzun boylu ha? Tıpkı Kont Marcel gibi."
"Ne? Kont Marcel mi? Senin kont tanıdığın mı var? "
Asuman kikirdedi. Çayından bir yudum aldı.
"Yok Serap abla. Nereden tanıyacağım ki kont, mont? Beyaz Dizi, Pembe Dizi çok seviyorum. Son okudu...."
Serap sertçe kızın sözünü kesti.
"NE? Sen Beyaz Dizi, Pembe Dizi mi okuyorsun?"
Asuman eliyle ağzını kapattı. Pot kırmıştı. Karşısındaki SERAP ARDA'ydı. 2 milyon takipçisi olan, Türkiye'nin en ünlü feministi, köşe yazarı ve gazetecisiydi. Beyaz Dizi'lere düşman olduğunu sık sık köşesinde yazardı.
"Şey, Serap abla....ben biraz romantiğim de kızma n'ooluur. Kovulmadım di mi?"
"Kovulmadın ama bir daha Beyaz Dizi, Pembe Dizi okuduğunu duymayacağım. Okuyacaksan 'Erkek Egemen Dünya ve Kadınlar', "Eril Toplumun Kadına Bakış Açısı', "Toplumda Kadın Erkek Eşitsizliği" ve klasikleri filan okuyacaksın. Sen Serap Arda'nın asistanısın. Öyle yakışıklı kontlar, güzel prensesler, şatolarda geçen romantik aşk maceralarıyla kafanı doldurmanı istemiyorum."
"Tamam Serap abla. Söz."
diyen Asuman, Serap görmeden, fermuarı açık çantasının içindeki "VAHŞİ SEVGİLİ" isimli bir Beyaz Dizi kitabını saklamak için iyice tıkıştırıyordu. Zavallıyı ter bastı. Sonunda çantasının fermuarını kapatıp derin bir oh çekti. Serap görmemişti.
Serap
"Acaba ne iş yapıyor? Çok merak ediyorum. Bu arada ona gerçek ismimi söylemedim henüz. Beni Ayşe diye kaydetti."
"A? Niye ki?"
"Niye olacak Asucuğum? Birdenbire ünlü biriyle tanıştığını bilsin istemedim. Beni, ben olarak sevmeli. Ünlü biri olduğum için değil."
"Haklısın. Çok doğru. Bu aklıma gelmemişti."
Mehmet Foçalı'nın da aynı sebepten kıza kendini "Ahmet" diye tanıttığının farkında değillerdi. Serap, Asu'ya
"Ay! Artık arasın beni. Aklımı işe veremiyorum."
derken, telefonu çaldı. Ekranda "Ahmet" yazıyordu. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı.
"Ay! Bu o! Arıyor!"
"Aç hadi Serap abla! Ay, ben de heyecanlandım."
Telefonda, Mehmet, Ayşe sandığı can düşmanı kızı, ikisinin gazetesine de eşit uzaklıktaki popüler bir mekânda bir şeyler içmeye davet etti. Kız, buluşmayı kabul edince zıplayan Mehmet'in kafası neredeyse tavana değecekti. Özgür'e sordu:
"Nasılım kanka?"
"Her zamanki gibi çok yakışıklı ve karizmatiksin abiciğim. Sahi çiçek almayı unutma."
"A! Doğru söylüyorsun. Beni Serap Arda uyuzunun yazdığı gibi ilk insan sanmasın. Hemen çıkayım o zaman, daha çiçekçiye uğrayacağım."
Serap da, Asuman'a döndü:
"Nasıl görünüyorum?"
"Başlar döndürüyorsun Serap abla. Var ya senin kadar güzel olsam feminist köşe yazarı değil fotomodel olurdum."
"Hiç duymamış olayım Asuman! Kadın bedeni erkekler için bir obje değildir. Erkeklerin oyuncağı hiç değildir."
"Boş bulundum Serap abla kusura bakma. Haklısın."
"Ben dönene kadar sana ev ödevi: Şu kağıda yüz kere 'Ben feministim, erkeklerin oyuncağı değilim." yazacaksın. Gelince bakacağım."
"Tamam Serap abla."
"Ne? Kont Marcel mi? Senin kont tanıdığın mı var? "
Asuman kikirdedi. Çayından bir yudum aldı.
"Yok Serap abla. Nereden tanıyacağım ki kont, mont? Beyaz Dizi, Pembe Dizi çok seviyorum. Son okudu...."
Serap sertçe kızın sözünü kesti.
"NE? Sen Beyaz Dizi, Pembe Dizi mi okuyorsun?"
Asuman eliyle ağzını kapattı. Pot kırmıştı. Karşısındaki SERAP ARDA'ydı. 2 milyon takipçisi olan, Türkiye'nin en ünlü feministi, köşe yazarı ve gazetecisiydi. Beyaz Dizi'lere düşman olduğunu sık sık köşesinde yazardı.
"Şey, Serap abla....ben biraz romantiğim de kızma n'ooluur. Kovulmadım di mi?"
"Kovulmadın ama bir daha Beyaz Dizi, Pembe Dizi okuduğunu duymayacağım. Okuyacaksan 'Erkek Egemen Dünya ve Kadınlar', "Eril Toplumun Kadına Bakış Açısı', "Toplumda Kadın Erkek Eşitsizliği" ve klasikleri filan okuyacaksın. Sen Serap Arda'nın asistanısın. Öyle yakışıklı kontlar, güzel prensesler, şatolarda geçen romantik aşk maceralarıyla kafanı doldurmanı istemiyorum."
"Tamam Serap abla. Söz."
diyen Asuman, Serap görmeden, fermuarı açık çantasının içindeki "VAHŞİ SEVGİLİ" isimli bir Beyaz Dizi kitabını saklamak için iyice tıkıştırıyordu. Zavallıyı ter bastı. Sonunda çantasının fermuarını kapatıp derin bir oh çekti. Serap görmemişti.
Serap
"Acaba ne iş yapıyor? Çok merak ediyorum. Bu arada ona gerçek ismimi söylemedim henüz. Beni Ayşe diye kaydetti."
"A? Niye ki?"
"Niye olacak Asucuğum? Birdenbire ünlü biriyle tanıştığını bilsin istemedim. Beni, ben olarak sevmeli. Ünlü biri olduğum için değil."
"Haklısın. Çok doğru. Bu aklıma gelmemişti."
Mehmet Foçalı'nın da aynı sebepten kıza kendini "Ahmet" diye tanıttığının farkında değillerdi. Serap, Asu'ya
"Ay! Artık arasın beni. Aklımı işe veremiyorum."
derken, telefonu çaldı. Ekranda "Ahmet" yazıyordu. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı.
"Ay! Bu o! Arıyor!"
"Aç hadi Serap abla! Ay, ben de heyecanlandım."
Telefonda, Mehmet, Ayşe sandığı can düşmanı kızı, ikisinin gazetesine de eşit uzaklıktaki popüler bir mekânda bir şeyler içmeye davet etti. Kız, buluşmayı kabul edince zıplayan Mehmet'in kafası neredeyse tavana değecekti. Özgür'e sordu:
"Nasılım kanka?"
"Her zamanki gibi çok yakışıklı ve karizmatiksin abiciğim. Sahi çiçek almayı unutma."
"A! Doğru söylüyorsun. Beni Serap Arda uyuzunun yazdığı gibi ilk insan sanmasın. Hemen çıkayım o zaman, daha çiçekçiye uğrayacağım."
Serap da, Asuman'a döndü:
"Nasıl görünüyorum?"
"Başlar döndürüyorsun Serap abla. Var ya senin kadar güzel olsam feminist köşe yazarı değil fotomodel olurdum."
"Hiç duymamış olayım Asuman! Kadın bedeni erkekler için bir obje değildir. Erkeklerin oyuncağı hiç değildir."
"Boş bulundum Serap abla kusura bakma. Haklısın."
"Ben dönene kadar sana ev ödevi: Şu kağıda yüz kere 'Ben feministim, erkeklerin oyuncağı değilim." yazacaksın. Gelince bakacağım."
"Tamam Serap abla."
BÖLÜMLER
Evet bir gün ara ile hikayeye geri döndüm; büyük konuşan Serap Arda gerçeği öğrenince ne yapacak bakalım :) Keyifle okuyorum. 🌺 Şahane bir kaleminiz var.
YanıtlaSilHoş geldiniz :) sefalar getirdiniz. Benim deli aşıklarıma böyle güzel yorumlar geldiğini görünce çok mutlu oluyorum. Çok severek yazmıştım bu hikayeyi sanırım sırrı o:) çok sevince, okura da geçiyor hissi. Okuyan gözlerinize sağlık. Çok teşekkür ediyorum. 🙏
Sil